DEPRESYON’DAN  NASIL KURTULURUM?


Temel güven duygusunun karşısında yer alan; güvensizlik, psikolojik gerginlik ve toplumsal düzeyde de panik davranışlarının en temel sebebi başarısızlık kaygısıdır. 
Kişilerin bu kaygı problemi nedeniyle ruhsal hastalıklar yaşadığı, bu nedenle depresyona ve strese yenik düştüğü tıbben bilinmektedir. Kişisel güvensizlik kaygıları depresyonu tetikleyen sebeplerden bir tanesidir. Ekonomik sorunlar, eşler arasındaki çatışmalar, işsizlik yada aşırı yoğun iş temposu, mükemmeliyetçilik, eşten yada sevgiliden ayrılma, mevsim değişiklikleri, yalnız yaşama, aile bireylerinden birini ölüm nedeniyle kaybetme, düzensiz yaşam, deprem veya felaketlerin yanı sıra taciz, tecavüz, saldırıya uğrama, yeni bir iş gibi durumlar kişinin yaşantısını zorlaştırmaktadır.


Günümüzde, her bireyin sıkça karşılaşabileceği bir durumdur depresyon. 
Bu duruma düşenlerin gerekli muayene ve tedavi süreçlerini psikiyatri doktoru yani psikiyatristler yönetir. Bu sürece girildikten kısa bir süre içerisinde çoğunlukla ilaç tedavisi devreye girer. 


İlk kriz dönemi depresyonda çok önemlidir. Bu dönemi, verilen sakinleştirici ve uyuşturucu özelliği olan ilaçlar sayesinde çabuk atlatır ve rahatlarız. Ancak; atlatırız atlatmasınada, ilaçlar kişide bağımlılık yapmaya başlar. İşte asıl süreç bundan sonra başlar. Birey ilaçları kullanmadığı zaman vücut, bir uyuşturucu bağımlısı gibi ilaçları aramaya başlar. Kişi ilaçları kullanmadığı zaman içerisinde, bulunduğu durumdan çıkamayacağını düşünerek 5 mg ile başladığı ilaç yolculuğuna 10 mg, sonrası ise 20 mg ile devam eder genellikle. Yani vücuda giren her mg ilaç, beyinde yoğun bir talep isteği uyandırır. Bu durum vücudun taleplerinden çok, ilaçların oluşturduğu bağımlılığın neticesidir. Depresyonun ilaçla tedavi yöntemi doğal bir yöntem değildir genellikle. İlaçlar içindeki maddelerin yoksunluğunu her gün hatırlatır sana. Aynı uyuşturucu gibi kodlanmıştır, içindeki maddeler yüzünden. Her gün aynı saatte boğazınız düğümlenir, o ilacı içmeden o yoksunluktan kurtulamazsınız asla. Bu yıllarca aynı şekilde devam eder gider. 


Depresyonu doğal yöntemlerle yenmek mümkündür. İlaçla tedaviye başlamayan hastaların depresyonu yenmeleri daha kolaydır. Ancak ilaca başlanmışsa bu tedavi 10-15 yıl veya bir ömür devam eder. 


Şimdi size bu doğal yöntemlerden bahsedeceğim…


Depresyon denilen illeti yaşamış biri olarak (1998-2008 yılları arası -10 yıl) doğal yöntemleri sizlerle paylaşacağım. Hani derler ya! “İnsan önce kendi doktoru olmalı” diye. Bende 13 yıl evvel depresyondan kurtulduğum yöntemi sizlerle paylaşacağım. Umarım faydalı bir yazı olur. 10 yıl ilaçla depresyonu yenememiştim maalesef. Her gün ilaca olan bağımlığım artmıştı. 


