Anasayfa /  Güncel

Fıtır sadakası nedir? Kimler Fıtır sadakası verir?

11 ayın sultanı Ramazan ayının gelmesiyle beraber merak edilen konulardan bir tanesi Fıtır sadakası oldu. Fıtır sadakası vermek isteyen müslümanların merak ettiği her şey haberimizin detay kısmında...

Abone ol
Abone ol 03 Nisan 2023 11:00

11 ayın sultanı Ramazan ayının gelmesiyle beraber merak edilen konulardan bir tanesi Fıtır sadakası oldu. Fıtır sadakası vermek isteyen müslümanların merak ettiği her şey haberimizin detay kısmında...

Fıtır sadakası, kişinin bakmakla sorumlu olmadığı yoksul müslümanlara verilir. Fıtır sadakası ve oruç fidyesini vermek durumunda olan kişinin bunlardan doğrudan ya da dolaylı olarak yararlanmaması esastır. Zekât için de aynı durum geçerlidir. Bu nedenle bir kimse zekâtını, fıtır sadakasını ve fidyesini kendi usûl ve fürûuna veremez. (Usûl, bir kimsenin anası, babası, dede ve nineleri; fürûu ise; çocukları, torunları ve onların çocuklarıdır.) Ayrıca eşler de birbirlerine zekât, fitre yada fidye veremez.

FITIK SADAKASI NE ZAMAN VERİLİR?

Halk arasında fitre olarak bilinen fıtır sadakası (sadaka-i fıtır); insan olarak yaratılmanın ve Ramazan orucunu tutup bayrama ulaşmanın bir şükrü olarak; dinen zengin olup Ramazan ayının sonuna yetişen müslümanın, belirli kimselere vermesi vacip olan bir sadakadır (Nevevî, el-Mecmû’, VI, 103-105). Vacip oluşu, sünnetle sabittir (Buhârî, Zekât, 70-78; Müslim, Zekât, 12-16; Ebû Dâvûd, Zekât, 18; İbn Mâce, Zekât, 21).

Kişi, kendisinin ve küçük çocuklarının fitrelerini vermekle sorumludur. Hz. Peygamber, köle-hür, büyük-küçük, kadın-erkek bütün müslümanlara fitrenin gerektiğini ifade etmiştir (Ebû Dâvûd, Zekât, 20).

Fıtır sadakasının vacip olma zamanı Ramazan bayramının birinci günü olmakla beraber, bayramdan önce de verilebilir. Hatta böyle daha faziletlidir. Bununla beraber, bayram günü veya daha sonra da verilebilir. Fakat, bayram namazından önce verilmesi müstehap kabul edilmiştir.
Şâfiî mezhebinde ise; fitreyi, meşru bir mazeret bulunmadıkça bayramın birinci gününün gün batımından sonraya bırakmak haramdır. Fitreyi Ramazan’ın birinci günlerinde vermek de caizdir (Nevevî, el-Mecmû’, VI, 128).

Fitrenin hedefi, bir fakirin içinde yaşadığı toplumun yaşam standardına göre bir günlük yiyeceğinin karşılanması, böylece bayram sevincine iştirak etmesine katkıda bulunmaktır.

Günümüzde fıtır sadakası miktarının belirlenmesinde, kişinin bir günlük (iki öğün) normal gıda ihtiyacına eşit olan miktarın ölçü alınması daha uygundur. Kişi dinen zengin sayılanlara, usûlüne (anne, baba, dedeler ve nineler), fürûuna (çocuk ve torunlar) yada eşine fıtır sadakası veremez. Fitreler bir fakire verilebileceği gibi, birkaç fakire de verilebilir. (Merğînânî, el-Hidâye, II, 224). Fakat bir kişiye verilen miktar bir fitreden az olmamalıdır.


KİMLER FITIR SADAKASI VERMEKLE YÜKÜMLÜDÜR?

Ramazan bayramına kavuşan, temel ihtiyaçlarının ve bir senelik borçlarının dışında nisap miktarı (80.18 gr. altın veya bu değerde) mala sahip olan Müslümanlar kendileri ve velayetleri altındaki kişiler için fıtır sadakası vermekle yükümlüdürler (Kâsânî, Bedâî’, 2/70, 72). Fakat fıtır sadakası ile yükümlü olmak için bulunması gereken nisap miktarı malın, “artıcı” özellikte olması ve üzerinden “bir kameri yıl” geçmiş olması gerekmez.
Kişi kendisinin ve ergenlik çağına ulaşmamış çocuklarının fitresini vermekle sorumludur. (Kâsânî, Bedâî’, 2/70). Buna karşılık kişinin ana-babası, büyük çocukları, karısı, kardeşleri ve öteki yakınları için fitre ödeme zorunluluğu yoktur (Kâsânî, Bedâî’, 2/70, 72). Ancak vekâletleri olmadığı hâlde bu kişiler için ödeme yapsa geçerli olur.

Şâfiî mezhebine göre ise fıtır sadakası vermek “farz”dır ve bununla yükümlü olmak için nisap miktarı mala sahip olma şartı yoktur (Şirbînî, Muğni’l-muhtâc, 1/594). Buna göre temel ihtiyaçlarının yanı sıra bayram günü ve gecesine yetecek kadar azığa sahip zengin-fakir her Müslüman fitre ile sorumludur (Şirbînî, Muğni’l-muhtâc, 1/594). Ayrıca varlıklı kişinin Müslüman olan eşi, çocukları, ana-babası ve diğer yakınları için de sadaka-i fıtır vermesi gerekir (Şirbînî, Muğni’l-muhtâc, 1/595; İbn Rüşd, Bidâye, 1/279-280).

Yorumlar