İşte İletişim!

İletişim, bir başka dil. Diğer tüm dillerin üstünde; en yaşlıcası.

 Soru sormaktan çekiniyordum ama tüm endişe ve tedirginliğim yüzüme yansımış olmalıydı ya da o çok iyi bir gözlemciydi; hangisi bilmiyorum.

 Matematik sınavına üç gün vardı ve sadece tek bir konudan yapılacaktı; benim anlamadığım tek konudan. Bunun beni ne kadar üzdüğünü hatırlıyorum. Ağlamamak için kendimi zor tuttuğumu. Ama nefes alamıyordum sanki, dünya daralmıştı, başım dönüyor ve başka bir şey düşünemiyordum. Çünkü sınavlar önemliydi, değil mi? Hay aksi, kesin düşük not alacaktım! 

 Kararlıydım, teneffüste öğretmenimin yanına gidecektim, belki o bir şekilde yardımcı olabilirdi. Teneffüs çaldı. Öğretmen nöbetçiydi; bahçede volta atıyordu. Onu uzaktan izledim, ben de ona doğru gittim-geldim, gittim-geldim. Tekrar teneffüs çaldı; ders zilinin başlayacağını bildiren teneffüs zili.

 Son ders zili de çaldığında eve gittim. O kadar üzgündüm ki! Herkes anlamış mıydı yani konuyu? Oysa ben hiçbir şey anlamamıştım, anlamadığım bir şeyi nasıl çalışabilirdim ki? Önce zihnim mantığını kabul etmeliydi.

 İşte bu! Tabii ya... Zihnim kabul etmeli. Kalanlı bölme, sen ne kadar zor olabilirsin ki? Aynanın karşısına geçtim, kendime usulca baktım. “Tıpkı oyun oynamak gibi” dedi içimdeki ses.. “Ama.. nasıl?” dedim. Resmen kendimle sohbet ediyordum. Sohbet bir süre devam etti.

 Sınavları gözümde büyüttüğümden değil sadece elimden geleni yapamama korkusu... Biliyorum ki çalışmaktan kaçmıyorum sadece kendime yakıştıramayacağım bir durumun içine düşme korkusu belki.. Ben kendimi ‘dinleyince’ anladım. O kadar soyutlanmıştım ki daha öncesinde kendimden! Ve bir öğretmen gibi anlamadığım konuyu kendime anlattım ve sonunda anladım; tıpkı oyun oynamak gibiydi! 

 Endişelerimi, tedirginliğimi, kaygılarımı, çekingenliğimi ve hatta korkularımı gördüm; bana bunu gösteren bendim! Asıl iletişim kendimizle kurduğumuz iletişimdir. İnsanlar ancak kendileriyle sağlıklı bir iletişim başlatırlarsa, diğer insanlarla da rahat bir iletişim kurabilirler. Kendini dinlemeyen bir insan kendine yabancılaşır. Eğer biz kendimizi tanımazsak ve dinlemezsek, “iç iletişim” dediğimiz şeyi gerçekleştiremezsek, kişilik ve karakter terazisinde tutarsızlıklar görülür, iletişim kişinin kendisinde başlar.

 Çocukluktan itibaren kendinizi dinlemeye önem verin: Nelerden hoşlanıp, nelerden hoşlanmıyorsunuz, mutlu musunuz, ne yapmak istiyorsunuz, hayalleriniz neler?.. Liste uzar, gider... İletişim de sizinle birlikte doğar, gelişir ve büyür.  Diğer bireylerle iletişiminizden önce kendi iletişim problemlerinize odaklanın, sorular sormaya hep devam edin ve önce kendinizi gözlemleyin.

 Unutmayın, ‘kendini tanımak’ hayat boyu devam eder; bu süre zarfında kendinize hep ‘açık’ olun. 

 

Yorumlar