Anasayfa /  Güncel /  Gündem

Romantik devrimci Nazım Hikmet ölüm yıldönümünde anılıyor! Nazım Hikmet Ran Kimdir?

Şiirleri yasaklanan ve yaşamı boyunca yazdıkları yüzünden 12 yıl cezaevinde yatan, ''romantik komünist" ve "romantik devrimci" olarak nanılan şair, roman, oyun ve anı yazarı Nazım Hikmet Ran, vefatının 57. yılında anılıyor. Nazım Hikmet Ran Kimdir? İşte Nazım Hikmet Ran'ın hayatı ve eserleri

Abone ol
Abone ol 03 Haziran 2020 03:30

Romantik devrimci Nazım Hikmet Ran Kimdir?

Şiirleri yasaklanan ve yaşamı boyunca yazdıkları yüzünden 12 yıl cezaevinde yatan, ''romantik komünist" ve "romantik devrimci" olarak nanılan şair, roman, oyun ve anı yazarı Nazım Hikmet Ran, vefatının 57. yılında anılıyor.

NAZIM HİKMET'İN YAŞAM ÖYKÜSÜ

Hikmet Bey ve Celile Hanım’ın oğlu Nâzım Hikmet, 15 Ocak 1902’de Selânik’te dünyaya gelir. Babası Hikmet Bey, çeşitli illerde valilik yapmış olan Nâzım Paşa’nın oğludur. Osmanlı Hariciyesi’nde çeşitli memurluklarda ve Matbuat Umum Müdürlüğü görevinde bulunmuştur. Annesi Celile Hanım ise, dilci Enver Paşa ile Leylâ Hanım’ın kızıdır. İlk kadın ressamlarımız arasında anılan Celile Hanım, kültürlü, sanatçı ruhlu bir kadındır…

Küçük Nâzım ilk eğitimini annesi ve sıkça şiirli toplantılar düzenleyen, kendisi de bir mevlevi şairi olan büyükbabası Nâzım Paşa’dan alır. Ve henüz on bir yasındayken ilk şiirini yazar…  Orta öğrenimini Galatasaray ve Nişantaşı Sultanilerinde gören Nâzım, 1915 yılında Bahriye Mektebi’ne girer. 1918 yılında ilk kez bir dergide şiiri yayınlanır. Bu bir aşk şiiridir. Ancak, İstanbul’un işgaliyle birlikte yerini yurtsever nitelikte şiirlere bırakır…

Mezuniyetine üç ay kala geçirdiği bir hastalık nedeniyle Bahriye’den ayrılır. Bir grup arkadaşıyla Anadolu’ya geçer. Ankara Hükümeti’nin görevlendirmesiyle arkadaşı Vâlâ Nurettin ile birlikte Bolu’da öğretmenlik yapar.  Daha sonra kısa aralıklarla iki kez Moskova’ya gider. İlkinde iki yıl kalır.

Rusya’da gerçekleştirilen ihtilale tanık olur. Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi KTUV’da ekonomi-politik öğrenimi görür. İkincisi ise küreğe konulma cezasının verildiği dava nedeniyle zorunlu bir göçmenliktir. Bu kez daha önce öğrenci olduğu Üniversite’de çevirmenlik ve asistanlık yapar. Ceza Yasası’ndaki değişiklik nedeniyle 1928 yılında ülkeye döner. Kısa bir süre cezaevinde kaldıktan sonra serbest bırakılır.

Çeşitli gazete ve dergilerde yazıları, şiirleri yayınlanır. Kitapları basılır. Siyasal ve entellektüel yaşamda aktif bir rol üstlenen ünlü bir şairdir. Şiirleri ders kitaplarına girer, oyunları devlet tiyatrolarında oynanır ama koğuşturmalardan da kurtulamaz… Sık sık gözaltına alınır, yargı önüne çıkartılır. Onun etkileyici gücü ürkütmektedir kimi çevreleri… Düzmece davalarla yaşamının on yedi yılı hapishanelerde geçer. 1950 yılında ulusal ve uluslararası düzeyde düzenlenen kampanyalar sonunda çıkarılan Genel Af Yasası’yla serbest kalır. Ne var ki yaşamına yönelik komplolar nedeniyle yeniden yurtdışına çıkar. Ve ölene dek yurduna, halkına, sevenlerine hasret şiirleri yazacağı göçmenlik yılları başlar…

