Suyu "dozunda" tüketin
Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, Yaşam Kaynağı Olan Suyun Doğru Ve Yeterli Tüketiminin Önemine Dikkat Çekti
Abone olİç Hastalıkları, Gastroenteroloji ve Hepatoloji Uzmanı Prof. Dr.
Yüksel Gümürdülü, yaşam kaynağı olan suyun doğru ve yeterli
tüketiminin önemine dikkati çekerken, kişinin günlük su
ihtiyacının, yaşam biçimine, bulunduğu coğrafyaya, kilosuna ve
cinsiyetine göre değişiklik gösterdiği uyarısında bulundu.
Doğru miktarlarda su tüketmenin vücuda onlarca faydası olduğu
gibi fazla tüketiminin de ciddi zararlar oluşturduğunu belirten
Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, "Vücuda alınan suyun 2.5-3 litrelik
kısmı; terleme, solunum, idrar ve benzeri aktivitelerle kaybedilir.
Normal koşullarda günde ortalama 2-2.5 litre yani 10-12 bardak su
ile tüketilen sıvının yeri doldurulur. Normal koşulların dışı, yani
kişinin fazla kilosu olması, günlük aktiviteleri gibi durumlar su
tüketimini arttırabilir. Basit bir hesaplama yapacak olursak,
normal kilonun üzerine çıkılan her 10 kilo için ekstra 1 bardak su
tüketilmesi gerekir" dedi.
"Gereğinden fazla su içmek metabolik dengeyi bozar’’
Gereğinden fazla su tüketmenin de az tüketmek kadar tehlikeli
olduğunu dile getiren Prof. Dr. Gümürdülü, suyun dengeli
tüketilmesi konusunda uyarılarda bulundu. Gereğinden fazla su
içmenin metabolik dengeyi bozduğunu söyleyen Gümürdülü şunları
kaydetti:
"Besinlerin sindirimi, dokulara taşınması ve hücrelerde
kullanılması sonucu oluşan zararlı atıkların atılması ve vücut
ısısının düzenlenmesi için su gereklidir. Vücutta yeterince su
bulunması yaşam için zorunludur. Böbreklerin su atma kapasitesinin
üzerinde su alınması ise fazla çalışmasına neden olur. Böbreklerin
fazla çalışması, işlev kaybına yol açar. Bu durumda vücuttan
atılamayan su, kanda birikerek sodyum, potasyum ve birçok mineral
dengesinin bozulmasına neden olur. Bunlara bağlı olarak vücuttaki
tüm işlevsel faaliyetler olumsuz bir şekilde etkilenir."
Böbreklerin dakikada ortalama 125 ml kanı süzgeçten
geçirebildiklerini ifade eden Gümürdülü, "Aşırı su tüketimi
’hiponatremi’ye neden olur. Kanın sodyum düzeyindeki düşmeye bağlı
gelişen beyin ödemi, bulantı, kusma, halsizlik, bilinç
değişiklikleri, kasılma nöbetleri, koma ve hatta ölüme neden
olabilir" şeklinde konuştu.
Böbrek hastaları dikkat
Prof. Dr. Gümürdülü, özellikle böbrek yetmezliği çeken
hastaların yanlış yönlendirmelerle, "Üremiz düşsün, kanımız
temizlensin" diyerek 3 litre, 5 litre su içtiklerini, bunun
sonucunda da zehirlenme olaylarının yaşandığına dikkati çekti.
Gümürdülü, böbrek yetmezliği çeken hastaların aşırı su içiminden
kaçınmaları gerektiğini bildirdi.
Vücudun suya olan ihtiyacının, bağırsak enfeksiyonları, besin
zehirlenmeleri, ishal ve kusma gibi durumlarda arttığını ifade eden
Gümürdülü, bu tip rahatsızlıklarda aşırı sıvı kaybı yaşandığını
kaydetti.
Bu kayıpları karşılamak için sıvı tüketiminin daha da
artırılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü şöyle
devam etti:
"Sıcak havalar ve fiziksel aktivitenin fazla olması da ter yolu
ile sıvı kaybına neden olur ve su tüketimini artırmak gerekir. Bu
durumlarda tuzlu ayran veya sodanın da tüketilmesi kaybedilen suyun
daha hızlı geri gelmesini sağlar. Fakat koşulların normal olduğu
durumlarda su yerine sürekli soda tercih edilmesi kötü sonuçlar
doğurabilir. Suyun tadını sevmeyenler ya da mide bulantısı
yaşayanlar; dilimlenmiş meyve dilimleri veya havuz, kereviz gibi
sebzelerde suyu tatlandırabilirler. Çay, kahve gibi içecekler
vücuttan su atımını artırdığı için suyun yerine
konmamalıdır."
Kişiye göre tüketim
Günde 8-9 bardak veya 2-2,5 litre su tüketmenin vücudun su
ihtiyacını karşıladığının bilindiğini ancak, bu ihtiyacın kişinin
kilosuna ve fiziksel aktivitesi ile mevsim koşullarına göre
değişkenlik gösterebileceğini vurgulayan Prof. Dr.
Gümürdülü,
“İdeal su tüketimi vücut ağırlığının 0.033 ile çarpımı ile
bulunur. Örnek vermek gerekirse; 50 kg x 0.033 = 1,6 litredir”
dedi.
Kalorisi ve kafeini olmayan tek içeceğin su olduğunun altını
çizen Prof. Dr. Gümürdülü, soda ve ayranın dışında çay, kahve ve
meyve suyu gibi içeceklerin de gün içerisinde alınması gereken sıvı
miktarının bir kısmını oluşturduğunu fakat yine de bu tarz
sıvıların tüketiminin sudan fazla olmaması gerektiği uyarısında
bulundu.