Anasayfa /  Keyifli Haberler

Sen Rahip Değilsin

Abone ol
Abone ol 28 Aralık 2018 04:36

Sen Rahip Değilsin

Adamın biri arabasıyla yolda gidiyormuş derken tam bi manastırın oradan geçerken araba arızalanmış. Adam uğraşmış etmiş ama bakmış ki olmayacak, hava da kararıyor, gidip manastırın kapısını çalmış:

Af edersiniz ben buradan geçiyordum ve arabam arızalandı. Gidebileceğim hiçbir yer yok geceyi burada geçirebilir miyim? demiş.





Rahipler memnuniyetle adamı içeri almışlar, ona yemek vermişler hatta arabasını da tamir etmişler. Derken uyku vakti gelmiş. Adam tam uykuya dalacağı sırada, koridordan gelen çok tuhaf bir uğultuyla irkilmiş birkaç dakika sonra uğultu kesilmiş ve adam uyumuş. Sabah uyanır uyanmaz rahiplere o ses ne sesiydi? diye sormuş, rahipler ne olduğunu sana söyleyemeyiz, çünkü sen bir rahip değilsin. demişler. Adam biraz bozulmuş ama yine de rahiplere teşekkür etmiş, arabasına atlamış yoluna devam etmiş. Aradan birkaç yıl geçmiş. Adam yine arabasıyla aynı yoldan geçerken yine arabası tam manastırın orada bozulmuş.





Adam yine kapıyı çalmış, rahipler adamı içeri almışlar arabasına bakmışlar, ve gece olup da adam yatınca yine koridordan aynı tuhaf ses gelmez mi! bunu mutlaka öğrenmeliyim diye sabahı zor etmiş, sabah rahiplere sorduğunda rahipler yine ayni cevabi vermişler: Sana söyleyemeyiz, çünkü sen bir rahip değilsin. Adam bunun üzerine pekala. demiş. Bakın o sesin ne olduğunu öğrenmek için deli oluyorum. Bana söylemenizin tek yolu benim bir rahip olmam ise, tamam olacağım. Bunun için ne yapmam gerekiyor ? Rahiplerden biri cevap vermiş: Bunun için dünyayı baştan sona gezeceksin, yeryüzünün tamamında kaç sim tanesi ve kaç kum tanesi olduğunu bulacaksın…. Buraya dönüp bize söylediğin zaman sen de artık bizdensin….

Adam kafaya koymuş bir kere o uğultunun ne olduğunu öğrenecek .. Yola düşmüş, 45 sene boyunca dünyayı gezmiş dolaşmış görevini tamamlamış, ve manastıra geri dönüp kapıyı çalmış. Rahiplerden biri kapıyı açınca adam hemen içeri dalmış: Beni hatırladınız değil mi? O sesin ne olduğunu bana söylemeniz için bütün dünyayı dolaştım, bütün sim tanelerini ve kum tanelerini tek tek saydım. işte istediğiniz sayılar: dünyada 145.236.284.232 sim tanesi ,231.281.219.999.129.382 kum tanesi var. Rahipler BRAVO! demişler. Artık sen de bizdensin.Gel bakalım şimdi seni o sesin kaynağına götürüceğiz. Adamı koridordan geçirip tahta bir kapının önüne getirmişler. Baş rahip İşte ses buradan gelir demiş.





Adam kapıyı açmak istemiş ama kilitliymiş, anahtarı verir misiniz? demiş, baş rahip ona anahtarı vermiş. Adam kapıyı açıp içeri girmiş, karşısına … çıkmış ne çıktığını size söyleyemem çünkü siz rahip değilsiniz !

BONUS FIKRA 





Sıraya Geç



Bir adam sabah yürürken ilginç bir cenaze korteji fark eder. Önde giden köpekli bir adam, arkasında bir tabut ve 10 metre arkadan gelen bir başka tabut, arkalarında tek sıra olmuş yaklaşık 200 adam. Tuhafına gider. Kafilenin başındaki adam kuşkusuz cenazenin sahibidir, yanına yaklaşır ve sorar:

– “Beyefendi, bu üzüntülü gününüzde hatırlatmak istemem ama ölenler neyiniz oluyor?”

Adam yanıtlar:

– “Öndeki karım arkadaki de kayınvalidem.”

– “Vah, vah başınız sağ olsun. Nasıl oldu?”

– “Köpeğim karıma saldırıp öldürmüş. Kayınvalidem karımın yardımına koşunca onu da öldürmüş.”

Adam biraz düşündükten sonra:

– “Beyefendi köpeğinizi ödünç alabilir miyim?”

– “Sıraya geç!..”



