Kozmetik mi? Dermokozmetik MD mi?

Hayatı öğrendiğim üç kelime ile özetleyebilirim:

‘’hayat devam ediyor’’  demiş, Robert Frost

Çok da doğru söylememiş mi?

Herkese mutlu günler dileyerek başlamak istiyorum bu yazıma. Malum hala pandemi sürecindeyiz ve hepimiz görüyoruz ki bu durumu daha da uzunca bir süre yaşamaya devam edeceğiz. İnsanoğlunun en büyük, kötü mü? iyi mi? olduğuna çok da karar veremediğim özelliği, alışmak. Maşallah her şeye çabuk alışıyoruz. Coronaya da resmen alıştık. Elbette ki çaresizliğimiz ve hastalık karşısındaki acizliğimiz de bizi bu duruma sevk ediyor. Keşke hiç olmasaydı! Ancak, böyle ölümcül bir virüs ortaya çıktı ve hayatımızı tüm Dünya’yı İnsanlığı etkisi altına aldı, hepimizin elini kolunu bağladı. Öte yandan hayatı da durduramıyoruz, yaşam devam ediyor ve biz yaşayanların hayatına devam edebilmesi için çalışması üretmesi ve tüketmesi gerekiyor.  Devamlı suretle şikâyet ederek yaşayamayacağımız da ortada. Ne zaman? Nerede? yakalanacağımız ne şekilde süreci tamamlayacağımız belli olmadığına göre, hiç olmayacakmış gibi hayata sımsıkı bağlı yaşamaya ve umutlu olmaya , moralli olmaya çalışırken her an kapabilirmişiz gibi (ki öyle de bazıları kapmayacak gibi davranıyor) tedbirlerimizi alarak bu süreci geçirmeye çalışmalıyız. Ben de öyle yapıyorum.

İstatistiklerin söylediği bir gerçek var, Dünya da ne zaman, ekonomik kriz, savaş, yokluk, kıtlık, hastalık  vb. olumsuzluklar baş göstersin, bir şeyler yolunda gitmesi, hemen ekonomik dengeler  değişiyor ve çok ilginç ki kozmetik satışları patlama yaşıyor. Bunun sebebini şöyle açıklıyorlar; ‘’ekonominin merkezinde kadın var, para akışının çoğu onların üzerinden dönüyor. (bu çok yönlü ve derin bir konu üzerinde şuanda durmak istemiyorum) bu sıkıntılı süreçle baş etmeye çalışan kadın, saçıyla, başıyla cildiyle daha çok oynamaya başlıyor ve belki kendini iyi hissettirmeye çalışarak moralini yüksek tutup güçlü olmaya ayakta kalmaya çalışıyor ‘’şeklinde yorumlanıyor. Günümüzdeki sıkıntılı süreç de aynı şekilde geçiyor. Yani kozmetik ve dermokozmetik ürünlerin satışında ciddi bir artış var.

Ben gene de tüm gözleri kadınların üzerine çevirmek konuya oradan devam etmek istemiyorum. Günümüzde erkekler de kadınlar kadar, kişisel bakımlarına özen gösteriyor ve estetik için para harcıyor, kadınlar kadar ilgili ve iyi tüketiciler. Sonuç olarak toparlarsak, talep arttıkça arz da artar ve bu durumdan nemalanmak isteyen pek çok insan ve kurum oluşur. Biraz bu konulara değinmek ve bazı püf noktalarına dikkatlerinizi çekmek istiyorum.

Konumuz cilt ve vücut bakım ürünleri. Güzel bir alt başlık olduğunu düşünüyorum .

Geçmiş zamanlarda olduğu gibi günümüzde de insanlar cildini korumak, temizlemek, nemlendirmek, beslemek, güzelleştirmek ve gençleştirmek için bir çok ürün kullanmaktadır.

Bu serüvenin tarihi neredeyse insanlıkla yaşıt. İnsanoğlu bitkilerin, köklerini, çiçeklerini, saplarını, yapraklarını, meyve ve tohumlarını kullanılarak tek tek ya da karıştırarak farklı yöntemlerle elde ettikleri yağ ve özleri, tek başına bazen de kil, bal, süt, su gibi malzemeler ile karıştırarak yüz ve vücut ürünü haline getirip kullanmışlardır. El ile ilkel şartlarda hazırlanan bu karışımların reçeteleri  nesilden nesile  aktarılmıştır. Gelişen teknoloji ile birlikte bu reçeteler yenilenmiş ve sonunda kutulanabilen,  bu kutularda uzun süre kalabilen ürünlere ve sonunda bugünkü kozmetik denen kocaman bir sektöre dönüşmüştür.

Günümüzde kozmetikler ana olarak ikiye ayrılır. Kozmetik ve dermokozmetik (MD).

Bu iki grubun üretim süreci aynıdır, içerikleri farklıdır.

