Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın:
Eğitim-bir-sen Ve Memur-sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Öğretmen İstihdaminda Farklı Uygulamalardan Vazgeçilmesi Çağrisinda Bulunarak, “yıllardır Aynı Şeyi Söylüyoruz. Kamu Görevlileri Açısından Aynı Vazifeyi Yapanlar Arasında Hak Ve Ücretlerde Eşitsizlik Kabul Edilemez.aynı Sınıfta Aynı Dersi Anlatan, Aynı Okulda Aynı İsim Ve Vasıfla Görev Yapan Öğretmenler Arasında Ayrımcılık Olmaz, Olmamalıdır. Aksi HÂlde Çalişma Barışı Yara Alır,iş Verimi Azalır, Sözleşmeliler Kendisini Buruk Hisseder, Anayasanın Eşitlik İlkesi Çiğnenir, Aynı İşi Yapan Kadrolularla Sözleşmeliler Arasında Fiili Bir Hiyerarşi Üretilir” Dedi.
Abone olEğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın,
öğretmen
istihdamında farklı uygulamalardan vazgeçilmesi çağrısında
bulunarak, “Yıllardır aynı şeyi söylüyoruz. Kamu görevlileri
açısından aynı vazifeyi yapanlar arasında hak ve ücretlerde
eşitsizlik kabul edilemez. Aynı sınıfta aynı dersi anlatan,
aynı
okulda aynı isim ve vasıfla görev yapan öğretmenler arasında
ayrımcılık olmaz, olmamalıdır. Aksi hâlde çalışma barışı yara
alır,iş verimi azalır, sözleşmeliler kendisini buruk hisseder,
anayasanın eşitlik ilkesi çiğnenir, aynı işi yapan kadrolularla
sözleşmeliler arasında fiili bir hiyerarşi üretilir” dedi.
Eğitim-Bir-Sen 5. Bölge Toplantısı Van, Bitlis, Iğdır,
Hakkâri,
Ağrı teşkilatlarının katılımıyla Van’da Genel Başkan Ali
Yalçın’ın
açılış konuşmasıyla; 6. Bölge Toplantısı Erzurum, Ardahan,
Bayburt,
Erzincan, Kars, Bingöl ve Muş teşkilatlarının katılımıyla
Erzurum’da Genel Sekreter Latif Selvi’nin açılış konuşmasıyla
başladı.
Şube başkanları, yönetim kurulları, denetleme ve disiplin
kurulu
üyeleri, ilçe temsilcilik yönetimleri ve kadın komisyonlarının
katıldığı toplantılarda sendikal faaliyetler, yapılması
tasarlanan
çalışmalar, toplu sözleşme süreci, eğitim ve eğitim
çalışanlarının
gündemi konuşuldu, istişareler yapıldı, eğitim programları
gerçekleştirildi.
Genel Başkan Ali Yalçın, burada yaptığı konuşmada, kamuda
her
zaman statü hukukunu ve dolayısıyla kadrolu istihdamı
savunduklarını ifade ederek,“4/C statüsünün kaldırılmasını
sağladık. Sonuçta 4/C’liler4/B’ye geçirildiler ama biz 4/B’nin
de
tamamen kaldırılmasını, tüm kamu görevlilerinin kadrolu statüde
birleştirilmesini istiyoruz” şeklinde konuştu.
Ucuz ve iş güvencesiz çalıştırma alışkanlığı olamaz
Sözleşmeli öğretmenlerin sorunlarına kısmi çözüm getiren,
hizmet
süresini 4 yıldan 3 yıla, kadroya atanma sonrası yer
değişikliği
talep sürelerini 2 yıldan bir yıla indiren düzenlemenin geçici
bir
çözüm olarak önemli olduğunu kaydeden Yalçın, sözlerini şöyle
sürdürdü: “3+1 düzenlemesini önemli ama yetersiz bir çözüm
olarak
görüyoruz. Temel teklifimiz, bütün kamu görevlilerinin kadrolu
istihdamıdır. Ayrıca ücretli öğretmenlikle; emeği ucuzlatarak
personel masraflarından kısıntı yapmak, mesleğin standartlarını
düşürmek,eğitimin kalitesine ve öğretmenliğin statüsüne darbe
vurmaktır. Sözleşmeli, ücretli, vekil, fahri gibi kamudaki
bütün
kadrosuz istihdam türleri kaldırılmalıdır. Çünkü hiçbir
işverene
ama özellikle de devlete, ucuz ve iş güvencesiz çalıştırma
yakışmaz. Ucuz ve güvencesiz hizmet alımı emek sömürüsüdür.”
İstihdamda güçlük çekilen yerlerde teşvik sistemi hayata
geçirilmelidir
Yalçın, istihdamda güçlük çekilen yerlerde teşvik
sistemininbir
an evvel hayata geçirilmesi gerektiğini dile getirerek, “Eğer
istihdamda güçlük çekilen yerlerde kadro istikrarı isteniyorsa
bunun yolu sözleşmelilik değil,teşviktir.Biz, öğretmenlere
zorunlu
hizmet bölgelerinde görev yapmaları hâlinde, illerin mahrumiyet
durumlarına göre ilave özel hizmet tazminatı ödenmesini
öneriyoruz.
