Ali Koç'dan flaş açıklamalar! "Kadıköy'den çıkış olmayacak"
Fenerbahçe Faruk Ilgaz Tesisleri'nde, Vefa Küçük başkanlığında gerçekleştirilen toplantıya kulüp başkanı Ali Koç, yöneticiler ve üyeler katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Fenerbahçe Kulübü Yüksek Divan Kurulu Başkanı Vefa Küçük, kulübün sportif başarı açısından 2018 yılını iyi bir şekilde geride bıraktığını belirtti. Fenerbahçe Başkanı Ali Koç ise konuşmasında taraftarlara teşekkür ederek; "Tribünde senkronize olmak lazım, farklı sesler oluyor. Sağlanırsa Kadıköy'den çıkış olmayacak" dedi.
Abone olFenerbahçe Faruk Ilgaz Tesisleri'nde, Vefa Küçük başkanlığında gerçekleştirilen toplantıya kulüp başkanı Ali Koç, yöneticiler ve üyeler katıldı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Fenerbahçe Kulübü Yüksek Divan Kurulu Başkanı Vefa Küçük, kulübün sportif başarı açısından 2018 yılını iyi bir şekilde geride bıraktığını belirtti.
Geride kalan seneyi iki başkanın yönettiği bir dönem olarak geçirdiklerini hatırlatan Vefa Küçük, "Eski başkanımıza kulübe verdiği emekler için teşekkür ediyorum. Yeni başkanımıza da hem teşekkür ediyor hem de başarılar diliyorum. 2018 yılında sportif başarılarımız büyük umutlarla, bizi mutlu eden detaylarla kapanmıştır." diye konuştu.
Fenerbahçe'nin bir spor kulübü olduğunun altını çizen Vefa Küçük, şu ifadeleri kullandı:
"Tabii ki futbol hem Türkiye'de hem dünyada en çok ilgi çeken en önemli spor dalı ancak biz spor kulübüyüz. Dokuz branşta yarışıyoruz ve senelerdir, bu sene de dahil hem Türkiye'de hem Avrupa ve dünyada büyük başarılar elde ettik. 2018 yılı kulübümüz için başarılı geçmiştir. Sadece futbol olarak bakarsak başarılı diyemeyiz ama alacağımız sonuçlarla hem bugünümüze hem de geleceğimize daha huzurlu, rahat ve güvenli bakacağız."
Fenerbahçe’de 70 yıllık üyeler plaketlerini aldı
Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu Toplantısı’nda 70 yıllık üyeler plaketlerini aldı.
Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu, Faruk Ilgaz Tesisleri'nde devam ediyor. Toplantıda 70 yılını dolduran iki üye olan Ali Yılmaz Uslu ve İrfan Etiler'e de plaketleri Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç tarafından verildi. İki emektar üye sahneye plaketlerini almaya gelirken, diğer divan üyeleri tarafından ayakta alkışlandı.
Fenerbahçe Divan Kurulu Toplantısı’nda, Kulüp Başkanı Ali Koç konuşma yaptı. İşte Ali Koç'un açıklamaları...
"Sayın Divan Başkanımız sevgili Vefa Bey, değerli Yüksek Divan
Kurulu üyelerimiz, Yönetim Kurulu arkadaşlarım, sevgili basın
mensupları ve bizleri televizyondan izleyen tüm taraftarlarımızı
sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Biraz format değişikliği oldu çünkü bazı konuları hem sizlere hem
de kamuoyuna ifade etme ihtiyacı duyduğum için sorulara cevaptan
önce bir konuşma rica ettim Vefa beyden. Öncelikle güzel bir haberi
paylaşalım. Hep vefatları konuşuruz bu toplantılarda. Biraz evvel
Yönetim Kurulu Üyemiz Alper Pirşen apar topar hastaneye gitti. Eşi
şu an doğurmak üzere. İnşallah bir Fenerbahçeli daha aramıza
katılmak üzere.
Sizlerden aldığımız geri bildirimler çalışmalarımıza renk
katıyor
Bu bizim sizlerle üçüncü toplantımız. Bu toplantılara çok önem
veriyoruz. Camiamızın en üst makamına gelmek, konuşmak, hesap
vermek, paylaşmak, bilgilendirmek, istişare etmek bizler için çok
önemli. Sizlerden aldığımız geri bildirimler de çalışmalarımıza hem
renk katıyor hem de yönlendirme oluyor. Önce Sevil hanıma sunumu
için teşekkür ediyorum, sonra Başkan Yardımcısı Sayın Burhan
Karaçam’a ve aynı şekilde Denetim Kurulumuza teşekkür ediyorum.
Denetim Kurulumuz geçmiş çalışma şekline göre farklı bir kültürde
çalışıyorlar. İnşallah onların çalışmaları bizim çalışmalarımızla
ileriye dönük olarak daha sağlıklı bir Fenerbahçe
sağlayabiliriz.
