Anasayfa /  Sağlık

Uzmanlardan kanser tedavisi uyarısı: "Bilimsel olmayan yöntemlere güvenmeyin"

Medical Park Ordu Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Cengiz Akosman.

Abone ol
Abone ol 15 Ekim 2019 11:56

Onkoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Cengiz Akosman, kanser
tedavisinde alternatif tıp ürünleri ile kastedilen yöntemlerin
deneme yanılmalarla türetilmiş, para kaygıları ile piyasada dolanan
ve birçok ilaçla etkileşebilme potansiyeli taşıyan yöntemler
olduğuna dikkat çekti.


Medical Park Ordu Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Dr. Öğr.
Üyesi Cengiz Akosman, kanser hastalarının tedavi edilirken hasta
yakınlarının alternatif tıp arayışına girebildiğine dikkat çekti.
Akosman, "Şunu özellikle belirtmeliyim ki; bizler bilime dayalı
önerilerle hastalarımızı tedavi ederiz. Birçok çalışmayla
gösterilmiş, doğruluğu şüphe götürmez tedavi yöntemleri ile
hastaların karşısına çıkarız. Alternatif tıp ürünleri ile
kastedilen yöntemler; deneme yanılmalarla türetilmiş, para
kaygıları ile piyasada dolanan, tek başına kanseri tedavi edemeyen
ve birçok ilaçla etkileşebilme potansiyeli taşıyan yöntemlerdir.
Hastaya, tedavi aşamasındayken alternatif tıp arayışından ziyade
psikolojik destek verilmelidir. Çevre desteği çok önemlidir.
Hastaların tedavileri gereği unutkanlık, yorgunluk, halsizlik,
bulantı gibi durumları nedeniyle bakıma ihtiyaçları vardır. Doğru
beslenme ve izin verildiği ölçüde yürüyüş, jimnastik, yüzme gibi
spor aktiviteleri önemlidir" diye konuştu.


Diyabet ve obezite kanseri tetikliyor


Diyabetin (şeker hastalığı) ve obezitenin kanser riskini
artırdığı da dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Cengiz Akosman, şu
bilgileri verdi: "Buradan yola çıkarak beslenme kalitesinin ve
vücut kitle indeksinin kanserde önemli olduğunu söylemek yanlış
olmayacaktır. Bazı mekanizmalarla şekerin kanser gelişimi üzerinde
rol oynayabileceği birkaç çalışmada gösterilmiş olsa da diyetteki
şeker miktarının ne kadar olması konusunda bir netlik yoktur.
Sağlıklı diyetlerle kastedilen düşük karbonhidrat yüksek protein,
doymamış yağ asitleri barındıran yağların tüketildiği lifli
gıdaların bünyesinde bulunduğu diyetlerdir. Kanser hastalarımıza da
genelde bu prensipte diyet önerilir.”


Dr. Akosman, bağışıklık konusuna da dikkat çekerek, “Bağışıklık
kanser gelişme sürecinde vücudu koruyan bir sistemdir. Her bedende
hücre bölünmeleri aşamalarında kanserleşebilecek anormal hücreler
gelişebilmektedir. Normal çalışan bağışıklık yapısı bu hücreleri
bulup yok edebilmektedir. Bazı nedenlerle bağışıklık için gerekli
savunma mekanizmaları düzgün çalışmayabilir (ilaç etkisi,
bağışıklığı baskılayacak hastalıklar, genetik bozukluklar)
dolayısıyla bu hücreler kanser gelişimi için uygun ortam bulur. Bu
arada kanser bulaşıcı bir hastalık değildir. Bazı kanser tiplerinde
kanser riskinin genetik yolla aktarılabilmesi bu hastalığın
bulaşıcı olduğu anlamına gelmemelidir” açıklamasında bulundu.


Tedavi seçeneği hastalığa göre değişir


Dr. Cengiz Akosman, kanserin bulunduğu organa, tipine ve
evresine göre tedavinin farklılık gösterdiğini belirterek, şu
bilgileri verdi: “Birçok kanser tipinde erken evrede genellikle
cerrahi önerilmektedir. Erken evre bazı hastalıklarda cerrahi
müdahalenin öncesinde veya sonrasında kemoterapi ve/veya
radyoterapi kullanılabilmektedir. Sıçramış hastalıklarda ise tedavi
seçenekleri kemoterapiler, hedefe dönük ilaç tedavileri,
immunoterapiler bazı kanser tiplerinde kök hücre destekli yüksek
doz kemoterapiler gibi tedavi seçeneklerimiz vardır.”


Çernobil’in kansere etkisi var mı?


Onkoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Cengiz Akosman, Çernobil
faciasının kanser oluşumunda etkisinin var olup olmadığı hakkında
ise şunları söyledi:


“Bu konuda net bir veri olmasa da yapılan bazı araştırmalarda,
Çernobil faciasının kanser gelişimine ciddi bir katkısı olmadığı
belirtilmiş. Kendi düşüncem ise şöyle; radyasyona maruziyet sonrası
erken dönemde yani ilk birkaç yılda lösemi, lenfoma gibi kanser
ihtimalleri artar. Radyasyon maruziyeti nedeniyle oluşabilecek
mutasyonlara bağlı gelişme ihtimali olan akciğer, meme, mide,
bağırsak kanseri gibi durumlar çok uzun yıllar sonra ortaya
çıkmaktadır. Bunun Çernobil’den etkilenen tüm bölgelerde ciddi bir
çalışmayla araştırılması uygun olacaktır."


Yorumlar