Doç. Dr. Taner Çevik: “Yapay zekânın sınırları belirlenmeli”
Avrupa Birliği Komisyonu Yüz Tanımlama Teknolojilerini Kısıtlama Kararı Almayı Tartışıyor. İstanbul Aydın Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Yazılım Mühendisliği (ing) Bölüm Başkanı Doç. Dr. Taner Çevik, Yüz Tanıma Teknolojilerinin Yanı Sıra Yapay Zek Teknolojilerinin Sınırlarının Da Belirlenmesi Gerektiğini Söyledi.
Abone olAvrupa Birliği Komisyonu yüz tanımlama teknolojilerini kısıtlama
kararı almayı tartışıyor. İstanbul Aydın Üniversitesi Mühendislik
Fakültesi Yazılım Mühendisliği (İNG) Bölüm Başkanı Doç. Dr. Taner
Çevik, yüz tanıma teknolojilerinin yanı sıra yapay zekâ
teknolojilerinin sınırlarının da belirlenmesi gerektiğini
söyledi.
Faceapp adlı yüz tanıma eklentisinin akıllı telefon
kullanıcıları tarafından haftalar içerisinde milyonlarca kez
indirilmesi uzmanlar arasında tartışma oluşturdu. Rusya kökenli
eklentinin kullanıcıların görsellerini sakladığı iddiaları pek çok
ülkede karşılık bulurken Avrupa Birliği (AB) Komisyonu yüz
tanımlama teknolojilerini kısıtlayacak bir yasa tasarısı üzerinde
çalıştığını duyurdu.
İstanbul Aydın Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Yazılım
Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Taner Çevik, yüz tanımlama
programlarının ve yapay zekâ teknolojilerinin kötücül kullanımı
hakkında açıklamalarda bulundu.
‘Yüz verileri kolayca toplanabilir ve işlenebilir’
Yüz verilerinin kullanıcı bilgisinin dışında kolayca
toplanabilip, işlenebileceğinin altını çizen Çevik, “Her insan,
kendini diğer bireylerden ayıran biyolojik ve fizyolojik
karakteristiksel özelliklere sahiptir. Biyometri, vücut ölçüleri ve
hesaplamaları için kullanılan teknik terimdir. Az önce
bahsettiğimiz insan özellikleriyle ilgili metriklere atıfta
bulunur. Bu karakteristiksel özellikler davranışsal ve fizyolojik
olmak üzere ikiye ayrılır. Yüz, iris, retina, kulak, avuç önde
gelen ayırt edici fizyolojik özelliklerdir. Ayrıca ses, yazı ritmi
ve yürüyüş gibi özellikler ise davranışsal olarak sınıflandırılır.
Yüz, bireylerin ayırt edilmesinde tercih edilen önde gelen
biyometrilerden biridir, çünkü bireylerin yüksek doğrulukta ve daha
az insan katılımıyla ayırt edilmesini sağlayabiliyor. Diğer bir
deyişle, yüz verileri, herhangi bir insan müdahalesine gerek
olmadan kamera gibi uzak cihazlar kullanılarak gerçek zamanlı
olarak kolayca toplanabilir ve işlenebilir” şeklinde
konuştu.
‘Kişisel ve yüz verileriyle sizi işliyorlar’
Yüz verilerinin işlenmesi hakkında konuşan Çevik, “Yüz verileri
genelde devletler tarafından kamu güvenliğinin sağlanmasında
kullanılmaktadır. Şüpheli kişilerin yüz verilerinin veritabanındaki
verilerle karşılaştırılması vasıtasıyla aranan şahısların tespit
edilebilmesinde önemli rol oynamaktadır. Ortaya konan yeni
çalışmalar ile birlikte artık kişiler yüzlerine taktıkları sakal,
bıyık, gözlük ya da eşarp gibi aksesuarlara rağmen yine de tespit
edilebilmektedirler. Yüz verileri kamuya açık yerlerde sadece resmi
devlet kurumları tarafından toplanmaktadır ya da en azından
toplanmalıdır. Ancak, yüz verilerinin başka ellerin eline geçmesini
engellemek neredeyse imkânsız. Bankamatiklerdeki kameralardan tutun
da işyerleri ve konut girişlerindeki kameralara varana kadar herkes
bir şekilde görüntüleri kayıt altına alıyor ve bu görüntülerden
insan yüzlerini kolayca ayıklayabilirler.Son günlerin popüler
konusu olan Faceapp gibi uygulamaların da kullanıcıların yüz
verisini alıp işlemesi çok daha vahim bir durum. Kişisel
verilerinize erişim sağlayıp üstüne bir de sizin yüz verinizi de
aldıktan sonra bireyin saklayacak hiçbir şeyi kalmıyor. Bu
verilerle yapılabilecekler hayal gücünün sınırlarını zorluyor.
Çünkü sizle ilgili bütün yetkilendirme verilerine sahip olmuş
oluyor” dedi.
‘AB yapay zekâya da sınır getirmeli’
AB’nin çalışmakta olduğu yasa tasarısına da değinen Taner Çevik,
“Avrupa Birliği’nin üzerinde çalışmakta olduğu yasa tasarısını
kesinlikle olumlu buluyorum. Ancak, sadece yüz verisi üzerinde
çalışan uygulamalar hakkında sınırlar koymak yetersiz kalıyor. Asıl
tehlike yapay zekâ teknolojilerinin hayatımızın içerisine giderek
entegre olması. Bugün yapay zekâ kullanarak insanların
davranışlarını etkileme yoluna gidilip gidilmediğine dair kim kesin
yanıt verebilir? Kişinin yüz ve ses verisi üzerinden karakter
analizi bile yapabilen yapay zekâ örnekleri mevcut. Karakteristik
yapısını bildiğiniz bir insana hangi ürünü nasıl sunmanız
gerektiğini, yani kişiye özel kampanya gibi, tespit etmek artık çok
kolay. Sonuç olarak, teknoloji ve bilim ‘insanlığın faydasına’
kullanıldığı sürece güzeldir. Nükleer bilimi silah yaparak
insanları öldürmek için de kullanabilirsiniz, tıpta kullanarak
insanları yaşatmak için de. Görünen o ki, insanoğlu maalesef her
zaman daha da aç bir vaziyette aslında kendi dünyasını tüketmekte
ve bu açlığın da son bulacağı tezi pek de inandırıcı gözükmüyor”
ifadelerini kullandı.