Biz Fenerbahçemizi hak ettiği yapıya, mutlu ve gururlu
yarınlara taşımak için bu göreve talip olduk
Burhan bey önemli konularda açıklamalar yaptı. Bazen duyuyorum,
bazen hissediyorum, hep rakam konuşuyorsunuz, çok teknik, ne gerek
var bu kadar bilgiye… Çok gerek var. Biz buraya enkaz edebiyatı
yapmaya gelmedik, bunun üstüne basarak söylemek istiyorum. Biz
Fenerbahçemizi hak ettiği yapıya, mutlu ve gururlu yarınlara
taşımak için gelecekle ilgili sizlere umut verebilmek için, umutlu
bir gelecek için bu göreve talip olduk. Sağ olun sizler de bize bu
görevi verdiniz.
Bu zor yoldaki en büyük gücümüz, sizler ve camiamızın
desteğidir
Bu uzun bir yol. Bu çetrefilli ve zor yoldaki en büyük gücümüz,
motivasyon kaynağımız sizler ve camiamızın desteğidir. Bu yolda
sizlerle mümkün oldukça en şeffaf şekliyle bu tabloları, detayları
paylaşmalıyız. Kulübümüzde olup bitenleri bilmelisiniz ve bunları
en şeffaf haliyle sizle paylaşmak ben ve yönetim kurulundaki
arkadaşlarımın en önemli önceliklerinden bir tanesidir. Bundan daha
da önemlisi hepimizin sorumluluğudur. Sizlere karşı, camiaya karşı,
milyonlarca taraftarımıza karşı sorumluluğumuzdur. Buna mukabil
aynı şekilde sizler de birer kongre üyesi YDK üyesi olarak ve
bundan daha da önemlisi bir Fenerbahçe taraftarı olarak bunlarla
ilgilenmeli, dikkatle analiz etmeli, vakit ayırmalı ve olup bitene
hakim olmalısınız. Bunu Fenerbahçemize karşı önemli bir
sorumluluğunuz olduğu için yapmalısınız. Bizim gayemiz, hedefimiz,
önceliğimiz şeffaf ve hesap veren bir yönetim anlayışı, bununla
beraber sorgulayabilen bir üye yapısı. Güçlü ve ayakları yere basan
bir Fenerbahçe için bu mutlaka olmazsa olmaz kulübümüzde
yerleştirmemiz gereken bir kulüp kültürü olmak durumundadır.
Olmalıdır. Niye olmalıdır? Bir daha bu finansal açıdan sıkıntılı
dönemden –ki bundan çıkmak ne kadar sürecek bilmiyorum- çıktıktan
sonra Allah’ın izniyle bir daha bu durumlara düşmemek adına siz ve
tüm üyelerimiz milyonlarca taraftar nezdinde sorumlusunuz. Biz de
bu kültürü yerleştirmeye çalışıyoruz. İnşallah muvaffak oluruz.
Söylemek istediğim; hep beraber bu yolculukta Fenerbahçe’yi umutlu
yarınlara, mali açıdan bağımsız ve sağlıklı, sürdürülebilir sportif
başarılara ancak ve ancak hep birlikte kavuşturabiliriz. Bunu
üstüne basarak söylemek istiyorum.
Bu takım iyi bir takımdır, bunu da ligin ikinci yarısında
göreceğiz
Gelelim futbol takımımıza. İçinde bulunduğumuz durum hepimizin
malumu. Futbol A Takımımız ligin ilk yarısında aldığı olumsuz
sonuçlar ve puan durumunda bulunduğu durum Fenerbahçe’ye hiç mi hiç
yakışmamaktadır. Kabul edilemeyecek bir durumdadır. Evet, takımımız
istediğimiz seviyede olmasa da kim ne derse desin otoritelerin
görüşlerinin aksine bizim takımımız söylendiği kadar kötü bir takım
değildi. Bizim yaşadıklarımız olağan dışı durumlardır. Sadece
futbol mantığıyla anlatılabilecek durumlar değildi. İnanıyorum ve
arzu ediyorum ki bu olağan dışı durumlardan hızlıca, süratlice,
kenetlenerek, takımımız öz güvenini kazanarak, rakiplerine
psikolojik üstünlük sağlayarak çıkacaktır. Bu takım söylendiği
kadar kötü bir takım değil hatta iyi bir takımdır ve bunu da ligin
ikinci yarısında hep beraber göreceğimize inanıyorum. Bu gerçekleri
bilerek devre arasında çok faydalı ve verimli bir kamp dönemi
yaşadık Ersun hocanın yönetiminde çok iyi bir hazırlık dönemi
geçirdik.
Yaptığımız yatırımların saha içinde meyvelerini
toplayacağımıza inanıyorum
Ocak ayında transfer yapmak zordur. Takımlar kilit oyuncularını
bırakmazlar. Mukaveleler, sözleşmeler bitmez. Bizim gibi finansal
alanda manevrası dar kulüpler daha fazla kiralama sistemini seçtiği
için de oyuncu kiralayacak takımlar ise son dakikaya kadar
oyuncuları elinde tutup en iyi şartları sağlamaya çalışırlar. Buna
rağmen yoğun bir çalışmayla hocamızın talep ve onayları
doğrultusunda takımımızın eksik bölgelerine 5 tane kilit transfer
yaptık. Umuyorum bu adımların sonuçları önümüzdeki haftalarda çok
daha iyi olacak, daha iyi şekilde saha içinde yaptığımız
yatırımların meyvelerini toplayacağımıza inanıyorum. Bir noktaya
takviye yapmak istedik, hocamız da arzu etti ama yapamadık.
