Vahşet dilekçede! Eşi boşanma davası açtı
Sakarya''dan 10 aylık oğlu ile birlikte vahşice öldürülen Suriye uyruklu hamile Emani Al- Rahmun''un (20) katili Birol Karacal''ın eşi boşanma davası açtı. Vahşi cinayetin ardından harekete geçen katilin eşi, avukatı Funda Sadıkahmet Alp aracılığıyla Bakırköy Nöbetçi Aile Mahkemesi''ne başvurdu. Eşi Birol Karacal''a boşanma davası açan 26 yaşındaki kadın, 1,5 yaşındaki oğlunun da velayetini istedi. 11 gün önceki vahşete ilişkin bazı detaylar da 6 sayfalık boşanma dilekçesinde ortaya çıktı.
Abone olKATİLİN EŞİ BOŞANMAK İÇİN HAREKETE GEÇTİ
Vahşice işlenen cinayetin ardından katil Birol Karacal' ın eşi
harekete geçti. Avukatı Funda Sadıkahmet Alp aracılığıyla Bakırköy
Nöbetçi Aile Mahkemesi'ne başvuran R. K. boşanma davası açtı.
Ayrıca oğlu E.K.'nın velayetini istedi. Mahkemeye
sunulan dilekçede davalı ile davacının 7 Ocak 2015 tarihinde görücü
usulü evlendikleri ve E.K. adında bir çocukları olduğu belirtildi.
Kas gerilmesi hastalığı olan ve yürümekte de güçlük çeken kadının
altınlarıyla Birol Karacal.'ın araba aldığı, araba aldıktan sonra
Karacal'ın eşi ve oğluyla ilgilenmediği belirtildi.
"...SENİN DE KAFANI BÖYLE KOPARIR KAPINA ATARIM..."
Birol Karacal'ın evine ve ailesine bağlı olmadığı, zaman zaman eşi
ile tartıştıkları ve aynı evi paylaşan iki yabancı oldukları
ayrıntılarıyla anlatılan dilekçede şu ifadelere yer verildi:
"Çalıştığı işten yakınan davalı Birol Karacal bir gün eşine
'Çalışmaktan çok sıkıldım, bir suç işleyip cezaevine gireyim
de rahat edeyim!' dedi. Bu mantıkla bir adamla evli kalmayı tamamen
kafasından çıkaran müvekkil boşanma davası açma arifesindeyken o
vahim olay gerçekleşmiş ve hayatı alt üst olmuştur. Halbuki
davalının iş yerinden arkadaşı Halit, hamile eşi ve 10 aylık bebeği
için ev bulmasına yardımcı olurken karşı dairesine taşınmalarına
sebep olmuş. Hatta davalı, Halit ve ailesini evine davet edip
müvekkille iftar sonrası hazırlatmıştır. Komşuluk ilişkileri iş
arkadaşı da olmaları sebebiyle ilerlemiş, davalı zaman zaman işe
Halit ile beraber gitmeye başlamıştır. Çocukları birlikte oyun
kurmuş, müvekkilimin cani kocası tarafından katledilen hamile
kadın, 10 aylık bebeği, müvekkilim ve oğlu ile gündüzleri birlikte
zaman geçirmiştir. Birbirlerine yemekler ikram edip, birbirlerinin
dilini anlamadan arkadaşlık ve komşuluk etmişlerdir. Yaşanan
vahşetten 2-3 gün önce davalı eve geldiğinde müvekkilime başından
geçen bir olayı anlatmak istediğini ve çok üzüldüğünden bahisle
karşısına oturmuş. Aralarındaki diyalog ise kan donduracak
cinstendir; 'Bugün iş yerinde Halit'e çok kızdım. Tavuğun kafasını
kopardım ve gittim Halit'in önüne attım. Bir daha benim evimin
kapısını çalarsan soru sormak, yardım istemek için senin de kafanı
böyle koparır kapına atarım' dedim. Bunu duyan müvekkil derhal özür
dilemesini, yaptığının ayıp ve incitici olduğunu söylemiş. Ertesi
gün işten gelen davalı 'Halit'ten özür diledim. Merak etme
barıştık' dediğinde müvekkil biraz olsun rahatlamıştır. Ancak son
zamanlarda davalının davranışları onu ciddi manada rahatsız
etmekteymiş. Boşanıp kurtulmak için kollayan müvekkil bu acıyı bir
şekilde tecrübe etmek yaşamak zorunda kalmıştır."
VAHŞİ CİNAYETİN ÖNCESİ SONRASI
Cinayetin ardından müvekkillinin sürekli ağladığı ve ilaçlar
kullandığını belirten Avukat Funda Sadıkahmet Alp dilekçesinde olay
gecesine ilişkin müvekkilinin ifadelerine de yer verdi.
