Anasayfa /  Güncel

Anadolu Mektebi, Van’da Necip Fazıl’ı Van’da andı

VAN (İHA) – Van’da Anadolu Mektebi tarafından "Fikir Sanat Aksiyon: Necip Fazıl Kısakürek" başlığıyla program düzenlendi.

Abone ol
Abone ol 02 Ekim 2019 19:45

VAN (İHA) – Van’da Anadolu Mektebi tarafından "Fikir Sanat
Aksiyon: Necip Fazıl Kısakürek" başlığıyla program düzenlendi.


Van Valiliği, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Van Yüzüncü Yıl
Üniversitesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşen program Milli Eğitim
Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı
da destek verdi. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Nihat Bayşu Konferans
Salonunda düzenlenen panele Van Valisi Mehmet Emin Bilmez, eski
Tarım Bakanı ve Anadolu Mektebi Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Dr.
Sami Güçlü, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Rektörü Prof.
Dr. Hamdullah Şevli, Erzurum Teknik Üniversitesi eski Rektörü Prof.
Dr. Muammer Yaylalı, Van Kültür ve Turizm İl Müdürü Muzaffer Aktuğ,
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr.
Zeki Taştan, Van YYÜ Dursun Odabaş Tıp Merkezi Dekanı Prof. Dr.
Mustafa Tuncer, Van İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Tevke, davetliler
ve öğrenciler katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın
okunmasıyla başlayan programın açılış konuşmasını Van İl Milli
Eğitim Müdürü Hasan Tevke yaptı. Müdür Tevke’nin konuşmasının
ardından panele geçildi. Üniversite öğrencisi Abdulkadir
Bekdemir’in başkanlığını yaptığı panelde Kahramanmaraş’tan katılan
Sinem Kaynak, “Mehmed’den Zindandaki Gençliğe Mektuplar”, Konya’dan
katılan Sedef Nur Atik, “Necip Fazıl’ın Eserlerinde İşlediği Mistik
Ve Sembolik Unsurlar”, Ankara’dan katılan Nazlı Nesibe Kılıçoğlu,
“Üstad’ın Kaleminden Gençlik” ve Van’ın Erciş ilçesinden katılan
Esra Nur Albayrak ise, “Kısakürek’in Fikir Çile’si” konu başlıklı
konferanslarını sundu.


Van YYÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Şevli, yaptığı konuşmada,
“Necip Fazıl panelinin Van’da ilimizde olmasının ayrı bir önemi
var. Çünkü Seyyid Abdülhakim Arvasi Hazretleri Van Başkale
doğumludur. Seyit Fehim Aravasi’nin talebesidir. O da Seyyit Taha
Nehri Hakkari’de ikamet eden Seytit Taha’nım talebesidir. Seyyit
Sıbgatullah Aravasi’nin de amcası oğludur Seyit Fehim Arvasi.
Seyyid Abdülhakim Arvasi Başkale’de doğmuş, çeşitli illerde
eğitimini tamamladıktan sonra en son İstanbul’da Eyüp Sultan’da
ikamet etmiş. Üstad Necip fazıl, bir gün Eminönü’nden Üsküdar
vapuruna binip Beylerbeyi’ne gittiği sırada biri ile tanışır ve
tasavvuftan bahsederler. O da kendisine Beyoğlu’nda Ağa Camisine
gitmesini tavsiye eder. Necip Fazıl kısa Kürek, Beyoğlu’nda Ağa
Camisine gidip Seyyid Abdülhakim Arvasi ile tanıştıktan sonra o anı
şiirinde şöyle anlatır. ‘Bana yakan gözlerle bir kerecik baktınız
ruhuma büyük bir temel çivisi çaktınız’ der ve ondan sonraki süreç
içerisinde diğer şiirlerinde de bunu görmekteyiz. Bir şiirinde de
tabii ki Abdülhakim Arvasi Hazretleri ile tanıştıktan öncesi dönemi
ondan önce ve ondan sonraki dönem diye ayırmaktadır. ‘Tam 30 yıl
işlemiş saatim ben durmuşum, gökyüzünden habersiz uçurtma
uçurmuşum’ dizeleriyle de yine onu ‘çile’ şiirinde yazmıştır. Bir
şiirinde de yine Seyyid Abdülhakim Arvasi Hazretleri ile ilgili,
“Allah dostunu gördüm bundan 6 yıl evvel, bir akşamdı ki zaman
donacak kadar güzel” diyor. İşte bu düşüncelerle bu toplantının
tekrar Van’da düzenlenmesi bizleri umutlandırmıştır. Bizim geçmişte
hakikaten üniversite niteliğindeki bu okullar, bu medreseler tüm
bölgeye, tüm coğrafyaya ışık saçmıştır. Ta Arvas’tan doğan bu ışık
tüm Türkiye’yi hatta çevre ülkeleri bile etkilemiştir. Bugün
Anadolu Mektebinin yürüttüğü bu faaliyetler tam da bizi biz yapan
değerleri yeniden okumak ve çağın gerekleri içinde yeniden
yorumlamaktır. Yani bu mektebin felsefesi esasında bir gönül
hareketidir. Bu nedenle bakanım şahsınızda özellikle siz değerli
gençleri ve daha da önemlisi bu meşale yarınlar aydınlatmak için
kullanan siz değerli öğretmenlerimizi cani gönülden tebrik
ediyorum” dedi.


