Cumhurbaşkanı Adayı Karamollaoğlu Diyarbakır’da konuştu
Saadet Partisi’nin (SP) Cumhurbaşkanı Adayı Temel Karamollaoğlu, bölgeyi dışarıdan şekillendirmek isteyenlerin oyununa gelmeden, ülkedeki sorunları herkesle bir araya gelerek çözeceklerini belirterek, “Ne ABD, ne Rusya bunları çözemez. Bu noktada biz şahsiyetli bir dış politika izlemekte kararlıyız. İnşallah başkasının etkisinde kalmadan adaleti, barışı sağlayacak bir dış politika bölgenin içinde bulunduğu sıkıntılardan kurtuluşunun reçetesinin bize verecek” dedi.
Abone olSP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Temel Karamollaoğlu, partisinin
Diyarbakır İstasyon Meydanı’nda düzenlediği mitinge katıldı.
Mitinge katılanlara hitaben konuşan Karamollaoğlu, bir seçimle
karşı karşıya olunduğunu belirterek, geçmişte erken seçimi
demokrasiye indirilen bir darbe olarak gören iktidarın acelece
seçime gitme kararı aldığını ifade etti. Bunun nedeninin çığ gibi
büyüyen problemler olduğunu ifade eden Karamollaoğlu, “Ekonomide
dibe vurdu bu iktidar, ülkenin problemlerinin artık çözemiyor.
İşsizlik zirve yaptı, dolar aldı başını gidiyor. İnsanlar
geçimlerini rahat bir şekilde sağlayamıyor. Dış politikada da,
adalette de, eğitimde de sıkıntı var. Peki, bugün bu sıkıntıları
başımıza getirenler kimlerdi, sormak mecburiyetindeyiz. 15,5 yıldır
iktidarda bulunan bu parti, bugünkü sıkıntıları hazırladı. Bu
sıkıntıları bunlar bu ülkenin başına getirdi. Bundan dolayı da
şimdi seçime giderken özellikle vurgu yaptığımız bir konu var.
Artık bu iktidarın ülkemizin problemlerini çözemeyeceğini gördük,
anladık. Bundan dolayı da ısrarla diyoruz ki, bir değişime ihtiyaç
var. Bu iktidarı siz değiştireceksiniz. Bu değişimin ayak seslerini
de duymaya başladık” dedi.
“Güçlü bir ekonomiye sahip olmamız
gerekir”
Milli görüşçü olduklarını anlatan Karamollaoğlu, “Allah rahmet
eylesin bu görüşün temel prensiplerini ortaya koyan Erbakan
hocamızın talebeleriyiz. Erbakan hocamız, siyasi hayata atıldıktan
sonra aslında çok daha büyük hedef olan bir insan olarak, ‘Sadece
ülkemizde değil, bütün dünyada barışı ve huzuru nasıl sağlarız’
diye düşündüğünde, ‘Önce kendi memleketimizde işe başlayalım’ dedi.
Bu büyük hamlenin temelini atarken en çok önem vereceğimiz konu
ahlak ve maneviyat. Biz ahlaki ve manevi değerlerimizi ihya
etmeden, bütün dünyaya karşı meydan okumamızın faydası olmaz. Biz
önce kendimize güveneceğiz, inancımıza sarılacağız, ahlaki
değerlerimizi ihya edeceğiz. Bazı yanlış anlamalar var, maalesef
ülkemizde de bunu zaman zaman görüyoruz. Şunu bilelim ki, inancımız
bizim ahlaki ve manevi değerlerimizin temelini oluşturur. Bunun da
ilk dayanağı temel hak ve adalettir. Eğer bir memlekette hak ve
hukuku riayet yoksa insanlar kendi haklarını aramaktan mahrum
bırakılıyorsa, orada huzuru sağlamak mümkün olmaz. Ancak hemen
bunun arkasından, İslam’ın diğer prensipleri de gelir. Peygamber
efendimiz buyuruyor ki, ‘Ben güzel ahlakı tamamlamak üzere
gönderildim.’ Yani hak ve adaletin yanında biz dürüst olacağız,
yalan söylemeyeceğiz, yetim malına el uzatmayacağız, komşumuzun
derdiyle dertleneceğiz, yemeyeceğiz, yedirmeyeceğiz. Biz bazen bu
konuları işlerken tasavvufa doğru bir yönelme ihtiyacı duyar
insanımız. Tasavvuf büyükleri elbette bizim davranışlarımızda
dürüst olmamızı isterler ama esas olan bizim kalbimizdir. Biz
manevi yapıyı buradan kazanacağız. Sevgi, saygı kalpte başlar.
