Hristiyan ve Müslümanların Savaşı 


Osmanlı’nın yıkılışı ile islam dünyası parçalandı. Son Halife Abdülmecit Efendi’nin Saltanatı elinden alınan ve "ihanet-i vataniyye" ile ithamına karar verilen Vahdettin’in, 16-17 Kasım 1922 gecesi HMS Malaya adlı İngiliz zırhlısı ile Türkiye’yi terk ettirilmesi üzerine Türkiye Büyük Millet Meclisi Hilafet makamının boşaldığına hükmetti. Bir daha islam dünyası asla bir araya gelip tutunacak bir dal bulamadı. 


İşte o günden sonra müslümanlara kan kusturan Haçlı birliği aksine Papalık makamının sancağında birleşerek bir daha müslüman toplumlarına iyi bir gün göstermedi. Çünkü müslümanları birleştiren Halifelik makamı yıkılmıştı. Efendim gelin islam sancağı altında birleşin diyecek bir makam olmadığından müslümanlar hızla parçalanıp küçük küçük kabile devletleri haline bölündüler. Gazze, Humus, İşkodra, İzvornik, Karadağ, Karesi, Kavala, Kudüs, Lazistan, Musul, Nablus, Nakşa, Nigali, Niş, Ogri, Segedin, Selanik, Semendire, Serfiçe, Silistre, Sofya, Şam ve Üsküp olmak üzere bir çok Osmanlının islam sancağı aynı anda hüzüne büründü. Ardından tüm sancaklar yere düştü ve bir daha müslümanlar toparlanmamak üzere tarihe gömüldü.


Bu gün Kudüs, Şam, Humus ve Kerkük Silistre ve Selanik’teki müslümanlar kan ağlıyorsa islam sancağının düştüğü yerlerdir bu vilayetlerimiz. Üstüne karabulut gibi çöken İngilizler bir daha ne Türklere ne de müslümanlara iyi gün göstermediler. Önce Afrika’da, şimdilerde Asya kıtasında tüm müslümanlar bölündüler. Önce ellerindeki, altın, elmas ve şimdide petrolleri elinden alınmak suretiyle kendi zenginlikleriyle müslümanları öldürüp paramparça ettiler. Hristiyanlar korkunç derece silahlanarak müslümanların üstüne karabasan gibi çöktüler. Müslümanlara sattıkları silahlar ile de ölmeyen müslümanları da birbirine kırdırttılar. Afrika’da Boko Haram’ı Asya’da ise IŞID’i, PKK’yı kendi elleriyle kurup müslüman kanıyla müslümanları yıkadılar. 


Ama ne yazık ki ümmet bir daha uyanmamak üzere uykuya yattı. Bir daha uyanmamak üzere uykularında öldü müslüman çocukları. Şarapnel parçaları bedenlerinde toprağa verildiler bir bir.


Önce Bosna’da, sonra Bağdat ve Şam’da…
Şimdi Filistin’de…


Bu islam sancağı beldeler bir bir parçalanırken, müslümanları kendi kavgalarına terk edip paramparça ettiler. 
Bir daha bu sancak yerden kalkar mı bilinmez. 


Ancak!


Kalkmaması İçin o devletlerin yasalarını kendilerine göre yazdılar. Hatta “Değiştirilmesi dahi teklif edilmez” yasalar haline getirdiler. Adını laiklik, demokrasi, özgürlük  ve hürriyet koydular. 


Bağdat’a özgürlük geldi ne mutlu!
Bosna’ya özgürlük geldi ne mutlu!
Filistin’e özgürlük geldi ne mutlu!
Trablus’a özgürlük geldi ne mutlu!
Sana’ya özgürlük geldi ne mutlu!
Kabil’e özgürlük geldi ne mutlu!


Özgürlük mü geldi, ölüm mü bilinmez ama, bildiğim tek şey bu topraklardan ölüm ve acı bir daha eksik olmadı. Zulmü sever olduk alıştık. Zulümsüz geçen günümüzü bir daha günden saymadık. Ölümsüz geçen bir günü bir daha adam yerine koymadık. Bu topraklardan kıvılcım olarak koyduğumuz Haçlılar alev olarak geri döndüler. Bir daha bu topraklarda yangın eksik olmadı. Ateşsiz ocaklarda artık film izler gibi izler oldu bu zulmü. 


Adına devrim deyin ne derseniz deyin. Bu zulmü durdurmanın tek yolu bu sancağı tekrar geri dikmekten başka çare yok. Mezarlıklar özgürlük savaşçılarıyla doldu taştı. Şehitlerden geçilmez oldu. Yoksa; bugün Mescid-i Aksa, yarın Mescid-i Mebevi, öteki gün Mescid-i Haram (Kabe) yıkılırsa şaşırmayın hiç. Bu yolda epey yol kat ettiler çünkü. Bir gün hac vakti kıyamet müslümanların üzerine koparsa hayretlere düşmeyin aman. 


57 üyeli, İslam Birliği Teşkilatı diye müptezel bir teşkilat kurdular müslümanlar bu eksikliği gidermek için. Bu ölümleri kınamaktan bile aciz bir örgüt. Bu savaşın biteceğine inanan bir müslüman kaldı mı bilmem de, akan kan oluk oluk çoğaldı. Boğulduk bu kan gölünde. 


Hıristiyanlarca kutsal sayılan Hz. İsa’nın doğum yeri Kudüs ve dolayları, VII. yüzyıldan beri Müslümanlar’ın elinde bulunduğundan, Avrupa’da yaşayan Hıristiyanlar’ın bu kutsal yerleri Müslümanlar’dan almak için giriştikleri seferler artık bitmek üzere. Kudüs artık Yahudilerin… Artık Hristiyanların…


Ya yarınımız ne olacak?


Kan, kan, kan doymayacaklar…

Bu topraklarda kanın bir an önce durması dileğiyle 


Selametle kalın

Yorumlar