Kozmetikler; kozmetik mağazalarında, eczanelerde, parfümerilerde, internet üzerinden e-ticaret sitelernde satılabilen, herkesin rahatça ulaşabileceği, satın alabileceği ürünler olup,  herkes tarafından güvenle kullanılabilen cildi koruyup, arındıran, nemlendiren, besleyen, temizleyen, koku veren, yani; temizleyiciler, tonik ve nemlendiriciler, şampuan ve sabunlar, vücut sabunları ve jelleri, peeling ürünleri, parfümler, deodorantlar, el ve ayak bakım ürünleri, güneş koruyucuları vb. çok kapsamlı bir ürün yelpazesini oluşturur. Bu ürünleri seçerken, mutlaka üzerilerini okumalıyız, üretici firma, bileşenler, kullanması sakıncalı kişiler, son kullanma tarihi, ve üretim için yasal belgeler ile ilgili bilgiler incelenmeli marka bilinirliği ve güvenliği de mutlaka sorgulanmalı bu aşamalardan sonra  satın alınarak kullanılmalıdır. Bu ürünlerden beklentiler çok yüksek tutulmamalıdır.

Dermokozmetikler; Kozmetiklerin sağladığı faydalardan daha fazlasına ihtiyacımız varsa, cildimiz ile alakalı sorunlarımız, hastalıklarımız, (akne, leke, kırışıklık, deformasyon, bazı sebeplerle gelişen lezyonlar vb. gibi) o zaman dermokozmetik ürünleri tercih etmeliyiz. Çünkü bu ürünler, laboratuvarlarda bitki özleri ve çeşitli kimyasal bileşenler ile geliştirilen özel formülasyonlar sayesinde elde edilerek tedavi edebilen cilt yapısını değiştirebilen ilaç gibi çalışan ama ilaç olmayan ürünlere dönüştürülürler. Tedavi etme ve cilt yapısını değiştirebilme kabileyetlerini, sahip oldukları teknoloji ve içindeki bileşenlerin aktif ve yüksek oranda olması sayesinde elde ederler. Bu yüzden bu ürünleri mutlaka cildinizi inceleyerek muayene edip değerlendirme yeteneğine, eğitimine ve yetkisine sahip kişilerin tavsiyesi ile almalı ve kullanmalısınız. Mutlaka kullanma talimatlarına uygun, ya da yetkilinin sizin için uygun gördüğü ve önerdiği doz ve miktarda kullanmaya çalışmalısınız. En çok karşılaştığımız sıkıntı, kişilerin fayda gördükçe uygulama biçim ve dozunu kafasına göre arttırması veya değiştirmesi yüzünden yaşanan sıkıntılardır. Bu ürünleri , dermatologlar ve eğitimli cilt bakım uzmanları uygulayabilir ve sunabilirler. Bu ürünlerin diğer bir olmazsa olmazı ise cildin yakından birebir uzman tarafından incelenerek neye? ne kadar ihtiyacı var? ne sürede kullanacak? hangi klinik bakımlar yapılacak? Gibi karar verilmesi gerekir. Bunun dışında sadece kutu bilgisi okunarak kullanılamazlar. Hatta aynı ürün farklı kişilere farklı zaman ve dozlarda kullandırılabilirler.

Bu durumda bu tarz ürünleri televizyondan, internetten, arkadaşından(onun için önerilmiş olan ürün cilt yapınız benzese bile size uygun olmayabilir), satın alması uygun olmadığı gibi cilde yarar yerine zarar verme olasılığının  yüksek olmasıdır. Otuz yılı aşkındır güzellik uzmanı olarak hizmet verdiğim bu sektörde beni en çok üzen şey maalesef bahsettiğim hatalar yüzünden sıkıntı yaşayan danışanların çektikleri. İnanın anlatmak imkansız. Hem daha fazla zaman hem de daha fazla para harcamak zorunda kaldıkları gibi  üzüntüleri de anlatılamaz. Bu duruma düşmemek için uzman kişilerden, bilindik ve güvenilir markalar ve kaliteli hizmeti düstur edinmiş firmalardan hizmet ve ürün almayı tercih etmenizi tavsiye ederim. Her şeyin bir bedeli vardır. Hammaddeler, üretim koşulları bilimsel çalışmalar vb. düşünüldüğünde, çok ucuza mucize yarattığını iddia eden ürünler ne kadar güvenilir olabilir?

Bu konuyu özellikle yazmak istedim çok fazla ürün ve marka kirliliği var! Dikkatli ve özenli olmak kendi cilt ve vücut sağlığımız için önemli.

Unutmayın! Dermokozmetik sektörünün geldiği nokta müthiş, nanteknoloji, hibrit teknoloji, liposotik taşıyıcılar, peptitler, doğal meyve, sebzelerden elde edilen organik koruyucular, tamponlanmış asitler  ve daha birçok yenilik sayesinde, lekeler, akneler, kırışıklık ve gözenekler hatta yaşlanmak kaderiniz değil. Artık gelinen noktada bu ürünler ve destekleyici teknolojik cihazlar ve uygulamalar sayesinde yaşlanmadan yaş almak çok mümkün hem de neştere gerek kalmadan. Daha fazla neler mümkün?

Kim bilir? Bekleyelim ve görelim.

Sağlıkla, güzellikle ve sevgiyle kalın. Hoşça kalın.

 

 

 

 

 

 

Yorumlar