Baba mesleğinin yok olmaması için mezar ustası oldu
Karabük’te yaşayan bir çocuk annesi İnci Sarı, 3 yıl önce kaybettiği babasının mesleği olan mezar taşı ve kalıbı yapımını "Baba mesleği yok olmasın" diyerek kendisi yapmaya başladı. Eşiyle birlikte çalışan Sarı, güç ve efor isteyen işte mezar dökümü, mezar başlığı, mezar içi taş, beton bahçe direği gibi meşakkatli işleri yapıyor.
Abone olKarabük’te yaşayan bir çocuk annesi İnci Sarı, 3 yıl önce
kaybettiği babasının mesleği olan mezar taşı ve kalıbı yapımını
"Baba mesleği yok olmasın" diyerek kendisi yapmaya başladı.
Eşiyle
birlikte çalışan Sarı, güç ve efor isteyen işte mezar dökümü,
mezar
başlığı, mezar içi taş, beton bahçe direği gibi meşakkatli
işleri
yapıyor.
İşletme mezunu olan 41 yaşındaki İnci Sarı, 3 yıl önce
hayatını
kaybeden babasının mesleğini devam ettirmek için mezar
dökümünün
başına geçti. Kardeşinin de 10 yıl önce ölmesi nedeniyle evin
tek
çocuğu olan İnci Sarı, babasının 20 yıl yaptığı mesleğini tek
başına omuzladı. Babasının ölümünün ardından bir yıl işi
kendisi
yapan Sarı, birçok kadına da örnek oluyor. Kadınların da
erkekler
gibi her işi yapabileceğini gösteren İnci Sarı, harç karmayı da
evde yaptığı hamur işine benzetiyor.
Sarı, "Rahmetli babam 1997 yılında bu dükkanı açtı. Rahmetli
olduğu 3 yıl öncesine kadar kendi bu işi getirdi. Erkek
kardeşimde
daha önce öldüğünden babam ölünce tek çocuk ben olunca bu işin
başına geçtim. Eşimle birlikte elimden geldiğince baba
mesleğini
devam ettirmeye çalışacağız. İş başa düşünce insan öğreniyor”
dedi.
"Zor ve efor isteyen bir meslek"
Yaptığı mesleğinin zor ve efor isteyen bir meslek olduğunu,
ancak buna rağmen severek yaptığını anlatan Sarı, "Bir kadın
için
zor ama hiç imkansız değil. Aynı evde hamur karmaya benziyor.
Zamanla insan bunları da öğreniyor. Harcın kıvamına da, taşımaya
da
kolayına da alışıyorsunuz. Şuanda artık işi de kavradık. Bu
meslek
meşakkatli, yorucu, güç, kuvvet isteyen bir iş. Zorluyor ama
imkansız değil. Hem ev hem iş zor olmuyor. Eşim ve annem
gerekli
desteği veriyor. Eve gidince ev işlerinde eşimde bana yardımcı
oluyor. Burada nasıl müşterek çalışıyorsak evde de müşterek
çalışıyoruz. Onun için benim hiç zorluğum olmuyor.” diye
konuştu.
“Hedefi şirket kurup istihdam sağlamak”
Kendisinin İşletme Lisans mezunu olduğunu da kaydeden İnci
Sarı,
“Hayalimde yöneticilik vardı. Şimdi kendi iş yerimi yönetiyorum
bir
yandan bakarsanız öyle. Çalışıyorum ve çalışmadan olmuyor.
Aslında
zevkli bir meslek ben seviyorum. Harcı kararken, kalıbı
dökerken,
uğraşırken severek yapıyorum. Bütün kadınlara tavsiye ediyorum.
Bir
tek ev, el işi değil. Buraya gelenler ilk başta şaşırıyorlar.
Zor
olup olmadığını soruyorlar. Şaşkınlık yaşıyorlar. Artık
gelenler
bana alıştı. Şimdi hedefim bir kadın olarak bu işi devam
ettirmek
ve adımızı duyurarak büyük firmalarla çalışıp 5 yıl sonra
şirket
olup istihdam sağlamak istiyorum” diye kaydetti.
"Eşim olmuş, patronum olmuş hiç önemli değil"
Eşi Özcan Sarı da eşinin yanında çalışmaktan mutlu olduğunu
ifade ederek, "Kayınpederim hayatını kaybettikten sonra eşim
dükkanın başına geçti. Ben o zamanlarda restoranda
çalışıyordum.
Sözleşmem gereği bir yıl sonra orayı bırakarak eşimin yanına
geldim. Onun yanında ve ustalardan bu işi öğrenmeye başladım.
Yapılmayacak bir iş yok. Sevgiyle yaklaştıktan sonra olmayacak
hiçbir şey yok. İnandığımız tek şey, sevgi saygı Allah’a inanç,
güven ondan sonra kazanamayacağımız, yapamayacağımız hiçbir şey
olmadığını düşünüyoruz" şeklinde konuştu.
Eşine evde yardımcı olduğunu aktaran Sarı, "Bizim için
literatürdeki adı hanım ağa. Gocunacak bir şey yok. Sonuçta
ekmeğimizin peşindeyiz. Eşim olmuş, patronum olmuş önemli değil.
Elin yanında çalışıyorduk bir şey yoktu şimdi eşimin yanında
çalışıyorum aile ortamı olduk. Maaşı bile tam veriyor. Eve
gittiğimizde orada da destek oluyorum, çay koymanın dışında. Ev
temizliği yapıyorum, yemek yapıyorum, duvarı, camı siliyorum.
Elimizden geliyor yapıyoruz” dedi.