Kayserilinin biri



Kayserilinin biri dükkanında sakin bir halde otururken bir yandan da usul usul tezgahı siliyormuş, ki tam o sırada heyecan ve telaşla oğlu içeri girer;

oğlan- baba baba çok acil 500 lira ya ihtiyacım var, dışarda arkadaşlar beni bekliyor ver de hemen gideyim.der

baba- lan oğlum dur bi hele gadasını aldığım, ne bu solugh soluua galmışın hallederik

oğlan- baba acil dedim

baba- lan oulum, hem destursuz goştur goştur girersin, hem iki ayaamı bir pabıca sokarsın hem de benden siftah da etmemişim zati durduk yere 400 lira istersin, daha geçen gün verdim 300 lira da…hem neyine yetmiyor 200 lira benden gelmiş 100 lira istiyon, al şu 50 lira yı çık git gözüm görmesin demiş.



5 milyar dolar



bir iş adamı vatikan’a gelir ve papayla görüşmek ister.

adamı kardinale götürürler ama adam papayla görüşmek istediği konusunda ısrar eder.

üstelik de yalnız görüşmek istiyordur. ne hikmetse kabul ederler ve papanın huzuruna çıkarırlar.

kardinaller merak içinde kapıda bekleşip dinlemeye başlarlar. içeride sesler yükselir

adam – 1 milyar dolar!

papa – olmaz

adam – 2 milyar dolar!

papa – hayır.

adam – 5 milyar dolar!!

papa – hayır!

adam kapıyı çarpar çıkar. kardinaller içeri doluşur ve papaya:

-5 milyar dolar muazzam para. düşünün bu parayla kaç katedral, kaç kilise yapılır, dünya üzerine kaç misyoner gönderilirdi. parayı niçin kabul etmediniz?

papa – ne yani, her duadan sonra amin yerine coca cola mı deseydik?



picasso



picasso bir gün bir eserinde savaşı çizmiş.

general görmüş ve sormuş: “bu tabloyu siz mi yaptınız?”

picasso durmuş, generale gülümsemiş ve demiş ki:

“hayır efendim siz yaptınız.”

general bu cevabın üzerine şaşırmış. büyük adam tabi general, öyle hemen parlayıp karar alan tiplerden değil.

bu düşündürücü ve anlamlı cevap sonrası uzaklara dalmış, uzunca düşünmüş ve askerlerine demiş ki:

“al bunu al al al al”



Dua



küçük kasabanın birinde bir caminin tam karşısında arazisi olan adam, bir genelev inşa etmeye başlamış. imam ve cemaat buna şiddetle itiraz etmişler.

ancak mal sahibinin kendi arazisi üzerine nasıl bir iş yeri açacağına da yasal olarak karşı çıkamamışlar.

tüm cemaatin tek yapabildiği şey, imamın öncülüğünde bu genelev için her gün beddua etmekten öteye geçememiş.

inşaat ilerlemiş ve açılışına birkaç gün kala her nasılsa şiddetli bir yıldırım düşmesi sonucu genelev yerle bir olmuş. caminin cemaati bu olaydan duydukları büyük memnuniyeti saklamaya gerek görmemişler.

genelev sahibi adam, cami imamının ve cemaatin direkt veya indirekt olarak bu hasardan sorumlu oldukları iddiası ile camiye karşı tazminat davası açmış.

cami imamı ve cemaat, savcılığa verdikleri savunmalarında bu konuda herhangi bir şekilde sorumlu tutulmalarına şiddetle itiraz etmişler.

bu olayın kendi dualarından dolayı meydana gelmiş olabileceği iddiasını da kabul etmemişler. gerekli tüm belgeler tamamlanıp mahkeme günü geldiğinde hakim dosyayı dikkatle incelemiş ve

taraflara dönüp:

– bu konuda nasıl bir hüküm verebileceğimi bilmiyorum, demiş.

ancak dosyadaki tutanaklara bakarsak ortada tuhaf bir durum var.

-taraflardan birisi duanın gücüne inanan bir genelev sahibi,

-diğeri ise duanın gücüne kesinlikle inanmayan bir imam ve cemaati…!



Uyu Artık



bir ilkokul öğretmeni sabah sınıfa girerken öğrencilerinden birinin gözünün mor olduğunu fark ediyor. öğrencisine gözünün nasıl morardığını sorar. öğrencisi:

— dün gece babam odama girip uyuyup uyumadığımı sordu. ben de uyumadığımı söyleyince gözüme yumruk attı, öğretmenim.

— böyle durumlarda, bazen uyumasan da cevap vermek zorunda değilsin, çocuğum. bir dahaki sefer baban sorarsa cevap verme, tamam mı?

— pekiyi, öğretmenim.

iki gün sonra, öğretmen aynı öğrencisini bu defa iki gözü de mosmor olduğunu görünce:

— yine ne oldu, çocuğum?

— babam yaptı, öğretmenim.

— yoksa babana cevap mı verdin?

— hayır, öğretmenim. dediğiniz gibi cevap vermedim.

— pekiyi, nasıl oldu?

— gece babam odama geldi, uyuyup uyumadığımı sordu. ben cevap vermeyince de odadan çıktı. biraz sonra acayip sesler duydum. annem “geliyorum” diye bağırdı. babam da “ben de geliyorum” diye bağırmaya başlayınca, odadan fırladım; “nereye gidiyorsunuz, ben de, ben de, geliyorum” diye odalarına girdim.


Yorumlar