Santrafor mevkiineydi. Bunu yapamadık. İnşallah önümüzdeki transfer
penceresinde burayı daha da kuvvetlendireceğiz.
Bu dönemde Türk oyunculara daha fazla ağırlık
verdik
Bizim bir transfer politikamız var. Yazın yaptığımız transferler de
bu politika çerçevesinde yapıldı. Bu yatırımlardan ilk yarıda
istediğimiz verimliliği ve performansı alamadık. İlerleyen dönemde
alacağımızı düşünüyorum. Nedir bu? Tabii ki kulübümüzün mali
durumunu göz önünde bulundurmak durumundayız. Bu imkanları göz
önünde bulundurarak belirli bir yaş aralığında bulunan uygun
maliyetli ama yüksek potansiyeli ve uzun vadede kulübümüze ekonomik
açıdan da getirisi olacak isimleri kadromuza katmaya özen
gösteriyoruz. Bu dönemde de böyle yaptık. İlaveten önümüzdeki
dönemde gelmesi beklenen, yabancı kotasına getirilmesi beklenen
sınırlamalar, düşecek rakamları da göz önünde bulundurarak bu
dönemde Türk oyunculara daha fazla ağırlık verdik. Zaten hocamız da
bu yönde düşünüyordu. Çok çabuk ayrılanlarla ilgili birkaç şey
söylemek istiyorum. Diego Reyes verim alamadığımız oyunculardan
biriydi. Kendisi İspanya’ya gitti, kiralandı. Sadık’ın transferi
karşılığında Yiğithan Güveli’yi bonservisiyle verdik, Barış
Alıcı’yı kiraladık, ücretini Malatyaspor’un karşılaması kaydıyla.
İnşallah orada biraz daha pişecek ve yaz döneminde tekrar bizimle
olacak. Aatif’a çok talep vardı ama biz Rizespor’a kiralamayı
tercih ettik. Bizim gönlümüzde farklı yeri olan Anadolu’da iki tane
şehir vardır. Ben şahsen onlara Anadolu’daki Kadıköy derim. Biri
Rize, diğeri Sivas. Dolayısıyla Rize’ye kiralamak bizi de mutlu
etti. İnşallah Rize de bizim gibi sıkıntılı dönemlerden çıkacaktır.
Uygar Mert Zeybek İstanbulspor’a verildi, Ozan Tufan Alanyaspor’a
kiralık, Salih Uçan’ı da Empoli’ye kiralık olarak vermiştik
biliyorsunuz. Zajc’ın transferi karşılığında bonservisiyle oraya
verdik.
UEFA’nın listesini dün gece itibarıyla
yaptık
İsimleri teknik kadromuz açıklar, UEFA’nın listesini vermek
durumundasınız. Bilmeyenler için söyleyeyim, UEFA listesine kimi
satarsan sat, kimi alırsan al en fazla 3 kişi ekleyebiliyorsunuz.
UEFA listemizde olmayan isimler var. Kadromuzda olan bir de 5 yeni
oyuncu var. O seçim zor bir seçimdi. Bütün yeni takviyeleri tabii
ki listeye alamadık. Hocamız o listeyi açıklayacaktır ama bir
tercih yapmak zorundaydık, bunu da dün gece itibarıyla yaptık.
Bu galibiyetler 3 puanın ötesinde
1 puanla başladığımız sezonun ikinci yarısında önce Malatyaspor,
sonrasında Göztepe’ye karşı elde ettiğimiz galibiyetler bizim için
3 puanın ötesinde. Çok fazla sevinecek bir durum yok ama niye 3
puanın ötesinde? Attığımız adımların doğru adımlar olduğunu görmek,
ligdeki varlığımızı ve gücümüzü göstermek adına çok önemli
psikolojik bir eşik oldu. Devamının geleceğine inanıyorum.
Kayserispor, Konya ve Beşiktaş deplasmanı var. Hedefimiz bu üç
maçtan 9 puan almaktır.
Evet, Fenerbahçe’ye hiç ama hiç yakışmayan bir başlangıç yaptık.
Sezonun ikinci yarısındaki gayemiz futbolumuzu ve kadromuzun
omurgasını geliştirip; takım ruhunu pekiştirmek, önümüzdeki sezon
için çok daha hazır hale gelebilmek.
Fenerbahçe önümüzdeki sezon Ersun Hocamız ile beraber bu
ligin en önemli şampiyonluk adayı olacaktır
Taraftarlarımız emin olsunlar; Fenerbahçe futbol takımı önümüzdeki
sezon Ersun Hocamız ile beraber bu ligin en önemli şampiyonluk
adayı olacaktır. Bundan hiç kuşkunuz olmasın.
Göreve geldiğimiz bu ilk yılımızda bazı manevra alanlarımızın
kısıtlı ve sezon başındaki yönetimsel yanılgılarımız nedeniyle
yüzümüzü güldüren sonuçlara çokgeç ulaştık. Her değişim sürecinde
olabileceği gibi çok sancılı bir dönemden geçtik.
