"İstanbul beklenen büyük depreme hazır mı"
İstanbul’un Depreme Ne Kadar Hazır Olduğu Sorusunu Da Gündeme Getirdi. İstanbul Aydın Üniversitesi Afet Eğitimi Uygulama Ve Araştırma Merkezi (afam) Müdürü Prof. Dr. Mehmet Fatih Altan,
Abone olİstanbul’da önceki gün meydana gelen 4,6 büyüklüğündeki
depremin
ardından İstanbul’un beklenen depreme ne kadar hazır olduğu
konusu
gündeme geldi. Prof. Dr. Mehmet Fatih Altan, İstanbul’un
depreme
henüz hazır olmadığını söyleyerek, deprem öncesinde alınması
gereken, hayat kurtaracak önlemler hakkında bilgi verdi.
İstanbul, önceki gün meydana gelen ve merkez üssü Marmara
Denizi
Silivri açıkları olarak tespit edilen 4,6 büyüklüğündeki deprem
ile
sarsıldı. Depremin İstanbul’da beklenen büyük depremin fay
hattında
meydana gelmiş olması tedirginliğe yol açarken, İstanbul’un
depreme
ne kadar hazır olduğu sorusunu da gündeme getirdi. İstanbul
Aydın
Üniversitesi Afet Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi (AFAM)
Müdürü Prof. Dr. Mehmet Fatih Altan, İstanbul’un beklenen büyük
depreme hazır olmadığını belirterek, “Deprem konusunda
halkımızı
bilinçlendiremedik. Hala eski binalarda oturanlar var. Marmara
kıyılarında, düz demirden, deniz kumundan yapılmış birçok bina
var.
İnsanlar buralarda ikamet ediyor. Bakıldığında İstanbul’da
depreme
gerek bile kalmadan kendi kendine çöken binalar var. Depreme
hazırlıkta çok yavaşız. Geçmişten ders alarak, ciddi önlemler
almalıyız” dedi.
“Artçılar uyarı niteliğinde”
4,6 büyüklüğündeki depremin İstanbul’da beklenen depremin
fay
hattında meydana geldiğini ifade eden Prof. Dr. Mehmet Fatih
Altan,
“Bilimsel verilere baktığımızda büyük bir deprem
beklenmektedir.
Yaşanan depremler Kuzey Anadolu Fay Hattı’nda gerçekleşmektedir.
Bu
fay hattı Erzincan’dan başlayıp, Adapazarı hattına kadar
segmentler
halinde kırıldı. Bu segmentlerde 150-250 yılda bir büyük
depremler
meydana gelmiştir. Fay hattı enerjisini Doğu’dan Batı’ya
kaydırarak, Adapazarı’ndan İstanbul’a doğru enerji biriktirdi.
İstanbul’da Adalar, Orta Marmara, Kuzey Bükey ve Batı Marmara
olmak
üzere dört tane enerji biriken segment var. Bu segmetlerde her
an
büyük bir deprem bekliyoruz. Yaşanan depremler bu büyük depremi
ne
tetikleyebilir ne de azaltabilir. Ancak bunlar üzerinde
bulunduğumuz fay hattının aktif olduğunu gösterir. Bu artçılar
bize
bir uyarı niteliğindedir” diye konuştu.
“İstanbul deprem sınırında”
“150-250 yıl arayla İstanbul’da büyük depremler olmuştur.
İstanbul için deprem bu sınıra yaklaştı” diyen Prof. Dr. Altan,
“Büyük bir enerji birikimi var. Üzerinde yaşadığımız Anadolu
plakası, Kuzey Anadolu Fay hattından ayrılmış bir plaka. Konum
itibariyle Avrasya plakası yukarıdan, Afrika ve Arap plakası
ise
alttan baskı yaparak, Anadolu Fay Hattı’nı Doğu’dan Batı’ya
doğru
iteliyor. Bu plakalar Anadolu plakasını her 200 yılda bir 2
metre
Batı’ya itiyor. Bu olay gerçekleşemeyince enerji birikimine
neden
oluyor. Bu da 200 yılda olacak bir olayın (deprem) saniyeler
bazında yaşanmasına neden oluyor” şeklinde konuştu.
Hangi semtler tehlike altında?
Tehlikede olan semtleri sıralayan Altan, “İstanbul’da
binaların
güvenliği 1999 öncesi ve sonrası olarak ikiye bölündü. 1999
öncesi
binalar güvensiz olarak kabul edilirken, 1999 sonrasında yeni
yasalar ile daha güvenli binalar inşa edildi. Ancak Marmara
kıyılarında bulunan Pendik’ten Avcılar’a kadar olan bölgeler
tehlike altında. Adalar büyük deprem sınırını bitirdi. Bu
segmentte
her an büyük bir deprem yaşayabiliriz. Orta Marmara’da ise bu
sınırın bitmesine çok az kaldı. Batı Marmara’da da her an
deprem
yaşayabiliriz. Tüm segmetlerin büyük deprem sınırını
bitirmesine
çok az kaldı. Marmara’ya yakın bölgeler büyük deprem açısından
en
tehlikeli yerlerdir. Kuzeye doğru deprem riski azalıyor”
ifadelerinde bulundu.
Alınacak önlemler neler?
Deprem öncesi ve deprem anında alınması gereken önlemleri
anlatan Altan, “Deprem öncesi önlem olarak ilk önce Marmara
kıyılarından insanlarımızı uzaklaştırmalıyız. İznik-Adapazarı
büyük
depremi atlattığı için bu bölgede yeniden enerji toplanması
100-150
yıl alır. Bu nedenle İstanbul’dan bu bölgelere gidilerek
yerleşilebilir. Çünkü İstanbul’un her bölgesi tehlikelidir.
Ayrıca
toplanma alanları hakkında halk bilinçlendirilmeli. Nitekim evde
de
alınması gereken önlemler var. Öncelikle mobilyalar duvara ya
da
yere sabitlenmeli. Evde deprem anında sığınmak için bir güvenli
bölge oluşturulmalı. Yatak odalarında üste düşebilecek hiç bir
şey
bulundurmamalı çünkü bina sağlam da olsa o sarsıntı anında
eşyalar
da ölüme sebebiyet verebilir. Her evde mutlaka hazırda bir
deprem
çantası bulundurulmalı. Bunların dışında deprem anında iletişim
kurmak çok önemli. Deprem meydana gelen bölgede dışarıdan
yakınlarını merak edenler yoğun bir telefon trafiği oluşturuyor.
Bu
da o bölgenin hatlarını kitlenmesine neden oluyor. Hatların
kitlenmemesi için deprem olan bölgedeki yakınınızın sizi
aramasını
beklemeniz gerekir” dedi.
“Zemin sağlamlığı şart”
Son olarak bina yapımına uygun olamayan zeminlerde dayanıklı
binalar yapımının kurtarıcı olamadığını söyleyen Altan,
“Zeminin
dayanıklı olması şarttır. Zemin çamurlaştığı zaman bina deprem
anında temelden kopar. Bina ne kadar sağlam da olsa gevşek
zemin
binayı temelden koparır ve binanın üst katları da kırılmaya
başlar”
diyerek sözlerini sonlandırdı.