Bu dönemde Uluslararası Barış Ödülü sahibi bir sanatçı olarak  barış hareketi içinde aktif olarak yer alır. Dünya Barış Konseyi Başkanlık Divanı’na seçilir. Ünlü Şostokoviç’e, Şarlo’nun yaratıcısı Charlie Chaplin’e ve Fransız Parlamentosu Başkanı Eduard Heriot’a Uluslararası Barış Ödülü’nü veren jürinin başkanlığını yapar. Cezaevi yıllarından kalan hastalıklar onu rahat bırakmaz ve acılı yüreği 3 Haziran 1963 günü sabahı Moskova’daki evinde durur.

“…yazılarım otuz kırk dilde basılır / Türkiye’mde Türkçemle yasak” dediği şiirleri ancak
ölümünden sonra basılır ülkesinde…

Hapis hayatı ve sürgünü

Nazım Hikmet Çankırı Cezaevinde
1925 yılından başlamak üzere şiirleri ve yazıları yüzünden hakkında açılan pek çok davada beraat etti. Yargılandığı davaların listesi şu şekildedir:

1925 Ankara İstiklâl Mahkemesi Davası
1927-1928 İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Davası
1928 Rize Ağır Ceza Mahkemesi Davası
1928 Ankara Ağır Ceza Mahkemesi Davası
1931 İstanbul İkinci Asliye Ceza Mahkemesi Davası
1933 İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Davası
1933 İstanbul Üçüncü Asliye Ceza Mahkemesi Davası
1933-1934 Bursa Ağır Ceza Mahkemesi Davası
1936-1937 İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Davası
1938 Harp Okulu Komutanlığı Askerî Mahkemesi Davası
1938 Donanma Komutanlığı Askerî Mahkemesi Davası
1933 ve 1937 yıllarında örgütsel faaliyetleri nedeniyle yine bir süre tutuklu kaldı. 1938'de bu kez "orduyu ve donanmayı isyana teşvik" suçlamasıyla tutuklandı ve yargılandığı davada 28 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. İstanbul, Ankara, Çankırı ve Bursa cezaevlerinde aralıksız 12 sene kaldı. 2007 yılında vizyona giren Mavi Gözlü Dev adlı film, Nazım'ın Bursa cezaevinde kaldığı yılları anlatmaktadır. 14 Temmuz 1950'de çıkan Genel Af Yasası'ndan yararlanarak 15 Temmuz'da serbest bırakıldı. Barışseverler Cemiyeti'nin kuruluşunda yer aldı.

Yasal olarak yükümlülüğü olmamasına karşın askere çağrılınca, öldürüleceği endişesiyle 17 Haziran 1951'de İstanbul'dan ayrılarak Romanya üzerinden Moskova'ya gitti. 25 Temmuz 1951 tarihinde Bakanlar Kurulu kararıyla Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkarılmasının ardından büyük dedesi Mustafa Celaleddin Paşa'nın (Konstantin Borzecki) memleketi olan Polonya'nın vatandaşlığına geçerek Borzecki soyadını aldı.

Nazım Hikmet 1952 Doğu Berlin'de yapılan Dünya Barış Konseyi Kongresinde. Divan heyetinin arkasında, üstte Picasso'nun barış güvercini, altta ise "Almanya Barış Ülkesi Olmalıdır" sloganı yer alıyor.
Sovyetler Birliği'nde Moskova yakınlarındaki yazarlar köyünde ve daha sonra da eşi Vera Tulyakova (Hikmet) ile Moskova'da yaşadı. Memleket dışında geçirdiği yıllarda Bulgaristan, Macaristan, Fransa, Küba, Mısır gibi dünya memleketlerini dolaştı, buralarda konferanslar düzenledi, savaş ve emperyalizm karşıtı eylemlere katıldı, radyo programları yaptı. Budapeşte Radyosu ve Bizim Radyo bunlardan bazılarıdır. Bu konuşmaların bir kısmı bugüne ulaşmıştır.

