Anasayfa /  Ekonomi

Evlerdeki eski musluk ve bataryalar zile dönüşüyor

Gümüşhane’nin Kürtün İlçesinde Üretildikten Sonra Türkiye’nin Dört Bir Tarafına Ulaştırılan Zilin Üretimi 70 Farklı Aşamayla Gerçekleştiriliyor. Eski Musluk Ve Bataryaları Dönüşümle Tekrar Ekonomiye Kazandıran Ustalar İse Madenciler Gibi Yıpranma Payı İstiyor.

Abone ol
Abone ol 29 Eylül 2019 10:14

Gümüşhane’nin Kürtün ilçesinde üretildikten sonra Türkiye’nin
dört bir tarafına ulaştırılan zilin üretimi 70 farklı aşamayla
gerçekleştiriliyor. Eski musluk ve bataryaları dönüşümle tekrar
ekonomiye kazandıran ustalar ise madenciler gibi yıpranma payı
istiyor.


Daha çok büyük ve küçük baş hayvanların boyunlarına asılan, ev
ve işyerlerinde dekor olarak da kullanılan zil üretimi uzun
yıllardan beri Kürtün ilçesinde gerçekleştiriliyor. Ses ayarı
yapılamaması nedeniyle fabrikasyon üretiminin başarısızlıkla
sonuçlandığı zil üretimini Kürtün ilçesinde de yapan yalnızca 15
usta kaldı.


Bir zamanlar yüzlerce ustanın bulunduğu Kürtün’de “En fazla
yaşayanımız 55 yaşını görüyor” değerlendirmesi nedeniyle
çocuklarının bile bu işi yapmak istememesi ise bir el sanatının
daha yok olacağının sinyallerini veriyor.


Kum aşamasından kalıp aşamasına, dökümden silinme aşamasına
kadar 70 farklı aşamadan geçen zil üretimi yapan zanaatkarların en
büyük sıkıntısı ise yıpranma payı. Metallerden çıkan gaz, buhar ve
toz nedeniyle bugüne kadar birçok ustanın cilt kanseri olduğu,
akciğer rahatsızlığı yaşadığını kaydeden ustalar madencilerden
hiçbir farklarının olmadığını belirterek kendilerinin de erken
emekliliği için yıpranma payı verilmesini istedi.


Türkiye’de yalnızca Kürtün’de ve buradan göç eden bir ustanın
Samsun’da ürettiği “Kırkambar Sanayi Sarısı” rengindeki zilin
üretimi için ilk olarak Harşit çayından sıfır numara kum
alınıyor.


Elenip çeşitli karışımlarla kumdan kalıbın hazırlanmasının
ardından bu kez gazı alınmış ceviz kok kömüründe eritilen eski
musluk, batarya ve diğer bazı metaller eritildikten sonra kalıba
dökülüyor.


İlçe merkezimdeki Camiyanı mahallesinde 25 yıldır zil dökümü
yapan 3 çocuk babası Şeref Yöndemir (45), dedelerinden kalan el
sanatını sürdürdüklerini fakat son dönemde işlerin iyice düştüğünü
söyledi.


“Bir zilin ortaya çıkabilmesi için en az 70 defa elden geçmesi
gerekiyor”


İlçede kendisi gibi 15 usta olduğunu ve geçimlerini buradan
sağladıklarını kaydeden Yöndemir, “Bir zilin ortaya çıkabilmesi
için en az 70 defa elden geçmesi gerekiyor. Bunun kendine has
aşamaları var. Kalıp hazırlama, döküm, işleme aşamaları var. Bu
aşamaların ardından zil olarak satışa hazır hale getiriliyor.
Kalıpta kullandığımız kum döküm kumunun en incesi diye geçiyor.
Sanayi döküm kumu. Sıfır numara diye geçer. Bunun içerisinde
tutulması için bazı katkı maddeleri katılıyor. Bu dökülen zillerin
hammaddesi evlerde kullandığımız musluk, bataryalar. Bunları gazı
alınmış ceviz kok kömürüyle körükte bir potanın içerisinde eriterek
içerisine katkı maddelerini katıp eritip kalıplarımızı
hazırladıktan sonra döküm aşamasına geçiyoruz. Bir günde ziline
göre değişir. Sıfır numara denilen zilden 70 civarında büyükleri
daha az üretiyoruz. Ortalama 40-50 adet arasında zil imal ediyoruz”
dedi.


