KORONA’DA DÜNYA KOZASINDA

Dünya olarak ,gözle göremediğimiz bir mikrop sebebiyle insan denen varlık karantinaya alındı. Hatta sadece insan değil, insanın bağ kurduğu,elinin değdiği her şeye (eşyalara, paraya, mekanlara, hayvanlara ) geçici olarak sınırlar, mesafeler konularak insanın biyolojik sağlığı korunmaya çalışılıyor. Fakat bu süreç içerisinde olaya ve duruma diğer açıdan bakacak olursak , insanın psikolojik sağlığında dengelerin hassaslaştığı, ruhsal ve zihinsel anlamda bazı farkındalıkların da kazanımı göze çarpmaktadır.  Gözle görülmeyen bir varlık adeta  insana haddini ,yerini,kim olduğunu, ne için yaşadığını, nasıl yaşamaması gerektiğini, nasıl düşünmesi gerektiğini, nasıl dünya ve içindekileriyle bağ kurması gerektiğini  bildirmeye çalışarak, insanı varoluşsal sorguya ve uyanışa sevk ediyor  gibi ne dersiniz ? 

Bu olanlara ve yaşananlara Hakikat penceresinden bakmaya çalışırsak, İnsan aslında karantinya sokulmadı da kozasına döndürüldü desek nasıl olur ? Manedar geliyor bana. Zira Dünya koşturmasında Kendini, gayesini, aslı bağlarını unutana Hatırlatma olarak Allah’ın kudreti ve izni dahilinde gerçekleşen olayları (kimine musibet, kimine derman ) tefekkür ederek  incelediğimizde bizlere nasihat  verici değiller mi?   Kozasını başta bir engel olarak gören bir tırtılın ,nasıl ki  uçmak için acele ederek  ,kelebek olmaya can atıyordu da sonra aslında o engel olarak gördüğü deliğinde ( bekletildiği yerde)  Onun için gerekli olan nice nedenler saklıydı. Beklemesi gereken yer aslında onun gelişimi için gerekliydi  çünkü uçabilmek için kelebek olması gerekirdi. Fiziki ve ruhsal donanıma,yetilere sahip olabillmesi için bazı evrelerden dönüşümlerden geçmesi gerekirdi. O kozanın himayesinde tutularak dışardaki tehlikelerden de korunuluyordu aslında. Ona  engel sorun şikayet olarak görünen koza(karantina) aslında onun için birer nimetti.  Kelebek olmadan dışarı çıkmaya kalksa idi Onu dışarda bekleyen nice zararlar ve tehlikeler olacaktı. Asli varoluş vazifesi uçmak iken sabırsızlığı nedeni ile onun için belirlenmiş İlahi yasayı, sınır ve onun için önceden belirlenmiş asli vazifeyi çiğnemiş olup ,kendine kendi elleriyle zarar vermiş olacaktı. Ama ne yaptı İnsanlarda olan eşsiz yetenek ‘’düşünme, akletme’’ yetisi onda yokken bile İtiaat etti  emire. Ve bekleyerek,sabrederek gayesine ulaştı.  Yaratıcısına teslim oldu ve sözünden çıkmadı sonuç olarak da Olmak istediği şeye dönüştürüldü Biiznillah . Aksi de davranabilir di değil mi, baş kaldırıp asileşip böbürlenerek … Yapsa idi neler olurdu onun için ifade ettik. 

Şimdi gelelim insana bu hikayeden yola çıkarak üzerine ders alması gereken çok şey yok mu ? Sizler için bu hikayedeki bazı şeyleri metafor olarak kullanarak günümüzde yaşanan virüs olayını ,bu süreçten  etkilenen biz insanların yaşadığı durumları her konuda ele alarak Koza ve Kelabek metaforu üzerinden tefekkür etmesini istiyorum . Akletme yeteneği  tek insana verilmişken, bu alemlerin  içinde küçük bir kainatta insanın ta kendisi olan,kainatın insan için hizmetçi kılındığı , bütün güzelliklerin nimet olarak insan için gönderildiği, dünya da olan biten ve olacak olan her şeyin insanın kendini bilmesi tanıması için harekette olduğu , var edilen ve yok edilen her şeyin insanın yerini,yurdunu,geldiği ve gideceği yeri bilmesi için birer araç vesilesi olarak bildirilen bunca Hakikatin ardından Neden halen insanı uyanmaz ,neden halen kendine gelmez ? Rahmeti sonsuz merhameti sonsuz olan Her şeyin tek saibi ve Gözetip kollayanı olan Allah bizler için halen bunca acizliğimize ,ona olan vefasızlığımıza ,ona olan uzaklığımıza ,ondan olana ve onun verdiklerine olan muhabbet noksanlığımıza rağmen hakettiğimizden daha fazla merhametli değil mi?  Herşey den çok özenerek  Ruhundan üfleyerek  Aşk ile yarattığı Kulu İnsanı olgunlaşması için  ,kötülüklerden korumak için ,Kulun kendini bilmesi için Her şeyi Kendi diliyle  Kainatta konuşturarak,  Allah Ona aklen ,kalben,nefsen,bedenen  dönüşümüzü istiyor . Bunu kendi için değil zira onun hiçbir şeye ihtiyacı yoktur ,bizi kaybolduğumuz yerden kurtulmamız için istiyor.