Eski Tarım Bakanı ve Anadolu Mektebi Yürütme Kurulu Başkanı
Prof. Dr. Sami Güçlü ise, “Bugün Anadolu Mektebi için çok özel bir
gün. Gerçekten rektör beyin söylediği onun baktığı pencereye kaşı
bizim baktığımız pencere de çok önemli. Necip Fazıl’ı,
arkadaşlarımız da anlattılar. Bu toplumun birinci dünya savaşının
ardından milli mücadeleden sonra Anadolu topraklarında tutulmak
için Türk aydını geçirdiği büyük travma sonucu Batı medeniyetinin
dünyada tek medeniyet olduğunu ve bu medeniyete katılmaktan başka
çare olmadığını, ancak böylece hayat mücadelesinin
sürdürebileceğine inanan kadrolar, kendi geçmiş kültürümüzde olan
bağlarımız konusunu ihmal ederek Batı medeniyetine yönelik bir
toplu bakış sergilediler. Bu konuda Ahmet Hamdi Tanpınar’a devrim
Milli Eğitim Bakanlığı söylediği bir cümle var. Tanpınar
biliyorsunuz çok yüksek derecede entellektüel bir kapasiteye sahip.
Edebiyatçı, sanatçı düşünce adamı. Diyorki, “medeniyetin tekniği
fikrine kendimi inandırmak için çok acılar çektim”. Çünkü aslında
hakikatte biliyor ki farklı bir medeniyetin çocukları. Ama tekniği
fikrine kendimi inandırmak için çok acılar çektim. Ve zaten arafta
olanda bir şahıstır. İşte Tanpınar’ın sınıf arkadaşı olan aynı
dönemde üniversitede okuyan Necip Fazıl 1939’da meydan yerine
çıktığında cemiyet hayatına atıldığında bir muhasebe yapıyor ki
farklı bir medeniyetin mensubudur. Batı medeniyeti tek medeniyet
değil. Dünyada farklı medeniyetler de var. Dolayısıyla buna karşı
bir yeni bakış açısıyla bunu dillendireceğim. Bunun için
düşüncelerimi ifade etmeye başlayacağım. Zamanı gelince adını
koyacağım, zamanı gelince nasıl bir şey olduğunu göstereceğim”
dedi.


“Bizi Van’da getiren sebeplerinden birincisi Abdülhakim
Arvasi’nin varlığı ve bu topraklarda yaşamış olmasıdır”


1939’dan itibaren de bu fikirleri işlemeye başladığını ifade
eden Prof. Dr. Güçlü, “Ama Necip Fazıl’ın 1939’da bu cemiyet
hayatını hazırlayan milletin sözcüsü bir medeniyetin bu topraklara
geri dönüşümü hazırlayan insan Abdülhakim Arvasi’nin eğitiminden
geçtikten sonra bunu diyebiliyor. Yoksa daha önce o da diğer bütün
Türk aydınları gibi batıyı tercih eden, Batı’da okuyan, onların
değerlerini benimseyen, hatta tutum ve davranışları kılık
kıyafetiyle hala o etkisini ihtiyarlık döneminde bile taşıyan bir
insandır. Dolayısıyla kendisinin bu konudaki rolü çok önemlidir.
Hatta bir akademisyenimizin söylediği gibi, “Necip Fazıl’ın o gün
medeniyetin ektiği fikrine karşı çıkması İstanbul’un fethi kadar
önemli” demiştir. Çünkü bir düşünce adamının bir gerçeği ifade
edişi uygun vasata atılmış bir tohum gibidir. Bir gün mutlaka o
kendisini yeryüzüne çıkaracak, varlığını ortaya koyacaktır. O
fikirler zamanla bu toplum tarafından kabul edilmiştir. İşte şahıs
planında Necip Fazıl’da bu büyük dönüşümü sağlayan bu toprakların
insanın Necip Fazıl’da bu büyük dönüşümü sağlayan bu toprakların
insanı. Necip Fazıl’ı okumaya başladığımızda gönlümüzde Van’da
yapma fikri hemen doğdu. Doğdu ama Van’da Anadolu mektebi yok.
Erciş’te bir grup var. Erciş’teki grup, Necip Fazıl’ı okumaya
başladılar ve bugün bizi buraya getiren birinci sebep Abdülhakim
Arvasi’nin varlığı ve bu topraklarda yaşamış olması. İkinci madde-i
sebepte ve bugün işte burada konuşan Esra Nur Albayrak. O gruptan
birisidir ve bugünkü konuşması ile gerçekten Erciş’te çok büyük bir
emek verildiği bir gayretin olduğunu bugün burada olanlara çok
güzeldi ifade etmiştir. Gelişimizin ikinci gerekçesi de bu
öğrencilerimiz ve bu öğrencilerimizi yetiştiren hocamız ve oradaki
iklimdir. Yani orada bu çalışmaya müsaade eden ortam ve iklimdir.
Bu vesileyle bu toplantıya Van’ın dışından 70 kadar öğrenci, hoca
katılmış” dedi.


