Anasayfa /  Politika

Cumhurbaşkanı Erdoğan:"Türkiye’nin hiçbir ülkenin topraklarında, hiçbir ülkenin özgürlüğünde gözü yoktur. Bu böyle bilinsin"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İstanbul’da TRT World Forum’a Pınar Barış harekatını gerekçe göstererek katılmayanlara sert tepki gösterdi. Erdoğan, “Türkiye’nin bölgeyi terörden arındırmak için başlattığı Barış Pınarı harekatını protesto amacıyla konuşma yapmaktan vazgeçenlerin demokrasiyi hazmedemediklerini düşünüyorum, terör örgütlerine destek verdiklerini düşünüyorum. Bu tiplerin teröre karşı olduklarını hiçbir yerde anlatmalarına gerek yok” dedi.

Abone ol
Abone ol 21 Ekim 2019 13:15

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İstanbul’da TRT World Forum’a
Pınar Barış harekatını gerekçe göstererek katılmayanlara sert tepki
gösterdi. Erdoğan, “Türkiye’nin bölgeyi terörden arındırmak için
başlattığı Barış Pınarı harekatını protesto amacıyla konuşma
yapmaktan vazgeçenlerin demokrasiyi hazmedemediklerini düşünüyorum,
terör örgütlerine destek verdiklerini düşünüyorum. Bu tiplerin
teröre karşı olduklarını hiçbir yerde anlatmalarına gerek yok”
dedi.


“Barış Pınarı harekatını protesto ederek katılmayanlar, terör
örgütlerine destek veriyor”


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan TRT World Forum’a katıldı.
Programda konuşan Erdoğan,


Demokrasinin ve adaletin tesisinin, dünyadaki farklı sesleri bir
araya getirmekten geçtiğini vurgulayarak, “Daha önce katılacakların
bildirdikleri halde barış pınarı harekatını gerekçe göstererek
programların iptal edenler, aslında bu büyük fırsatı
kaçırmışlardır. Türkiye’nin bölgeyi terörden arındırmak için
başlattığı Barış Pınarı harekatını protesto amacıyla konuşma
yapmaktan vazgeçenlerin demokrasiyi hazmedemediklerini düşünüyorum,
terör örgütlerine destek verdiklerini düşünüyorum. Bu tiplerin
teröre karşı olduklarını hiçbir yerde anlatmalarına gerek yok. Eğer
karşıysan işte platform burası gelirsin burada teröre karşı
olduğunu bütün her şeyiyle ortaya koyarsın. Forumda pek çok farkı
fikir ve dünya görüşünde insan bir araya gelmişken bu tavır hiçbir
demokratik değer ve etikle uyuşmuyor” ifadelerini kullandı.


Dünyanın büyük bir değişim yaşadığının altını çizen Erdoğan,
“Bir tarafta zulüm ve adaletsizlikler var, diğer tarafından ise
yeni bir inşa yükseliş ve refah düzeyi bulunuyor. Toplumlar
açısından önemli olan bu değişimin ne tarafında yer aldıklarıdır.
Türkiye’nin merkezinde yer aldığı coğrafyada insanlık tarihi
boyunca bu iniş çıkışlar hep yaşanmıştır. İnsanlığın en büyük
medeniyetleri, kültürleri, fikir ve sanat eserleri bu topraklardan
tüm dünyaya yayılmıştır. İnsanlığın en büyük acıları da ya bu
toprakların içindeki mücadeleler sırasında ya da dışarından gelen
etkilerle yaşanmıştır. Son birkaç yüzyıldır her ne kadar dünyaya
yön veren siklet merkezi bir parça değişmiş gibi gözükse de
kavganın odağında bu coğrafya vardır. Hal böyle olunca ister
istemez ülkemiz gelişmelerin merkezine yerleşiyor. Esasen Türklerin
Anadolu’daki varlığı daha eskilere yayılıyor. Anadolu’daki mutlak
siyasi hakimiyetimizi geçmişi bin yıla yaklaştı. Bu dönemin en
kritik aşamalarından biri yaklaşık bir asır önce yaşandı. Birinci
dünya savaşının ardından kurulmaya çalışılan yenidünya düzeninde
Türk Milletine ve devletine yer verilmemişti. Anadolu’nun içinde
küçük bir alana sıkıştırılan, siyasi, ekonomik, askeri olarak tam
manasıyla bitirilmiş bir devleti bize bahşetmişlerdi. Millet olarak
bu zilleti kabul etmedik. İstiklal harbimizi zaferle
sonuçlandırmamızın ardında Lozan’da varılan mutabakat kabul
edebileceklerimizin asgarisini oluşturuyordu. Samsun, Erzurum,
Sivas, Ankara hattında şekillenen istiklal mücadelemizin hedefi
olan Misak-ı Milli sınırlarımızda da ciddi fedakarlık yaparak bu
neticeye ulaştık. Hiç şüphesiz bu esneklikleri, dönem şartlarında
düşünmek gerekir. Bunu yapacak olan tarihçilerdir. Bugün bize düşen
görev milletimizin Anadolu’daki varlığına ve gücüne uygun şekilde
yeni hedefler ortaya koyarak yolumuza devam etmektir” şeklinde
konuştu.