İstihdamda zorluk çekilen bölgelerde kadro istikrarını
sağlamanın
yolu cebri uygulamalar değil, gönüllülüğü esas alan teşvikî
yöntemlerdir. Böylece performans da verimlilik de artar, aile
bütünlüğü korunmuş olur. İstihdamda zorluk çekilen
bölgelerimizin
eğitimde en büyük sorunu istihdamda istikrardır.Bu bölgeler
için
istihdamda istikrar, kalkınmanın da anahtarıdır.Bu yönüyle de
teşvike dayalı kadrolu istihdamı önemsiyor ve öneriyoruz.
Mutlu,
yerinden ve işinden memnun öğretmenler demek,Doğu ve Güneydoğu
Anadolubölgeleri başta olmak üzere, istihdamda güçlük çekilen
yerlerde eğitimde kalitenin ve başarının artması demektir”
değerlendirmesinde bulundu.
Terör ancak eğitimle biter
“Eğitimdeki başarı, terörle mücadelede de en etkili
yöntemdir.
Bu yüzden eğitim, terör örgütlerinin her zaman hedefi
olmuştur”diyen Yalçın, “Okulda olması gereken çocukları dağda
görmek istemiyorsak eğitimde teşvik sistemine geçmek
zorundayız.
Terör ancak eğitimle biter.Terör biterse kalkınma olur.Genç
işsizliği azalır.Gençliğin enerjisi refaha, kalkınmaya,
bölgenin
gelişmesine harcanmış olur.O hâlde, gelin, ucuz işçilikten
farksız
ücretli öğretmenlik ayıbına, aileleri bölen, öğretmenin zihnini
ailevi sorunlarla meşgul eden, aynı işi yapanlar arasında
sosyal
hiyerarşi üreten, hak ve ücretlerde haksızlıklara fırsat veren
sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına son verelim.Personel
sisteminde
bir devrim yapalım. İş güvencesi için, eşit işe eşit ücret
için,
çalışma barışı için, emekte performans, hizmette yüksek kalite
için, bütün kamu sistemini kadrolu istihdamda birleştirelim,
adaletsizlikleri bitirelim” ifadelerini kullandı.
KPDK düzenli olarak , çözüm masasına dönüşmelidir
Kamu Personeli Danışma Kurulu’nun (KPDK) Kasım’da toplanması
ve
çözüm masasına dönüşmesi gerektiğini vurgulayan Yalçın, şöyle
konuştu: “KPDK Kasım ayında mutlaka toplansın.5. Dönem Toplu
Sözleşme’de 20 milyonun iradesini, beklentisini boşa çıkaran
Kamu
İşverenHeyeti ve hakem kurulunun ürettiği stresi azaltmak, bir
kısım beklentileri karşılamak, acil temel sorunları çözmek,
toplu
sözleşmenin hayal kırıklığını tamir etmek için KPDK, en önemli
imkân ve fırsatların başında geliyor. Bu nedenle, Mart’ta
toplanması gereken ama toplanmayan KPDK, Kasım’da mutlaka
toplanmalı; biriken sorunlar, konuşulması gereken meseleler
müzakereye açılmalı, sorunlarımız, itirazlarımız görülmeli,
önerilerimiz dikkate alınmalı, beklentilerimiz karşılanmalıdır.
KPDK’da 5. Dönem Toplu Sözleşme’de oluşan hayal kırıklığını
hafifletecek bir sonuç üretimine odaklanılmalıdır.”
Toplu sözleşme düzeni ve sendikal mevzuat değişmelidir
KPDK’ya taşıyacakları en önemli meselenin, 4688sayılı Kamu
Görevlileri Sendikaları ve TopluSözleşme Kanunu’nun ürettiği
sıkıntılar olduğunun altını çizen Ali Yalçın, sözlerini şöyle
tamamladı: “Yıllardır dikkat çektiğimiz ama bugüne kadar
görülmek
istenmeyen 4688 sayılı Kanun’la ilgili sorun, kaygı ve
tespitlerimiz 5. Dönem Toplu Sözleşme’de bir kez daha
doğrulanmış
oldu. Tekrar gördük ve yaşadık ki 4688 sayılı Kanun
düzeltilmedikçe
hakça pazarlık mümkün değildir.Meclis’e de hükûmete de buradan
çağrıda bulunuyoruz.Gelin,toplu sözleşme kanununu da masasını
da
adil bir şekilde yeniden düzenleyelim; toplu pazarlık süresini
uzatalım, işveren tarafının lehine olan Kamu Görevlileri Hakem
Kurulu sistemini adil bir şekle sokalım, toplu sözleşme
sisteminin
eksik ve sıkıntılı taraflarını yeniden düzenleyelim, masadan
yetkisizleri kaldıralım.Gelin, sendikal hayat üzerindeki
yasakları
kaldıralım; memursuz siyaset çarpıklığına, grevsiz toplu
sözleşme
adaletsizliğine son verelim.Buradan bir kez daha
vurguluyorum.Grev
hakkı toplu pazarlığın, siyaset hakkı vatandaşlığın temel
bileşenidir. Bu nedenle, toplu pazarlığa grev hakkını, siyasete
memur katkısını kazandırmalıyız.”
Konuşmaların ardından, Tarkan Zengin, Sait Ercan, Nevzat
Öylek,Ahmet Günenç, Murat Dağıtmaç ve Hüseyin Rahmi Akyüz birer
sunum yaptılar.