Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın Van’da
Eğitim-bir-sen Ve Memur-sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Katıldığı 5. Bölge Eğitim Ve İstişare Toplantısında, “öğretmen İstihdaminda Farklı Modellerden Vazgeçilmeli, Atamalar Kadrolu Yapılmalıdır” Dedi.
Abone olEğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın,
katıldığı
5. Bölge Eğitim ve İstişare toplantısında, “Öğretmen
istihdamında
farklı modellerden vazgeçilmeli, atamalar kadrolu yapılmalıdır”
dedi.
Eğitim-Bir-Sen 5. Bölge Toplantısı Van, Bitlis, Iğdır,
Hakkâri,
Ağrı teşkilatlarının katılımıyla Van’da yapıldı. Şube
başkanları,
yönetim kurulları, denetleme ve disiplin kurulu üyeleri, ilçe
temsilcilik yönetimleri ve kadın komisyonlarının katıldığı
toplantının açılışında konuşan Ali Yalçın, kamuda her zaman
statü
hukukunu ve dolayısıyla kadrolu istihdamı savunduklarını ifade
etti. Öğretmen istihdamında farklı uygulamalardan vazgeçilmesi
çağrısında bulunan Yalçın, “Yıllardır aynı şeyi söylüyoruz.
Kamu
görevlileri açısından aynı vazifeyi yapanlar arasında hak ve
ücretlerde eşitsizlik kabul edilemez. Aynı sınıfta aynı dersi
anlatan, aynı okulda aynı isim ve vasıfla görev yapan
öğretmenler
arasında ayrımcılık olmaz, olmamalıdır. Aksi hâlde çalışma
barışı
yara alır, iş verimi azalır, sözleşmeliler kendisini buruk
hisseder, anayasanın eşitlik ilkesi çiğnenir, aynı işi yapan
kadrolularla sözleşmeliler arasında fiili bir hiyerarşi
üretilir.
“4/C statüsünün kaldırılmasını sağladık. Sonuçta 4/C’liler
4/B’ye
geçirildiler ama biz 4/B’nin de tamamen kaldırılmasını, tüm
kamu
görevlilerinin kadrolu statüde birleştirilmesini istiyoruz”
dedi.
“Sosyal devlet anlayışında ucuz ve iş güvencesiz çalıştırma
alışkanlığı olamaz”
Sözleşmeli öğretmenlerin sorunlarına kısmi çözüm getiren,
hizmet
süresini 4 yıldan 3 yıla, kadroya atanma sonrası yer
değişikliği
talep sürelerini 2 yıldan bir yıla indiren düzenlemenin geçici
bir
çözüm olarak önemli olduğunu kaydeden Yalçın, “3+1
düzenlemesini
önemli ama yetersiz bir çözüm olarak görüyoruz. Temel
teklifimiz,
bütün kamu görevlilerinin kadrolu istihdamıdır. Ayrıca ücretli
öğretmenlikle; emeği ucuzlatarak personel masraflarından
kısıntı
yapmak, mesleğin standartlarını düşürmek, eğitimin kalitesine
ve
öğretmenliğin statüsüne darbe vurmaktır. Sözleşmeli, ücretli,
vekil, fahri gibi kamudaki bütün kadrosuz istihdam türleri
kaldırılmalıdır. Çünkü hiçbir işverene ama özellikle de
devlete,
ucuz ve iş güvencesiz çalıştırma yakışmaz. Ucuz ve güvencesiz
hizmet alımı emek sömürüsüdür; oysa devlet ucuz emek peşine
düşmez,
düşmemelidir” diye konuştu.
“İstihdamda güçlük çekilen yerlerde teşvik sistemi hayata
geçirilmelidir”
İstihdamda güçlük çekilen yerlerde teşvik sisteminin bir an
evvel hayata geçirilmesi gerektiğini dile getiren Yalçın, “Eğer
istihdamda güçlük çekilen yerlerde kadro istikrarı isteniyorsa
bunun yolu sözleşmelilik değil, teşviktir. Biz, öğretmenlere
zorunlu hizmet bölgelerinde görev yapmaları hâlinde, illerin
mahrumiyet durumlarına göre ilave özel hizmet tazminatı
ödenmesini
öneriyoruz. İstihdamda zorluk çekilen bölgelerde kadro
istikrarını
sağlamanın yolu cebri uygulamalar değil, gönüllülüğü esas alan
teşvikî yöntemlerdir. Böylece performans da verimlilik de
artar,
aile bütünlüğü korunmuş olur. İstihdamda zorluk çekilen
bölgelerimizin eğitimde en büyük sorunu istihdamda istikrardır.
Bu
bölgeler için istihdamda istikrar, kalkınmanın da anahtarıdır.