“Biz sahip olduğumuz her şeyin bedelini misli ile ödemiş bir
milletiz”


Bölgede bağımsızlığını kendi gücüyle kazanmış Türkiye dışında
birçok ülkenin mutsuz, sıkıntılı ve zayıf bir konumda olduğuna
dikkat çeken Erdoğan, “Ne tek kaynağı petrol olan finans gücü, ne
toprak ve nüfus büyüklüğü, ne kayıtsız şartsız yeni düzene teslim
olma çabası bu gerçeği değiştirmeye yetmemiştir. Sınırları terle
kanla değil masa başında cetvelle çizilerek oluşturulan devletlerin
hiçbir zaman gerçek devlet olamayacağı ortaya çıkmıştır. Özgürlüğün
başkaları tarafından verilen bir lütuf değil, hakedilen, yürek ve
bilek gücüyle alınan ve ölümüne bir kararlılıkla korunan kutsal bir
değer olduğunu bu süreçte bir kez daha gördük. Türkiye’nin
coğrafyasındaki diğer devletlerden farkı burada yatıyor. Biz sahip
olduğumuz her şeyin bedelini misli ile ödemiş bir milletiz. Türkiye
ile ilgili değerlendirmelerin oryantalist kalıplardan ziyade bu
derin tarihi perspektifte yapılması gerektiğine inanıyorum” diye
konuştu.


“Suriye ve Doğu Akdeniz’de yanlış hesapları bozduk”


Türkiye’nin Suriye ve Doğu Akdeniz’de yanlış hesapları bozduğunu
söyleyen Erdoğan, “Bu yanlış hesapları milletimizin çelikten
iradesi, devletimizin gücü ile bozmak zorunda kalıyoruz. Suriye ve
Doğu Akdeniz’de son dönemde yaşadığımız gelişmeler, yanlış
hesapların bozulmaya mahkum olduğunun güncel örnekleridir. Burada
yanlış anlamalara mahal vermemek için bir kez daha söylüyorum.
Türkiye’nin hiçbir ülkenin toprağında, hiçbir toplumun
özgürlüğünde, ya da çıkarlarında gözü yoktur. Böyle bir ithamı
kendimize yapılmış en büyük hakaret sayarız. Biz sadece kendimizin
ve ayrılmaz parçamız olarak gördüğümüz kardeşlerimizin hakkını
hukukunu geleceğini savunuyoruz. Geçmişinde ne sömürge, ne katliam
ayıbı olmayan bir milletin başka gayesi olamaz. Herkes Suriye’de,
Irak’ta, Afganistan’da, Afrika’da başka niyetlerle at koşturuyor
olabilir. Ama Türkiye sadece kardeşleri ile olan kader birliği
sebebiyle oradadır. Bu bir damla petrolü, bir damla kandan daha
değerli görenlerin asla anlayamayacağı büyük bir erdemdir. Yunus
Emre ve Mevlana’nın torunlarında başka türlü bir tavır bekleyenler,
ülkemizi kendi buhranlarının içine çekemeyeceklerdir Biz ayrı
yapmadan zalime zalim, teröriste terörist, zulme zulüm demeye devam
edeceğiz. Bunlara karşı verdiğimiz mücadeleyi de ödediğimiz
bedelleri şeref madalyamız görerek sonuna kadar sürdüreceğiz”
açıklamalarında bulundu.


