Anasayfa /  Keyifli Haberler

Terbiyesiz Papağan

Abone ol
Abone ol 06 Ocak 2019 08:44

Terbiyesiz Papağan

Adamın biri birgün papağan almış. Bu papağan sahibini her görmesinde;

– ”*ötünü *ikim *ötünü *ikim” diyormuş.

Adam almış bunu veterinere götürmüş durumu anlatmış.

Veteriner;

– ”Sen bunu götür üzerini kapat hiç ışık görmesin bir ay sonra aç” demiş.

Aradan bir ay geçmiş adam papağanın üzerini açmış papağan adama dönmüş;

– ”Gene *ötün kaşındı dimi?” demiş…



BONUS FIKRA



Yeni evlenen çiftimiz ilk gecenin sabahında ilk kahvaltılarını yapacaklardır.

Eşinin uyuyor olmasını fırsat bilen damat bey, gelin hanıma mükemmel bir kahvaltı hazırlamak için işe koyulur. Sessizce yataktan kalkan damat, ilk olarak bahçenin en güzel köşesine masa ve sandalyeyi taşır.

Yeşillikler içerisinde harika bir masa hazırlamaya başlar. Bal, süt, kaymak, reçel, çikolata, yumurta, tahin, pekmez, domates, salatalık derken müthiş kahvaltı hazırlıkları son bulmak üzeredir. Neredeyse “Bir tek kuş sütü eksik” denecek cinsten bir kahvaltı olmuştur.

Son olarak bahçeden topladığı gülleri de masanın ortasına koyarak mışıl mışıl uyuyan karısının yanına gider. Gayet kibar bir şekilde uyandırdığı karısını bahçeye davet eder.

Bütün olan bitenlerden habersiz olan gelin, elini yüzünü yıkayıp bahçeye çıkar. Gördükleri karşısında ne diyeceğini şaşırır. Mutluluk, şaşkınlık hepsi bir birine girmiş durumdadır.

Karısının sandalyesini çekip oturmasını sağlayan damat son adım olarak ta karısının çayını doldurur ve onu öperek şöyle der;

– “Bundan sonra sabah kahvaltılarını böyle istiyorum karıcığım”





Mafya Babası Fıkrası



Seçtiği adam sağır ve dilsizdi. Çünkü baba, bu tetikçi yakalanırsa polise fazla bir şey anlatması mümkün olamaz, diye düşünüyordu. Baba, bir gün ödemelerin geciktiğini fark etti ve tetikçiyi odasına aldırttı, bir de işaret dilini bilen tercüman buldular. Tercüman işaretle sordu:

“Para nerede?”

Sağır dilsiz işaretle yanıt verdi:

“Ne parası? Benim paradan maradan haberim yok. Neden bahsettiğinizi anlamıyorum.”

Tercüman tercüme etti:

“Neden bahsettiğinizi anlamıyormuş.”

Baba 38’liği koltuk altından çekip sağır dilsizin kafasına dayadı:

“Şimdi sor bakalım, para nerede.”

Tercüman işaretle sordu:

“Para nerede?”

Sağır-dilsiz kan ter içinde, işaretle yanıt verdi:

“Şehir merkezindeki parkta, büyük heykelin olduğu kapıdan girince soldan 3. ağacın kovuğunda iki yüz bin dolar var.”

“Ne söyledi?” dedi Baba.

Tercüman yanıtladı:

“Dedi ki, hâlâ neden bahsettiğinizi anlamıyormuş, ayrıca o tetiği çekmek de biraz sıkarmış.





ÇIKMAK İSTİYORUM

Osman adında bir adamın bir meyhanesi varmış. Osman meyhanesi saat 18 ile gece 24 e kadar çalıştırırmış.

Osman bir gün meyhaneyi kapatıp evinin yolunu tutmuş. Evine geldiğinde yorgunluktan hemen yatmış.

Aradan kısa bir sure sonra telefon çalmış. Osman bu saatde ne var diye hayıflanarak telefonu açmak için kalmış ve salonun yolunu tutmuş. Telefonu açmış karşısında bir sarhoş...

-- meyhaneci meyhaneci meyhaneci saat kaçta açacaksın?...

--Ya kardeşim yeni kapattım ne açması ya....

Kızgın bir şekilde yatmaya giden meyhaneci uyuduktan kısa bir sure sonra tekrar telefonla uyandırılır. Telefonu açar aynı sarhoş aynı muhabbet. Meyhaneci bu duruma çok bozulmuştur.

Telefon bir kez daha çalar… 

--Aloooooooo

-ALOOO MEYHANECİİİ !

--Ne var ne arıyorsun?

-Meyhanecii meyhanecii

-- Neeeeee

-Meyhneyii ne zaaman acacaıksınnn

--Sana ne lan sana ne. Ne zaman açarsam açarım sana ne be. 

-Meyhaneyii ne zaman açacaksınnn

--Ulan açsamda seni içeriye almayacam arama artık.

-Meyhaneci ben içeri değil dıışarı çıkmakk istiyorum yaauu...



ATLANMAZZ



Bir uçakta pilot aniden hostesleri çağırmış ve demiş ki:

─ Uçak düşmek üzere. Tüm yolculara atlamalarını söyleyin. Şu anda deniz üzerindeyiz ve denize çok yakın uçuyorum, atlarlarsa kurtulma şansları var ama atlamazlarsa herkes ölecek!

Tabii, böyle bir şeyi insanlara yaptırmak çok zor. Hosteslerden en akıllısı düşünmüş taşınmış, “Herkese uygun bir dille anlatılırsa uçaktan atlamaları sağlanır.” diye karar vermiş ve ilk olarak Amerikalı kafilenin yanına gitmiş:

─ Sayın yolcularımız; üzerinde bulunduğumuz alan Japonlar’ın araştırma laboratuarlarıyla kaplı. Eğer oraya ulaşırsanız Japonların teknoloji tüm sırlarını kaparsınız!

Bütün Amerikalılar koşarak çıkışa gitmişler ve atlamışlar; Sonra hostes İngilizler’e yönelmiş:

─ Sayın yolcularımız, şu anda dünyanın en geniş ve verimli sömürgeleri üzerindeyiz; eğer hemen el koyarsanız sonsuza dek sizin olurlar!

Bütün İngilizler hevesle atlamışlar. Sıra Fransızlar’a gelmiş. Hostes:

─ Bayanlar baylar, affedersiniz rahatsız ediyorum; fakat rica etsem uçaktan atlar mısınız? Şimdiden teşekkür ederim, demiş. Fransızlar:

─ Tabii, mersi, deyip sırayla atlamışlar. Hostes bu kez Almanlar’a yönelmiş:

─ Atlayın aşağı çabuk! diye bağırmış. Alman kafile “Heil!” diyerek atlamış.

Ve sıra gelmiş Türklere. Hostes yandan yandan gülümseyerek ve koltuğa hafif dayanarak şöyle demiş:

– Siz var ya… Buradan hayatta atlayamazsınız…






Yorumlar