Bu
yönüyle de teşvike dayalı kadrolu istihdamı önemsiyor ve
öneriyoruz. Mutlu, yerinden ve işinden memnun öğretmenler
demek,
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri başta olmak üzere,
istihdamda
güçlük çekilen yerlerde eğitimde kalitenin ve başarının artması
demektir” değerlendirmesinde bulundu.
“Terör ancak eğitimle biter“
“Eğitimdeki başarı, terörle mücadelede de en etkili
yöntemdir.
Bu yüzden eğitim, terör örgütlerinin her zaman hedefi olmuştur”
diyen Yalçın, “Okulda olması gereken çocukları dağda görmek
istemiyorsak eğitimde teşvik sistemine geçmek zorundayız. Terör
ancak eğitimle biter. Terör biterse kalkınma olur. Genç
işsizliği
azalır. Gençliğin enerjisi refaha, kalkınmaya, bölgenin
gelişmesine
harcanmış olur. O hâlde, gelin, ucuz işçilikten farksız ücretli
öğretmenlik ayıbına, aileleri bölen, öğretmenin zihnini ailevi
sorunlarla meşgul eden, aynı işi yapanlar arasında sosyal
hiyerarşi
üreten, hak ve ücretlerde haksızlıklara fırsat veren sözleşmeli
öğretmenlik uygulamasına son verelim. Personel sisteminde bir
devrim yapalım. İş güvencesi için, eşit işe eşit ücret için,
çalışma barışı için, emekte performans, hizmette yüksek kalite
için, bütün kamu sistemini kadrolu istihdamda birleştirelim,
adaletsizlikleri bitirelim” ifadelerini kullandı.
“KPDK Kasım’da toplanmalı, çözüm masasına dönüşmelidir”
Kamu Personeli Danışma Kurulu’nun (KPDK) Kasım’da toplanması
ve
çözüm masasına dönüşmesi gerektiğini vurgulayan Yalçın, “KPDK
Kasım
ayında mutlaka toplansın. 5. Dönem Toplu Sözleşmede 20 milyonun
iradesini, beklentisini boşa çıkaran Kamu İşveren Heyeti ve
hakem
kurulunun ürettiği stresi azaltmak, bir kısım beklentileri
karşılamak, acil temel sorunları çözmek, toplu sözleşmenin
hayal
kırıklığını tamir etmek için KPDK, en önemli imkân ve
fırsatların
başında geliyor. Bu nedenle, Mart’ta toplanması gereken ama
toplanmayan KPDK, Kasım’da mutlaka toplanmalı; biriken
sorunlar,
konuşulması gereken meseleler müzakereye açılmalı,
sorunlarımız,
itirazlarımız görülmeli, önerilerimiz dikkate alınmalı,
beklentilerimiz karşılanmalıdır. KPDK’da 5. Dönem Toplu
Sözleşmede
oluşan hayal kırıklığını hafifletecek bir sonuç üretimine
odaklanılmalıdır” dedi.
“Toplu sözleşme düzeni ve sendikal mevzuat değişmelidir”
KPDK’ya taşıyacakları en önemli meselenin, 4688sayılı Kamu
Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nun ürettiği
sıkıntılar olduğunun altını çizen Ali Yalçın, “Yıllardır dikkat
çektiğimiz ama bugüne kadar görülmek istenmeyen 4688 sayılı
Kanun’la ilgili sorun, kaygı ve tespitlerimiz 5. Dönem Toplu
Sözleşme’de bir kez daha doğrulanmış oldu. Tekrar gördük ve
yaşadık
ki 4688 sayılı Kanun düzeltilmedikçe hakça pazarlık mümkün
değildir. Meclis’e de hükumete de buradan çağrıda bulunuyoruz.
Gelin, toplu sözleşme kanununu da masasını da adil bir şekilde
yeniden düzenleyelim; toplu pazarlık süresini uzatalım, işveren
tarafının lehine olan Kamu Görevlileri Hakem Kurulu sistemini
adil
bir şekle sokalım, toplu sözleşme sisteminin eksik ve sıkıntılı
taraflarını yeniden düzenleyelim, masadan yetkisizleri
kaldıralım.
Gelin, sendikal hayat üzerindeki yasakları kaldıralım; memursuz
siyaset çarpıklığına, grevsiz toplu sözleşme adaletsizliğine
son
verelim. Buradan bir kez daha vurguluyorum. Grev hakkı toplu
pazarlığın, siyaset hakkı vatandaşlığın temel bileşenidir. Bu
nedenle, toplu pazarlığa grev hakkını, siyasete memur katkısını
kazandırmalıyız” şeklinde sözlerini tamamladı.