Prof. Dr. Güçlü, “Necip Fazıl okumalarına biz 2019 yılının
baharında başladık. İlk aylarında daha doğrusu. Bazı iller çok
organizedir. Düzce bunlardan biridir. Bugün burada onların bir
temsilcisi yok ama o kadar organizedir ki okuma sırasını, kitap
temini, öğrenci toplantılarına hazırlıkları çok iyi takip eden bir
idari yapı vardır. Düzce, Nisan ayının sonlarında Van’da
yaptığımızın 3 misli büyüklüğünde toplam herhalde 15 panel vardı,
45 öğrencimiz orada görev aldı. Bugün Van’da daha az sayıda 5 panel
yapacağız ve 20 öğrencimiz konuşacak. Bu 20 öğrencimizin Van’dan
katılan temsilcileri de olacak başka illerden de. Bura da Sezai
Karakoç okuyacağız size özellikle belirtmek istediğim bir husus
var. Biz Van’a gelmeden önce çok kısa bir süre önce Kırgızistan’da
yaptığımız bir geziden döndük. Van temsilcisi de vardı. Helin bu
Anadolu mektebi öğrencilerden birisi. İki arkadaş götürecektik
hastalığı dolayısıyla diğer arkadaşımız gelemedi, Helin tek
temsilci olarak geldi. Cengiz Aytmatov’u 2018 yılında 30 ilde 2500
öğrenci okudu. Ben bunu Kırgız büyükelçisi ve Türksoy başkanına
söylediğimde sizin mektebiniz nerede dedi. Yani öyle bir mektep yok
ki dedim. Biz dağınık dağınık gruplar halinde çalışıyoruz. Biz dil
sorunundan dolayı konuyu tam olarak anlatamadık onu programımıza
davet ettik. Programdan sonra artık bu kadar çok Anadolu mektebini
konuştu ki o çevrelerde yani bu farklı bir şey ve biz o Cengiz
Aytmatov yılında 364 öğrencimiz Van’da olduğu gibi ülke genelindeki
programlarda sunumlar yaptılar. Bunların içerisinde 40 öğrencimizi
Kırgızistan’a tanesini götürdük.


Anadolu mektebinin tüzel kişiliği yok. Gönüllü bir kuruluş.
Bütçesi de yok. Bu 200 kişinin Kırgızistan’a götürme maliyeti 200
bin liradan fazladır. Ama bu faaliyeti kurumlarımız karşılıyor.
Kırgızistan’da benzer program yaptık. Aynı şekilde yaptık, usule
göre yaptık, Kırgızistan Meclisi Başkanı, Kültür Bakanı
üniversitenin rektörü, 50 kadar hocası çok sayıda öğrencisi 2
oturum üniversitede, 2 oturumda Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2 tane
doğrudan yönettiği lise var o liselerde. İnanın orada Anadolu
mektebinin bıraktığı izi ve etkisi en az burası kadar oldu.
Giderken bir Kırgız öğrenci, üstelik bu Erciş’teki köyde
yaşayanlarında birinin olan çocuğu. Ankara Sosyal Bilimler
Lisesi’ndeydi. Oraya gitti kendisi fark ettiler konuştu orada
zaten. Dolayısıyla orada Anadolu mektebi ile iyi niyet beyanında
bulunarak geldi. Evet bu iki ülkenin çocuklarından oluşan çünkü
Anadolu insanını Türkçesini konuşuyorlar o bahsettiğim üniversitede
ve lisede. Ortak bir yazar listesi çıkararak bu mektebin
faaliyetlerini, bu iki ülke öğrencileri arasında yaygınlaştıralım.
Prensip olarak onlar onlarda kabul ettiler. Bakalım hayata
geçirebilecekmiyiz. Buraya gelirken Anadolu mektebinin biraz
hayallerinden bahsediyorum. Balkan ülkelerinden Bulgaristan,
Yunanistan, Makedonya, Üsküp ve Almanya’da Türkçe bilen Türkçe
konuşan öğrencilerin de katılacağı Türkiye dahil 5 ülkeden yine
özel bir okuma grubu benzer bir şekilde bunun çalışmalarını
yapıyoruz. Tam anlamıyla program gerçekleşmiş değil ama konu ile
ilgili birimler arkadaşlarımız çalışıyorlar. İnşallah bunu da
gerçekleştireceğiz” şeklinde konuştu.


