Sosyal medyada kişisel verileri paylaşırken dikkat
Sosyal medyada kişisel verilerin paylaşılmasındaki tehlikelere değinen Kişisel Verileri Koruma Kurumu Başkanı Prof. Dr. Faruk Bilir, “Kişisel verilerimizin herkese açık olması, kötü niyetli kişi veya grupların hatta siber saldırganların hedefi haline gelme olasılığımızı artırmaktadır” dedi.
Abone olSosyal medyada kişisel verilerin paylaşılmasındaki tehlikelere
değinen Kişisel Verileri Koruma Kurumu Başkanı Prof. Dr. Faruk
Bilir, “Kişisel verilerimizin herkese açık olması, kötü niyetli
kişi veya grupların hatta siber saldırganların hedefi haline gelme
olasılığımızı artırmaktadır” dedi.
İnternetin gelişmesiyle birlikte hem birey hem de toplum
nezdinde sosyal anlamda ciddi değişimler gerçekleştiğini belirten
Kişisel Verileri Koruma Kurumu Başkanı Prof. Dr. Faruk Bilir,
“Özellikle sosyal medya, iletişim ve etkileşimi tarihte hiç
olmadığı kadar kolaylaştırmıştır. Bununla birlikte her alanda
yaşanan gelişmelerin sosyal hayata yansımaları olmuştur. İlerleyen
teknoloji ile sosyal hayat ve sosyal medya neredeyse ayrılmaz bir
bütün haline geldi. İletişim araçlarında meydana gelen dönüşümler
sayesinde bireylerin özel yaşam alanlarına veya mahremiyetlerine
saldırılar oldukça arttı. Ortaya çıkan sorunlar ise aslında
teknolojiden değil, teknolojinin insanlar tarafından amacı dışında
kullanılmasından kaynaklanıyor. Bu durum birtakım tehlikeleri
beraberinde getiriyor” dedi.
Prof. Dr. Bilir, sosyal medyada paylaşım yaparken dikkatli
olunması gerektiğinin altını çizerek, “İnsanlar sosyal medya
hesaplarının gizlilik ayarlarını dilediği şekilde düzenlemekte
özgürdür. Ancak şu da bir gerçek ki; sosyal medya paylaşımlarının
ve dolayısıyla birtakım kişisel verilerimizin herkese açık olması,
mevcut tehlikelerin boyutlarını yükseltmekte, risk alanlarını
genişletmektedir” ifadelerini kullandı.
"Kötü niyetli kişilerin hedefi haline gelebilirsiniz"
“Kişisel verilere ulaşım aslında kişiye ulaşım anlamına
gelmektedir" diyen Başkan Bilir, sözlerine şöyle devam
etti:
"Bundan dolayı verilerimizi yüzlerce kişi ile yüz binlerce
kişinin bilmesi arasında büyük bir fark var. Böylesi bir durumda
bireyin kötü niyetli kişi veya grupların hatta siber saldırganların
hedefi haline gelme olasılığı artmaktadır. Öte yandan bazı kişisel
verilerin herkese açık platformlarda paylaşılması, telafisi
imkansız zararlara sebebiyet verebilir.”
Başkan Bilir, sosyal medyada paylaşım yaparken maruz
kalabileceğimiz tehlikelerden de bahsetti:
“Açık adres bilgisi, konum bilgisi ve telefon numarası ile
e-posta bilgileri kişiyi potansiyel hedef haline getirebiliyor.
Telefona gönderilen kimlik avı mesajları ve özellikle e-posta
adreslerine iletilen oltalama gönderileri, kişinin finansal
verileri başta olmak üzere özel yaşamına ilişkin verilerini
hedeflemektedir. Bugün dolandırıcılık vakalarının önemli bir kısmı
kişilerin kendileri tarafından gelişigüzel paylaşılan kişisel
verilerinin yardımıyla gerçekleşmektedir. Ek olarak
planlamalarımızı ve etkinlik takvimlerimizi de herkese açık olarak
paylaşmamız sonucunda çeşitli mağduriyetler yaşayabiliriz. Diğer
bir yandan sosyal medyada ebeveynlerin çocuklarına dair kişisel
verileri de aleni hale getirmesi, gelecekte bazı sorunların
yaşanmasına neden olabilir. Yapılan bir araştırmaya göre, her 4
ebeveynden biri, sosyal medya hesabını herkese açık özelliğinde
kullanmakta ve bu ebeveynlerin yarıya yakını aynı hesaplarda
sıklıkla çocuklarıyla ilgili paylaşımlar da yapmakta. Bu durum
sadece kendimizin değil, çocuklarımızın da risk altında olması
anlamına gelmektedir. Yaptığımız paylaşımlar, davranış şekillerimiz
ve hassasiyetlerimizi ortaya çıkarabilir. Hassasiyetlerimiz, hiç
tanımadığımız ve bilmediğimiz insanların elinde zafiyetlerimiz
haline dönüşebilir. Zaaflarımızdan yararlanılarak maddi ve manevi
zararlar yaşamamıza söz konusu olabilir.”