Ama şu an gelinen noktada yaz transfer döneminde de yapılacak,
Finansal Fair Play’e çok bağlı, birkaç takviyeyle; 2-3 olur, 4-5
olur. Önümüzdeki sezon Fenerbahçe ligin şampiyonluk için en
önemli favorisi olacaktır ve net şekilde bugünden attığımız
tohumların şampiyonluğa ulaşacak kapasitede olduğunu hepiniz
göreceksiniz. Bu konuda içinizin rahat olmasını rica ediyorum.
Büyük Fenerbahçe taraftarına bir kez daha teşekkür
ediyorum
Futboldan bahsederken, Sevil hanım da değindi; taraftarlara
değinmek zorundayız. Orada da olağan dışı durum yaşıyoruz. En
zor günlerimizde bizlere verdikleri eşsiz ve tarifsiz destekle,
geleceğimizle ilgili bize en büyük umut Büyük Fenerbahçe taraftarı
olmuştur. Onlara özel ve ayrı bir paragraf açmak istiyorum;
Bu sene ligde, benim başkanlığımda şu ana kadar tarihimizin en
başarısız döneminde olmamıza rağmen, taraftar ortalamalarında
Passolig rakamlarında ve seyirci ortalamasında en üstteyiz. Her
maçımızı dolu tribünlere oynuyoruz. Zannedersiniz ki dün
şampiyonluk maçıydı. Derbi maçı gibiydi. Bir Cuma akşamı.
Taraftarlarımız desteklerini ve aidiyetlerini en sıkıntılı günlerde
bile sonuna kadar gösterdiler ve gösteriyorlar. Sizlerin
huzurunuzda büyük Fenerbahçe taraftarına bir kez daha teşekkür
ediyorum ve onları alkışlamanızı rica ediyorum.
Onlara da buradan ben ve Yönetim Kurulu adına iyi ki varsınız
diyorum. Bize gerçekten hiç ama hiç tahmin edemeyeceğiniz kadar
büyük bir güç, kuvvet ve çalışma azmi verdiler. Çok şanslıyız.
Kolay kolay hiçbir camiaya da nasip olmayacak taktire şayan bir
tablo.
Küçük bir üzüntümü de dile getirmek istiyorum. Bir de gelişmemiz
gereken alan. Tribün tıklım tıklım dolmasına rağmen homojen bir
şekilde takımı destekleyemiyoruz. Sekronize olamadık. Değişik
tribünler aynı anda değişik tezahüratlar yapıyor. Bunu aştığımızda
Kadıköy’den gerçekten çıkış olmayacak. Göreceksiniz.
Üzüntüm ise biliyorsunuz sezon başında saygı ve sevgi dedik. Küfüre
karşıyız dedik. Küfürsüz stat hedefimiz var dedik. Dün, bazı
maçlarda zaman zaman ama dün hiç gereği yoktu. Çok kısa, bir nebze
oldu. Üstüne belki değinmemiz gerek ama iyiyi, güzeli, artıyı
söylerken; olumsuza da burada değinmek zorunda hissediyorum ve
onlardan rica ediyorum. Hem bize yakışmıyor. Hem de maddi açıdan
büyük bir külfet oluyor. Her şeye rağmen televizyonda da ifade
ettiğim gibi geçen seneye nazaran, küfürden ve taraftar
olaylarından yediğimiz cezalar büyük bir ölçüde azalmıştır. Onlara
da bu hassasiyet için teşekkür ediyorum.
Malatyaspor maçından sonra bahsettiğim konulara gelmek
istiyorum;
Bu kutsal görevi üstlenmemizin üzerinden tam 7 ay geçti. Bize
emanetiniz olan Fenerbahçe için mali anlamda özgür ve bağımsız bir
gelecek, problemlerinden arınmış bir sistem, ayakları her anlamda
yer basan sportif bir yapı bir kulüp kurmak adına, tüm ekip
arkadaşlarımla beraber canla başla çalışıyoruz.
Burada yeri gelmişken şunu da belirtmek isterim; diğer kulüpler
nasıl çalışıyor bilmiyorum ama inanıyorum belki de Türkiye’de
hiçbir spor kulübüne nasip olmayan veya gerçekleşmeyen bir çalışma
şekli ve fedakarlıkla çalıştığımızı yönetim kurulumuzla bilmenizi
ve içinizin rahat olmasını diliyorum. Ancak futbolda işler iyi
gitmediği zaman A’dan Z’ye diğer alanlardaki tüm olumlu çalışmalar,
az önce genç sporculara da ifade ettim, iyi işler göz ardı
edilebiliyor. Ama biz bugün için değil yarınlar için
çalışmalarımıza devam ediyoruz.
7 aydır bu çalışmaları gerçekleştirirken, burada şunu vurgulamam
lazım; Yönetime geldiğimizden bu yana hep kendimize has bir
tarzımız, tonumuz, olaylara yaklaşım biçimimiz ve bakış açımız
oldu. Bardağı hep dolu tarafından görmeye öncelik verdik.
Rakiplerimize, paydaşlarımıza, kendi camiamızdaki olumsuz seslere
bile, kısacası tüm spor dünyasına saygı ile yaklaştık, hoşgörüyü
hiç elden bırakmadık.