Bunun için ahlaki ve manevi değerleri ihya etmeyi en öne aldı
hocamız. Ancak içinde bulunduğumuz dünyada bir de zalimler var.
Özellikle başka ülkeleri istila edip, onların bütün varlıklarına el
koymak isteyenler var. Onların karşısında eğer dik durmak
istiyorsak, mutlaka güçlü bir sanayiye ve güçlü bir ekonomiye sahip
olmamız gerekir. Bu nokta Diyarbakır’ın da tüm memleketinde en
büyük ihtiyaçlarından biridir” diye konuştu.
“TEMSAN’da 5 bin kişiye iş verilecekti”
Sadece yol, köprü, tünel ve inşaat yapmakla işsizliğin
çözülemeyeceğini dile getiren Karamollaoğlu, şunları
kaydetti:
"Bu bölgelerde, geçmişte özellikle Erbakan hocamızın döneminde
temeli atılan ne kadar tesis varsa, neredeyse tamamını yıktılar,
yerine yüksek binalar ve AVM’ler yaptılar. Artık bundan sonra AVM
dönemleri, yüksek bina dönemleri tarihe karıştı. Bundan sonra sıra
işsiz kalan insanın biraz rahat edebilmesi, bedavadan çay içip, kek
yiyebilmesi için kıraathanelere sıra geldi. Kıraathane yapacaklar,
ardından çayır çimende yuvarlanacaklar siz de huzura
kavuşacaksınız. Bu arkadaşlara kötü bir şey diyemiyorum da, Allah
size akıl fikir versin diyorum. Elbette kıraathanelere de yeri
geldiği zaman ihtiyaç olur, ama Diyarbakır’da bir TEMSAN var,
Allah’tan onu yıkmadılar ve özelleştirmediler de. Siz bu TEMSAN’ın
nasıl bir fabrika olduğunu düşündünüz mü? Eğer bu fabrikada inşa
edildiği zamanki projeler gerçekleştirilmiş olsaydı, 5 bin insana
iş verecekti. Bugün işitiyorum, 150 civarında insan çalışıyormuş.
Çünkü TEMSAN rüzgar enerjilerinin türbinleri yapacak, sudan nasıl
enerji edeceğiz onun makinelerini inşa edecek. Yarın Türkiye’de
inşa edilecek uçakların türbinleri de Diyarbakır’da yapılacak. O
zaman Diyarbakır Türkiye’nin parlayan yıldızı olacak. O zaman
olacak ama. Bu yalnız söz söylemekle olacak bir iş değil. Fiilen
yapılacak bir iş. Biz yaptık bu arkadaşlarımız bunu çalıştırmadı,
batıracak noktaya geldi. Arkadaş Diyarbakır’ın tarım başta olmak
üzere hayvancılık hemen arkasından gelmek üzere ciddi bir desteğe
ihtiyacı var. Diyarbakır’daki tarım alanları tam ekilsin biçilsin,
hayvancılık ciddi manada desteklensin Türkiye’yi bile besler. En
kaliteli buğday burada. Bu bölge bütün bir saha olarak tarımın el
verimli yapılacağı, hayvancılığın en hızla geliştirileceği yer.
Burası sanayileşmeden, ayağı kalkamaz. İşsizlik problemini çözemez.
