Doktora teziyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ’YÖK Üstün Başarı Ödülü’ aldı
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan Tarafından ‘yök 2019 Üstün Başarı Ödülleri’ Kapsamında Ödül Alan Süleyman Demirel Üniversitesi (sdü) Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilimdalı Dr.öğretim Üyesi Erzurumlu Gazetecilere Yaptığı Açıklamada, “cumhurbaşkanından Böyle Bir Ödül Almak Çok Güzel. Cumhurbaşkanımız O Toplantıda Üniversitedeki Eğitim Kurumlarımızdan Akademik Çalişmalarina Daha Hızlı Ve Daha Verimli Bir Şekilde Yönelmelerini Rica Etti. Biz De Elimizden Geldiğince, Vatanımıza Ve Milletimize Yararlı Öğrenciler Yetiştirmeye Çalişiyoruz. Ödülü Aldık, Ancak Bizim Sorumluklarımız Böylelikle Daha Da Büyüdü, Bu Çalişmalari Daha Da İleriye Taşımak Bizim Boynumuzun Borcu Ve Belki De Prostat Kanserinin Tedavisine Yönelik Daha Fonksiyonel Tedavilerin Ortaya Konulmasına Aracılık Etmek Bizim Borcumuz” İfadelerini Kullandı.
Abone olCumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan tarafından ‘YÖK 2019 Üstün Başarı Ödülleri’ kapsamında ödül
alan Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Eczacılık Fakültesi
Biyokimya Anabilimdalı Dr. Öğretim Üyesi Yalçın Erzurumlu
gazetecilere yaptığı açıklamada, “Cumhurbaşkanından böyle bir ödül
almak çok güzel. Cumhurbaşkanımız o toplantıda üniversitedeki
eğitim kurumlarımızdan akademik çalışmalarına daha hızlı ve daha
verimli bir şekilde yönelmelerini rica etti. Biz de elimizden
geldiğince, vatanımıza ve milletimize yararlı öğrenciler
yetiştirmeye çalışıyoruz. Ödülü aldık ancak bizim sorumluluklarımız
böylelikle daha da büyüdü, bu çalışmaları daha da ileriye taşımak
bizim boynumuzun borcu ve belki de prostat kanserinin tedavisine
yönelik daha fonksiyonel tedavilerin ortaya konulmasına aracılık
etmek bizim borcumuz” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen Akademik Yıl
Açılışı’nda, ‘Prostat Kanserinde Yeni Hücresel Bir Mekanizmanın
Aydınlatılması’ alanında yaptığı doktora teziyle SDÜ Eczacılık
Fakültesi’nden Dr. Öğretim Üyesi Yalçın Erzurumlu, ‘YÖK 2019 Üstün
Başarı Ödülleri’ kapsamında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan
tarafından ödüllendirildi.
Dünya çapında, literatürde ilk kez tamamen yerli ve milli
çalışmalarla Türk bilim insanlarının ortaya koyduğu çalışma ile
prostat kanserindeki olası potansiyel rolü ortaya çıkarıldı.
Yapılan çalışma kapsamında, bu mekanizmanın, testosteronlar
aracılığı ile nasıl kontrol ve regile edildiğini ortaya
koyduklarını aktaran SDÜ Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilimdalı
Dr. Öğretim Üyesi Yalçın Erzurumlu, “Literatürde ilk kez bu
mekanizmanın hormon aracılığıyla, özellikle testosteronlar
aracılığıyla nasıl regile olduğunu ortaya koyan bir çalışma yaptık
ve bunu karakterize ettik” dedi.
Görev yaptığı fakültede ödül aldıktan sonra gazetecilere
açıklamalarda bulunan Yalçın Erzurumlu, ödül aldığı çalışmayı şöyle
özetledi:
“Yaklaşık 1 yıl önce Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’ndeki
Biyokimya Bölümü’nde doktora eğitimimi ve öncesinde yüksek
lisansımı tamamladıktan sonra buraya geldim, akademik
faaliyetlerimi artık burada sürdüreceğim. Biz, Ege
Üniversitesi’ndeki Eczacılık Fakültesi Laboratuvarı’nda uzun yıllar
boyunca ubikitin-proteazom sistemi adı verilen bir konu üzerine
çalışmalarımızı sürdürdük. Ubikitin-proteazom sistemini, aslında
hücrelerin kontrol sistemi kontrol mekanizması olarak ifade
edebiliriz. Bir hücreyi normal şartlarda incelediğinizde, düzenli
olarak bir yapım - yıkım işlevi söz konusu. Bu yapım ve yıkım
işlerinin birbiriyle dengeli şekilde ilerlemesi son derece önemli.
Ancak, bu sürecin ilerlemesinde, özellikle kalite - kontrol
mekanizmaları, yani bunu günlük hayattaki bir fabrikaya
benzetebiliriz. Sürekli bir hammadde girişi var, bu hammadde
girdikten sonra fabrikada bir ürün olarak dışarıya çıkıyor. Bu
çıkan ürünlerin birileri tarafından denetlenmesi ve uygun
standartlarda fabrikadan dışarıya, kullanıcıya sunulması gerekiyor.