Kısacası Fenerbahçe Spor Kulübü’ne seçim öncesinde de ifade ettiğim
gibi yakışan, öncü ve örnek bir tavır sergilemeye çalıştık.
Bundan sonra da elimizden geldiği kadar saygıda ve sevgide kusur
etmemeye; Türkiye’yi kucaklayan, halkın takımı olan Fenerbahçe Spor
Kulübü’ne yakışır şekilde adımlarımızı atmaya devam edeceğiz.
Bundan hiç şüpheniz olmasın. Hatta bunu zafiyet olarak görenlerde
var.
Son dönemlerde ne yazık ki bazı kesimler gelişmeler var ki, bizi çok ama çok farklı davranmaya mecbur bırakıyorlar. Adeta bize davetiye çıkarıyorlar. Değişmeyeceğiz de birkaç konuyu gündemimize getirmem gerekiyor.
Camiamız arkamızda olduğu sürece biz bu yoldan
kesinlikle dönmeyeceğiz
Daha evvel size bahsetmiştim, tıpkı bağışıklık sistemi
güçsüzleştiği zaman ortaya çıkan uçuklar gibi camiamızın içinde
bünyemizi sarmaya çalışan, organize bazı olayları yoğunlaşarak,
sonuçları kötü olduğunda yoğunlaşarak geliştiğini görüyorum.
Düşünüyorum.
Futboldaki ilk sezonumuzdaki her tökezlememizi ve olağan dışı kötü
gidişatımızı fırsat bilerek saldırılar gerçekleştiren, birçok
yerden organize şekilde baş veren, bazı medya bağlantıları da olan
ve bir kısım medya ile de organize çalışan insanların tek bir amacı
var;
Fenerbahçe Spor Kulübü üzerinde söz sahibi olmak!
Fenerbahçe Spor Kulübü yönetimini, yeniden yapılandırmak,
beni ve yönetimimi bezdirmek.
Bu kesimlerin, bu arkadaşların, kişilerin, şahısların çok iyi
bilmesini istediğim bazı şeyler var. En azından diliyorum. Biz
buraya bu camianın büyük bir güveni ve desteğiyle Kulübümüzün
tarihindeki en kötü mali durumunda, en kötü durumunda, mali
bağımsızlığın tehlike altında olduğu bir dönemde elimizi taşın
altına koyduk. Bazılarınız hatırlayacaksınız belki bir şey söylemek
istiyorum. Seçin döneminde şöyle bir şey ifade ediyorduk: Bazen
kazanırken kaybedersiniz bazen kaybettiğiniz zaman kazanırsınız.
Seçimler 6 ay sonra ya da küçük bir süre içinde olsaydı ne kadar
sıkıntılı bir durumun içinde olduğumuzu anlayacaktınız. Yalnız biz,
en kötü günde elimizi taşın altına koyduk. Fenerbahçe için
gerekirse elimizi kayanın altına koymaktan çekinmeyiz. Bizim
anladığımız Fenerbahçe ruhu da bunu gerektirir. Kimler ne planlar
yaparsa yapsın ne stratejiler geliştirirlerse geliştirsinler, hangi
medya mecralarını veya mensuplarını iletişim yapmak adına
kullanırsa kullansınlar, camiamız arkamızda olduğu sürece biz bu
yoldan kesinlikle dönmeyeceğiz. Bizi asla vazgeçiremezler. Bunu
burada ifade etme ihtiyacı duyuyorum. Ben şahsen büyük konuşmayı
çok seven biri değilim. Ama boşa enerjilerini harcamamaları,
gereksiz yere negatif enerji yaymamaları, başka işlerle uğraşmaları
için de söyleme ihtiyacı duyuyorum. Buradaki asıl hedef, ben ve
yönetimimin camiamızla aramızdaki güçlü bağı ve birbirimize olan
inançla, güveni kırmak. Beni ve yönetimimi yıpratarak bıktırmak.
Bütün Fenerbahçeliler de emin olsunlar, siz bize destek olduğunuz
müddetçe bu saldırılar, saygısız yorumlar, itibarsızlaştırma
çalışmaları bizi güçlendirir, kamçılar ve motive eder. Gözünüz
arkada kalmasın. Biz Fenerbahçe’ye sahip çıkarız. Böyle olmasa da
içiniz rahat olsun diye bunları size çıkıp söyleyecektim. Hem
Fenerbahçe’ye hem de bizler için çok üzülenler olduğunu biliyorum.
Ama içiniz rahat olsun, çünkü bizim yolumuz çok uzun. Biz buraya
üç-beş gün için gelmedik. Biz Fenerbahçe Spor Kulübü’nü her anlamda
hak ettiği yarınlara taşımak için her türlü fedakarlığı ve cefayı
göze alarak bu göreve soyunduk. Bunda da çok ama çok kararlıyız.
