Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: "Mazlum Kobani bir teröristtir terörist olmayan kişi kod adı mı kullanır?"
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Mazlum Kobani bir teröristtir. Terörist olduğuna dair fotoğraflar yayınlanıyor. ABD’nin yakalanması için başıma 3 Milyon Dolar ödül koyduğu kişiyle fotoğrafları var ve PKK’nın önde gelen teröristlerinde bir tanesidir. Türkiye’deki birçok terör saldırısının sorumlusudur. Hakkında ise Interpolün kırmızı bülteni yayınlanmıştır. Interpol tarafından aranan bir teröristtir. Böyle bir teröristle ABD Başkanının konuşması ve ABD’nin diyalog içinde olması kabul edilemez.Almanya’dan beklentimiz aramızdaki müttefiklik hukukuna uygun davranmaları ve teröre karşı mücadelemizde bizimle dayanışma içinde hareket etmeleridir"dedi.
Abone olDışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Mazlum Kobani bir
teröristtir. Terörist olduğuna dair fotoğraflar yayınlanıyor.
ABD’nin yakalanması için başıma 3 Milyon Dolar ödül koyduğu
kişiyle
fotoğrafları var ve PKK’nın önde gelen teröristlerinde bir
tanesidir. Türkiye’deki birçok terör saldırısının sorumlusudur.
Hakkında ise Interpolün kırmızı bülteni yayınlanmıştır.
Interpol
tarafından aranan bir teröristtir. Böyle bir teröristle ABD
Başkanının konuşması ve ABD’nin diyalog içinde olması kabul
edilemez.Almanya’dan beklentimiz aramızdaki müttefiklik
hukukuna
uygun davranmaları ve teröre karşı mücadelemizde bizimle
dayanışma
içinde hareket etmeleridir"dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Almanya Dışişleri
Bakanı
Heiko Maas, Suriye’de yaşanan gelişmeleri ele almak üzere
gerçekleştirdiği görüşme sonrasında kameralar karşısına geçti.
Görüşmelere ilişkin açıklamalarda bulunan her iki bakan
Suriye’de
yaşanan gelişmeler konusunda heyet görüşmeleri de
gerçekleştirdi
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, “Özellikle Almanya’dan ülkemize
yönelik
haksız ve ağır eleştirilerinde geldiği bir dönemde Dışişleri
Bakanı
Heiko Maas’ın ülkemizi ziyaretini olumlu bir işaret olarak
değerlendiriyoruz. Almanya ile daime yakın iş birliği içinde
olmayı
istiyoruz. Suriye’deki sorunun çözümüne ve mülteci krizine
yönelik
krizine yönelik çabaların Almanya’da yeterince taktir
edilmediğini
görüyoruz. Barış Pınarı Harekatı’na Alman kamuoyunda ve siyasi
partilerden ve medyasında gelen ölçüsüz tepkiler nedeniyle
maalesef
güvenimiz sarsıldı. Bu durum köklü müttefiklik ilişkilerimiz
yakışmıyor. Almanya’nın Türkiye’nin meşru güvenlik endişelerini
anladığını söylediği halde Türkiye’nin yanında değil de bir
terör
örgütünün yanında taraf aldığını anlatmakta zorlanıyoruz. Bizim
bir
müttefik ve dost olarak Almanya’dan beklentimiz aramızdaki
müttefiklik hukukuna uygun davranmaları ve teröre karşı
mücadelemizde bizimle dayanışma içinde hareket etmeleridir”
diye
konuştu.
Terör örgütü yandaşlarının Avrupa’nın pek çok köşesinde
şiddete
başvurmaktan çekinmediğini dile getiren Çavuşoğlu, “Daha dün
İtalya
havaalanında terör örgütlü PKK’lıların neler yaptıklarını
görüyoruz. Bu tür eylemlerin takipçisi olduğumuzu bir kere daha
söylemek isterim. PKK yandaşları Almanya’da ülkemize yönelik,
orada
yaşayan vatandaşlarımıza ve Türk toplumuna yönelik çok sayıda
saldırı düzenledi. Bu saldırılarda yaralanan çok sayıda
vatandaşımız var. Vatandaşlarımız ve Türk toplumu, bunu Maas
ile
samimi bir şekilde paylaştım çok ciddi endişe duyuyorlar,
kendilerini baskı altında ve yalnız hissediyorlar. En son
havaalanlarında uçağa binmek isteyen insanları da PKK
yandaşlarının, teröristlerin ve onların yandaşlarının nasıl
muamele
ettiklerini görüyoruz. Alman güvenlik makamlarından bu olaylara
mahal vermemesini Türk toplumunu, Türk çıkarlarını korunması
için
gerekli tüm önlemleri almasını bekliyoruz” ifadelerini
kullandı.