Hücrelerdeki işleyiş de tamamen bundan ibaret. Ubikitin-proteazom
sistemi bu noktada, bu fabrikaların kalite - kontrol mekanizması
olarak iş görüyor. Bizim çalıştığımız konu, ERAD (ER-associated
degradation) adı verilen ER aracılığıyla protein yıkım yolu veya ER
aracılığıyla yıkım olarak da ifade edilen bu mekanizma, bu hücre
içerisinde, bizim protein olarak ifade ettiğimiz biyomoleküllerin,
uygun formda, uygun konformasyonda, özellikle ER içerisinde,
endoplazmik retikulum ile ilişkili, sentezlenen proteinlerin kalite
kontrolünü gerçekleştiren ve gerçekten uygun standartlarda olan
proteinlerin hücrenin endoplazmik retikulumundan stoplazmasına
geçişini kontrol eden, oradan da hücrenin dışarısına aktarılmasını
denetleyen bir mekanizma olarak karşımıza çıkıyor. Aslında biz tam
olarak şunu yaptık. Biz, uzun yıllardır mekanizmayı çalışıyoruz.
Elbette ki mekanizmanın bilinen birçok noktası var. Mekanizmayla
alakalı hala aydınlatılmamış birçok nokta da söz konusu. Biz, bu
mekanizmanın prostat kanserindeki olası potansiyel rolünü ortaya
koyduk ve aynı zamanda yine prostat kanserinde testosteron
düzeylerinin oldukça önemli olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu
mekanizmanın, testosteronlar aracılığı ile nasıl kontrol edildiğini
ve regile edildiğini ortaya koyan bir çalışma yaptık. Literatürde
ilk kez bu mekanizmanın hormon aracılığıyla, özellikle
testosteronlar aracılığıyla nasıl regile olduğunu ortaya koyan bir
çalışma yaptık ve bunu karakterize ettik. Bunu da dünyanın en
saygın dergilerinden bir tanesi olan NATURE, Scientific Reports’ta
yayınladık”.
Yerli ve milli çalışmayı dünya ilk kez literatürüne
soktular
“Bu çalışmanın önemli bir noktası, literatüre önemli bir veri
kazandırmasının yanı sıra, tamamen ülkemizde yapılmış olması bizim
için oldukça önemliydi” diyerek sözlerini sürdüren Erzurumlu, “Bu
anlamda Prof. Dr. Petek Ballar ile birlikte uzun mesai saatleri
harcadık. Tabii ki bu bir ekip işidir. Aziz Sancar’ın da dediği
gibi, ‘Bilimde liyakat çok önemlidir.’ Biz, ‘bir hocanın bir
öğrencisine el vermesi’ olarak da bu durumu ifade edebiliriz.
Desteklemesi, onu eğitmesi oldukça önemlidir. Zannediyorum, Prof.
Dr. Ballar ile birlikte biz bu süreci iyi yönettik. Kendisi çok
kıymetli ve önemli bir mentördür, ben de elimden geldiğince iyi bir
öğrenci olmaya çalıştım. Bu anlamda, bu yolda elimden geldiğince
kendimi geliştirmeye çalıştım, bilim camiasına önemli katkılar
sağlamaya çalıştık” şeklinde konuştu.
“Ödülü aldık, ancak bizim sorumluluklarımız böylelikle daha da
büyüdü”
“Cumhurbaşkanı’ndan böyle bir ödül almak çok güzel” şeklinde
sözlerini sürdüren Dr. Öğretim Üyesi Erzurumlu, şöyle
konuştu:
“Hepimiz çok heyecanlıydık, Cumhurbaşkanlığı Küllyesi’nde ilk
defa bulundum. Orada olmak, o atmosferi tatmak oldukça önemliydi.
Akademik yıl açılış toplantısıydı. Ülkemizdeki tüm rektörler ve
rektör yardımcıları oradaydı. Cumhurbaşkanımız, o toplantıda
üniversitedeki eğitim kurumlarımızdan akademik çalışmalarına daha
hızlı ve daha verimli bir şekilde yönelmelerini rica etti. Biz de
elimizden geldiğince vatanımıza ve milletimize yararlı öğrenciler
yetiştirmeye çalışıyoruz. Ödülü aldık ancak bizim sorumluluklarımız
böylelikle daha da büyüdü, bu çalışmaları daha da ileriye taşımak
bizim boynumuzun borcu ve belki de prostat kanserinin tedavisine
yönelik daha fonksiyonel tedavilerin ortaya konulmasına aracılık
etmek bizim borcumuz.”
“Elimizden gelenin en iyisini yapmakta, büyük bir gayretle
çalışmalarımızı sürdüreceğiz”
Erzurumlu ayrıca, Türkiye’de bilimsel çalışmalar için gereken
bütçe sıkıntılarından bahsederek, “Ülkemizde bilimsel çalışmaları
yürütmek gerçekten zor. Ülkemizin büyük kurumları bu faaliyetlerin
sürdürülmesinde büyük bütçeler sunuyorlar. Özellikle TÜBİTAK, YÖK,
ancak çoğu zaman bir sürü akademisyen akademik faaliyetlerini
sürdürmekte zorlanıyor. Çünkü, bir takım bütçe yetersizlikleri söz
konusu olabiliyor. Bu anlamda, YÖK’ten, Cumhurbaşkanlığımızdan,
çalışmalarımızın desteklenmesi konusunda desteklerini zaten
esirgemeyeceklerini zaten biliyoruz ve desteklerini bekliyoruz. Biz
de, tabii ki bu bağlamda elimizden gelenin en iyisini yapmakta,
büyük bir gayretle çalışmalarımızı sürdüreceğiz” ifadelerini
kullandı.