Durumumdan, iş arkadaşım olan Yüksek Makine mühendisi, Saygıdeğer Cemal Güner abime bahsetmiştim.  O da sağolsun Kadıköy’de doğal tedavi yöntemlerin uygulandığı bir merkeze götürmüştü beni. Kendisi Türkiye’de ilk yarış arabasının yaylarını ve mazot ve benzin yerine bildiğimiz Aygaz tüpüyle çalışan otomobili yapmış birisiydi. Makina mühendisi deyip geçmemek gerekir, bu gün Tıp’ta kullanılan bir çok makinayı mühendisler icat etmiştir. Bunu unutmamak gerekir. Özellikle Diş doktorlarının kullandığı malzemelerin isimlerine bakın, bizim sanayide kullandığımız bir çok malzeme terimleriyle aynıdır. 


Bu merkezde Akupunktur yöntemiyle tanıştım. 


Akupunktur, 


Enerji akışını (“chi”) etkilemek için vücudunuzun belirli noktalarında cildinize çok ince iğneler batırmaya dayanan bu antik Çin yöntemi, sayısız rahatsızlığı gidermek için kullanılıyor. Ayrıca 


Bir naturopatik doktor, kiropraktor, lisanslı akupunktur uzmanı ve sertifikalı masaj terapisti olan Klinik, “Akupunktur yoğun bir yaşam sürenlere çok sayıda fayda sağlar,” demişti. “Bu tekniği kullanarak bağımlılıktan kurtulma, şiddetli arzuları azaltma, yoksunluk semptomlarını giderme, endişe ve depresyonla mücadele etme, yaratıcılığı artırmaya, uyku düzenini iyileştirme, ağrıyı hafifletme, kabızlığı giderme, baş ağrısını hafifletme, sigarayı bırakma ve jet lag, yorgunluk ve uykusuzluğu yenmeye çalışan hastalarını tedavi ediyoruz.” demişti. 


Klinik merkezinde, ilk seans sonrası müthiş bir rahatlama hissetmiştim. Ancak 10 yıl ilaç kullanan birisi olarak bu rahatsızlıktan kurtulmamın imkansızlığını da anlatmışlardı bana. İşte o gün, ilaçları kullanma saatim geldiğinde ‘boğazımda oluşan düğümlenmeyi’ hatırlamam , ilaç bağımlısı olduğumu düşünememe yetip artmıştı bile. 
Bu tedaviden önce ilaçlardan kurtulmam gerekiyordu ancak kolay değildi. Hatta imkansız gibi gözüküyordu. 


İkinci seansta; başka bir yöntem ile tedavi sürecime devam ettiler. Bu seansta beynimde ve vücudumda bulunan elektriği boşaltmaktı amaç. Ancak bunun haftada bir, sürekli tekrarlanması gerektiğini söylemişlerdi bana. Her seans ücreti 1000 TL kadar bir rakamdı hatırladığım. Bu tedaviye devam etmek ekonomik olarak imkansızdı doğrusu.


Bu tedavide; Ucu sivriltilmiş yaklaşık 35-40 mm çapında saf bakır çubukların ucuna, yine saf bakır teller takılarak topraklama sistemiyle hazırlanmış cihaz ile, başımın, vücudumun  belli yerlerine dokundurup beklemek suretiyle vücutta biriken elektriği boşalma yöntemiydi. O gün anladım ki, depresyonun en büyük nedeni vücutta biriken elektrikmiş. Vücuttan atılan elektrik sayesinde nasıl bir rahatlama yaşadığımı o gün inanın anlatamam. 


O günden sonra (Yaklaşık 9 ay boyunca) 
20 mg olan ilacı önce, iki günde bir adete, sonra 10 mg’a, daha sonra 5 mg’a, iki günde bir 5 mg, 3 günde bir 5 mg derken,  5 günde 5 mg … tam dokuz ay boyunca azalta azalta en sonunda ihtiyaç duydukça 5 mg’a kadar düşürmüştüm. Sonrası iyice bırakmam tam 9 ay sürmüştü. Zaman zaman ihtiyaç duysamda almamaya gayret ederdim. Bu süre zarfında hemen hemen ger gün çıplak ayakla toprağa bastım. Günde en az yarım saat, hatta zaman buldukça bir saati aşkın toprakla temasımı asla kesmedim. 


