Anasayfa /  Popüler  /  Kim kimdir

Müslüm Gürses kimdir?

Milyonları peşinden sürükleyen Müslüm Baba aramızdan ayrılalı 5 yıl oldu; geriye aşıklara teselli, gençlere nasihat mahiyetindeki değerli eserleri kaldı. İşte “Müslüm Akbaş” hakkında bilinmeyenler..

Abone ol
Abone ol 03 Mart 2018 01:30

Gerçek adı Müslüm Akbaş olan Müslüm Gürses, 7 Mayıs 1953'te Şanlıurfa'nın Halfeti ilçesinin Fıstıközü köyünde, tarım işçileri Mehmet ve Emine Akbaş çiftinin ilk çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası Mehmet Akbaş rençberlik yapar, türkü söylemeyi sever, bağlama çalardı. Akbaş çiftinin Müslüm'den sonra Ahmet ve Zeyno adında bir erkek, bir de kız çocukları oldu.

Ölüm yıldönümünde 'Müslüm Baba'yı anıyoruz! Müslüm Gürses kimdir?

     





Müslüm Gürses'in çocukluğunun ilk yılları Şanlıurfa'da geçti. Gürses üç yaşındayken ekonomik nedenlerden dolayı ailecek Adana'ya göç ettiler.

Sanat yaşamının ilk yılları

        

İlkokuldan sonra eğitime devam edemeyen Gürses, terzilik öğrenmesini isteyen babasının karşı çıkmasına rağmen 15 yaşında Adana'da bir aile çay bahçesinde düzenlenen ses yarışmasına katılarak, birinci oldu.

''İşler iyi gitmediği için'' çay bahçesinde türkü söylemeyi bırakan Gürses, terzi ve ayakkabı tamir atölyesinde çalışmaya devam etti

Şöhret basamaklarını tırmanmak için hazırlanan Müslüm Gürses, o günlerde annesi Emine ile kardeşi Ahmet’i toprağa verdi. Öldürülen annesinin katili babası Mehmet Akbaş'tı. Müslüm Gürses, cezaevine giren babasıyla bir daha görüşmedi.

Sanatçı, hayatının bu noktasıyla ilgili hiçbir zaman konuşmak istemedi. Müslüm Gürses’in cezaevinden çıkan babası Şanlıurfa'da kendisine yeni bir hayat kurdu.

       

Sesiyle küçük yaşlarda dikkat çeken Gürses kendisiyle yapılan bir röportajda o dönemle ilgili olarak şunları söylemiştir: "İlkokulu bitirdim. Gerisi yok. Adana'da damda yatarken uzun hava okudum. Arkadaşım Halkevine gidiyordu. Ben de gittim. Derken Çukurova Radyosu'nda sanatçı oldum".

Soyadını da orada çalışırken “Gürses“ olarak değiştirirler.

TRT-Adana-Çukurova Radyosu'nda her hafta cumartesi günü canlı olarak türküler söylemeye başlayan Gürses, 1968 yılından itibaren piyasaya ilk 45'liklerini çıkarmaya başladı.

İlk plağı 1968 tarihli ''Emmioğlu-Ovada Taşa Basma'' plağı oldu. İstanbul'a giden Gürses'in, burada kaydettiği ''Sevda yüklü kervanlar'' adlı şarkısı geniş kitlelere ulaştı.

Akbaş olan soyadı ''Gürses'' olarak değişirken, sanatçı, ikinci çıkışını, 1971 yılında ''Ben insan değil miyim?'' ile yaptı. Gürses'in, 1978 yılında Tarsus'tan Adana'ya dönerken geçirdiği trafik kazasında, kendisinin içinde bulunduğu otomobili kullanan sürücü öldü. Öldüğü düşünülen Müslüm Gürses hastanede yaşama tutundu.

Hayatı boyunca izlerini taşıyacağı kazada Gürses'in alnı ciddi biçimde zedelendi ve başına beynini koruyacak plaka takıldı. Bu kazadan dolayı koku alma duyusunu neredeyse tamamıyla yitirdi. İşitme duyusu da ciddi biçimde zarar gördü.





       

Müslüm Gürses ''Müslüm Baba'' lakabıyla anılırken, arabesk dünyasında, ''Ferdiciler'', ''Orhancılar'' gibi, ''Müslümcüler'' ismiyle anılan, kendisine tutkuyla bağlı bir dinleyici kitlesi edindi

Müslüm Gürses, şarkılarında, kendisini umutsuz, çaresiz hissedenlerin hislerine tercüman oldu. Bir röportajında Orhan Gencebay ile arasındaki farkı, ''Orhan abi bizim pirimizdir. Orhan Gencebay, 'Böyle gelmiş böyle gitmez' diyor bizse 'Böyle gelmiş böyle gider' diyoruz'' diyerek ifade etmişti.