Her türlü samimi eleştiriye de açığız. Arkasında başka amaçlar, art
niyet olmadığı müddetçe eleştirinin her türlüsüne açığız. Bunlardan
ders çıkarmaya özen gösteririz. Biz bu tarzda insanlarız. Normal
hayatımızda da burada da böyleyiz. Bu anlayışta olduğumuzun en
güzel kanıtı da kulüp televizyonumuz FBTV. Zaman zaman yerden yere
de vurulduk. Biz Fenerbahçe Televizyonu’nda hiçbir programa
müdahale etmiyoruz. FBTV’nin tarihinde hiçbir yönetim bu kadar
eleştiri almamıştır. Biz karışmıyoruz. Kendi televizyonumuzda
eleştirilere karışmadığımız için de eleştiriliyoruz. Ama biz
eleştiriye açık bir yönetimiz. Fenerbahçe’nin iyiliği için
yapılacak her eleştiri başımızın üstündedir. Zaten Fenerbahçe
Futbol Takımı’nın iyi olmadığını herkesten önce biz söylüyoruz. Ben
kendim söylüyorum ve sorumluluğun bende olduğunu söylüyorum.
Fenerbahçe üzerinden kendi kişisel menfaatleri için daha 7. ayda
ortalığı yangın yerine çeviren, bazı medya odaklarıyla ortak ve
organize çalışan, linç kampanyaları başlatan, Fenerbahçe’ye kötü
gününde bir zarar daha verip sonra bu zararı kendi yararına
çevirmeye çalışan, burayı yeniden dizayn etmek isteyen herkesin de
sonuna kadar memnuniyetle, zevkle ve şevkle karşısında duracak
irade ve nitelikteyiz. İçiniz rahat olsun. Burası Fenerbahçe Spor
Kulübü ve kimsenin kişisel planlarına kurban edilmemeli. Bu yüzden
iyi niyetimizi suiistimal edenlere artık eskisi kadar da iyi
niyetli davranmamız beklenmesin. Tabii ki, sevgide ve saygıda da
kusur etmeyiz. Biz daha çok yeniyiz. Zaman olarak baktığınız zaman
nispeten değil çok yeniyiz. Bizi henüz tam tanımıyorlar. Ama
tanıyacaklar ve alışacaklar.
Fenerbahçe’nin hakkını milyonların önünde kimseye yedirmeme
sorumluluğu da bizimdir
Hakem kararlarına değinmek istiyorum. Bu da bizim tarzımız değil
ama son dönemde mecbur kaldık. Fenerbahçemizin direkt olarak maç
sonucuna etki eden bazı yanlış hakem kararlarına bakınca, maruz
kalınca istemeyerek de olsa gündeme getirmek zorunda kaldık. Önce
Bursaspor maçında yaşadıklarımız, Evkur Yeni Malatyaspor maçında
VAR’da açıkça görülmesine rağmen verilen ve verilmeyen kararların
ardından maçı kazanmış olmamıza rağmen açık yüreklilikle, kimseye
hakaret etmeden Fenerbahçe için verilen hatalı olduğunu
düşündüğümüz muhtelif kararlara dikkat çekmeye çalıştık. Buradan
şunu da önemle ifade etmek istiyorum: Biz kesinlikle ayrıcalık veya
imtiyaz istemiyoruz. Hakemlere maçlarımızda verdikleri kararlardan
dolayı düdük astırma gibi bir amacımız olmadı da olamaz da.
Federasyonu baskı altına almaya, lobi yapmaya şartlar ne olursa
olsun hiçbir zaman tenezzül etmedik. Galatasaray-Fenerbahçe
maçından sonra bir kişi dahi federasyonu aramadık. Bunu da zaaf
olarak görenler var. Ama alışılacak, çünkü doğru olması gereken
budur. Kimin sesi çok çıkarsa onun istediğinin olduğu bir ortamdan
uzaklaşmalıyız. VAR’da açıkça gözüken ama görülmesine rağmen
verilmeyen bu kararlara saygıda kusur etmeden dikkat çekmeye
çalıştık. Fenerbahçe şu anda ligde kendisine yakışan bir yerde
olmayabilir. Bunun baş sorumlusu ben ve bu konuyla ilgili sorumlu
arkadaşlarımdır. Ancak, Fenerbahçe’nin hakkını da göz göre göre
milyonların önünde kimseye yedirmeme sorumluluğu da aynı şekilde
bizimdir. Takımımızın performansı da artarken son üç maçta
yaşadıklarımız ileriye dönük olarak bizi endişelendirmektedir.
Bilhassa, sarı kart sınırında olan oyuncularımızın, geçen hafta
Hasan Ali, bu hafta Mehmet Topal’ın aldığı kartlar, verilen
verilmeyen kartlar, inşallah ben paranoya yapıyor ve
yanılıyorumdur, bir daha da bu konuya değinme ihtiyacım olmaz. Ama
bunu kamuoyunun dikkatine getirmek zorundayım.
Hem mali bağımsızlığımız açısından hem Finansal Fair Play
konuları açısından ciddi fon yaratmak durumundayız
Fon yaratma kampanyası da bir diğer önemli konumuz. Biraz önce
Burhan Bey bundan bahsetti. Fenerbahçe Spor Kulübü olarak mali
anlamda milyonlarca taraftarımızın, kongre üyelerimizin desteğine
tarihimizde en çok ihtiyacımız olan bir dönemden geçiyoruz. Ben
seçim kampanyamda da defalarca ifade ettim. Biz fedakarlık
yapacağız ama bizim fedakarlıklarımızla bu iş çevrilmeyecek.