“Terör örgütleri ile masaya oturmadık, oturmayız,
oturmayacağız”


Cumhurbaşkanı Türkiye’nin terör örgütlerine bakış açısını
anlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:


“Hiçbir zaman Türkiye Cumhuriyeti olarak 18 yıllık görev
süremizde terör örgütleri ile masaya oturmadık, oturmayız ve
oturmayacağız. Başkaları oturabilir, onlar da bizi ilgilendirmez.
Bu aynı zamanda uluslararası siyasetin, savaş hukukunun, terörle
mücadelenin de nereden nereye geldiğini göstermesi bakamından
önemi. Bir tarafta ‘terörle mücadele’ diyeceksiniz, öbür tarafta
teröristleri şımartacaksınız. Öyle bir şımartma ki düşünün Kuzey
Suriye’de eğer 30 bin tır Irak üzerinden silah mühimmat araç gereç
sokuluyorsa, acaba ‘ben dünyanın en güçlüsüyüm’ diyenler bunu neyle
izah edecekler. Bu demokrasinin neresinde yazıyor bize bir
söylesinler. Uluslararası siyasetin neresinde yazıyor bize
söylensinler. Uluslararası savaş hukukunda var mı bize söylesinler.
Yok söyleyemezler, o zaman susuyorlar. Ama biz susmayacağız”


“Düşünce özgürlüğüne inananlar, inancını o yeşil dolara asla
değişmeyecektir”


Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında gazeteci Cemal Kaşıkçı
cinayetini de hatırlatarak, “Ülkemizde Suudi Arabistan
Başkonsolosluğu’nda bir medya mensubunun oradaki bir nikah akdi ile
alakalı muamelesini yapmak üzere geldiğinde muhatap olduğu olay
herhalde unutulmamıştır. Batı buna nasıl baktı. Batı bunu nasıl
takip etti. Acaba batı bu işi kovaladı mı. Amerika bu işi kovaladı
mı. Önce şöyle birkaç çatlak ses. Ondan sonra bu iş adeta bir
kenara bırakılmıştır. Hani düşünce özgürlüğü. Düşünce özgürlüğünün
aktörlerine karşı yapılan bu uygulamayı nereye yerleştireceksiniz.
Bu konuda maalesef dünyanın şu anda bu işi takip eder durumda
olduğuna inanmıyorum. Bunların tek çıkış nedir. ‘Bizim dolarlarımız
var’. Dolayısıyla ‘biz dolarlarımızla bu işi hallederiz’. Her zaman
yaptıkları bu değil mii. Şimdi de bunu yaparlar. ‘Petrolümüz var’.
Tek bunların yöneldikleri yol bu. Ben inanıyorum ki düşünce
özgürlüğüne inananlar, inanç özgürlüğüne inananlar ne inancını, ne
düşüncesini o yeşil dolara asla değişmeyecektir. Karanlıkta göz
kırpılarak perde arkasından toplumları yönetme devri kapanmıştır.
Diplomasinin sadece güçlülerin baskı aracı olarak kullanılmaya
devam edilmesi mümkün değildir. Darbeler dahil her yol mübah
sayılarak kurulan çarpık düzenin sonuna gelinmiştir. Küresel
sistemin en zayıf halkasını oluşturan ekonomik ilişkilerin, siyasi
hedeflerin silahı haline dönüştürülmesi intiharla eş anlamlıdır”
dedi.


“Tüm batı teröristlerin yanında yer aldı, hepsi birlikte bize
saldırılar”


Türkiye’nin son 6 yılda her türlü saldırıya maruz kaldığını
vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:


“Uluslararası toplumdan ülkemizin terör örgütleri ile mücadelesi
noktasında maruz kaldığı siyasi, diplomatik, ekonomik vandallıklara
karşı güçlü bir duruş sergilemesini beklerdik. Bu konuda derin
hayal kırıklığı içindeyiz. Sınırlı sayıda ülke ve kurum dışında bu
onurlu tavrı gösterebilen çıkmadı. Bu tavır sergilenemediği
müddetçe tüm ülkeler kendi geleceklerini kendi elleri ile tehdit
altına sokuyor demektir. Türkiye ile empati yapmak yerine
başımızdaki terör ve sığınmacı sorunlarının ilanihaye bizimle
sınırlı kalacağını düşünenler yanılıyorlar. Tüm batı teröristlerin
yanında yer aldı. Hepsi birlikte bize saldırılar. NATO ülkeleri
dahil. AB ülkeleri dahil hepsi. Hani siz teröristlere karşıydınız.
Ne zamandan beri siz terörle beraber hareket etmeye başladınız.
Yoksa bu terör örgütleri PYD YPG NATO’ya üye oldu da bizim mi
haberimiz olmadı. Bu nasıl bir iştir. Burada hep birlikte özellikle
samimi olarak teröre karşı olanlar bunun ispatını yapmak
zorundadır. Hangi uluslararası terör toplantısına gidersek önce
bunun hesabını sorun. ‘Sizi biz teröristlerle nasıl yan yana
olduğunuzu biliriz’ deyin. Onların uluslararası camiada hesaba
çekin. İnsanlık bunları tanımalı. Terör ve sığınmacı sorunun çözüm
yolu duvarları yükseltmekten geçmiyor. Çözüm herkesin kendini
güvenlik ve refah içinde yaşadığı sınırları içine hapsetmesinden de
geçmiyor. Karşımızdaki mesele insanlık meselesi. İnsan olmakla
zalim olmak arasındaki çizginin ne tarafından durduğunuz
meselesidir. Bu büyük sıkıntını yükünü sadece mağdurları ve
şartlarını zorlayarak onlara gönüllerin açanların sırtlarına
yüklemeye kalkmak adaletsizliktir. Bu tavır sürdürülebilir
değildir”


