Anasayfa /  Güncel

Bilal Erdoğan: Devletin herhangi bir vakfın kasasına para aktarması imkansızdır

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'ın oğlu ve Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Bilal Erdoğan, 3-6 Ekim tarihleri arasında Atatürk Havalimanı'nda düzenlenecek olan Etnospor Kültür Festivali hakkında açıklamalarda bulunuyor.

Abone ol
Abone ol 02 Ekim 2019 21:34

CNN Türk'te Ahmet Hakan'ın konuğu olan Bilal Erdoğan'ın
açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:


"Oku ileri atmak için kirişi geri çekmeniz lazım ki, daha ileri
gidebilsin. Bizim gibi zenginliği olan bir millet, bu birikime bu
geçmişe sünger çekmek, ayağınızın altındaki temelleri yok etmek
demektir. Daha önce sünger çekilmiş, çekilmeye çalışılmış,
çekilemiyor çünkü insanlar bunları seviyor.


"Temel 3 alanımız var. Bir tanesi geleneksel güreşimiz. Bu da
ikiye ayrılıyor, aba güreşi ve yağlı güreş. Bunlar hâlâ yaşıyor.
İkinci alan atlı sporlarımız, başta atlı cirit var. Atlı
okçuluğumuz var. Bir de atlı kızağımız var. Bunların hepsi kaşıyor.
Üçüncü kategori de okçuluk, hedef ve menzil okçuluğu var. Biz
dünyanın en iyi yayları yapmış, en iyi okçuları yetiştirmiş bir
milletin torunlarıyız. Bizim bu sporlarda bu kadar iyi olmamızın,
DNA'mızla, kültürel kodumuzla doğrudan ilgisi var. Biz olimpiyatta
madalyaları nerede alıyoruz, güreşte alıyoruz çünkü güreşen bir
milletiz. Okçulukta bunu kaybetmeseydik orada da madalyaları
alırdık.


"Geleneksel sporlarla tanışmam Okçular Vakfı'nın kurulmasıyla
oldu. 2012'den önce geleneksel sporlara karşı bir ilgim yoktu.
Benim çocukluğumun geçtiği mahallenin hemen üstü olan bir bölgenin
Okçular Tekkesi olduğunu 2012'de öğrendim. Türkiye'de sadece
geleneksel okçuluğun değil, okçuluğun gelişmesi için çalışmalar
yaptık.


"Etnospor uluslararası bir iş. Dünya Etnospor Konfederasyonu'nu
Kırgızistan'da kurduk, daha sonra merkezini Türkiye'ye taşıdık.
60'ın üzerinde ülkeye temas ettik. Türkiye'de yaptığımız festival
sportif faaliyetler açısından ulusal. Uluslararası olarak tertip
edilen festival Dünya Göçebe Oyunları. Bu oyun 2020 yılında
Türkiye'de yapılacak.


"Kültür-sanat, devlet desteği olmadan dünyanın neresinde
yaşayabilmiştir?"


"Devlet, bazı sivil toplum kuruluşlarına kamuya yararlı dernek
statüsü veya vergiden muaf vakıf statüsü verir. Bunu neden yapar?
Der ki 'ben sana bu statüyü vererek sen kamu hizmetini ikame etme
yetkisine benim nezdimde sahipsin. Yani ben sana hizmet edeceğim
alanlarda ortak proje sağlayarak destek veririm'. Neden, özellikle
topluma dokunan konularda, insanı ilgilendiren konuda devlet ne
yapıyor, sosyal hizmet uzmanıyla bir mağduru muhatap ediyor. Ama
işin bir de gönüllülerini oraya sevk edebildiğiniz zaman, onların
enerjisinin devlete eşlik etmesi dünyanın her tarafında uygulanan
meseledir. Kültür-sanat alanı da böyledir, devlet desteği olmadan
dünyanın neresinde yaşayabilmiştir kültür sanat? Bu gibi konularla
ilgili devletin bu kurumlara destek olması kadar normal bir şey
yok. Türkiye'de futbolun arkasında devletin olmadığını düşünelim,
futbolu konuşabilir miyiz? Türkiye buna önem veriyor ve destek
oluyor.


"Devletin herhangi bir vakfın kasasına para aktarması
imkansızdır"


"Okçular Vakfı yıkılmış, yok olmuş, bizim kültürümüzün önemli
bir köşe taşı olan bir yerin ihya edilmesiyle başladı. Bir yıkık
minare vardı, bir de eski mutfağın duvarları vardı. Oradan
yükseldi. Devlet burayı, buraya sahip çıkacak birilerine havale
etmek durumunda. Buraya inanan, tarihine, misyonuna inanan
birilerine veriyor burayı. Kaynak aktarma değil bunlar, mesela ben
diyorum ki turnuva düzenleyeceğim. Kulüpleri bu kadar özel bir
mekana getiriyoruz. Bütün bunlar yapılırken diyoruz ki 'gelen
sporcularımızın yeme-içme hizmetini sağlar mısınız?'. Bu tür
hizmetler. Temizlik güvenlikle ilgili personel koydu belki kendi
kurumunda. Para yok. Devletin herhangi bir vakfın kasasına para
aktarması imkansızdır. Ortak hizmet protokolü denen mevzuatta
karşılığı olan mesele var. Kamu kurumu, kamuya yararlı kurumla
ortak proje yapılabilir. Diyelim ki para harcanacak iş var, idare
doğrudan kendisi yapar. Bunların hepsinin mevzuatı, kanunu var.


"Türkiye'de bizden önce vakıflar bu iş için kullanılmış,
istismar edilmiş. Adı vakıf olan kurumların bazılarının
sorgulanması gerekiyor. Ne olur insanlar sorgulasın? Bizle ilgili
her şeyi üreten insanlar, o derneklerin ne vakıfçılık yaptığını
sorgulasın.


"Ben Türkiye'nin liderinin oğluyum diye hiçbir şey yapmayacak
mıyım?"


"Mesela bir dernekte şunu tartıştık. Filanca hesabımıza şu kadar
para yatırmış.Bunu geri verelim mi. Çünkü filancanın şöyle şöyle
beklentileri olabilir. Ben bana bağış yapan insanların ne düşünerek
bağış yaptığını bilemem ki. 17-25 Aralık'ta 1 tane zimmet ithamı
yok. Herhalde o olsaydı, 17-25 Aralık'ın polisleri, savcıları bunu
bu işin içine koyardı. Ben Türkiye'nin liderinin oğluyum diye
hiçbir şey yapmayacak mıyım? Ben birisinin bir işini çözmek için
bir kuruş alıyorsam bu rant amacıyladır. Devletin buna karşı önlemi
mal beyanıdır. Ben 5 yıllık süreden daha kısa sürede bu mal
beyanını verdim.


Yorumlar