MADONNA FAHİŞE SENDROMU NEDİR ?

Yoğun anlamlar yüklü deneyim cinsellik ! Baktığımızda konu çoğunluk için önemlidir ama kimse konuşmaya cesaret edemez. Ayıplanır, yadırganır. Ben hangi akla hizmet yürek yedim de yazıyorum derseniz eğitimler alıyoruz konuyla alakalı, zaten beni bilen biliyor, bitmiyor eğitimlerin ardı arkası. Hep böyle devam etsin hâlimden çok memnunum. Boşanma danışmanlığı da olacaktı, bu ara çok yoğunum o biraz bekleyecek. Tekrarına denk gelirim eğitimin diye umut ediyorum. Neyse işte cesaretim eğitimden kaynaklı yani, uzun lafın kısası budur durum...

 Kadın ya da erkek olsun kişilik tercihlerinin ; ilişkiyi kurma biçiminde ve yaşam tarzını belirlediğine etkisi olduğunda anlaşalım.

İnsanı yöneten dürtüler; bilinç dışı ve ihtiyaçların farkındasızlığı ile takıntılı bir ilişkiye girmeye yönlendirebilir. Bazen bilinçli ve bazen de bilinçsiz bir şekilde cinsel ilişkiden kaçma söz konusu olabilir. Karınızı çok seviyor ya da kocanızı çok seviyor olsanız da bazen cinsel hayatınız başladığı gibi veyahut arzu ettiğiniz gibi devam edeceği anlamına gelmiyor.

Evlendikten sonra çok değişti? Kaçımız duyduk bunu arkadaş sohbetlerinde ?

Peki soruyu şöyle düzeltelim mi?

Evlendikten sonra çoğu kişinin kişilik değiştirmesinin nedeni nedir?

Birçok parametre söz konusudur. Fakat Freudyen bir yaklaşımla ele almak istiyorum cevabı...

Dünyayı algılayış biçimimizin, erken çocukluk döneminden etkilenerek şekillendiğini anımsarsak cevabı bulmuş olacağız. Yaşamımızda güvenli ve güvensiz oluşumuzun ya da sevilip sevilmediğimizin kabul gördüğü zaman dilimi hiç şüphesiz erken çocukluk dönemine aittir.

Bastırılmış duygular zincirlerini evlilik döneminde kırabilir ve evlilikte sorunları ortaya çıkarabilir. Büyük sorunların temelinde de genellikle cinsellik baş rolü oynuyor. Kadın ya da erkek bilinçli ya da bilinçsiz, oluşacak sorunu  tetikleyebiliyor. Örneğin kadının hamileliği sırasında cinsel ilişkiye girmenin çocuğa zarar vereceği düşüncesi, ( Uyarı: Riskli gebelik dönemi dışında uzmanlar ilişkiye girmenin sakıncasından söz etmiyor. Böyle bir dönem geçiriyorsanız mutlaka doktorunuzdur ve o sizi en doğru şekilde yönlendirecektir.) hamilelik sonrası kadındaki fizyolojik değişimden ötürü kendini beğenmemesi ya da erkeğin kadını çocuğun doğumundan sonra kutsal ; “anne- eş” olarak görmesi ve farkında olmaksızın cinsellikten uzaklaşması gerçekleşebiliyor.

 Doğum yaptıktan sonra eşine karşı; “annem gibi bir kadınla evliyim”duyguları besleyen  bir erkek, muhtemelen yok sayıldığı aile ortamında büyümüş ve cinsel kimliğin gelişmeye başladığı dönemden olumsuz etkilenmiştir.

Madonna Fahişe Kadın Sendromu’ da bu dönemde temellerini atmış olur.

Cinsel kimliğinin farkında olan 3 yaşında bir çocuk ilerleyen yaşlarda annesine büyük hayranlık duyuyorsa, annesinin babasıyla cinsel ilişkiye girdiği fikrine sıcak bakmayacaktır. Bunu düşünmek yasakladır, onun için ayıptır. Annesini kutsal alana taşıyacaktır. Çünkü o kutsaldır. Cinselliğin ayıp olarak konuşulmasından ötürü de anne melek ama cinselliği yaşayan bütün kadınları ise fahişe olarak nitelendirecektir. Çocuklukta; “ Madonna Fahişe Kadın Sendromu” yaşadığından  habersiz bir erkek çocuğu, ileri ki yaşantılarında bu durumu doğum yapan eşini “kutsal alana” taşıyacak ve cinselliği yaşamak için kutsalın dışına çıkacaktır. Aldatmaların bu evreden sonra yoğun yaşanması tesadüf değil dersek yanılmış olmayız.

Cinsellikle ilgili kaleme alacağım teorik çok özel bilgiler yüklüyorum bu aralar. Girizgah olsun bu başlıkla bu yazı. Evet daha yazacağım bu ayıplı bilinen konuyu. Ne diyorum hep : “yanlış giden çok şey var, yanlışa değil ; neyin doğru olabileceğine odaklan. “  Severim kendime verdiğim bu telkini. Bu konuyla ilgili de yanlışlara kendi perspektifimden açıklama getireceğim elbet...

Şimdilik bazı noktalarda okuyanlara referans olmuştur umarım yazdıklarım. Keyifli okumalar, sonraki yazıda görüşmek üzere.

Sevgilerimle....

Yorumlar