“Dünyanı 5 daimi üyenin bir tanesinin iki dudağı arasına mahkum
etmek insani ve adil değildir”


Birleşmiş Milletler’in (BM) yeniden yapılandırılması çağrısını
yineleyen Erdoğan, “Türkiye sadece bölgesinde değil dünyanın dört
bir yanında sorumluluğunun gereğini yerine getirmek için şartları
sonuna kadar zorluyor. Biz bunun içini Suriye’deyiz. Bunun için
Afrika’dan Güney Amerika’ya kadar bize uzatılan ellere karşılık
verme çabasındayız. Bunun için gelin BM başta olmak üzere küresel
sistemin lokomotif kuruluşlarını yeniden yapılandıralım diyoruz.
Kendimiz için ne istiyorsak insanlık için de onu istiyoruz. Çükü
biz Türkiye’yiz. İnsanı ailesinin kadim mirasının günümüzdeki en
güçlü temsilcisiyiz. Biz inşa etmek üzerine kurulu bir medeniyeti
ihya etme peşindeyiz. Dünyanı 5 daimi üyenin bir tanesinin iki
dudağı arasına mahkum etmek insani ve adil değildir. Kaç üye var
196. Hepsinin burada daimi üye olma şansını yakalayabileceği bir
reformist anlayışla adımı atmak gerekir. Şu anda geçici üyeler var.
Geçici üye olmak için bazı devletler yarışıyor. Olsan ne olur
olmasan ne olur. Senin el kaldırma indirmekten başka orada hiçbir
kıymetin yok. Her şey o 5 daimi üye hatta onlardan bir tanesi için
geçerli. Bu reformist hareketi gerçekleştirmemiz lazım. Dünya 1.
Dünya savaşı sonrasındaki dünya değil, değişti artık. Yenidünya
düzenini bir önceki gibi zulüm ve acı üzerine değil, adalet ve
barış üzerine kurmak istiyorsak önce bu konuda anlaşmamız şart”
ifadelerini kullandı.


“Bizi terör örgütü kalemşörlerinden değil, bizden dinleyin”


Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye’nin bölgedeki endişelerine karşı
çıkanlara da seslenerek, “Ülkemizin endişelerine yaptıklarına karşı
çıkanlardan tek bir isteğimiz var. Bizi terör örgütlerinin
kalemşörlerinden değil bizden dinleyin. Bizi yeminli Türkiye
düşmanlarının söyledikleri ile değerlendirmek yerine gelip burada
neler yaşandığına bakın. Bizi dinlerken de tarihi ve siyasi
bağnazlıkların ürünü o filtreleriniz var ya onları bir kenara
bırakın. Açık şeffaf olun. O zaman birlikte yapabileceğimiz çok şey
bulunduğunu göreceksiniz. Bu tür tartışma platformları karşılıklı
olarak birbirimize kulak verebilmemiz bakımından önemli
fırsatlardır” dedi


“Sayın Putin ile süreci ele alacak, atılması gereken adımları
atacağız”


Konuşmasının sonunda Barış Pınarı harekatına verilen arayı


hatırlatan Erdoğan, “120 saat ara durumu var. Artık büyük bir


bölümü sona erdi. Yarın Rusya Soçi seyahatimiz var. Bu seyahatte


sayın Putin ile bu süreci ele alacak, ondan sonra atılması gereken


adımları atmış olacağız” şeklinde konuştu.


Yorumlar