Anasayfa /  Kültür sanat

(Özel) Safranbolu’nun simgeleri: Tarihi camiler

Osmanlı Döneminden Kalma Han, Hamam, Konak, Çeşme, Köprü Gibi Tarihi Yapıların Yanında İlçenin Önemli Tarihi Yapıları Arasında Yer Alan Tarihi Camiler, Yılardır Müslümanlara Hizmet Verirken, İlçenin Turizmine De Önemli Katkı Sunuyor.

Abone ol
Abone ol 01 Ekim 2019 13:44

UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan ve "en iyi korunan 20
kent" arasında bulunan Karabük’ün Safranbolu ilçesinde Osmanlı
döneminden kalan asırlık camiler, ilçenin simgesi haline gelirken
yerli ve yabancı turistlerin de ilgisini çekiyor.


Osmanlı döneminden kalma han, hamam, konak, çeşme, köprü gibi
tarihi yapıların yanında ilçenin önemli tarihi yapıları arasında
yer alan tarihi camiler, yılardır Müslümanlara hizmet verirken,
ilçenin turizmine de önemli katkı sunuyor.


Mimarileri, minareleri, kubbeleri, işlemeleri ve diğer
özellikleriyle şehrin simgesi haline gelen camiler, ilginç yapılış
hikayeleri ve farklı mimari özellikleriyle de merak
uyandırıyor.


Camiler ve Din Görevlileri Haftası dolayısıyla İlçe Müftülüğü
tarafından Tarihi Çarşı bölgesindeki camiler başta olmak üzere
ilçedeki tüm camiler gül suları ile yıkanarak, temizlendi.


"Bu eserlerin korunması elimizden gelen çabayı harcamamız
gerekiyor"


Kent üzerinde araştırmalar yapan ve kitapları bulunan Aytekin
Kuş, İhlas Haber Ajansı muhabirine yaptığı açıklamada, camilerin
Safranbolu’da bir simge haline geldiğini söyledi.


Safranbolu’da bin 700 taşınmaz kültür varlığı içerisinde
camilerin yüzde 2’lik bir bölümü oluşturduğunu ifade eden Kuş,
"Safranbolu’da 16, 17, 18, 19 ve 20. yüzyıldan bize armağan olarak
kalan camiler, isimleriyle, güzellikleriyle, estetikleriyle göz
bebeğimiz. 1550 tarihli Kalealtı Dergahı’nın bulunduğu yerde bir
cami var. Köprülü Mehmet Paşa Camisi 1600’lü yılların ortasını
geçtikten sonra yapılmış daha sonra 1765 tarihinde Akçasu Dağdelen
Camisi, 1779 yılında Kazdağlıoğlu Camisi, 1796 yılında İzzet Mehmet
Paşa Camisi yapılmıştır. Diğer yüzyıllarda da Akçasu’da benzersiz
bir cami olan, içerisinde kahvesi, iptida-i mektebi olan bir
külliye şeklinde konumlanmış Lütfiye Camisi diğer ismiyle (Kaçak
Camisi) var. Bu caminin altında bir dere geçiyor. Burada
coğrafyanın her yerinde caminin her yere yapılabileceği için özel
bir yaklaşım. Kıranköy semtinde Asiye Hatun, Bağlar bölgesinde
Müftüpınarı, Çampınarı, Köyiçi Camisi, Eriklik Camisi var"
dedi.


"Bu eserler bizim göz bebeğimiz" diyen Kuş, şunları kaydetti:
"Ecdadın Safranbolu halkına yadigarı. Bu eserlerin korunması,
gözetilmesi, iyi hizmet sunması konusunda elimizden gelen çabayı
harcamamız gerekiyor. Özellikle Köprülü Mehmet Paşa Camisi bir
yerleşke şeklindedir. Sağında muvakkithane binası vardır. Şadırvan,
abdesthane bahçesindeki medreseyle ve güneş saatiyle tarihin
tanığı." Camilerle ilgili doğrulanmamış yapılış hikayeleri olduğunu
vurgulayan Kuş, "Yapılış hikayelerinden daha kıymetli olanı
vakfiyedeki şekil şartlarıdır. Vakfiyedeki şekil şartlarına biz
uyalım görevimizi yapmış oluruz. Anlatıla gelenler kanıtlanmamış ya
da öyle hissedilen, kulaktan kulağa yansıyan masalımsı şekiller.
Aslında bu konuda yapmamız gereken vakfiyenin ön gördüğü, bize
söylenen buyrukları yerine getirmektir" değerlendirmesinde
bulundu.


Tarihin tanığı camiler


Safranbolu’nun en önemli tarihi yapılarından birisi olan Köprülü
Mehmet Paşa Camisi, 4. Mehmet zamanında Osmanlı Devleti’nde
sadrazamlık yapan Köprülü Mehmet Paşa tarafından 1661’de
yaptırılmıştır. Büyük bir kemerli kapıdan girilen caminin,
avlusunda güneş saati yer alıyor. 06.40 ile 17.20 arasındaki
zamanı, özel hazırlanmış mermer üzerindeki metal plakanın gölgesi
yardımıyla gösteren yatay güneş saati, gölge ile mermer üzerindeki
çizgilerin buluşma anını, zaman olarak yanılgısız gösteriyor.


Bir yerleşke şeklinde yapılan cami külliyesinde "vaktin
belirlendiği mekan" anlamına gelen ve muvakkitlerin çeşitli
aletlerle namaz vaktini belirlediği "muvakkithane" bulunuyor.


İzzet Mehmet Paşa Camisi


Osmanlı padişahlarından 3. Selim döneminde 1794-1798’de
sadrazamlık yapan İzzet Mehmet Paşa tarafından 1743 tarihinde
doğduğu ilçeye İstanbul’daki Nuruosmaniye Camisi’nin benzeri olan
modelini 1796’da yaptırdı. İzzet Mehmet Paşa Camisi; içindeki kalem
işleri, bezemeleri, çok köşeli kalemi andıran minare gövdesinin
yanı sıra külah ve alemiyle estetik unsurlar yansıtıyor.


"Caminin her yere yapılabileceği" anlayışıyla yapılan cami:
Kaçak Camisi


Osmanlı’nın parmak izi olan Safranbolu’da 1878’de Hacı Hüseyin
Hüsnü tarafından yaptırılan Lütfiye (Kaçak) Camisi; tavanı, ahşap
korkuluklu mahfili ve ahşap minaresiyle büyük ölçüde özgünlüğünü
koruyor. Akçasu Mahallesi’nin ortasından geçen Akçasu Deresi’nin
üzerine yapılan ve yuvarlak kemere oturan cami, yerli ve yabancı
turistlerin ilgisini çekiyor.


"Korumanın başkenti" unvanıyla anılan Safranbolu’da birçok cami
tarihe ışık tutarken, yapılışlarının üzerinden yüz yıllar geçmesine
rağmen ilk günkü gibi korunarak gelecek kuşaklara aktarılıyor.


Yorumlar