Davadır, Kurtuluş Savaşı’dır; hep beraber, topyekun ve bir süre
boyunca hepimiz imkanlarımız yettiğince elimizi taşın altına koymak
durumundayız. Hem mali bağımsızlığımız açısından hem Finansal Fair
Play konuları açısından ciddi fon yaratmak durumundayız. Omuz omuza
verip Fenerbahçemiz için eşsiz bir kaynak yaratmak, fedakarlık
yapmak zorundayız. Ancak ve ancak bu şekilde mali özgürlüğümüz
konusunda ilerleme kaydedebiliriz. Devletimiz inisiyatif alarak TFF
ve Bankalar Birliği, Ziraat Bankası önderliğinde sadece
Fenerbahçe’nin değil, Türk futbolunun içinde bulunduğu sıkıntılı
günlere çare aramaktadır. Bunu önemli ve değerli buluyoruz.
Detaylarına henüz vakıf değiliz. Ama inanıyorum ki, kulüplerle
beraber federasyon ve bankalar tekrar bu konuyu değerlendirip, en
sağlıklı şekilde yeniden yapılandırarak kulüplerimize nefes
aldıracaktır. Kampanyamızı yapmak durumundayız ve bu konuda hep
beraber desteklemeliyiz. Bugün birkaç üyemiz bana geldi ve mali
konularda, aidat konusunda, ’10 senelik aidatları verelim,
arttıralım’ diye. Her anlamda kulübümüzün gelirlerini arttırmak
zorundayız. Biz kulübümüzün mali konularına, kendi mali
konularımıza sahip çıkmadığımız kadar sahip çıkıyoruz. Bu konuda
içiniz rahat olsun. Ama aynı zamanda gerçekçiyiz. Ciddi anlamda 120
Milyon Euro’ya yakın kaynak yarattık. Biraz evvel gelirlerimizin ne
kadar arttığını gördünüz. Öz kaynak erimesinin ne kadar azaldığını
ama ciddi rakamlar olsa da oradaki ilerlemeleri gördünüz. Ama mart
ayına geldik ve bizim likit durumumuz nedeniyle tekrar arayışa
girmek zorundayız. O noktaya geldik, düşünün 7-8 ayda. O yüzden bu
konuda yakında detaylar açıklanacaktır. Sadece bize değil,
camianıza, kulübünüze sahip çıkmanızı önemle rica ediyorum. Yakında
bu duyurular yapılacaktır. UEFA’ya gittik, ilk defa komitenin
önünde formel bir şekilde sunum yapmak üzere ben katıldım. Sayın
Burhan Karaçam, Sayın Fethi Pekin ve finansal konulardaki sorumlu
arkadaşımız Serdar Yıldız Bey ile katıldık. Bizden önce Türkiye
Futbol Federasyonu sunum yaptı, bizden sonra da Trabzonspor sunum
yaptı. Bana göre toplantı iyi geçti ama bana göre diyorum, çünkü
ben ilk defa bu toplantılara katıldığım için diğer toplantıların
nasıl olduğunu bilmiyorum. Ama Serdar Bey’den aldığım bilgi de
toplantının son derece olumlu geçtiği, geçmiş toplantılarda ciddi
anlamda ters sorular sorulduğu, zaman zaman hırpalandığımız,
negatif bir enerjinin olduğunu ifade etti. Dolayısıyla bu bir
istişare toplantısıydı, bilgi paylaşım toplantısıydı ve Serdar
Bey’in verilerinden hareket ederek çok olumlu geçtiğini
söyleyebilirim.
Fon yaratma kampanyasının Finansal Fair Play konusundaki
sıkıntılarımızı aşmak için de bir yöntem olabileceğini anlatmaya
çalıştım
Bizim bugünden mayıs ayının sonuna kadar 60 Milyon Euro kar
yapmamız lazım ki yaptığımız anlaşmaya riayet edebilelim. Bu da
tabii mümkün değildir. Bundan çıkmanın muhtelif yöntemleri var.
Bunları anlattık. Tabii karşı taraf daha çok dinlenme konumunda
olduğu için cevapları ne olacak bilmiyorum. Bunlardan bir tanesi
gelir olarak sermaye artırımını kabul ettirmeye çalıştık. Durum,
onların alıştığı bir durum değil. Neden değil? Çünkü biz, bir
dernek yapısındayız. Bir sahibimiz yok. Derneğin sahibi 30 küsur
bin üyedir. Dolayısıyla sermaye artırımı diğer kulüp sahiplerinin
yaptığı sermaye artırımı gibi değil. Muhasebe açısından neden gelir
olarak kabul edilebileceğinin argümanlarını Burhan Bey yaptı. Kabul
edilir ya da edilmez, bilmiyorum. Buradan fon yaratma kampanyasına
bağlayacağım konuyu, o nedenle dikkatle dinlemenizi rica ediyorum.
