Anasayfa /  Güncel

El-Bab gazisinden ’Barış Pınarı’ çağrısı

Türk Silahlı Kuvvetleri (tsk)’nın, 2016 Yılında Gerçekleştirdiği Fırat Kalkanı Harekatı Kapsamında Suriye’nin El-bab Şehrinde, Roketatarlı Saldırı Sonrası Gazi Olan Uzman Çavuş Ferudun Taşdemir (fotoğrafta), ‘barış Pınarı Harekatı’na Tam Destek Vererek, “görev Verilmesi Halinde Seve Seve, Koşa Koşa Gideriz” Diye Konuştu.

Abone ol
Abone ol 17 Ekim 2019 10:20

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) 2016 yılında gerçekleştirdiği
Fırat Kalkanı harekatı kapsamında Suriye’nin El-Bab şehrinde,
roketatarlı saldırı sonrası gazi olan Uzman Çavuş Ferudun Taşdemir,
‘Barış Pınarı Harekatı’na tam destek vererek, “Görev verilmesi
halinde seve seve, koşa koşa giderim” dedi.


TSK’nın DEAŞ ve PKK/PYD terör örgütlerine karşı 24 Ağustos 2016
tarihinde başlattığı Fırat Kalkanı harekatına katılan, 17 Kasım
2016’da Suriye’nin El-Bab kentinde DEAŞ’lı teröristlerin
roketatarlı saldırısı sonrası sağ elinin dördüncü ve beşinci
parmağını kaybeden gazi Uzman Çavuş Ferudun Taşdemir, ‘Barış Pınarı
Harekatı’na değerlendirdi. ’Barış Pınarı Harekatı’nın başladığı
günden bu yana gelişmeleri heyecanla televizyondan takip ettiğini
belirten Taşdemir, büyük bir heyecan yaşadığını, ihtiyaç duyulması
halinde, bir saniye bile düşünmeden seve seve orduya
katılabileceğini söyledi. Gazi olduğu gün yaşadıklarını anlatan
Taşdemir, “2016’daki Fırat Kalkanı kapsamın gerçekleşen El Bab
operasyonuna katılmak üzere görevlendirildim.


Yaklaşık bir aylık gibi bir süre geçti. 2016 yılının Kasım
ayının 17’sinde sabaha doğru 07.00 gibi DEAŞ ile girdiğimiz
çatışmada roketle vurularak yaralandım. Hemen Kilis Devlet
Hastanesine naklimiz gerçekleşti. Birden fazla ameliyat oldum. Daha
sonra tedavi süreci ve gazilik unvanı ile Türk Silahlı
Kuvvetlerinden ayrılmış oldum. 2 ağır makineli tüfek vardı. Biri
arkadaşımda, diğeri ise bendeydi. Paletli gelişmiş zırhlı personel
aracının üzerindeydim. Arkadaşımın silahı tutukluk yapınca bir tek
ben kaldım. Yaklaşık 200 adet zırh delici mermileri kullandıktan
hemen sonra başımın üzerinden iki roketatarın geçtiğini
hatırlıyorum. Sonra bir şimşek çakar gibi oldu. Akabinde barut
kokusu duydum. Kendimi aracın içerisinde buldum. Bilincim açıktı.
İlk müdahaleyi kendim yaptım. Daha sonra özel kuvvetler
personelimiz bizi tahliye etti. Yaklaşık 45 dakikalık yolculuğun
ardından üç araç değiştirerek Kilis Devlet Hastanesi’ne
kaldırıldık. Gazilik ile onurlandırıldım. Allah’ın seçtiği
kullarından biri olduk” diye konuştu.


“Seve seve, koşa koşa gideriz”


Elinin içindeki 20’nin üzerindeki şarapnel parçasıyla yaşamını
sürdüren Taşdemir, “Elime biksi mermisi geldiğini tahmin ederek,
ilk anda aracın içerisinde düştüm. Elimi kaldırıp baktığımda
etlerin sarktığını gördüm. O an roket olduğunu anladım. Şarapnel
parçaları elimin beşinci ve dördüncü parmağını komple kökünden
almış, üçüncü parmağı da tırnak izahından almış. Hali hazırda
elimde şu an 20’nin üzerinde şarapnel parçası var. Soğuk ve sıcakta
sıkıntı yaşatıyor ama bunlar bize verilen unvanımız ve Allah’ın
bizi seçtiğinin simgesi olarak, bunlar geri planda kalıyor.


Girdiğimiz her yerde halkın sevgi gösterisi ve bayraklarla
karşılandığımız, kıt imkanlarla geçinen insanların ellerindeki var
olanı rahat etmemiz için, bizleri kendilerine kurtarıcı gördükleri
için önümüze serdiklerini gördük. Böyle bir asker yoktur diye
tahmin ediyorum ve görüyoruz da. Birçok yerde bizim bayrağımızla
gezip insanların içine karışan bir ordu görüyoruz. Bu bizim
fıtratımızda ve geçmişimizde var. Fırat’ın doğusuna hali hazırda
bir operasyon yürütülüyor. Bu operasyonda arkadaşlarımız ve
komutanlarımız görev almaktadır. Kendi devrelerimle zaten
irtibattayım. Konuşuyorum. Eksiklikleri olduğu zaman Türk Silahlı
Kuvvetleri’miz yeterince desteği sağlıyor ve her türlü
ihtiyaçlarını karşılıyor. Biz moral ve motivasyon olarak arıyoruz.
Hal ve hatırlarını sorarak arkalarında olduğumuzu söylüyoruz.
İhtiyaç duyulması halinde canla başla oraya gideceğimizi
belirtiyoruz. Bunlar onlar için moral kaynağıdır. İnanıyorum ki 80
milyon nüfusluk Türkiye’nin tamamı bu görüştedir. Görev verilmesi
halinde seve seve koşa koşa gideriz. 5 yaşındaki kızım bile bugün
onları gördüğü zaman askerlerim diyerek bağıra bağıra televizyona
konuşuyor. Bu duyguyu yaşamak çok farklı bir şey. Böyle bir
milletin yeryüzünde bir daha olmadığına inancım tamdır” diye
konuştu.


Yorumlar