Emzirme döneminde dengeli beslenmeye dikkat
Özel Hayat Hastanesi’nden Diyetisyen Ezgi Yaşar, Emzirme Dönemindeki Beslenmede Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar Hakkında Bilgiler Verdi.
Abone olÖzel Hayat Hastanesi’nden Diyetisyen Ezgi Yaşar, emzirme
dönemindeki beslenmede dikkat edilmesi gereken hususlar hakkında
bilgiler verdi. Yaşar, “9 ay boyunca devam eden gebelik sürecini
takip eden emzirme süreci en az hamilelik dönemi beslenmesi kadar
önemlidir” dedi
Bu dönemde annenin beslenmesinin hem kendi sağlığını, hem de
bebeğinin ileriki dönem sağlık durumunu etkilediğini belirten Ezgi
Yaşar, “Birçok kadın gebeliği boyunca beslenmesine aynı zamanda
bebeğini de beslediği için özen gösterir. Bu durumun emzirme
sürecinde de devam etmesi lâzım. Emzirme döneminde olan bir anne
için bu dönemde ’ne yersem bebeğimi yeterince besleyebilir, anne
sütünü arttırabilirim’ ve ’gebelik boyunca aldığım kiloları nasıl
verebilirim’ düşünceleri beslenmenin temelini oluşturur. Bu noktada
anne, ne iki kişilik gibi yemek yemeli, ne de hızlı kilo kaybı
sağlayacak düşük kalorili ve sağlıksız diyetler
uygulamamalıdır.Gebelik süresince gerektiği kadar kilo artışı
yaşamış olan bir kadın doğum sonrası erken dönemde almış olduğu
kiloların yüzde 50 ile 70’ini kaybetmektedir. Geriye kalan kilo
fazlalığı ise sağlıklı bir emzirme süreci geçirilerek kolayca
verilebilmektedir. Bunun sebebi ise özellikle ilk 6 ay boyunca
sadece anne sütü veren bir kadının yaklaşık 700-800 kalori anne
sütü üretimi için enerji harcamasıdır. Bu enerji açığı ile günlük
beslenmesine emzirdiği için yaklaşık 200-300 kalori ek yapan bir
kadında kilo kaybı sağlanacaktır. Günlük 200-300 kalori ekstra
kalori alımı ise normal beslenme 1 dilim peynir, 1 su bardağı tam
yağlı süt ve 1 dilim ekmek eklenerek sağlanabilir. Yani emziren
kadının anne sütü verdiği için iki kişilik beslenemediği sürece
kilo kaybı oldukça kolay bir şekilde gerçekleşecektir.”
Emzirme sürecinde anne sütünü arttırmaya yönelik sağlıklı
beslenme tavsiyesinde bulunan Ezgi Yaşar, günlük sıvı tüketiminin
3-4 LT civarında olması gerektiğini dile getirerek sözlerini şöyle
sürdürdü:
“Bu sıvının 2-2,5 lt su olması gerekirken, geri kalanı süt,
ayran, az şekerli veya şekersiz hazırlanmış olan hoşaf ya da
komposto, taze sıkılmış meyve suları, bitki çaylarından oluşabilir.
Günlük protein alımı anne sütü oluşumu için oldukça önemlidir.
İdeal kilonuz başına 0.8-1 gram arasında protein almaya özen
gösterin. Herhangi bir alerji durumunuz olmadığı sürece her gün 1
tane yumurta tüketmeye özen gösterin. Yumurta aminoasit dizilimi
sebebiyle tam protein olarak bilinmektedir. Sarımsak, soğan,
sülfürlü sebzeler olan karnabahar ve brokoli anne sütünü arttırma
özelliğine sahiptir. Ancak keskin kokuları ve tatları sebebiyle
anne sütünün tadı ve kokusunda değişikliklere sebep olabilir. Bu
gıdaları dikkatli tüketin. Kurubaklagiller bitkisel proteinlerdir
ve posa içerikleri yüksektir, bundan dolayı anne sütü oluşumuna
destek olurlar. Ancak gaz yapıcı besinler arasında oldukları için
dikkatli tüketilmelilerdir.Günlük 5-9 porsiyon sebze ve meyve
tüketilmelidir. Sebze ve meyvelere içeriğinde bulunan
vitamin&mineral ve posa içeriği sebebiyle anne sütü oluşumu
için günlük beslenmede yer verilmelidir.Günlük 5-8 porsiyon tahıl
grubu besinlerin alımı sağlanmalıdır; bu grupta ekmek, bulgur,
makarna, çorba gibi besinler bulunmaktadır. Kafein alımının yüksek
olması anne sütünü baskılamaktadır. Bu sebeple günlük çay ve kahve
tüketimi sınırlandırılmalı, anne sütünü arttırma özelliğine sahip
olan rezene, melisa, anason gibi bitki çayları tercih edilmelidir
.Annede vitamin ya da mineral eksikliği olması anne sütü oluşumunu
olumsuz etkilemektedir. Doğum sonrası mutlaka dahiliaçıdan kontrol
yapılmalı; demir, B12, folik asit, D vitamini gibi eksiklikler
tamamlanmalıdır. Son olarak unutmamak gerekir ki şeker ve un
içeriği yüksek olan besinlerin anne sütü artışına olumlu etkisi
olduğuna dair bilimsel olarak ispatlanmış olan herhangi bir veri
bulunmamaktadır. Hem besleyici özelliği olmayan hem de kalorisi
yüksek olan bu gıdaların tüketimi sınırlandırılmalıdır.”