“Bu işin kökeni sadece burası”


Ürettikleri zilleri ilçe merkezindeki bir esnafın Ankara,
İstanbul ve İzmir’de ki toptancılara göndermesiyle sattıklarını,
Türkiye ve dünya geneline zillerin Kürtün’den dağıldığını kaydeden
Yöndemir, “Türkiye’de zili buradan başka üreten sadece buradan
Samsun’a göç eden bir arkadaşımız var o yapıyor. Aynı sistemde
yapıyor. Bu işin kökeni sadece burası. Fabrikasyon sistemini
denediler ama yapılamadı. Kumun özelliğinden dolayı olmadı. Ne
olursa olsun bu klasik sistem olmak zorunda. Fabrikasyon yaptıkları
zaman bu sesi vermiyor. Teneke gibi ses veriyor. Sarı ayarı
sanayilerde Kırkambar Sanayi Sarısı diye geçer bizim sarı. Biz o
sesi bulmak için içine katılacak kurşunu, bakırı, çinkoyu,
alüminyumu tecrübe ile katıyoruz” diye konuştu.


“Bu el sanatlarını öldürmemek lazım”


Yaklaşık 25 yıldır yaptığı işi bugün imkan bulsa bırakacağını
anlatan Yöndemir, gerekçelerini ise şöyle sıraladı: “Benim elimde
imkanım olsa bugün vazgeçerim. Ekonomik olarak çok fazla bir
getirisi yok. Bir ay boyunca çalışsak sigorta giderlerinden sonra
bize kalan para asgari ücret dolayında. Bu rakamlarla 2 öğrenci
okutup 5 nüfus bakmak zorundayım. Sağlık açısından döküm yapanlar
çok uzun süreli yaşayanlar değil. Ciğer rahatsızlığı, cilt kanseri
veya pankreas kanseri gibi hastalıklardan 50-55 yaş civarında vefat
ediyorlar. Devlet desteği şuana kadar olmadı. Devlet el sanatları
yapan insanlara 50 bin liraya kadar hibe desteği yapmıştı. Bizde bu
kapsama girmek istedik. Biz bu sanatı yapan 15 hane olduğumuz için
hibe desteği veremeyeceklerini söylediler. Bu el sanatlarını
öldürmemek lazım. Bizden sonra gelecek olan nesiller bu sanatın
içerisine girmek istemiyor. Buna benim kendi evladım da dahil. Bu
iş fabrikada yapılamaz. Burada aktif çalışan ustalara en azından
bir ekonomik destek veya sigortası ödenmesi konusunda bir kolaylık
gösterilmesini istiyoruz.”


"Sürekli gaz ve dumana maruz kalıyoruz"


Evinin kapısındaki atölyesinde metallerin eritildiği körük için
özel bir baca sistemi yapmasına rağmen sürekli gaz ve dumana maruz
kaldıklarını ifade eden Yöndemir, yer altında çalışan madencilerden
farklarının olmadığını belirterek, “Madenciler erken emekli
olabiliyorlar. Burada 15 kişiyiz, bizde bu emeklilik konusunda
madencilerin dahil olduğu sistemden yararlanmak istiyoruz. Şuanda
mevcut sistemle ben 65 yaşında emekli olacağım. Bu işi yapanlar en
fazla 50-55 yaşına kadar yaşıyor. Ben ne zaman emekli olacağım veya
nasıl emekli olacağız?” dedi.


Yöndemir’in okul harici zamanlarında babasına yardım eden 15
yaşındaki oğlu Fahrettin Yöndemir ise büyüyünce bu işi yapmak
istemediğini, elektrik-elektronik mühendisi olmak istediğini
belirterek, “Babama burada çalışırken yardımcı oluyoruz. Su getirip
götürüyoruz. Döküm işinde ufak tefek yardımlarda bulunuyoruz. Bu
meslek çok zor bir meslek. Toz, kum, buhar, eriyen metallerden
çıkan dumanlarla insanın ciğerlerine ve diğer organlarına
bulaşıyor” şeklinde konuştu.


Yorumlar