Hayatım(ız) PR

 En basit bir işi dahi yaparken avaz avaz bağıracaksın ki herkes duysun. Sloganımız artık, “Az laf, çok iş!” değil.

 Ne çok konuşuyordu, oysa benim hep söyleyemediklerim daha çoktur. O, konuşmaya başladığında saat üçü çeyrek geçiyordu, bitirdiğinde ise saate bakamayacak kadar yorgundum. 

 Ballı bir dedikoduyu dinlerken hani her detayını tek tek isteriz ya, işte öyle anlatıyordu kendini; tek, tek ve nefes almadan. 

 Sonunda bitirdiğinde ise çok bariz bir şekilde güzel şeyler duymayı bekliyordu. Bir an kendimi onun yerine koydum  ama bu düşünce dahi beni yordu. Empati yapmak değildi mesele... Mesele; onun gibi biri olmak. 

 Oysa o kadar doğru ilerliyordu ki eğri yolda. Tamam, belki bana cazip gelmiyordu ama o bu yolda en azından ilerleyebiliyordu. 

 Sonunda geriye dönüp, baktığımda kendime ne çok şey kattığımı gördüm ama acaba yolun neresindeydim? Ucunda mı, ortasında mı, başlangıcında mı, sonunda mı; neresinde?

 Ama sonra anladım; herkesin yolu farklıdır. Herkes kimi, nerede isterse orada görür. Hırslarımız, egolarımız, taht savaşlarımız olmamalı tüm mesele. Sen nerede mutluysan, nasıl huzurluysan… Elbette bazen görünmez olacaksın, çoğu zaman seni baskılamak isteyecekler ama kime ne fayda? Mutsuz olmak, mutsuz etmek kadar asla üzemez beni. Kısaca, çocukken yetiştiğim üzere, annemin sözleri hala kulağımda: “Aman sen kimseyle kötü olma da...”

 İçime atacağımdan değil, asla! Dinleyen herkesle konuşurum. Ama biz her zaman konuşmayı daha çok sevdik, dinlemeyi değil. Doğallığımdan ve samimiyetimden ödün vermeden, kendim olmaktan vazgeçmeyeceğim. Vazgeçemem ki zaten, biliyorum. Yani ben avaz avaz bağıranlardan değil ama bir işi hakkıyla yapanlardan olarak, sadece kendimi tatmin ederek, en büyük motivasyon kaynağımı buluyorum. Bu hep böyle oldu ve biliyorum ki böyle de olacak. Her kalıp, herkese uygun değil; istisnalar hep vardır. Ben istisna olmaya uğraşmadan, nasılsam işte oyum; rol yapmadan, kendi entrikalarımı oynamadan...

Nerede, nasıl mutlu ve huzurluysan öyle davran; kendin ol. Başta çok zorlanacaksın. Evet, kendin olmak zor gelecek, kendini anlatmak da, göstermek de... Ama bir süre sonra yani zamanla seni tanıyacak ve olduğun gibi kabul edecekler. Bırakın başkaları ne düşünürse, ne yaparsa yapsın. Siz taklitçi olmayın, hayata tutunmanın yolu bu değil: Özgün olun, özgür olun! Kendinizi belli kalıplara sokmadan, tüm samimiyetinizle, doğal yoldan başaracağınıza inanın.

 

Yorumlar