Anasayfa /  Güncel

Emine Erdoğan: "2023’de Sıfır Atık Projesi’yle 100 bin kişiye istihdam, yıllık 20 milyar lira ekonomik kazanç sağlamayı hedefliyoruz"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, "2019 yılı sonu itibarıyla 25 bin binada sıfır atık uygulamasına geçme hedefi koymuştuk. Bu hedefimize 2 ay önceden ulaştık. Bu hız, sıfır atık hedeflerimizin geleceği hakkında bir teminat niteliğindedir. Sıfır atık yönetim sisteminin 2023 yılına kadar tüm ülkede uygulamaya konulmasını, yıllık 20 milyar lira ekonomik kazanç sağlanmasını, 100 bin kişiye istihdam getirmesini ve yüzde 35 oranında geri kazanımı hedefliyoruz. İnşallah bu hedeflerimizi eksiksiz olarak tutturacağız" dedi.

Abone ol
Abone ol 16 Ekim 2019 13:18

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, "2019
yılı sonu itibarıyla 25 bin binada sıfır atık uygulamasına geçme
hedefi koymuştuk. Bu hedefimize 2 ay önceden ulaştık. Bu hız, sıfır
atık hedeflerimizin geleceği hakkında bir teminat niteliğindedir.
Sıfır atık yönetim sisteminin 2023 yılına kadar tüm ülkede
uygulamaya konulmasını, yıllık 20 milyar lira ekonomik kazanç
sağlanmasını, 100 bin kişiye istihdam getirmesini ve yüzde 35
oranında geri kazanımı hedefliyoruz. İnşallah bu hedeflerimizi
eksiksiz olarak tutturacağız" dedi.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan,
"TÜRKTAY Yeşil Ekonomi Yolunda Sıfır Atık" programında konuştu.
Konuşmasına Barış Pınarı Harekatı’nı gerçekleştiren kahraman
askerlere zafer dileyerek başlayan Erdoğan, "Barış Pınarı
Harekatı’nda görev alan tüm Mehmetçiğimize dualarımı göndermek
istiyorum. Şehitlerimize Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Allah
ordumuza zaferler nasip etsin" dedi.


"Zamana karşı yarışımızda kazanan taraf olmak istiyorsak yeşil
ekonomiye geçişi hızlandırmalıyız"


Yeşil ekonomiye geçişin bir an önce sağlanması gerektiğine vurgu
yapan Erdoğan, "Doğal kaynaklarımız tahrip edildi. Ekolojik
dengenin ve insan yaşamının kalitesinin bozulması dahi göze
alınarak yıkıcı üretim modellerinde ısrar edildi. Bilim
insanlarının tüm uyarılarına rağmen var olan üretim modellerinde
ısrar etmek, çevre krizinin boyutlarından ne denli habersiz
olduğumuzu gösteriyor. Bu anlamda 21. yüzyıl medeniyeti, bir
plastik medeniyeti haline geldi. Geldiğimiz noktada bir gelecek
yokmuşçasına devam etmemiz mümkün değil. Yeşil ekonomiye, yani
kaynakları azaltmadan yarına aktarmayı garanti eden üretim
biçimlerine geçmemiz hiç kimse için bir seçenek değil,
zorunluluktur. Zamana karşı yarışımızda kazanan taraf olmak
istiyorsak yeşil ekonomiye geçişi hızlandırmalıyız" dedi.


"100 bin kişiye istihdam getirmesini ve yüzde 35 oranında geri
kazanımı hedefliyoruz"


Yeşil ekonominin sürdürülebilir sosyal, çevresel ve ekonomik
kalkınma ile yoksulluğun azaltılması bakımından çok önemli olduğunu
kaydeden Emine Erdoğan, "Yeşil bir ekonomiyle gelir ve istihdamı
arttırabiliriz. Temiz suya ve enerjiye erişimi iyileştirebiliriz.
Atıkların ve karbon salınımının azaltılması, biyolojik çeşitliliğin
ve ekosistemlerin koruması mümkün olabilir. Yani bugün yakın
geleceğimizle ilgili çizilen felaket senaryolarını tersine
çevirmenin bir yolu varsa o da yeşil ekonomiye geçiştir. Bu noktada
en önemli adım, sıfır atık yaklaşımıdır. Bildiğiniz gibi 2017
yılında başlattığımız sıfır artık projesiyle kısa zamanda epey yol
kat ettik. Sıfır atık hareketini ilk olarak Cumhurbaşkanlığı
ofislerinde ve kamu kurumlarında başlattık. Fakat büyük bir
memnuniyetle görüyorum ki, yalnızca kamuda ve belediyelerde değil,
özel sektörde de karşılığını buldu. Her şeyden önemlisi halkımızın
vicdanlarında hak ettiği yeri edindi. 2019 yılı sonu itibarıyla 25
bin binada sıfır atık uygulamasına geçme hedefi koymuştuk. Bu
hedefimize 2 ay önceden ulaştık. Bu hız, sıfır atık hedeflerimizin
geleceği hakkında bir teminat niteliğindedir. Sıfır atık yönetim
sisteminin 2023 yılına kadar tüm ülkede uygulamaya konulmasını,
yıllık 20 milyar lira ekonomik kazanç sağlanmasını, 100 bin kişiye
istihdam getirmesini ve yüzde 35 oranında geri kazanımı
hedefliyoruz. İnşallah bu hedeflerimizi eksiksiz olarak
tutturacağız" diye konuştu.


