Böbrek kanserine neden olan 8 risk faktörü
Üroloji Bölümü Uzmanı Op. Dr. A. Egemen İşgören, "böbrek Kanserine Tütün Ürünleri Kullanımı, Obezite Ve Yüksek Tansiyon Gibi Faktörler Neden Olabilir. Hastaların Yüzde 30’unda Yüksek Tansiyon, Kansızlık, Ateş, Yorgunluk, Kilo Kaybı Gibi Şikayetler Görülür" Dedi.
Abone olÜroloji Uzmanı Op. Dr. A. Egemen İşgören, "Böbrek kanserine
tütün ürünleri kullanımı, obezite ve yüksek tansiyon gibi faktörler
neden olabilir. Hastaların yüzde 30’unda yüksek tansiyon,
kansızlık, ateş, yorgunluk, kilo kaybı gibi şikayetler görülür"
dedi.
Böbreklerde kötü huylu hücrelerin büyümesi sonucu oluşan böbrek
kanseri, son 20 yılda dünya çapında giderek artıyor. Son evrelere
kadar nadiren belirti veren böbrek kanserinin nedeni ise tam olarak
bilinmiyor. Obezite, sigara tüketimi ve yüksek tansiyon gibi
nedenlerin yol açtığı düşünülen böbrek kanserinden korunmak için
ise diğer kanser türlerinde olduğu gibi risk faktörlerini azaltmak
gerekiyor. Memorial Antalya Hastanesi Üroloji Bölümünden Op. Dr. A.
Egemen İşgören, böbrek tümörleri ve tedavi yöntemi hakkında bilgi
verdi. Böbrek tümörlerinin yüzde 90’ının kötü huylu olmasına rağmen
böbrek içindeki bir tümörün iyi huylu da olabileceğini ifade eden
İşgören, "Son 20 yılda dünya çapında böbrek kanseri vakalarının
sayısı giderek artmaktadır. Başka nedenlerle yapılan ultrasonografi
ve bilgisayarlı tomografi gibi görüntüleme yöntemlerinin daha sık
kullanılmasıyla erken evrede daha fazla böbrek kanseri teşhis
edilmektedir. Böbrek kanseri sıklıkla 60-70 yaşları arasında
görülür ve erkeklerde iki kat daha yaygındır" dedi.
"Kadınlardaki obezite önemli bir faktör"
Pek çok kanser türünde olduğu gibi böbrek kanseri nedeninin de
tam olarak bilinmediğini aktaran İşgören, yapılan çalışmalarda bazı
faktörlerin risk oluşturabileceğini belirterek, "İleri yaş, her
kanser türünde olduğu gibi böbrek kanseri oluşumunda da önemli bir
faktördür. Tütün ve tütün ürünleri kullananlarda böbrek kanseri iki
kat daha sık görülür. Günlük tüketilen miktar arttıkça ve tüketim
süresi uzadıkça risk daha da yükselir. Özellikle kadınlarda görülen
obezite kansere yakalanma riskini artırır. Yüksek tansiyon
hastalarında üç kat daha sık görülmektedir. Böbrek yetmezliği
nedeniyle düzenli diyaliz uygulanan hastalarda böbrek kistleri ve
böbrek kanserleri daha sık görülür. Kalıtımsal bazı hastalıklar ile
doğan kişilerde böbrek kanseri gelişme riski belirgin şekilde
artar. Bu hastaların ve ailelerinin yakın takibi önerilir. Daha
önce tedavi amacıyla radyasyon tedavisi uygulanmış ya da başka bir
sebeple radyasyona maruz kalmış kişilerde böbrek kanseri gelişme
riski yüksektir. Çelik endüstrisi, petrol, kadmiyum, kurşun
endüstrisi çalışanları ve asbeste maruz kalanlarda böbrek kanseri
riski artar" diye konuştu.
"Yüksek tansiyon kanserin habercisi olabilir"
Böbrek kanserlerinin erken evrede nadiren şikayetlere yol
açtığını belirten İşgören, "Rastlantısal olarak saptanan böbrek
kanserlerinin tedavisi daha kolaydır ve kanserden tamamen kurtulma
olasılığı yüksektir. İleri evre böbrek kanserlerinde hastaların
ancak yüzde 6-10’unda idrarda kanama, yan ağrısı ve ele gelen kitle
gibi şikayetler ortaya çıkar ve hastalığın ilerlediğini gösterir.
Hastaların yüzde 30’unda yüksek tansiyon, kansızlık, ateş,
yorgunluk, kilo kaybı gibi şikayetler görülür. Böbrek kanserlerinin
tedavisinde standart yöntem cerrahidir. Kanserin evresi, kitlenin
büyüklüğü, kitlenin böbreğin hangi bölgesinde olduğu ve sayısı göz
önünde bulundurularak böbreğin tamamı ya da sadece kitle kapalı
yöntemle alınır. Açık olarak yapılan böbrek ameliyatlarında bel
bölgesindeki kasların çoğunun kesilmesi gerekmektedir. Laparoskopik
yani kapalı ameliyatlarda ise hiçbir kasın kesilmesine gerek
yoktur. Çünkü karın boşluğuna ince tüplerle girilerek kasların
arasından onlara zarar vermeden böbrek ameliyatı yapılmaktadır.
Hastanın iyileşme süreci hızlıdır ve normal yaşantısına ameliyattan
birkaç gün sonra rahatlıkla dönebilmektedir" şeklinde
konuştu.