Öz çocuğuna işkence iddiasıyla tutuklanan anne hakim karşısına çıktı
Avcılar’da 2 yaşındaki bebeğine işkence yaptığı ve vücuduna iğne ile çamaşır suyu enjekte ettiği iddia edilen anne, hakim karşısına çıktığı ilk duruşmada karakolda verdiği ifadeleri reddetti. Karakolda verdiği ifadesinde cezaevine girmek için suçlamaları kabul ettiğini aktaran anne Ezgi K., gözyaşları içerisinde yaptığı savunmasında doktorların kendisini suçladığını öne sürdü. Duruşmada ifadesini değiştiren annenin rahat tavırları üzerine mahkeme başkanı sanık anneye ‘çok soğukkanlısın’ dedi.
Abone olAvcılar’da 2 yaşındaki bebeğine işkence yaptığı ve vücuduna
iğne
ile çamaşır suyu enjekte ettiği iddia edilen anne, hakim
karşısına
çıktığı ilk duruşmada karakolda verdiği ifadeleri reddetti.
Karakolda verdiği ifadesinde cezaevine girmek için suçlamaları
kabul ettiğini aktaran anne Ezgi K., gözyaşları içerisinde
yaptığı
savunmasında doktorların kendisini suçladığını öne sürdü.
Duruşmada
ifadesini değiştiren annenin rahat tavırları üzerine mahkeme
başkanı sanık anneye ‘çok soğukkanlısın’ dedi.
Avcılar’da polis merkezine giderek öz kızı E.M.K.’ya
doğduğundan
beri işkence yaptığını söyleyen ve 20 Şubat 2019’da ‘çocuğa
eziyet
etme’ suçundan tutuklanan anne Ezgi K. hakim karşısına çıktı.
Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada
tutuklu
sanık anne Ezgi K. ile müşteki baba Eray K. ve taraf avukatları
hazır bulundu. Duruşmaya Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı
avukatı da yer aldı. Duruşma kimlik tespitlerinin ardından
sanık
anne Ezgi K.’nın savunması ile başladı.
“İstanbul’da hastane hastane teşhis için gezdim”
Sanık anne Ezgi K. mahkeme heyetine gözyaşları içinde böyle
bir
suçla karşınızda olduğum için çok özür diliyorum dedi. Eşi ile
12
yıllık evli olduğunu ve bu evliliğinden 3 tane çocuğu olduğunu
söyleyen anne Ezgi K. “Cezaevindeyken eşim ile boşandım.
Hamileyleyken yapılan taramalı testlerde kızımın Down Sendromlu
ve
özürlü olduğunu belirtmelerine rağmen çocuğumu aldırmayı
düşünmedim
ve doğurdum. Kızım doğduğunda yoğun bakıma aldılar. Yaklaşık 1
ay
kadar sadece yoğun bakımda kaldı. Taburcu olup eve geldikten
sonra
kızımın ara ara kanamaları başladı. İstanbul’da hastane hastane
teşhis için gezdim. Tahlillerde çocukta bir rahatsızlık
olduğunu
ancak tam olarak tanı koyamadıklarını belirliyorlardı. Bunun
üzerine Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne götürdüm. Burada yapılan
tahlillerde yine tam teşhis koyamadılar” şeklinde savunma
yaptı.
“Eşim her halükarda bana inanmıyordu”
Doktorun iddiası üzerine daha önce bir kez gözaltına
alındığını
ve serbest kaldığını hatırlatan anne Ezgi K. “15-20 gün sonra
yine
benzer kanamalar başladı. Başıma gelen olaydan korkmadım yine
hastane hastane dolaştırdım. Yine Kanuni Hastanesi’ne götürdüm.
Kızımı tedavi altına aldı. Doktor Hasan bey eşimi arayarak
‘anneyi
hastaneden uzaklaştır’ demiş. Bu nedenle kızımın yanına görümcem
ve
benim annem geldi. 1 ay kaldılar. Doktorların kanıt olmadan
beni
suçlamaları ve 12 yıllık eşimin de buna inanması psikolojimi
bozdu.
Eşim doktorlara inanarak ‘sen yaptın, sen yapıyorsun’ şeklinde
sözler söyleyerek üzerime geliyordu. Çocuğuma teşhis
konulamaması
ve bu olaylar nedeniyle tamamen yıkıma uğradım” diye konuştu.
“Kızıma ben zarar veriyormuş gibi ifadeler vererek cezaevine
girmemi sağladım”
Yaşadığı psikolojik yıkımın üzerine kaldığı ortamdan
uzaklaşmak
adına karakola giderek dava konusu suçlamaları kabul ettiğini
öne
süren anne Ezgi K, “Ben hiçbir çocuğuma zarar vermedim.
Suçlamaları
kabul etmiyorum. Cezaevine girebilmek için öyle ifadeler
verdim.
Keşke karakola gidip bu şekilde ifadeler vermeseydim. Tahliyemi
talep ediyorum. Öyle bir psikolojideydim ki cezaevini kaçış
yolu
olarak görüp orada kendimi kurtarabileceğimi düşündüm.
Çocuğumun
hiçbir yerinde kesik izi yoktur. Sadece 1-2 çatlak vardır.
