Anasayfa /  Güncel

Çocukları Porsuk Çayında boğulan ailelere yüksek mahkemeden büyük şok

Eskişehir Porsuk Çayi Üzerinde Bisikletle Gezerken Buzun Kırılması Sonucu Boğularak Hayatlarını Kaybeden Ali Cantürk Ve Batuhan Gürdoğan’ın Aileleri Tarafından Açılan Tazminat Davasında Çocuklar İçin Verilen 250'şer Bin Liralık Tazminat Miktarı 'manevi Tazminatın Kişinin Mal Varlığında Meydana Gelen Eksilmeyi Gidermeye Yönelik Bir Tazmin Aracı Olmadığı' Gerekçesiyle 75'er Bin Liraya Düşürüldü.

Abone ol
Abone ol 26 Ekim 2019 10:40

Eskişehir’de donan Porsuk Çayı üzerinden bisikletle geçmek
isterken suya düşerek hayatlarını kaybeden ortaokul öğrencilerinin
aileleri, yüksek mahkeme tarafından alınan karar ile ikinci
şoklarını yaşadı. Aileler tarafından açılan dava sonrasında verilen
250 bin liralık tazminat miktarı 75 bin liraya düşürüldü.


Olay, merkez Gökmeydan Mahallesinden geçen Porsuk Çayı üzerinde
15 Ocak 2017 tarihinde yaşandı. Sami Sipahi Ortaokulu öğrencileri
Alican Türk (13) ve Batuhan Güldoğan (13), iddialara göre donan
Porsuk Çayından bisikletle geçmek istedikleri esnada buz parçasının
kırılması sonrasında suya düştü. İki minik bedenin Porsuk Çayından
cansız bedenleri çıkarılmıştı. Olay üzerine Ali Cantürk ve Batuhan
Gürdoğan’ın aileleri tarafından tazminat davası açıldı. Açılan
davada yerel mahkeme Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ve Devlet Su
İşlerini kusurlu bularak çocukların aileleri lehine 250 bin lira
manevi tazminata karar vermişti. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ve
Devlet Su İşlerinin verilen kararı yüksek mahkemeye taşımasının
ardından, çocukların aileleri aleyhine şok eden bir karar geldi.
Yüksek mahkeme tarafından 250 bin liralık manevi tazminat, 75 bin
liraya düşürülerek ’manevi tazminatın kişinin mal varlığında
meydana gelen eksilmeyi gidermeye yönelik bir tazmin aracı
olmadığı’ gerekçesiyle karar kaldırıldı. Bu haberin ardından adeta
şoka uğrayan aileler, ikinci defa büyük bir yıkım yaşadı.
Çocuklarının hakkını korumak için hukuk mücadelesi veren aileler,
maksatlarının zenginlik elde etmek değil, hukuk mücadelesi vererek
manevi olarak tatmin olmak olduğunu belirtti. Yüksek mahkemenin bu
kararının kendilerini ikinci kez yıkıma uğrattığını belirten
aileler, para ve zenginlik peşinde koşan insanlar olarak
yansıtılmalarının acılarını daha fazla arttırdığını ve bu kararla
birlikte yıprandıklarını ifade etti.


Ailelerin avukatlığını yürüten Süleyman Türk, konu ile alakalı
yaptığı açıklamada, yüksek mahkeme olarak nitelendirilen istinaf
mahkemesinin vermiş olduğu bu kararı anlamakta güçlük çektiklerini
belirtti. Yerel mahkeme tarafından verilmiş manevi tazminat
kararının hakimler tarafından kullanılan bir takdir yetkisi
olduğunu aktaran Türk, bu takdir yetkisine ise yüksek mahkemenin
müdahale etmesinin mümkün olmadığını öne sürdü. Bu süreç nedeniyle
yuvaları dahi yıkılma aşamasına gelen ailelere bir darbenin de
yüksek mahkemeden geldiğini vurgulayan Avukat Süleyman Türk,
tazminatı düşürme gerekçesi olarak müvekkillerinin zenginlik elde
etmeye yönelik bir amaç için uğraşıyor olarak yansıtılmasının daha
yıkıcı olduğunu ifade etti. Avukat Türk, hukuk mücadelesine devam
edeceklerini ve konuyu Danıştay’a taşıyacaklarını da belirtti.


Yorumlar