"Türkiye’deki Suriyeli göçmen gönüllülük esası ile döndü"
Bakan Çavuşoğlu, terör örgütü PYD/YPG’nin Suriye sınırımıza
bitişik bölgelerden çıkarılması konusunda geçtiğimiz hafta ABD
ve
Rusya ile varılan mutabakatlar konusunda Alman Dışişleri Bakanı
Maas’a bilgi aktarıldığını belirterek, “Bugünkü
görüşmelerimizde
ikili ilişkilerimizin yanında Suriye meselesini tüm boyutları
ile
birlikte ele alma fırsatı bulduğumuz için memnun olduğumu
söylemek
isterim. Hem ABD’nin hem de Rusya’nın Barış Pınarı Harekâtını
meşruiyetini ve bu harekat sayesinde sahada oluşan yeni durumu
tanıdıklarını vurguladım. Suriyeli mültecilerin geri
döndürülmesi
bu hareketin amaçlarından bir tanesidir. Terör örgütlerinden bu
bölgenin temizlenmesi, Suriye’nin sınır ve toprak bütünlüğünün
temin edilmesi ve bu bölgelere Suriyeli mültecilerin vede
yerinden
edilmiş insanların geri döndürülmesidir. Gönüllü ve güven
içinde
dönmeleri konusunda Almanya ile bir görüş ayrılığımız yok.
Türkiye
olarak tüm toplantılarda ve tüm mutabakatlarımızda bunun altını
çizdik. Dört komşu ülke olarak Suriyeli göçmenlerin geri dönüşü
ile
ilgili konferansa ev sahipliği yapmak istiyoruz. Şu anda Fırat
Kalkanı ve Zeytin Dalı harekat bölgelerimize 365 binden
Türkiye’deki Suriyeli göçmen gönüllülük esası ile döndüler ve
bu
insanlara da her türlü yardımı yapıyoruz. Bundan sonraki süreçte
de
bu insanların gönüllü ve güvenli bir şekilde dönmesi ve temek
ihtiyaçlarının karşılanması noktasında tüm uluslararası
toplumla,
insanları hakları örgütleri ile birlikte çalışma arzusundayız”
şeklinde konuştu.
Alman Bakan’dan görüşme detayları
Alman Dışişleri Bakanı Maas ise konuşmasında, “Geçtiğimiz
hafta
New York’da Birleşmiş Milletler’de Suriye konusunu ele aldık.
Türkiye’nin Barış Pınarı Harekatı ile ilgili tutumunu ele aldık
aramızda görüş ayrılıkları var. Çok ciddi bir diyaloğa
ihtiyacımız
var. Ortak sorumluluğumuz var, ikili ilişkileri açısından ortak
sorumluluklar var. Bu diyalog NATO müttefikliği için de önemli.
Biz
bu savaşın uzun sürdüğünü biliyoruz. Önümüz kış ve savaşın
yaşandığı bir kış istemiyoruz. Şoçi anlaşması sonrasında yeni
gerçeklerle karşı karşıyayız. IŞİD ’le mücadele konusunda ortak
çıkarlarımız var. Türkiye’nin belirli koşulları yerine
getirilmesi
konusunda görüştük. Soçi’de yapılan anlaşma ile Türk güçlerinin
Suriye’de kalıcı olamaması konusunu konuştuk. Türkiye bunları
da
teyit etti. Tüm taraftara çağrıda bulunuyoruz insanı yardım
Kuruluşlarının buralara dönmesi önemli bir durum. Yapıcı bir
görüşme sürdürdük. Üzerinde anlaşmaya vardığımız birçok konuyu
önemsiyoruz. Olayların yerinde takip edeceğiz" sözlerine yer
verdi.
"Mazlum Kobani bir teröristtir"
Her iki mevkidaş gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Türk
basın mensuplarının sorularını cevaplayan Bakan Çavuşoğlu,
Terörist
Mazlum Kobani’nin iadesi ile ilgili ABD’li Dışişleri Bakanı
Mike
Pompeo ile yaptığı görüşmeye ve F-35 savaş uçaklarının son
durumuna
ilişkin “F-35 konusunda Türkiye’nin şu anda bazı çalışmalara
katılmaması haksızlıktır. Türkiye F-35 projesinin ortaklarından
bir
tanesidir. S-400 alımından sonra ABD tek taraflı bazı adımlar
attı.
Ama bunun düzeltilmesi için ABD’den olumlu adımlar var. Trump
başından beri söylüyor. Türkiye 1.4 Milyar Dolar civarında para
ödedi F-35’in bazı parçalarını Türkiye üretiyor. Dolayısıyla
Türkiye’nin buradan çıkarılması kimsenin yararına değil’ diye.
Bu
sorunların düzeleceğine inanıyoruz. Mazlum Kobani bir
teröristtir.
Terörist olduğuna dair fotoğraflar yayınlanıyor. ABD’nin
yakalanması için başıma 3 Milyon Dolar ödül koyduğu kişiyle
fotoğrafları var ve PKK’nın önde gelen teröristlerinde bir
tanesidir. Türkiye’deki birçok terör saldırısının sorumlusudur.