Bundan dolayı bu bölgenin problemi adına cazibe merkezi demekle
çözülmez. Neyin cazibesi. Biz burada sürükleyici sanayi tesisleri
kurmaya mecburuz. Sadece teşvik vermekle olmaz. Devlet yeri geldiği
zaman gelip, bizzat fabrika kuracak. Bu sanayi tesisini
kuracak.”
“Ülkenin sorunlarını ciddi olarak ele
alın”
Türkiye’yi ileriye götürecek nesillerin eğitimle yetiştirilmesi
gerektiğini kaydeden Karamollaoğlu, şunları söyledi:
“Ama eğitimimiz darmadağınık. Sadece bina yapıyor, akıllı tahta
yapıyor ve tablet veriyor, sonra git iş bul. Bu gençlere ne doğru
düzgün değerler eğitimi aşılanmış ne de mesleki eğitimleri
gerçekleştirilmiş. İkisini birden gerçekleştireceğiz. Burada sanayi
ayağı kalksın, gençlere yönelik istihdam en kısa sürede çözülecek.
Buradan batıya giden insanlarımız emin olun geri gelecek. Ancak
bakın bunu yaparken sordum, Diyarbakır üniversitesinin öğrenci
mevcudu ne kadar diye. 30 bin dediler, şaşırdım kaldım. 100 bin
genç eğitim görmeliydi burada. Bu sağlanabilir mi, sağlanır.
Türkiye’de 200’den fazla üniversite kuruldu. Ama kimse bu
üniversitelerin inşaatının dışında, hangi eğitimler, hangi kadrolar
tarafından verilecek. Kimse bunu düşünmüyor. Bu üniversitelerin
tamamını ayağı kaldırmak için 50-100 bin arasında yetişmiş insana
ihtiyaç var. Gelip ülkemiz bölgemiz, nasıl ayağı kalkacak gençler
bize öncülük yapacaklar. Sizin çocuklarınız geleceği atacağımız
adımlara bağlı. Ele alacağımız bu teknoloji çok kısa bir zamanda
Allah’ın izniyle 100 binlerce gence istihdam imkanı sağlayacak.
Bakın hepinizin elinde akıllı telefonlar var. Nereden geliyor. Ya
Amerika’dan ya da Kore’den. Bunu neden biz üretemiyoruz. O akıl
bizde yok mu? Şu televizyonlar, üzerinde bazı yerli markalarımızın
adı yazılı olsa bile, temel yapısı dışarıdan geliyor. Ülkemizin
problemlerini çözecekseniz ciddi olarak ele alın.”
“Bölgeyi şekillendirmek isteyenlerin oyununa
gelmeyeceğiz”
Bölgeyi dışarıdan şekillendirmek isteyenlerin oyununa
gelmeyeceklerini anlatan Karamollaoğlu, “Bu ülkede yaşayan herkes
bir araya gelecek ve problemlerimizi biz çözeceğiz. Ne ABD, ne
Rusya bunları çözemez. Bu noktada biz şahsiyetli bir dış politika
izlemekte kararlıyız. İnşallah başkasının etkisinde kalmadan
adaleti, barışı sağlayacak bir dış politika, bölgenin içinde
bulunduğu sıkıntılardan kurtuluşunun reçetesinin bize verecek”
dedi.
“Anadilde eğitime önem veriyoruz”
Anadil konusuna da değinen Karamollaoğlu, sözlerini şöyle
sürdürdü:
“Anadilde eğitime önem veriyoruz. Bu konunun elbette burada Kürtçe
konuşan kardeşlerimiz için bir hak olduğunu da biliyoruz. Bu konuyu
siyaset sahnesine ilk taşıyan lider Erbakan hocamız olmuştu. Bundan
dolayı da bunun bedelini ona ödettiler. Ama biz şimdi yeniden ayağı
kalkacağız. Erbakan hocamızın ruhunu şad edecek neticeyi tarihe
geçireceğiz.”