Hayvana şiddet hala “kabahat”
4 Ekim, Tüm Dünyada 1931 Yılından Bu Yana “hayvan Hakları Günü” Olarak Kabul Ediliyor.
Abone olİZMİR (İHA) –Yaşar Üniversitesi Adalet Meslek Yüksekokulu
Müdürü
Doç. Dr. Burcu Dönmez, Hayvanları Koruma Kanunu değişikliğinin
henüz TBMM’den geçip yasalaşmadığı için Hayvan Hakları Günü’nde
de
sahipsiz hayvanları öldürmenin ya da işkence etmenin hala
kabahat
kapsamında değerlendirildiğini söyledi.
Hayvan hakları hukuku üzerinde çalışmalar yapan Yaşar
Üniversitesi Adalet Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Burcu
Dönmez, her hayvana yönelik şiddet gündeme geldiğinde toplumun
tüm
kesiminden tepkiler yağsa da hayvanlara yönelik şiddet
eylemlerinin
önlenemediğini belirterek, “Bu 4 Ekim’de de ülkemiz, hayvanları
tam
anlamıyla koruyacak ve kamu vicdanını tatmin edecek bir yasaya
sahip değil” dedi.
“Mal değil can sayılmalılar”
Mevcut 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’na göre,
yalnızca
sahipli hayvanların “mal” olarak değerlendirildiğini ve
öldürülmeleri halinde Türk Ceza Kanunu’ndaki “Mala zarar verme”
suçundan işlem yapılabildiğini hatırlatan Doç. Dr. Burcu
Dönmez,
“Sahipsiz bir hayvanı öldürmenin ya da işkence yapmanın cezası,
yalnızca Kabahatler Kanunu’na göre idari para cezası olarak
öngörülüyor. Yasa değişikliğinin taslak metninde sahipli ya da
sahipsiz olmasına bakılmaksızın hayvanları kasten öldürmenin,
işkence yapmanın, cinsel istismarda bulunmanın suçlarına da
hapis
cezası getirilmesi öngörülüyor. Uygulamaya baktığımızda,
genellikle
üst sınırdan ceza verilmediğini görüyoruz. Hükmün açıklanması
geri
bırakılıyor, ceza erteleniyor ve bu suçu işleyenin sabıkasına
işlenmiyor” diyerek uyarıda bulundu.
“Cezaların uygulanamama ihtimali yüksek”
Yeni tasarı yasalaşsa ve hayvanları öldüren, işkence eden,
cinsel istismarda bulunanlara hapis cezası getirilse bile bu
cezaların uygulanamama ihtimalinin yüksek olduğunu belirten
Doç.
Dr. Dönmez, “Mevcut ceza infaz yasasında koşullu salıverilmesine
1
yıl kalanların denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak
bırakılması
mümkün. Yeni taslakta her ne kadar hayvanlara karşı işlenen
suçlar
bakımından hapis cezası uygulanması talep edilmiş olsa da
mevcut
düzenlemeler karşısında, getirilmesi düşünülen hapis
cezalarının
miktarı da dikkate alındığında, bu cezaların caydırıcı
olmayacağı
kesin. Hapis cezası gelirse bile bunun diğer indirim
esaslarından
faydalanamamasının sağlanması gerekir. Yoksa yasa bu haliyle
bile
çıksa hayvanı öldürenin yanına kar kalma ihtimali oldukça
yüksek”
diye konuştu.
“Seçenek yaptırım ve ağır para cezaları çözüm olabilir”
Hayvanların mal değil, can olarak değerlendirilmesi
gerektiğinin
altını çizen Doç. Dr. Burcu Dönmez, şöyle konuştu:
“Yeni yasada; cezaların ertelenmesi, hükmün açıklanmasının
geri
bırakılması, ağır olmayan para cezaları gibi maddeler olursa bu
yasa ne kadar caydırıcı olabilir ki? Hayvanlara kasıtlı olarak
kötü
davranmak, psikolojik acı çektirmek, aç ve susuz bırakmak,
sokağa
terk etmek, aşırı soğuğa ve sıcağa maruz bırakmak gibi suçlara
da
ağır cezalar getirilmeli, yalnızca idari para cezası olmamalı.
Ciddi ağır adli para cezalarının uygulanması, bu suçların kamu
davasının açılmasının ertelenmesi ve hükmün açıklanmasının
geriye
bırakılması kapsamına sokulmaması halinde, daha caydırıcı ve
koruyucu olacağı kanaatindeyim. Kamu vicdanını rahatlatmak
açısından seçenek yaptırım imkanları da var. Hayvanlara karşı
suç
işleyenler, hayvan koruma derneklerinde çalıştırılabilir, kamu
hizmeti yaptırılabilir, psikolojik tedavi görmesi istenebilir.
Böylece, kamu vicdanı da rahatlar.”