Son günlerin önemli gündem maddesi haline gelen sosyal medyada
profilleme faaliyetlerine de değinen Bilir, şunları
kaydetti:
"Sosyal medya platformlarında bireyin özeli olmasına rağmen, her
geçen gün dijital ortama yeni bir bilgi koyarak, veri ekleyerek
kendi hakkında veri toplanmasına izin vermesi, mahremiyetine zarar
verebilmektedir. Sosyal medyada ve dijital dünyada bıraktığımız
izlerden yola çıkılarak bir algoritma çerçevesinde ‘profil’
oluşturulabiliyor. Okuduklarımız, izlediklerimiz, dinlediklerimiz,
arama ve araştırmalarımız, tuşlama ve beğenilerimiz ve buna benzer
eylemlerimiz profilleme kapsamında değerlendirmeye alınabiliyor.
Profilleme sayesinde mevcut kişisel veriler ile birlikte daha
önceden bilinmeyen verileri tahmin edilerek, otomatik karar verme
mekanizmaları aracılığıyla çeşitli ‘sonuçlar’ elde
edilebilmektedir. Profilleme işlemi ile ilgili kişi hakkında elde
edilen sonuçlar da kişisel veridir. Elde edilen bu ‘sonuçlar’
kişinin lehine bir durum meydana getirebileceği gibi aleyhine bir
durum da meydana getirebilir. Profilleme sonucunda verilen kararlar
ya da atılan adımlar bireyleri ciddi bir biçimde
etkileyebilmektedir."
Prof. Dr. Bilir, vatandaşların bu konuda herhangi bir
olumsuzluğa maruz kalması durumundaki haklarından ve yapması
gerekenlerden de bahsetti.
“6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanununun 11/1 (g)
bendine göre, ilgili kişiler işlenen verilerin münhasıran otomatik
sistemler vasıtasıyla analiz edilmesi suretiyle kişinin kendisi
aleyhine bir sonucun ortaya çıkmasına itiraz etme hakkına sahiptir.
Bu kapsamda aleyhimize sonuçlar ortaya çıkaran profilleme
işlemlerine itiraz edebiliriz. Veri sorumlularının da bu itirazları
dikkate alıp, gereğini yerine getirme noktasında son derece hassas
davranmaları gerekmektedir.”
Nelere dikkat etmeli?
Başkan Bilir, vatandaşların kişisel verilerini paylaşırken
nelere dikkat etmesi gerektiğini de şu şekilde açıkladı:
"Kişisel verileri paylaşmak insan için bir ihtiyaç olabilir.
Burada esas mesele, buna insanın kendisinin karar vermesidir. 6698
sayılı Kanun, kişisel veri güvenliği konusunda veri sorumlularına
çeşitli yükümlülükler getirmiştir. Ancak kişisel verilerin
korunmasında bireylere de düşen görevler bulunmaktadır. Kişisel
veriler paylaşılmadan önce aydınlatma metni ve gerekli ise açık
rıza metni dikkatlice okunmalı. İlgili kişiler, kişisel veri talep
eden uygulamalara karşı daha bilinçli yaklaşmalıdır. Kişiler
uygulamanın güvenli olup olmadığını sorgulayıp, araştırmalıdır.
Sosyal medyada bir paylaşım yapmadan önce bir kez daha düşünüp, o
paylaşımın kişisel veriler açısından bugün veya gelecekte sorun
teşkil edip etmeyeceğini göz önünde bulundurmalıdır. Ayrıca yine
sosyal medyada hangi paylaşımı kimlerin göreceğini belirlemek,
kişisel verilerin güvenliğini sağlamak adına atabilecek önemli bir
adımdır. Bireylerin çevrimiçi ya da gerçek ortamda ortaya
çıkabilecek mahremiyet ihlallerine karşı bilgi sahibi olmaları
büyük önem taşımaktadır. Dolayısıyla kişisel verilerin korunması
konusunda farkındalık kazanılmalıdır. Çünkü farkındalık, güvenliğe
açılan kapının anahtarıdır. Bu kapsamda kişisel veriler konusunda
sorgulayıcı bir anlayışa sahip olmak gerekmektedir. Kişisel
veriler, hayatın her döneminde önemli olmuştur. Kişisel
verilerimizin hayatımızı nasıl etkilediğini anlamamız gerekir.
Kişisel veriler paylaşılmadan önce şu soruyu aklımıza getirmeliyiz:
Kişisel verilerimi ben mi kontrol edeceğim, yoksa kişisel verilerim
mi beni kontrol edecek? Bilinçli ve kontrollü kişisel veri
paylaşımı ile kontrol bizde olsun diyor ilgili kişilerin kontrolü
elden bırakmamalarını tavsiye ediyorum."