"Kullan at değil, ‘kullan ve atma’ yeni prensibimiz olmalı"


Yeşil ekonomiye geçişte tüm tarafların işbirliğinin sağlanması
gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Sivil toplum kuruluşları,
belediyeler, finans ve iş dünyası, sanayi ve ticaret odaları,
üniversiteler, ve medya gibi tüm paydaşların uzun vadeli iş
birlikleri çok daha güzel bir gelecek demektir. Bundan sonra yol
haritamızın güzergâhı, yeşil ekonomiye uygun teknoloji ve
projelerin üretilip yaygınlaştırılması olmalıdır. Elbette gerek
yeşil ekonomiye geçmenin, gerekse sıfır atık hareketinin bir başarı
hikayesi olmasının anahtarı, vatandaşlarımızın gönüllerini
kazanmakta yatıyor. Bu çalışmalarımızı her ne kadar proje diye
ifade etsek de, sıfır atık projesi dediğimiz şey aslında bir yaşam
kültürüdür. Yani israfın önlenmesidir. İsrafı önleyebilmek için
evvela israfın doğru tanımlanması gerekir. Kullandığımız eşyaların
ne zaman gerçekten çöp olduğunun iyi değerlendirilmesi de bu
tanımın içinde yer alır. İsraf kültürü maalesef ki uzun bir zaman
boyunca bizlere eşyaların bir kez kullanılıp atılabileceğini
öğretti. Şimdi en zor olanı, yani doğru bildiğimiz yanlışları
unutmayı başarmamız gerekiyor. Kullan at değil, ‘kullan ve atma’
yeni prensibimiz olmalı. Çünkü çöp diye tabir ettiğimiz şeyler,
henüz ömrünü tamamlamamış enerji kaynaklarıdır. Sıfır atık
hareketiyle bir yaşam kültürü olarak içselleştirmemiz gereken en
önemli bakış açısı budur" ifadelerini kullandı.


"Doğru yönetmediğimiz her atıkla yüzyıllar boyu sürecek olan bu
kirliliğin ömrüne ömür katıyoruz"


Kullanıp atılan her ürünün gelecekte çevre kirliliği olarak geri
döneceğine dikkat çeken Erdoğan, "Kullanıp attığımız materyallerin
şimdi nerede olduğunu kendimize sormalıyız. Bir sefer kullanıp
attığımız tüm o materyaller, 2050’de okyanuslarımızda plastik
istilası olarak bize geri dönecek. Bugün her 1 dakikada okyanuslara
bir çöp kamyonu plastik atık boşaltıyoruz biliyor musunuz? Şayet
böyle devam edersek, 2050’de her 1 dakikada tam 4 çöp kamyonu
plastik atık okyanuslara boşaltılacak. Bilim insanları denizlerin
dibinde biriken plastik şişelerin doğada kaybolması için geçmesi
gereken süreyi 450 yıl olarak tahmin ediyor. Köpük bardaklar için
50 yıl, içeceklerin teneke kutuları için 200 yıl, sigara
izmaritleri için 1 ila 5 yıl, olta misinaları için 600 yıl, çocuk
bezleri için 450 yıl kadar süre gerekiyor. Yani biz içtiğimiz bir
tek suyun şişesini denize atsak şu dünyadan göçüp gittikten sonra
bile, yüzyıllar boyunca çevreye zarar vermeye devam edeceğiz. Doğru
yönetmediğimiz her atıkla yüzyıllar boyu sürecek olan bu kirliliğin
ömrüne ömür katıyoruz. İşte bu nedenle sıfır atık farkındalığı
sağlamak, bu işin başıdır, başarısının teminatıdır. Bugün dünyanın
sıfır atık kasabası olarak tanınan küçük Japon kasabası
Kamikatsu’da atıklar bırakın üç, beş kategoriyi tam 45 kategoriye
ayrılıyor. Ve bu ayrıştırma büyük bir titizlikle yerel halk
tarafından yapılıyor. Aynı başarının ülkemizde de sağlanacağına
olan inancım tamdır.Bu duygularla sözlerime son veriyor, bir kez
daha emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" dedi.


Yorumlar