Türk mutfağını başarıya taşıyacak reçete
Türk Mutfağının Yurt Dışında Tanınmasına Öncülük Eden Ünlü İsimlerden Biri Olan Şef Aylin Yazıcıoğlu, Bilgilerini Yaşar Üniversitesi Gastronomi Ve Mutfak Sanatları Bölümü Öğrencileri İle Paylaşıyor.
Abone olTürk mutfağının yurt dışında tanınmasına öncülük eden ünlü
isimlerden biri olan Şef Aylin Yazıcıoğlu, bilgilerini Yaşar
Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğrencileri
ile
paylaştı. Her yöredeki küçük lokantaların neden turizm
elçiliğimiz
gibi ciddiye alınıp düzenlenmesi gerektiğini anlatan Şef
Yazıcıoğlu, İzmir’in potansiyeline de dikkat çekti.
Şefliğini üstlendiği Nicole Restoran’ın, yüzlerce rehberin
ve
milyonlarca çevrim içi incelemenin derlemesini temel alan La
Liste
2019’a göre dünyanın en iyi bin restoranı arasında yer almasını
sağlayan Aylin Yazıcıoğlu, Yaşar Üniversitesinde verdiği ‘Türk
Mutfağı ve Yöresel Mutfaklar’ dersi ile birikimlerini
öğrencilere
aktardı. Öğrencilerle birlikte Türk mutfağının zenginliğine
doğru
bir yolculuk gerçekleştirdiklerine değinen Şef Yazıcıoğlu, “Hep
birlikte mutfakta öğrenmeyi, öğrenirken memleketin bir
zenginliğinden diğerine savruluyoruz. Ülkemizin gastronomik
geleceği ile ilgili hayallerim var. Organizasyon aklının
işlediği
bir ülkede, gençler en iyi eğitimi almalı, çalışma alanları
doğadan
ve insandan yana düzenlenmeli ve emeğimizle yeniden sofraya
gelmeli” dedi.
"İzmir’in Gaziantep’ten hiç bir eksiği yok”
Turizmin önemli bir kolu olan gastronomi turizminde
Türkiye’nin
duruşunu değerlendiren ünlü şef, İzmir’in potansiyeline de
dikkat
çekti. Yazıcıoğlu, şunları söyledi:
"Aslında katma değeri yüksek ürünler üretemememizle
gastronomi
turizmindeki potansiyelimizin açığa çıkmama nedenleri tamamen
aynı.
Türkiye’de muazzam bir insan enerjisi var. Sunduğu deneyim iyi
olmayan bir mutfağın pazarlamayı dert edinene kadar çok daha
uzun
bir yolu olduğundan eminim. Şimdilik iyi işleri çoğaltmaya ve
yeni
iyi işleri oluşturan ortak akıllara destek vermeye devam
etmeliyiz.
Ayrıca Gaziantep’in UNESCO tarafından gastronomi dalında
şehirler
ağına girmesi mutluluk verici bir gelişme oldu. Mesela İzmir’in
Antep’ten hiçbir eksiğinin olmadığına inanıyorum. İzmir’in
dünyanın
tek zeytinyağlılar kategorisine sahip olması, deniz ürünleri,
göç
mutfağı, mezeleri bu kentin zenginliklerinden bir kaçı. ’İzmir
çok
geç kaldı’ bile diyebiliriz. Kısa sürede yaşamın ve yaşamanın
öncü
şehri İzmir’in gastronomi alanında hak ettiği yere geleceğini
düşünüyorum.”
"Mutfakta ağır işçiliğe odaklanmalı"
Türk mutfağının yurt dışında tanıtılması için nasıl bir yol
izlenmesi gerektiğini de anlatan Yazıcıoğlu şöyle konuştu:
"Mutfakta her şey ürünle başlar. Ürünü en iyi haline
getirmeden
diğer aşamalara geçmemiz nafile olur. Sonra o, en iyi ürünü
işleyecek marifetli ve eğitimli ellere gelebiliriz. Bu iki
doğru
bir süre sonra yeni doğrular biriktirir ve emeğin sonucu olan
sonuçlar belirmeye başlar. Mesela dünya çapında mutfağıyla ünlü
restoranlarımız çoğalır. Gençler, her ülkeden edindikleri
tecrübeleriyle mutfağımıza çalışmaya gelir. Her yöredeki küçük
lokantalar bile turizm elçiliğimiz gibi ciddiye alınır ve
düzenlenir. Enstitüler açılır. Anadolu’nun yer altında değil
sofranın üstünde bekleyen gerçek hazinesi mutfak zenginliği
dilden
dile yayılır. Yani pazarlamayla, tanıtımla bu zamanın ustaları
fazlaca zaman harcıyor. Biz, yeni nesillerle birlikte ağır
işçiliğe
odaklanalım derim.”