Kozamızda geçirelim karantinamızı . Sınırlarımızı gözden geçirelim,yetilerimizi,geyelerimi, varlık sebebimizi, duygu ve düşüncelerimizin kokuşmuş yanlarını temizleyelim. Doğanın bu süreçte kendini arındırdığı gibi Biiznillah. İnsanlar içerdeyken doğanın emanetçileri nice hayvanlar da kendilerine fırsat buldu ve  ortalığa çıkma vakitleri değişti sanki  bazılarının. Doğada geçirdikleri süreler daha çok arttı sanki. Göçen hayvanlar geri geldi .Türü tükendi sanılanlar farklı yerlerde görünür oldu, Yaşam yerleri  insan yüzünden kısıtlanan varlıklar daha geniş imkanlara sahip oldu sanki özgürlüklerine kavuşmuş gibiler değil mi? Ne kadar bencil yaşıyormuş insan baksanıza , Ne kadar kirlenmiş doğa, ne kadar fazla gürültü yığılmış duru ve saf kaianata. San ki her şey tam yerini buldu ! San ki herkes gerçekliğini kazandı ! Bu kainatta her şey , herkes  birbirine ihtiyacı vardır. Herşey birilerine birileri aracılığıyla bir şeyler öğretmek için vardır. İnsandaki Eksiklikler kainatın parçası olan binlerce parçalar vesilesiyle tamamlanır. Ne demiştik başında her şey bu insan için harekette  .

Korona sebebiyle kendini durduranlar var yapmayın . Asıl koşmamız gereken ,asıl uyanık olmamız ,.. gereken bir sürecin içindeyiz. İyileşmek için güzel bir imkanın kozanın içindeyiz. Biraz sabır ,biraz tefekkür,biraz itaat , biraz iman (halis teslimiyet şuuru) ile karantinada kendimize, kendimizdeki kötülüklerden, kusurlardan,bilinçsizliklerden kurtulacak  kapılar(kozalar) açalım. Biiznillah.   Doğa şimdiye kadar ona zarar veren insanlarla iç içeydi . Şimdi insan kendi içinde, doğa kendiyle dışarda  özgürlüğünde fakat bir şeyler tatsız tutsuz değil mi? Bir şeyler eksik O da ne mi Bir’lik ! Biz İnsanlar, belli ki çoğu şeyi eksik ve yanlış anladık şimdiye kadar. Herkesin herşeyin yeri değiştirilmişti, her şey fazlasıyla başına buyruktu.İlahi yasa çiğnenmişti. Nefsini ilah edinen bir dünya var etmeye çalışıp ,kendi kazdığımız kuyuya birlikte düştük ; zengin fakir, cahil akıllı, bilen bilmeyen, .. ayrılmadan Aynı yerde ve aynı durumdayız. Şimdi bu çokluğun ve kalabaklığın içinde Tek’liği görme vakti geldi. Herkes  kendi kozasında iken,doğa  bizim için arındırılırken bizlerde kendimizi temizlemeye çalışalım. Doğanın bizler için hazırlanışına aklen, kalben, nefsen, bedenen bizlerde hazırlanalım. Bir’lik yolunda bir gaye için  hepbirlikte yaşamayı öğretmiş olsun bizlere  inşallah  bu kozasında zaman !

Hazır düzeni bozmaya kalkınca

İmansız Kapitalist yapı ,

Materyalist zihin,

Unuttu kendi  kurduğu planının üstünde kurulan nice planlar vardır .

Göklerden gelen  bir  karar vardır.

İnsanlığa binlerce yıl önce inen Kurtarıcı Mesajlara ,

Şimdilerde şiddetle alakadar gönüllere ihtiyaç vardır.

 

 

 

 

 

 

 

Yorumlar