Anasayfa /  Yaşam

(Özel) Denizli’de, Gine-Bissaulu pazarcı gencin hikayesi

Gine-bissau’dan Okumak İçin Denizli’ye Gelen Ve Bir Fakülte Bitirdikten Sonra İkincisini Okumaya Karar Veren 23 Yaşındaki Rafael İaia İnjai, Ülkesindeki Ailesine Yük Olmamak İçin Pazarda Tezgah Açıp Mantar Ve Ceviz Satmaya Başladı.

Abone ol
Abone ol 22 Ekim 2019 11:47

Gine-Bissau’dan okumak için Denizli’ye gelen ve bir fakülte
bitirdikten sonra ikincisini okumaya karar veren 23 yaşındaki
Rafael İaia İnjai ülkesindeki ailesine yük olmamak için pazarda
tezgah açıp mantar ve ceviz satmaya başladı. Kentteki pazarcı
esnafının sevip kabullendiği Rafael İaia İnjai’yi esnaflar ‘Rafet’
diye çağırmasıyla gülümseten görüntüler oluşturuyor.


Rafael İaia İnjai yurt dışı öğrenci değişim programı kapsamında
4 yıl önce ülkesi olan Gine-Bissau’dan Denizli’ye geldi. Pamukkale
Üniversitesi’nde (PAÜ) 4 yıllık Halkla İlişkiler Bölümü’nü
bitirerek mezun oldu. Denizli’yi ve Denizlileri çok seven İnjai
ülkesine dönmekten vazgeçerek Radyo ve Sinema Bölümü ikinci
öğretime kaydolarak okumaya devam etti. Bu sırada emekli olan
babası ve ev hanımı olan annesine ekonomik olarak yük olmak
istemeyen İnjai, ülkesinde öğrenim gören 5 kardeşini de düşünerek
çalışmaya karar verdi. İş arayan İnjai ardından okuldaki bir
arkadaşının yardımıyla semt pazarlarında tezgah açıp çalışmaya
başladı. İnjai açtığı tezgahta mantar ve ceviz satarken, bunun
yanında bazen de yumurta ve kuru fasulye de satıyor. İnjai gören
müşteriler şaşkınlıklarını gizleyemezken, ilk sordukları soru ise
‘hangi ülkeli’ olduğu oluyor.


“Gineliyim ama en çok Acıpayam’lıyım Oğuz Köy’ündenim”


Kentteki pazarcı esnafı ise Gine-Bissaulu, Rafael İaia İnjai
çabuk kabullenirken sempatik tavırları ile herkesin gönlünü
fetheden İnjai’yi kendi aralarından ‘Rafet’ diye hitap ediyor.


Hikayesini İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine anlatan İnjai,
kendisini artık Denizlili gibi hissettiğini ve kendisine nereli
olduğuna dair soru soranlara şaka ile karışık ‘Acıpayamlıyım’ diye
söylediği öğrenildi. İnjai, “Ülkemdeyken bir başvuru yaptım.
Üniversite için Türkiye’ye başvuru yaptım. Bir tane YTB diye Devlet
bursu var. Ona başvuru yapmıştım, Denizli’yi kazanmışım.
Denizli’nin nerede olduğunu da bilmiyordum çünkü ‘Türkiye’
denildiği zaman İstanbul’u biliyoruz sadece. Sonrasında Denizli’ye
geldim. İlk önce yurtta kaldım, baktım Denizli’nin insanları sıcak,
çıkınca insanlar soruyorlar ‘Sen nerelisin’ Denizli diyorum. Benim
yurttan arkadaşım Türkçe bilmediğim için soran olursa ‘Denizli
Acıpayam’lıyım dersin’ dedi. Ondan sonra öyle alıştık 4-5 sene
geçti artık Gineli değilim, çifte vatandaşım. Yani hem Denizliliyim
hem Gineliyim ama en çok Acıpayam’lıyım Oğuz Köy’ündenim” dedi.


“Denizli halkını seviyorum bir kere ondan bırakamıyorum”


Pazar tezgahında önce yardımcı olarak çalışmaya başladığını
kaydeden İnjai sonrasındaki pazarcı esnafı olma hikayesini şöyle
anlattı:


“İlk önce okumaya geldim Türkiye’ye okudum mezun oldum. Şimdi
İletişim, Radyo ve Sinema Bölümü okuyorum. Baktım çözemiyorum
(ekonomik olarak) arkadaşlarla beraber mantar satmaya başladık.
Öyle, getir götür işlerinden sonra bütün Denizli’nin pazarlarına
çıkmaya başladım. Haftanın 5 günü çıkıyoruz. Gördüğünüz gibi mantar
satıyoruz, ceviz, kuru fasulye, taze köy yumurtası. Denizli halkını
seviyorum bir kere ondan bırakamıyorum, artık Denizlili oldum,
Acıpayam’lı oldum. Bu derece seviyorum düşünün bu yüzden
bırakamıyorum. Bu arada bütün Denizli’lileri selamlıyorum, pazara
geldikleri zaman tezgahıma uğramayı unutmasınlar.”


“Gelenler beni görmediklerinde ‘Nerede bizim kara oğlan’ diye
soruyorlar”


Ülkesindeki ailesine yük olmadan eğitimine devam etmek için
pazarcı esnafı olduğunu belirten İnjai “Denizli’li ‘Rafet’ derler
bana. Ailemin haberi yok, onlar sadece okuduğumu ve mezun olduğumu
biliyorlar ama pazardayım onların haberi yok. Çünkü ailemin durumu
da ortada. Burada kazandığım para ile biraz onlara da destek
çıkıyorum. Buraya gelen müşteriler geldikten sonra ‘Türkçe biliyor
musun’ diye soruyorlar ‘Evet’ dediğim zaman muhabbet ediyoruz,
konuşarak bir saat ya da yarım saat zaman geçiriyor burada,
malzemesini alıyor, teslim eder, muhabbet ederiz, konuşuruz. Buraya
gelen bütün müşteriler sevdiler beni. Gelenler beni görmediklerinde
‘Nerede bizim kara oğlan’ diye soruyorlar” şeklinde konuştu.


Yorumlar