Ama biz iki türlü sermaye artırımı yaptık: Birincisi, derneğimiz
yani Futbol A.Ş.’nin ana hissedarı olan Fenerbahçe Spor Kulübü
Derneği’nin koyduğu meblağ üçte ikisiydi, 17 bin küçük
hissedarlarımız da diğer kalan üçte bir meblağı koydu. Bu kadar
geniş bir kitlenin koyduğu meblağ büyük bir ihtimalle, şunu tekrar
söylüyorum: UEFA bize öyle ya da böyle olacak demedi, UEFA adına da
konuşmuyorum. Aldığım izlenimi sizlerle paylaşıyorum. Büyük bir
olasılıkla gelir olarak kabul edilebilir. Tabii bu 60 Milyonu
kapsamıyor. Totalinde 60 Milyon Dolar koymuştuk, bizim 60
Milyon Euro açığımız var. Bu 17 bin taraftar olarak ve gönüllü
yatırımcıların sermaye artırımında koyduğu meblağ gelir olarak
kabul edildiği taktirde fon yaratma kampanyası için ne kadar bir
kaynak yaratırsak bunu da gelir olarak kabul ettirme, kaydettirme
imkanı çıkabilir. Bu imkan olduğu taktirde o zaman bambaşka şeyleri
konuşabiliriz. Dolayısıyla fon yaratma kampanyasını sadece finansal
ihtiyaçları karşılamak olarak görmemenizi, Finansal Fair Play
konusundaki sıkıntılarımızı aşmak için de bir yöntem olabileceğini
anlatmaya çalıştım.
Fenerbahçemizin geleceğini her anlamda garanti altına almak
istediğimiz bir hayalimiz var
Sözlerime son verirken şunları da dile getirmek istiyorum: Umut,
korkudan güçlü en önemli duygudur. Umut, insanoğlunun yakıtıdır.
Biz, Fenerbahçe için bu yola her türlü riski, tehlikeyi göğüslemeyi
göz önünde bulundurarak çıktık. Zaten göz önünde bulundurmuyorsan
da böyle bir yola çıkmaman gerekir. Dolayısıyla sağlık dışında
hiçbir şeyin bizi hedefimizden, doğru bildiğimiz yoldan kesinlikle
saptırmamalıdır, saptırmayacaktır da! Mücadeleler hayatta her zaman
ve herkesin hayatında vardır. Mücadeleler hayatımızda tam olarak
gerek gördüğümüz şeylerdir de aslında. Onlar olmasa şimdi ve daha
sonra olabileceğimiz kadar güçlü olamazdık. Biz, bu mücadeleler ve
çıkarttığımız dersler sayesinde daha da güçleniyoruz ve kendimizi
daha da büyütüyoruz. Bizim Fenerbahçe için bir hayalimiz var.
Milyonlarla birlikte kurduğumuz ve asla vazgeçmeyeceğimiz bir gönül
birliğimiz var. Fenerbahçemizin geleceğini her anlamda garanti
altına almak istediğimiz bir hayalimiz var. Bu hedef ve hayaller
içerisinde sonuna kadar ben ve arkadaşlarım doğru bildiklerimizi
burada yapıyor olacağız. Muaffak oluruz, olmayız; onu da artık
zaman gösterecek. İnşallah oluruz. Hedefimizden geri kalarak
geçirdiğimiz şu günler bana göre bize daha büyük sıçramalar için
ilham niteliği taşımaktadır. Dikkat dağıtma hedefli oyunlardan
etkilenmeden, tekrar söylüyorum, şu yaşadıklarımız dikkat dağıtma
hedefli oyunlardan etkilenmeden yoğun bir konsantrasyonla gözümüzü
hedeften ayırmadan yolumuza devam edeceğiz. Bunu yaparken de her
geçen gün güçlenerek ama cebimizdeki dersleri de unutmayarak.
Sizden şunu rica ediyorum ve şu konuda emin olmanızı istiyorum.
Bizim bu hep birlikte kurduğumuz hayalimiz oldukça sizler de bu
yolda hep destek oldukça umutlu yarınlara, güzel geleceğe birlikte
mutlaka er ya da geç ulaşacağız. Son olarak Fenerbahçemizin ya da
bu yönetimin başında olduğu Fenerbahçemizin, içinde bulunduğu bu
zor dönemlerden nemalanmak isteyenlere de ufak bir hatırlatma daha
yapmak istiyorum: ‘Karanlık fikirleriyle, karanlık niyetleriyle
bizi korkutmak isteyenler asıl kendileri korkmalıdır. Zira şunu
hatırlamalılardır ki Fener, karanlığı aydınlatmak için vardır. Kısa
sözün özü; karanlık, Fenerbahçe’nin karşısında daima çaresizdir. Az
önce de ifade ettiğim gibi güzel ve mutlu yarınlara hep birlikte
çıkacağız. Bugün burada olan, bu kadar zaman ayıran, sabırla bizi
dinleyen, ekran başlarında bizleri takip eden herkese de,
milyonlarca taraftarlarımıza da her şey için teşekkür ediyorum.
İnşallah bu toplantı bitmeden Sayın Alper Pirşen’in eşinin doğum
haberi de gelir. Hep birlikte omuz omuza güzel günlere diliyorum.
Sağ olun var olun."