Çamaşır
suyu enjekte etsem bu ortaya çıkardı. Cezaevine girmek için
akla
gelecek her şeyi söyledim. O beyanları verdiğim için şu anda
çok
pişmanım” dedi.
“Eşim cezaevine girdikten sonra çocukta kanamalar ve diğer
hastalıklar devam etmedi”
Müşteki baba Eray K. ise beyanında “Sanık Ezgi K. 14 yıllık
eşimdi. Bu olaydan sonra boşandık. Benim gözümle gördüğüm bir
şey
yok. Doktor beni çağırarak uyardı. Bunun üzerine kardeşim ve
kayınvalidem geldi. Ben kendisine güveniyordum. Bu olayı onun
yaptığını bilsem aynılarını üzerinde uygulardım. Eşime bana bir
şey
söyle arkanda durayım dedim. Ancak bana herhangi bir şey
söylemedi.
Daha önce 2 tane çocuk büyüttük. Diğer çocuk ile ilgili böyle
bir
sorun yaşamadık. Bundan dolayı kendisine toz kondurmadım.
İstanbul’da ne kadar hastane varsa hepsine götürdük. Bir yandan
vicdanım ile muhasebe yapıyordum. Eşim önce başka bir ifade
vermiş
şimdi başka bir ifade veriyor. Bu tarz işkencelere çocuğum
maruz
kalmışsa cezasını çeksin. Ancak yapmadıysa da çocuklar her gün
anne
diye ağlıyor. Onların yanında olmasını isterim. Kendisi bir
öyle
söylüyor bir böyle söylüyor. Şu an olayın ortaya çıkmasını
istiyorum. Kendimden çok ona güveniyordum. Eşim cezaevine
girdikten
sonra çocukta kanamalar ve diğer hastalıklar devam etmedi. Şu
an
çocuğum iyidir ama sağ elini tam oynatamıyor” dedi.
Mahkeme başkanı “Soğukkanlısın”
Söz verilmesi üzerine konuşan sanık kendisi hastanede şüphe
uyandırıcı harekette bulunduysa neden kameralı bir odaya alınıp
alınmadığını bunun bir çelişki olduğunu söyledi. Bunun üzerine
mahkeme başkanı sanığın çok soğukkanlı olduğunu ve bu işkence
iddiaları arasında yalnızca kameralı oda konusuna mı
takıldığını
sordu. Sanık ise kendisine sorulan sorulara cevap verdiğini
söyledi.
Görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı suçun vasıf ve mahiyeti
göz
önünde bulundurularak sanığın tutukluluk halinin devamı yönünde
karar verilmesi talebinde bulundu.
Söz verilen müşteki avukatları sanığın iddianameye konu olan
polis merkezi ve savcılık ifadesine değinerek bu denli
ayrıntılı
bir ifade vermenin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu,
sanığın
savunmasının suçtan kurtulmaya yönelik olduğunu söyledi. Mağdur
vekili ayrıca çocuğun sanık refakatinden çıktıktan sonra
iyileştiğini söyleyerek şikayetçi olduklarını beyan etti.
Tarafların dinlenilmesinin ardından mahkeme ara kararını
açıkladı
Mahkeme mağdur çocuk E.M.K’nın Adli Tıp Kurumu’na sevk
edilerek
rapor aldırılmasına, sanık annenin 3 hafta süre ile gözlem
altına
alınılmasına ve Adli Tıp Kurumu’nca cezai ehliyeti konusunda
rapor
aldırılmasına hükmetti. Mahkeme ayrıca hastane doktorunun tanık
olarak dinlenilmesine de karar vererek eksikliklerin
giderilmesi
için duruşmayı erteledi.
İddianameden
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede
20
Şubat 2019 tarihinde tutuklanan anne Ezgi K.’nın polis
merkezinde
verdiği ifadesi aktarılmıştı. İddianamede anne Ezgi K’nın
çocuğu
E.M.K.’ya bir türlü ısınamadığı için ölmesi amacıyla şırınga
iğnesini ağzına batırıp kan gelmesini sağladığı ve bu nedenle
hastaneye götürdüğü anlatılmıştı. İddianamede anne Ezgi K.’nın
çocuğunun burnuna, ağzına, kulağının iç kısmına ve göbek
deliğine
şırınga iğnesini birçok kez batırarak kan gelmesini sağladığı,
vücudunun çeşitli yerlerini sıkarak morluklar oluşturduğu bu
nedenle bebeğin hastanede 20 gün yatırıldıktan sonra, teşhis
konulamayarak başka bir hastaneye sevk edildiği anlatılıyor.
İddianamede anne Ezgi K.’nın bebeğinin hastanede tedavi
gördüğü
sırada da bebeğin koluna takılı damar yolu iğnesine de sıvı
sabun
enjekte ettiği, durumu fark eden doktorun baba Eray K.’yı
uyardığı
yer alıyor.
Baba Eray K.’nın bu konuda anneye sorular sorması üzerine
anne
Ezgi K.’nın polis merkezine giderek suçunu itiraf ettiği
belirtiliyor. İddianamede şüpheli Ezgi K.’nın ‘çocuğa karşı
tasarlayarak, canavarca hisle eziyet çektirerek kasten
öldürmeye
teşebbüs’ suçundan 13 yıldan 20 yıla kadar hapisle
cezalandırılması
talep edilmişti.