Doğal tedavi yöntemlerine başladığım Klinik tarafından bana verilen tavsiye notlarımı sizlerle paylaşmak istiyorum ayrıca…


-Çıplak ayakla toprak üzerine çıkın. Bunu belirli aralıklarla tekrar ediniz.
-Metal bir maddeye dokunun.
-Su ile temas edin. Geceleri duş alın veya elinizi yüzünüzü gün içerisinde sıkça yıkayın.
-Stresle mücadele edin. 
-Elektronik eşyalardan biraz uzaklaşın, bunları daha az kullanmaya çalışın.
-Lastik tabanlı ayakkabıları tercih edin.
-Vücut enerjisi ile ilgili çeşitli meditasyonları deneyin.
-Stresi gidermesiyle bilinmekte olan uzak doğu sporlarına yönelin (Yoga gibi)
-Vücudumuzda biriken fazladan elektriği atmasıyla bilinen anti-statik bileklik, saat ve ayakkabı gibi ürünler kullanın.


Yaklaşık bir yıl sonra;
Eşim kendi memleketine gitmişti. Yalnız kalmıştım evde tek başıma. Yalnızlığın depresyonu tetiklediğini o gün tekrar gördüm. İlacı bırakmıştım iyice o sıralar. Boğazım düğümlenmişti yine. 5 mg ilaçtan aldım o gece. Senmisin alan? Koltuktan kalktığımı hatırlıyorum sadece.  Sabahleyin uyandığımda halının üzerine, burnumun üzerine düşmüş,  iki seksen vaziyette buldum kendimi. Halı yaklaşık burnumun etrafında 15-20 cm kadar kandı. Kan sabaha kadar kurumuştu. Bir ilacın insanı ne hale getirebileceğini anladım sabah o gün. Ölümle burun buruna kalmam hasebiyle bir daha ilaçlara veda ettim. O günden sonra bol bol toprağa bastım. Arabanın kapısına dahi çıplak elle dokunmazdım. Çıt-çıt ederdi ellerim dokununca. Çünkü vücutta ki elektrik dokunduğum her yere geçiyordu. Bu durum bir sene daha sürdü…


13 yıldır çok şükür iyiyim. Zorlu geçen süreç ve bana verilen tavsiyeleri uygulamam sayesinde depresyondan ve ilaçlardan kurtuldum. 


Kısaca özetlersek, Stres vücutta elektriklenmenin bir sonucu olduğu gibi sebebi de olabilir. Stres de bizlerde elektriklenme gibi sorunlar ortaya çıkartabilen bir faktördür. Psikolojik durumların, duygusal değişimlerin ve stresin sinir sistemini etkilediği zaten bilinmektedir. Sinir sisteminin de çalışmasını sağlayan şeylerden biri de vücudumuzdaki statik elektrik yükleridir. Yani vücuttaki elektrik artışını fark etmemiz aslında stresli olduğumuza dair bir ipucudur.


Vücudumuzdaki elektrik artışı yani bir diğer tabirle elektromanyetik kirliliği kas yorulmalarına, kas ağrılarına, bedensel ve zihinsel yorgunluklara, kramplara, ciltte sarkma ve yaşlanmaya sebep olabilmektedir. Bunlar da biz insanları daha çok tembelliğe itebilmektedir. 


Bu durum çoğu zaman topraktan uzak ve teknolojik aletlerle içli dışlı bireylerde görünmektedir. Havada iyon fazlalaşması, plastik içeren elbiseler ve televizyon, bilgisayar cep telefonu, yüksek gerilim hatları, baz istasyonları gibi zararlı elektromanyetik dalga yayan cihazlardan uzak durmamız gerekliliğini söyleyerek yazıma son vermek istiyorum


44 yaşında Sosyal Bilimler’den mezun olan biri olarak, bu yöntemle stresten kurtuldum. Ancak siz doktorunuzun tavsiyelerine uymayı ihmal etmeyiniz… 


Ancak; Eğer her dokunduğunuz nesnelerde elektrik çarpmasına maruz kalıyorsanız, benim tavsiyelerimi de denemenizi öneririm. Depresyon eşittir elektrik yüküdür unutmayınız. 

Mutlu ve huzurlu stresten uzak bir yaşam dilerim.

 

Yorumlar