Dr. Can Tumba’dan mükemmelliyetçi ebeveynlere uyarı
Çocuk Ve Ergen Ruh Sağlığı Ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Can Tumba, Mükemmeliyetçi Ebeveynlere, "bir Projenin Parçası Olarak Büyümek Şüphesiz Çocuğa Belli Başlı Kazanımlar Getirir. Ancak Yanlış Yapma Hakkı Elinden Alınan Bu Çocuklarda İleride Planlı Olmayan Her Olay Hayal Kırıklığı Ve Başarısızlık Olarak Yaşanıyor" Dedi.
Abone olÇocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Can Tumba,
mükemmeliyetçi ebeveynlere, "Bir projenin parçası olarak büyümek
şüphesiz çocuğa belli başlı kazanımlar getirir. Ancak yanlış yapma
hakkı elinden alınan bu çocuklarda ileride planlı olmayan her olay
hayal kırıklığı ve başarısızlık olarak yaşanıyor" dedi.
Çamlıca Medipol Üniversite Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı
ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Can Tumba, günümüzde proje olarak
yetiştirilen çocukların ileride yaşayabilecekleri olumsuzluklara
karşı uyarılarda bulundu. Tumba, yaptığı açıklamada, ailesi
tarafından 7 gün 24 saati planlanan çocuğun hayal gücü ve
özgüveninin zarar gördüğünü belirtti.
Dr. Tumba, proje çocuklarının bir gününü şu şekilde özetledi:
"Hafta sonu programı çok dolu, sabah erkenden yüzme kursuna
gidilecek, sonrasında özel bir etüt merkezinde yaşıtları arasından
sıyrılıp en iyi okullara gidebilmesi için konular tekrarlanacak.
Binlerce test sorusu çözülecek, akşamüstü eve döner dönmez kapıda
bekleyen piyano öğretmeni, hiç olmazsa o biraz daha anlayışlı da.
en azından yemek yenmesine izin verecek. Günümüz çocuklarının
çoğunun programı doğmadan yapılmış durumda. Doğmadan kendisi adına
açılmış olan instagram hesapları, kalabalık baby shower partileri,
astrologlar ile konuşularak planlanmış doğum günleri hatta saatleri
ve daha pek çok şey. İlk çocuklarını kucaklarına almadan ikinci
çocuğun cinsiyetini ve doğum zamanını hesaplayan aileler bile
var".
Gelecek kaygısının doğal sonucu
Bütün bunların içinde çocuklarının yerinin kaybolduğuna dikkati
çeken Tumba, şu değerlendirmede bulundu: "Sadece kendisine sunulan
ve uymak zorunda olduğu bu sistemden çocuk ne kadar memnun? Fırsat
verilseydi neyi değiştirirdi? Ebeveynlerin ne yazık ki bu sorulara
içtenlikle cevap verebilecek iç görüleri çoğunlukla olmayabiliyor.
Belki de çoğu, çocuklarının üreticiliğini ve öz güvenini kendisine
pek çok fırsat sunarak ve onun hayatını kendisi adına düzenleyerek
sağlayabileceklerine inanıyorlar. Aslında bu kavram gittikçe
değişen toplumsal normlar, zorlaşan ekonomik şartlar, artan
sosyokültürel sınıf farklılıkları, büyüyen maddi manevi beklentiler
ve bunun doğurduğu yoğun gelecek kaygısının oluşturduğu bir yapı
olan mükemmeliyetçi ebeveynlik sisteminin doğal bir sonucu olarak
hayatımıza girdi".
Merkeze konanlar bocalıyor
Tumba, aile sisteminin merkezine konan çocuğun bocaladığına
dikkati çekerek "Mükemmeliyetçi ebeveynler her şeyin en iyisinin
çocuk tarafından eksiksiz ve zamanında yerine getirilmesini
bekliyor. Çocuğun olduğu gibi kabul edilmesi, iyi özelliklerinin
desteklenmesi, becerilerinin özgürce ifade edilebileceği bir alan
oluşturulması yerine o dönemin modasına ve beklentilerine yönelik;
ebeveynlerin kendilerinin de çoğunlukla yabancı oldukları bir yapı
tasarlıyor. Çocuk bu yapı içinde bocaladığında ebeveynler ise bazen
çaresizlik bazen de öfke içinde olayları telafi etmeye çabalıyor.
Çocuk ise neresinde olduğunu tam olarak kavrayamadığı bu projede
bir yandan ebeveynlerini memnun etmeye bir yandan da
bireyselleşmeye ve kendisini inşa etmeye çalışıyor" ifadelerini
kullandı.
Gri bölge onlar için tehlikeli
Proje olarak yetiştirilen çocukların kazanacakları kazanımların
avantaj ve dezavantajlarının iyi ayarlanması gerektiğini belirten
Tumba, şöyle devam etti: "Bir projenin parçası olarak büyümek
şüphesiz ki çocuğa belli başlı genel geçer kazanımlar getirecektir.
İyi okullardan mezun olmak, bir müzik enstrümanı çalabilmek, bir
spor dalında başarılı olmak, disiplin sahibi olmak tabi ki artı
özellikler. Ama bu kazanımları elde ederken yanlış tutumların
sonucunda nelerin feda edildiğine dikkat etmek gerekiyor. Proje
çocuk mantığıyla yetiştirilen çocukların en temel ortak özelliği
ileride kişilik yapılarının son derece katı ve değişime dirençli
olacak yönde şekilleniyor olması. Ebeveynlerin tahammülsüzlüğü ve
mükemmeliyetçiliği çocuğun yanlış yapma hakkını elinden aldığından
bu çocukların düşünce yapıları ‘ya hep ya hiç’ ilkesine göre
düzenleniyor. Dayatılan kurallar ile isyankar hayal gücü arasında
sıkışan bu çocuklar için hepimizin hayatının en büyük kısmının
geçtiği alan olan gri bölge ise ne yazık ki tehlikeli bölge. Çünkü
bu bölge sürprizlere ve tesadüflere açık, her şey her zaman planlı
değil ve planlı olmayan her şeyin de çocuk için bir başarısızlık ve
hayal kırıklığı olarak yaşanma riski var" şeklinde konuştu.
Yönetmeyin yönlendirin
Tumba, sözlerini şöyle tamamladı: "Çocukları yetiştirirken
onları yönlendirmek ile yönetmek arasındaki farka varalım. Her
alanı tam olarak doyurmaya çalışırken doyumsuz bireyler
yetiştirmekten kaçınalım. Kimse mükemmel olmak zorunda değil,
mükemmel ebeveynlik kavramı olmadığı gibi mükemmel bir çocuk
kavramının da olmadığını hatırlayalım. Winnicott’un dediği gibi
temel olan ‘yeterince iyi ebeveyn’ olabilmek, yani her şeyin
sınırsızca karşılanması değil kendisini olgunlaştırabileceği
yeterli bir alan sunulması. Bunu yaparken de çocuğunuzun yanında
olmak, ona güven vermek, onu iyi hissettirmek, bazen yanlış
yapmasına da izin vermek, ama en önemlisi koşulsuz sevildiğini
bilmesini sağlamak. O zaten sizin çocuğunuz olduğu için yeterince
mükemmel. Bunu da kimseye ispatlamasına gerek yok".