3 Haziran 1963 sabahı saat 06:30'da gazetesini almak üzere ikinci kattaki dairesinden apartman kapısına yürüdüğü sırada, tam gazetesine uzanırken geçirdiği kalp krizi sonucunda hayatını kaybetti. Ölümü üzerine Sovyet Yazarlar Birliği salonunda yapılan törene yerli ve yabancı yüzlerce sanatçı katıldı ve törenin görüntüleri siyah beyaz olarak kaydedildi. Ünlü Novodeviçi Mezarlığı'nda (Rusça: Новодевичье кладбище) gömülüdür. Meşhur şiirlerinden biri olan Rüzgâra Karşı Yürüyen Adam figürü siyah granitten yapılan mezar taşı üzerinde ebedileştirildi.

Hüküm giyerek hapis yatmaya başladığı 1938 yılından 1968 yılına kadar eserleri Türkiye'de yasaklandı. Eserleri 1965'ten itibaren çeşitli basımlarla yayımlanmaya başladı.

Yeniden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına alınması
2006 yılında Bakanlar Kurulu'nun Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkarılan kişilerle ilgili yeni bir düzenleme yapması gündeme geldi. Yıllardır tartışılmakta olan Nâzım Hikmet'in Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına yeniden kabul edilmesi yolu açılmış gibi görünmesine rağmen Bakanlar Kurulu bu düzenlemenin sadece yaşamakta olanlar kişiler için olduğunu ve Nâzım Hikmet'i kapsamadığını belirterek bu yöndeki talepleri reddetti.[18] Sonradan dönemin İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu İçişleri Komisyonu'nda "Tasarıda, şahsa bağlı hak olduğu için bizzat müracaat etmesi gerekir. Arkadaşlarım da olumlu şeyler belirttiler, komisyonda görüşülür, bir karar verilir" dedi.

2009 yılının 5 Ocak Günü "Nâzım Hikmet Ran'ın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkartılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararının yürürlükten kaldırılmasına ilişkin önerge" Bakanlar Kurulu'nda imzaya açıldı. Nâzım Hikmet Ran'a yeniden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının iade edilmesine ilişkin bir kararname hazırladıklarını ve bu teklifin imzaya açıldığını ifade eden Hükûmet Sözcüsü Cemil Çiçek 1951 yılında vatandaşlıktan çıkartılan Ran'ın yeniden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmasına ilişkin önerinin Bakanlar Kurulu'nca oylanarak kabul edildiğini söyledi.

Bakanlar Kurulu'nun 5 Ocak 2009 tarihinde aldığı bu karar, 10 Ocak 2009 tarihinde Resmî Gazete'de yayınlandı ve Nâzım Hikmet Ran, 58 yıl sonra yeniden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı oldu.

Nâzım Hikmet Eserleri 

Türk şair, oyun yazarı, romancı ve anı yazarı Nâzım Hikmet'in eserlerinin türlerine göre ayrılmış listesi

