SABIR PSİKOLOJİSİ KARŞISINDA NEFİSLERİN (Benliklerin) DAVRANIŞLARI

 ‘’ Nefsin elinde muazzam bir Sabır kuvveti vardır. Şu ân’a kafi gelir. İnsan ruhundaki sabır kuvveti, şu an verilen her türlü derde, acıya, kedere, sıkıntıya, üzüntüye dayanmaya yeterlidir. ’’ ‘’Ama insan sabır kuvvetini sağa –sola / geçmişe-geleceğe... dağıtıyor. Hazırda bir kuvvet kalmıyor ‘’

 İnsandaki sabırsızlık, nefsin sabırsızlığındandır / Nefsin Allah tanımazlığındandır !

 Bilinçsiz –Şuursuz Nefis( Sahipleri ) :

 Sabırsızdır , Hata kabul etmez, Kusur kendisinde görmez , Kendisinde eksiklik görmez, Yenilgi karşısında başkalarına öfkeli,başkalarını suçlayıcıdır.

En ufak sıkıntıda dağılır, en ufak yaptığı işte yorulur ve onu büyütür . Her şeye alınır . Her doğru söz karşısında savunmaya yada söz sahibini alaşağı etmeye çalışır çünkü bu sırada nefsine ağır gelir gerçeklerle yüzleşmek.

 REDDETTİĞİ NE VARSA KENDİSİNDE VAR OLAN GERÇEK yüzünden bir yüzüdür.

Lakin o Nefsini kendisine Hükümdar ettiğinden , O’na karşı gelen her kim ve her neyse karşı savunmaya geçer. Doğruluk tarafını görmek istemez. Bir yüzü hep gizlidir diğerlerine ama bilmez ki gizli ve açıkta ne varsa herşeyi bilen ve bildiren  ALLAH , onu yine kendisiyle konuşturur. 

Savunmaya geçen işte Nefis’tir ,Ego’dur, Benlik dir... Ego Hakimiyet üstüne hakimeyet kurmak ister. Terbiye olmadan uslanmaz. Terbiye olmadan Sabrın asıl kuvvetine erişemez. Onun sabrı sürekli taşar,sürekli akar, sürekli sızar. Oysa sızan ,taşan ...nefsin şuursuzluğundan çıkan yüksek seslerdir. Bu sabrı yanlış yere dağıtmaktır  .

O yüzden her kelleden çıkan sese, her maddeden gelen zarara, her mal’dan gelen kayıba,... karşı  dağılırlar !!! 

 Oysa SABIR, Tevhid bayrağı altında kalbi, nefsi, dili, aklı, bedeni , dünya ve ahireti  Es -Sabûr ipiyle hizaya getirmektir.

Kusurlarını –Hatalarını bilmektir. Başkasını suçlamak değil ,evvela kendini  yani şuurlanmayan nefsi suçlamaktır. Her kusur ve noksanlıktan münezzeh olan ALLAH’ın karşısında kendini yetersiz görmektir. Haddini bilmektir, kul karşısında değil KAİNAT Mülkünün tek sahibi ALLAH’ın huzurunda tüm azalarını tüm cismini edeple, acziyetle secde ettirmektir, nefsin kafalarını eğmektir. Gönülünün (Nefsini tezkiye ile meşgul olmanın ) doğruluğuyla tüm azalarını tüm cismini kıyama geçirmektir.

 Ya Sabûr kuvvetine teslim olan ( Şuurlu- Bilinçli  Nefis Sahipleri)  ;

 Herdem sabırlıdır. Nefsini bilir yani kusurunu bilir. Yetersiz olduğunu bilir. Bilmediğini bilir, Bildiğini de kendinden değil Haktan olduğunu bilir. Olmayan ne varsa nefsinin şuursuzluğundan bilir. Olan ne var ise de Kün emrinin kudretinden olduğunu bilir, benliğine atıfta bulunmaz herşeyi çünkü bilir ki İYİ  olan ne varsa Haktan – KÖTÜ olan ne varsa Nefsinden dir. Zorluk ve güçlük karşısında şikeyetlenmez, bilir ki bunlar hakikati, güzeli, doğruyu buldurmaya kendine gösterilen birer rehberdir  !!!

Alınmaz her kişiden duyulan ,söylenen ayrı ayrı  kâl’e. Bilir ki nefsinin sınavıdır hepsi. Kendi eğriliklerini bilipte, Tevhid havanında nefsini dövmeye gayret eden, ondan bundan duyduklarını kendinde olan’dan bildiğinden karşısındakini suçlamak yerine onun için şuurlanması, kendini bilmesi için dua eder. Kusur görmez, kusuru saklar. Derdini konuşup durmaz, derdini dermanı bilir onu yaşayarak,  kendini geliştirir, kendini yoğurur, kendini Hu ile dönüştürür. 

Dağılmaz, BİR’likte toplanır. Sızmaz, Gönül havuzunda BİRikir. Bu sabrı yanlış yere dağıtmak değil doğru yerde kullanmaktır .

 Sabrı su belleme sakın ! Su her kabın şeklini alır . Şuursuz Nefiste her şekli alır. Her yere akmak, her yerden de sızmak ister. Seni de sabırlı değil sabırsız eder. Seni Adam etmez, Rezil eder. Seni kimseye dost değil düşman eder. Seni kendine en büyük düşman eder de, kendini göremez olursun / Dostu sana  düşman ,doğruyu sana itiraz  sandırır da en büyük yanılmasının içine düşersin. Ruhun nefes alacak diye beklerken,  Nefsini kendi canınla öldürürmüş olursun .

O ZAMAN ETRAFINDA DİRİ  OLAN, HAKİKAT OLA , YOLDA OLAN, DOĞRU OLAN ...

Ne ve kim varsa rahatsız etmeye başlar seni . 

İşte o zaman bil ki Ruhunun uyanmaya , Kalbinin şifa bulmaya

Nefsinin Terbiye görmeye

Aklının şuurlanmaya  ihtiyacı var !!!

 Ruhun teneffüsü,

Ancak ve ancak Mahbûb-u Sermedî’nin Tevhid potasında ,

Nefsi-Egoyu-Benliği eritmekle mümkün. ( Fâni olmadan bekâda daim kalınmaz)

Ve

Kudret-i Rabbani’nin varlığında ,

Daralan ruhunun nefesi olacak olan ,

Taşan sabrının sızdıran kabı değil 

Es–SABÛR kudretinde  kevser havuzunda seni birleyecek olan,

Latife-i Rabbaniye’nin Hava-i Nesimi ‘si dir !

Selam ve Dua ile ŞİFA OLA .

 

 

Yorumlar