Hakkında ise interpolün kırmızı bülteni yayınlanmıştır.
İnterpol
tarafından aranan bir teröristtir. Böyle bir teröristle ABD
Başkanının konuşması ve diyalog içinde olması kabul edilemez.
Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’ya bunları anlattığımda işin
ciddiyetini anladı. Hatta kendisine kendi istihbaratlarından
bilgi
almasını tavsiye ettim. Kendisi de Başkan Trump ile
konuşacağını
söyledi. Önce bir insanın bir ismi olur. Her gün isim
değiştiriyor,
terörist olmayan kişi kod adı mı kullanır. Teröristler kod adı
kullanır. Ben niye kullanmıyorum kod adı, siz niye
kullanmıyorsunuz. Bir kere ismini netleştirmek lazım yok
General
Mazlum imiş gibi şeyler kabul edilebilir şeyler değil. Bu terör
örgütü ile içine düşülmüş bir zafiyetin örneğidir" cümlelerini
kullandı.
Alman Savunma Bakanlığı’nın güvenli bölge teklifi
Alman medyasının Alman Savunma Bakanlığı’nın gündeme
getirdiği
güvenli bölge konusuna dair yöneltilen soruya Bakan Çavuşoğlu,
“Bizim de gördüğüm öncelikle Almanya kendi içinde bu konuda
anlaşsın. Farklı görüşlerin olmasını görüyoruz demokrasilerde
bu
gayet doğal Almanya’nın kendi iç işlerine karışmak için
söylemiyorum. Güvenli bölge oluşturma konusu Türkiye
Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan’ın 8 yıl önce ortaya attığı bir fikirdi. O
zaman ABD Başkanı Obama ve Şansölye Merkel ile görüşmüştü. Son
derece güzel bir fikirdi ve Obama bu fikri güvenliğin havadan
sağlanamayacağı düşüncesi ile reddetti. Daha sonra en son
Trump’ın
böyle bir teklifi oldu. ABD ile güvenli bölge oluşturma
konusunda
gerçekten samimi çaba sarf ettik ama sahada samimi
olmadıklarını
gördük sonuç alamayınca Barış Pınarı Harekâtını başlattık. Şimdi
de
ABD ve Rusya ile mutabakata vardık. ABD ile yapılan mutabakat
çerçevesinden ilk neticeleri aldık. Rusya ile vardığımız
mutabakat
çerçevesinde bu bölgelerden teröristlerin temizlenmesi ve
buraların
istikrara kavuşturulması ve mülteci ile göçmenlerin, yerinden
edilmiş insanların güvenli bir şekilde geri dönmesine katkı
sağlamak isteyen varsa biz buna varız. Fakat burada askeri bir
güvenlik bölge oluşturma konusu Türkiye’nin tek başına
verebileceği
cevap değil ama gerçekçi de değil. Artık bu bölgede yukarılara
gelen rejim var diğer aktörler var bu saatten sonra bu öneriyi
çok
gerçekçi bulmuyoruz. Burada bir bilgiyi daha açıklamak istiyorum
şu
ana kadar Barış Pınarı Harekatı bölgesine Birleşmiş Milletler
’in
(BM) açıkladığı rakama göre 30 bin kişi gönüllülük esasıyla
geri
dönmeye başladı" ifadelerine yer verdi.
Alman medyasının ÖSO’ya yönelik savaş suçu işledikleri
iddiası
Yine başka bir Alman gazetecinin Özgür Suriye Ordusu’nun
savaş
suçu işlediği iddialarına yönelik soruyu Bakan Çavuşoğlu, “DAEŞ
ile
mücadele koalisyonunun Rakka ve diğer bölgelerde hava
saldırılarından dolayı kendi rakamlarına göre bin 335’den fazla
sivil öldü. Bizim Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekat
bölgelerimizde önce buna benzer eleştiriler geldi ama kimse
bizim
sivilleri hedef aldığımızı söylemedi. Yakalanan ya da teslim
olan
teröristlere karşı da askerimizin ve güvenlik güçlerimizin
nasıl
yaklaştığını görüyoruz. O bölgedeki halka her zaman kucaklayıcı
olduk çünkü onlar bizim kardeşimiz. Sivillere şu an yardım
götürmeye başladık, mobil kliniklerimiz, fırınlarımız yine
diğer
ihtiyaçları karşılamak üzere atılan adımlarımız herkes
tarafından
görülüyor. Türkiye’ye yönelik ve Suriye milli ordusuna yönelik
çok
ciddi karalama politikaları görüldü. Her şeyden önce Türkler,
Kürtlere saldırıyor denildi. Tel Abyad ve Rasulayn bölgesinin
nüfusun yüzde 90’dan fazlası Arap, nasıl oluyor da Türkler
Kürtlere
saldırıyor?” cevabını verdi.