Şiirler
Dağların Havası (Osmanlıca baskı, 1925)
835 Satır (1929)
Jokond ile Sİ-YA-U (1929)
Varan 3 (1930)
1 + 1 = 1 (1930)
Sesini Kaybeden Şehir (1931)
Benerci Kendini Niçin Öldürdü? (1932)
Gece Gelen Telgraf (1932)
Portreler (1935)
Taranta Babu'ya Mektuplar (1935)
Simavne Kadısı Oğlu Şeyh Bedreddin Destanı (1936)
Şeyh Bedreddin Destanına Zeyl (1936)
Kuvayi Milliye (1968)
Saat 21-22 Şiirleri (1965)
Dört Hapishaneden (1966)
Rubailer (1966)
Yatar Bursa Kalesinde (1929-1951)
Memleketimden İnsan Manzaraları (1966-1967)
Yeni Şiirler (1951-1959)
Son Şiirleri (1959-1963)
Oyunları[değiştir | kaynağı değiştir]
Kafatası (1932)
Bir Ölü Evi (1932)
Unutulan Adam (1935)
Fatma, Ali ve Diğerleri (1952)
İvan İvanoviç Var mıydı, Yok muydu? (1954)
Ferhad ile Şirin (1965)
Sabahat (1965)
İnek (1965)
Yolcu (1965)
Enayi (1965)
İstasyon (1965)
Ocak Başında (1966)
Bu Bir Rüyadır (1966)
İnsanlık Ölmedi Ya (1967)
Allah Rahatlık Versin (1967)
Evler Yıkılınca (1967)
Yusuf ile Menofis (1967)
Demokles'in Kılıcı (1974)
Tartüf-59 (1990)
Kadınların İsyanı (1990)
Yalancı Tanık (1990)
Kör Padişah (1990)
Her Şeye Rağmen (1990)
Romanları
Kan Konuşmaz (1965)
Yeşil Elmalar (yedi yazardan derleme) (1965)
Yaşamak Hakkı (1966)
Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim (1967)
Öteki DefterlerOrası
Zeytin ve Üzüm Adası
Öyküleri
Orman Cücelerinin Sergüzeşti (1932)
Sevdalı Bulut (1968)
Yönetmenliğini yaptığı filmler
Düğün Gecesi (1933)
Bursa Senfonisi (1934)
Güneşe Doğru (1937)
Senaryoları
Karım Beni Aldatırsa (1933)
Naşit Dolandırıcı (1933)
Cici Berber (1933)
Söz Bir, Allah Bir (1933)
Düğün Gecesi (1933)
Milyon Avcıları (1934)
Leblebici Horhor Ağa (1934)
Aysel: Bataklı Damın Kızı (1934)
Güneşe Doğru (1937)
Tosun Paşa (1939)
Şehvet Kurbanı (1940)
Kahveci Güzel (1941)
Kıskanç (1942)
Kızılırmak Karakoyun (1946)
Üçüncü Selim'in Gözdesi (1950)
Balıkçı Güzeli (1953)
Podivín (1956)
Dvoe iz odnogo kvartala (1957)
Legenda o lásce (1957)
Von allen vergessen (1959)
Vlyublyonnoe oblako (1959)
Yashamaq gözäldir, qardashim! (1966)
Lyubov moya, pechal moya (1978)
Qariba adam (1979)
Goluboy myach (1984)
Yolcu (1993)
Fıkraları
İt Ürür Kervan Yürür (Orhan Selim adıyla gazetelerde yazdığı yazılar) (1965)
Temel ile Fadime Fıkraları (1967)
İnceleme Yazıları
Alman Faşizmi ve Irkçılığı (1936)
Sovyet Demokrasisi (1936)
Milli Gurur (1936)
Faşizm Sınıflar ve Emperyalizm (1975)
Sanat, Edebiyat, Kültür, Dil (1991)
Sanat ve Edebiyat Üstüne (1998)
Mektupları
Cezaevinden Memet Fuat'a Mektuplar (1967)
Kemal Tahir'e Mapushaneden Mektuplar (1968)
Bursa Cezaevinden Vâ'Nû'lara Mektuplar (1970)
Piraye'ye Mektuplar 1 (1998)
Piraye'ye Mektuplar 2 (1998)
Çankırı'dan Piraye'ye Mektuplar (2010)
Çevirileri
La Fontaine'den Masallar (1949)
Çeviri Hikâyeler (1987)
Seçkiler ve Derlemeler[değiştir | kaynağı değiştir]
Şu 1941 Yılında (1965)
Nâzım ile Piraye (1975)
Aydınlıkçı Yazar Aydınlıkçı Şair (1976)
Masallar (1991)
Hikâyeler (1991)
Konuşmalar (1991)
Nâzım Hikmet Şarkıları (2001)
Bizim Radyoda Nâzım Hikmet (2002)
Henüz Vakit Varken Gülüm (seçme şiirler, 2008)

VATAN HAİNİ
 
 "Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet.
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."
Bir Ankara gazetesinde çıktı bunlar, üç sütun üstüne, kapkara haykıran puntolarla,
bir Ankara gazetesinde, fotoğrafı yanında Amiral Vilyamson'un
66 santimetre karede gülüyor, ağzı kulaklarında, Amerikan amirali
Amerika, bütçemize 120 milyon lira hibe etti, 120 milyon lira.
"Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."

Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt
           hainiyim, ben vatan hainiyim.
Vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
                            ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla :
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
 

Yorumlar