     

Konserlerine, zaman zaman kendilerini jiletle kesen marjinal grupların da görüntüleri yansıdı. Bursa'daki bir konserinde bıçaklanan Gürses, kendisini bıçaklayan hayranını affetti.

Müslüm Gürses`in dinleyici kitlesi birçok araştırmaya konu olmuştur. Doktora tezleri dahi yazılmıştır. (Mesela 2002/ Bağlam Yayıncılık : Caner Işık / Nuran Erol , "Arabeskin Anlam Dünyası ve Müslüm Gürses Örneği ")..

Kendisine yönelik ''Şarkıları insanları umutsuzluğa sevk ediyor'' eleştirilerine, ''Ne demişiz biz, bugün batarsa güneş yarın yeniden doğar'', ''İnsanın hayatında neşenin yeri olduğu kadar hüznünde yeri olacaktır'' diyerek bu görüşe karşı çıktı.

''Sınıf atladı'' eleştirileri karşısında, sadık dinleyicilerine ''Değişmedik. Özümüzde aynıyız. Müsterih olsunlar'' şeklinde mesaj verdi.

     

Sinemaya ilk kez 1979 yılında çekilen ''İsyankar''  filmiyle başlayan Gürses, dönemin şarkılı filmlerine uygun bir çok uzun metrajlı filmde rol aldı. 

''Adam öldürmeye hazırım ama cinayet işleyemem'', ''Yumurtaya can veren Allah'ım yeşil biberi nasıl yarattın?'' gibi repliklerin de olduğu bu filmlerde Müslüm Gürses, suça sürüklenen, alkolizmin batağına saplanmış gençleri, acı dolu hayat hikayelerini canlandırdı. Kariyerinin son döneminde de bir çoğu komedi türündeki filmde, yardımcı oyuncu olarak göründü.

Müslüm Gürses'in, sinema oyuncusu Muhterem Nur ile birlikteliği, kendisi için dönüm noktası oldu. 1982 yılında Adana turnesinde ilk tanışmalarında, ''Sahneye ilk kim çıkacak'' kavgası eden çiftin yolları, bir daha ayrılmadı. Gürses, ''Esrarlı gözler'' isimli şarkısını Muhterem Nur için beslediği söylendi. Muhterem Nur ise eşinin isteğiyle sanat yaşamını sonlandırırken, Müslüm Gürses'in en büyük destekçisi oldu.

PLAKLARI

Müslüm Gürses, Selahattin Sarıkaya'nın sahibi olduğu Sarıkaya Plak ile 2 adet 45'lik plak doldurdu:

"Giyin Kusan Selvi Boylum/Hayatımı Sen Mahvettin" ile "Gitme Gel Gel/Haram Aşk".

Daha sonra 1969 yılında yine İstanbul'da Palandöken firması ile çıkış parçası olan "Sevda Yüklü Kervanlar"ı içeren "Sevda Yüklü Kervanlar/Vurma Güzel Vurma" isimli 45'lik Plağı çıktı.

Bu plak tam 300.000 adet satarak rekor kırmıştır.

Gürses, bu plaktan sonra askerliğini yaptı, tekrar İstanbul'a gelerek aynı firmada plaklarını çıkarmaya devam etti.

Palandöken firması ile tam 13, sonra Bestefon firması ile tam 4, daha sonra Hülya Plak ile tam 15 ve nihayet Çın Çın Plak ile tam 2 adet 45'lik plak doldurdu.

Dinleyici kitlesi

       

1999 yılında Müslüm Gürses’in o dönemde 15 yıl boyunca albümlerini çıkardığı Elenor plak firmasıyla yolları ayrıldı.

Ocak 2006'da Gönül Teknem adlı albümü Seyhan Müzik etiketiyle raflardaki yerini almıştır. Gürses’in, 2006’da yazar Murathan Mungan’la ortak projesi “Aşk Tesadüfleri Sever” Pasaj Müzik etiketiyle müzik marketlerdeki yerini aldı. Mungan’ın sözlerini yazdığı, David Bowie’den Garbage’a, Leonard Cohen’den Jane Birkin’e birçok yabancı müzisyenin bestesini yaptığı şarkıları seslendirdi.

Sonra 2009 yılında yine ayni firmadan çarpıcı bir albüm "Sandık" ile Müslüm Gürses sahnelere geri döndü.

2010 yılında Kasım ayında yeniden Pasaj Müzik ile "Yalan Dünya" isimli bir albüme imza atmıştır.

Ölümü

Müslüm Gürses, 15 Kasım 2012 Perşembe günü Memorial Hastanesi'nde geçirdiği by-pass ameliyatından sonra akciğer ve kalp yetmezliği nedeniyle yoğun bakıma kaldırıldı.

Kendisine solunum cihazı bağlandı. Gürses, 3 Mart 2013'te, yaklaşık dört aydır tedavi görmekte olduğu İstanbul Memorial Hastanesinde hayatını kaybetti.

4 Mart 2013 günü Teşvikiye Camii'nde kılınan cenaze namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi




Yorumlar