Anasayfa /  Sağlık

Aort damarı yırtılmasından hızlı müdahale hayat kurtarıyor

Denizli Özel Tekden Hastanesi Kalp Ve Damar Cerrahisi Bölümü’nde Görevli Op. Dr. Burak Tamtekin, ‘aort Anevrizması’ Diye Adlandırılan, Aort Damarının Genişleyip Yırtılması Hızla Müdahale Edilmezse Ölümle Sonuçlanabileceğini Kaydederek, “bu Durumdaki Hastalara Doğru Tedavi Uygulanmadığında İse Hastanın Yaşamını Yüzde 70 Oranında Tehdit Edebiliyor” Dedi.

Abone ol
Abone ol 16 Ekim 2019 15:59

Kalp ve Damar Cerrahisi Op. Dr. Burak Tamtekin, ‘aort
anevrizması’ diye adlandırılan, aort damarının genişleyip
yırtılması hızla müdahale edilmezse ölümle sonuçlanabileceğini
kaydederek, “Bu durumdaki hastalara doğru tedavi uygulanmadığında
ise hastanın yaşamını yüzde 70 oranında tehdit edebiliyor”
dedi.


Denizli Özel Tekden Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümünde
görevli Op. Dr. Burak Tamtekin, anevrizmanın ameliyatsız tedavisi
olan “endovasküler stent” hakkında bilgi vererek, vücudun en büyük
atardamarı olan aortun, göğüs veya karın bölümlerinde normal çapın
üstünde genişlemesi ile ortaya çıkan anevrizmanın, hastada var olan
hipertansiyona bağlı olarak damarın tabakalarının ayrışması ve
yırtılmasına neden olabileceğini kaydetti. Bu durumdaki hastalara
doğru tedavi uygulanmadığında hastanın yaşamının tehdit altında
olduğunu ifade eden Dr. Tamtekin, “10 yıl öncesine kadar açık
ameliyatlarla ve yüksek riskler göze alınarak tedavi edilebilen
aort genişlemeleri yani anevrizmalar, artık ameliyatsız bir yöntem
olan endovasküler stent ile tedavi edilebiliyor. Girişimsel olarak
açık ameliyata göre çok daha düşük bir riskle yapılan işlem sonrası
hasta normal yaşamına kısa sürede geri dönebiliyor. Büyük
damarlarda ortaya çıkan genişleme, normalin 1.5 katına çıktığında
anevrizmadan söz edilebilir. Birçok nedene bağlı olarak ortaya
çıkan anevrizmada, hastanın yaşı önemli rol oynar. Özellikle 60
yaşından sonra anevrizma riski artar. Belli çapların altındaki
anevrizmalar hasta için yüksek risk oluşturmadığından, her
anevrizma hastası da ameliyat edilmemektedir. Bu hastalarda cerrahi
risk medikal tedavi riski ile karşılaştırılarak karar verilir ve
genellikle hastalar düzenli olarak takip edilir. Hastaların
takipleri MR ve tomografi ile yapılır. Damarların çapları belli
oranda artıyorsa ya da çapları düşünülenden daha hızlı artıyorsa
cerrahi müdahale gündeme gelir” diye konuştu.


“Ameliyatsız müdahale de bulunulabiliyor”


Anevrizmada ameliyatsız tedavi dönemi hakkında da bilgiler veren
Dr. Tamtekin, anevrizma varlığına rağmen düzenli takip altında
olmayan hastalarda aniden gelişebilen damarın iç tabakası ve dış
tabakasının birbirinden ayrılması, dolayısıyla kanın organ
boşluklarına, karın ve göğüs boşluğuna yayılmasının yaşamı tehdit
ettiğini hatırlattı. Dr. Tamtekin, “Böyle durumlarda erken müdahale
hasta için hayati önem taşır ve acil cerrahi gerekebilir. Ancak
bazı hasta gruplarında ameliyat yaşamsal risk oluşturabilir. İleri
derecede akciğer hastalıkları ile anestezi alamayacak durumda olan
hastalar için ameliyatsız tedavi seçenekleri gündeme gelir.
Günümüzde, anevrizmanın ameliyatsız tedavisi ‘endovasküler stent’
yöntemidir. Ameliyatsız olarak gerçekleştirilen işlemde vücutta
herhangi bir kesi oluşturulmadan girişimsel olarak yapılmaktadır.
İşlem, lokal anestezi ya da sedasyon yöntemi ile uyutma şeklinde
uygulanır. Hastanın iyileşme ve normal yaşamına dönüş süresini
önemli ölçüde kısaltan bu tedavi yöntemi, klasik cerrahinin yerine
tercih edilmektedir” dedi.


“40 yaşından sonra damar genişlemesi riskinin artıyor”


Operasyonun ardından hastanın 3 gün içerisinde taburcu
edildiğini dile getiren Dr. Tamtekin açıklamalarını şöyle
tamamladı:


“Cerrahi müdahale sonrası yaşanabilecek komplikasyon riskleri en
az orandadır. Hastanede kalış süresinin kısalması, hastanın normal
ve aktif yaşamına kısa sürede dönebilmesi ve vücutta herhangi bir
ameliyat kesiği oluşmaması endovasküler stenti son yıllarda
uygulanan en popüler işlemlerden biri haline getirmiştir. Anevrizma
ve buna bağlı olarak ortaya çıkan diseksiyon yani yırtıklar artık
girişimsel olarak tedavi edilebilse de, 40 yaşından sonra damar
genişlemesi riskinin arttığı gerçeği göz önüne alınarak, gerekli
tahlil ve tetkiklerin yaptırılması önem kazanmaktadır.
Anevrizmaların düzenli takip edilmemesi, damar yırtılmalarına yol
açabilir. Diseksiyon adı verilen yırtılmalar, hastada çok ciddi
belirtiler ile ortaya çıkar. Hastalar bu belirtileri ‘sanki bıçak
saplanıyor’ gibi sırt ve göğüs ağrısı şeklinde tanımlamaktadır.
Yırtıldıkça aşağı doğru inen damarın içinde sinir sistemine bağlı
sinir uçları bulunmakta ve belirtiler sırasında hasta bu iletim
sayesinde ağrı duymaktadır. Hasta yırtılma nedeniyle bir anda
kaybedilebilir.”


Yorumlar