YALINAYAK SOKRATES: KARANLIKLAR İÇİNDEN

Tiyatrolar, festival filmleri, konserler evimize gelmeye devam ediyor. Yaşadığımız çağın bize hediyesi. Usta tiyatrocu Genco Erkal da bir Youtube kanalı açtı ve oradan geçmiş oyunlarını bizlerle paylaşıyor, ilk olarak Marx’ın dönüşü geldi. 

Nazım’dan, Can Yücel’den şiirler okuyor karantina günlerini aydınlatmaya devam ediyor. Sivas 93’ü izledim gözyaşları içinde. Marx’ın Dönüş içimde hep ukdeydi. Yanlış hatırlamıyorsam lisedeydim, oyun Caddebostan Kültür Merkezi’nde oynandı ve ben sınavım olduğu için o oyuna gidememiştim.

Gençliğini korumaya devam eden üstat 82 yaşında. Ancak gözündeki parıltı, sesindeki heyecan hiç azalmıyor. Kendisini sahnede de izledim. Bu yüzden kendimi şanslı görüyorum.

Toplumcu tiyatro adına memlekette bu kadar değerli iş yapabilen başka kim var diyince, biraz düşünüyorum. Yapan vardır nadiren, kimseye haksızlık etmiyorum. Ancak 1959 yılından beri darbeler, baskılar, yıldırmalar… onun önünde duramamış ve efsanevi bir şekilde direnmeye devam ediyor hâlâ...

Levent Üzümcü, Barış Atay gibi, belki ismini şu an bilmediğim insanlar, topluluklar da var. Onlara da selam olsun. Bu koşullarda, bu baskıda, direnmek çok onurlu ve umut verici bir iş. Cesaret de, korkaklık gibi bulaşıcıdır. Cesareti bulaştırmaya karar verenlere selam olsun…

Son olarak Erkal, salgın nedeniyle uygulamaya geçirilen sokağa çıkma yasağında evde olan yurttaşlar için Yalınayak Sokrates oyununu YouTube üzerinden yayımladı.

Erkal oyunu şu şekilde anlatıyor:

“İlk kez 1985 yılında sergilenen Yalınayak Sokrates 2440 yıl öncesinden günümüze bir özgürlük ve demokrasi çağrısı getiriyor. İlk oynandığı günlerde 12 Eylül darbesinin yok ettiği demokrasimizin yaralarını sarmaya çalışıyorduk. O nedenle oyun bayağı ses getirdi, uzun süre kapalı gişe oynandı. Genel istek üzerine 1998 yılında Yalınayak Sokrates değişik bir kadroyla bir kez daha sahnelendi. Şimdi izleyeceğiniz video o zaman kaydedilmişti. Tek adam yönetimini yaşadığımız şu dönemde bakalım Sokrates bize neler söyleyecek.”

Neler mi söyleyecek?

“Bıraksaydınız da  sessiz sedasız yatağımda  ölseydim, sessiz sedasız unutulur giderdim. Ama bir insan bir dava uğruna ölmüşse, can vermişse ölümü büyük coşku yaratır, sürekli konuşulur, sürekli tartışılır…” diyecek.

“Ancak bir köleler dünyası yalanlarla yaşar. Araştırmadan, soruşturmadan yaşayacaksak, eleştirmeden yaşayacaksak, sorgulamadan yaşayacaksak yaşamaya değmez.” diyecek.

 "İktidarı tek başına elinde tutan hiç kimseye güvenilmez" der Sokrates…

Sokrates Meletos'a sorar: Gerçeğin zararlı olabileceğine inanıyor musun?

Meletos cevap verir:  “Hayır”

Sokrates yine sorar: “Özgürce tartışmanın zararlı olabileceğine inanıyor musun?

Meletos’un cevabı değişmez:  “Hayır!"

Sokrates karşılık verir: “Öyleyse sen sansüre karşısın!”

Meletos: Elbette karşıyım! Ama sana ve senin gibi düşünenlere sansür uygularım!

 Hepimiz bir arada ne kadar salak olursak demokrasi de o kadar salak olur.

Güncel o kadar detay var ki Akdeniz'deki yaşanılabilir o yer Türkiye ve Türkiye'nin nasıl modern demokrasiye dönüştüğünü hatta ve hatta otokrasiye dönüştürülerek bir ucubeye dönüştürülmek istendiğini çok net ifade ediyor. Gündemimizi saran virüsün cehalet aracılığı ile yayılması, cahil toplumların sonunun erken geleceği… Yaklaşımı ile oyun tam olarak virüsleri yaratanların iktidarlar olduğunu aktarıyor.

Ben diyorum ki evlerde otururken hep dizi, hep film, hep korona izleyeceğimize biraz da tiyatro, biraz da Sokrates, biraz da Genco Erkal izleyelim. İyi seyirler..

Yorumlar