Dilekçede şu ifadelere yer verildi: Cinayet gecesi müvekkil yine
saat 02.00 civarı uyanmış işe gidecek olan davalının yemeğini
hazırlamak üzere mutfağa gitmiştir. Bu sırada davalının telefonu
çalmış ve 'Geliyorum tamam' dediğini duyunca arayanın kim olduğunu
sormuştur. Davalı 'Cemal aradı, işe geliyor musun?' deyince
müvekkil, 'Şimdiye kadar aramayan adam bu gece niye aradı?'
dediğinde cevap dahi alamamıştır. Davalı o gece her zaman
olduğundan farklı stresliymiş. Hatta gece hiç uyanmayan
bebekleri o gece uyanmış, huzursuzmuş. Davalı evden 02.30 sularında
çıkınca müvekkil oğlunu banyo yaparsa uyur belki diye
yıkamaya koyulmuş. Banyodan çıktığında karşı komşularının çocuğunun
ağlama seslerini duymuş ancak sıkça gece ağladığı için yine rutin
bir ağlama diye düşünmüş. Sabah komşuları Halit'in bağrışlarına
irkilen müvekkil kapıya çıktığında 'Karım, çocuğum yok, sen gördün
mü? Kocan nerede?' deyince 'İşe gitti gece sen orada görmedin mi?'
demiş. Halit, davalının ve Cemal'in o gece işe gitmediğini
söyleyince müvekkilim çok şaşırmış ve hemen davalıyı aramıştır.
'Gelince anlatırım , babamın evine geldim' diyen davalıya 'Sen o
eve öyle gitmezsin ne oldu? demesi üzerine 1,5 saat sonra davalı
eve geldiğinde müvekkilin baskısıyla geceyi nerede geçirdiğini
şöyle açıklamıştır: Cemal ile bir inek bulduk, onu çalmaya karar
verdik. Ancak çok güzel olmasına rağmen çok agresifti ve çok
bağırdı. Çalamadık, işe bu yüzden gitmedim. Ben de eve geldim' O an
müvekkil davalının komşusunun eşi ve çocuğuyla ilgili bir şey
bildiğini sezmiş ve nitekim karakola gittiklerinde her ne kadar
davalı gizlese de Cemal ile yaptığı görüşmeyi polislere
söylemiştir. Cemal'in de yakalanmasına katkı sağlamıştır.
Müvekkil, davalıdan şüphelenip soruyor eve gelince 'Emani'nin ve
çocuğunun kaybolmasıyla bir ilgin var mı?' diye. Davalı 'Ne elimi
sürdüm, ne de öldürdüm...' şeklinde cevap veriyor. İşte o an
müvekkilin kafasında fotoğraf canlanıyor. Evden çıkıp ablasına
gitmek isteyen davalıyı oyalıyor ve polisin gelmesini bekliyor.
Bebeği E.K.'yı alıp oraları terk ediyor müvekkil. Bu yüz
kızartıcı suç zaten gitmeyen ve boşanma arifesinde olan evliliği
tamamen bitiriyor."
"OĞLUMUN BABASI ÖLDÜ"
"Müvekkil kesinlikle nafaka ve tazminat istememektedir" denilen
dilekçede, "Müvekkil "O kanlı ellerden çıkacak bir
kuruş dahi ne benim ne oğlumun boğazından geçmeyecek oğlumun
babası öldü' demiştir. Ayrıca müvekkil duruşmalara da gelmek
istemediğini, davalı ile karşı karşıya olmak aynı havayı dahi
solumak istememektedir. Müvekkilin tek istediği bir an önce
boşanmak ve oğlunun velayetini almaktır " ifadeleri kullanıldı.
Avukat Alp dilekçesinin sonunda tarafların boşanmasına
ve 1,5 yaşındaki E.K.'nın velayetinin de müvekkili olan anne R.
K.'ya verilmesi talep etti.
AVUKAT ALP: MÜVEKKİLİM ÇOK ÜZGÜN
Davayı açtıktan sonra Avukat Funda Sadıkahmet Alp Bakırköy Adalet
Sarayı önünde basın açıklaması yaptı. Avukat Alp, müvekkili
ile Birol Karacal'ın arasındaki geçmişteki bir takım
anlaşmazlıklardan dilekçesinde bahsettiğini hem de işlenen
cinayetin boşanmaya ciddi bir gerekçe olduğunu anlattı. Müvekkilin
boşanmada kararlı olduğunu söyleyen Avukat Alp, müvekkili ile
öldürülen Emani Al- Rahmun'un komşu olduklarını ve olaydan
dolayı müvekkilinin çok üzüldüğünü ve ağladığını anlattı. Alp,
“Müvekkilimin kendisi ve çocuğu için kesinlikle bir nafaka talebi
yok. Tazminat talebi yok. Biz avukatı olarak biz de hiçbir
şey talep etmedik. Yargılama giderlerinin bile biz üzerimizde
kalmasını talep ettik. Müvekkil ' Kanlı ellerden
gelecek bir kuruşu bile ne benim ne de çocuğum boğazından geçsin
istemiyorum' diyor. Tabiri caizse beddua ediyor ona. Çok çok üzgün.
Müvekkilim nerede olduğunun dahi bilinmesini istemiyor, çünkü çok
korkuyor . Çok endişeli . Israrla beni boşayın, benim çocuğumun soy
ismini değiştirin ben hayatıma devam etmek istiyorum' diyor"
ifadelerini kullandı.