“Bir büyük adamı tanımak dünyayı tanımaktır, Abdülhakim
Arvasi’yi tanımak Necip Fazıl için tam doğrudur”


Prof. Dr. Güçlü, “Bu program bağımsız bir siyasi otoriteye,
harekete, bir cemaate, bir tarikata bağı olmayan bağımsız kafa
yapısına sahip, ama tarihini, kültürünü, sanatını, dilini,
değerlerini bilmeye arzulu, istekli, gönüllü bir grupla yapılan
okuma, anlama, yazma, konuşma ve sonunda bunları yayınlama
faaliyetidir. Bu gösterdiklerim daha önce yaptığımız çalışmaların
kitaplarıdır. Mehmet Akif Ersoy’dur, Cengiz Aytmatov’dur, Mustafa
Kutlu’dur. Ve aynı yılda yaptığımız Mehmet Akif toplantısının
ikinci ayağıdır. Tarık Buğra ile ilgili 2018 yılında yaptığımız
faaliyetlerin dökümüdür. Hatay’ın Mustafa Kutlu ile yapmış olduğu
kendi ilinde yaptığı programların kabıdır. Ve dördüncü yazar olarak
okuttuğumuz 4 yazarın Yahya Kemal, Ahmet Hamdi Tanpınar, Cengiz
Dağcı ve Samiha Ayverdi. Samiha Ayverdi Van Erciş’te okumuştur. Bu
yazarlarla ilgili nerelerde hangi programları yaptırdığımızın
bilgilerinin yer aldı kitaplardır. Bir yazarı bütün eserleri ile
okuduğumuzda ebeveynlerinizden daha iyi tanıyabilirsiniz onu.
Öğretmenlerinizden kesinlikle daha iyi tanırsın. O insanın nasıl
düşündüğünü, nasıl hareket ettiğini, hangi mizaca sahip olduğunu,
karakterin tanırsınız. Sorunlara nasıl baktığını anlarsınız. Bu
sizi düşünce kapasitenizi, anlayışınızı, irade gücünü, muhakemenizi
büyük ölçüde artırır. Bu öğrencilerde farklı bir şey gördüyseniz
okudukları 5 yazarın etkisidir. Bu ne kadar dikkatli özenli
yapılırsa gelişmede öyle olacak. Zaten şöyle bir cümleyi herhalde
hepimiz kendi kısa hayat hikayemizde varlığını kabul ederiz. Bir
büyük adamı tanımak dünyayı tanımaktır. Abdülhakim Arvasi’yi
tanımak Necip Fazıl için tam doğrudur. Hepimizin hayatında çok
değerli öğretmenler vardır. Biz 50 kadar öğretmenin süzgecinden
geçit gelmişizdir. İsmini hatırladığımız iki veya üçtür. Onlar çok
derin izler bırakır. Bu yazarlar Türkiye’nin Cumhuriyet dönemindeki
klasikleridir. Yüzyıllık dönem klasik yazar olmaya yetmez, ama
biraz parantez içerisinde Cumhuriyet dönemi Türk klasikleri
arasındadır. Biz bağımsız kafa yapısına sahip insanlar yetiştirmek,
bunun için okuyoruz” şeklinde sözlerini tamamladı.


“Mevlana için Şems’in neyse, Necip Fazıl içinde Arvasi aynı şeyi
ifade eder”


Son olarak kürsüye çıkan Van Valisi Mehmet Emin Bilmez, “Bu gün
düzenlenecek 5 ayrı panelle Anadolu mektebinin ilimizdeki meşalesi
böylece yanmış olacak. Eğer amacınız bir şeyler yapmaksa imkanlar
bizim. Eğer bizim derdimiz kendimize makamlar yapmak, mevkiler
yapmak oradan da iyi alan açmaksa işte o zaman çalışmalarımızın
bereketi de olmuyor feyzi de olmuyor. Bir çok ilde faaliyet
gösteren Anadolu mektebi artık Van’da açılırken de Necip Fazıl ile
başlamasını çok anlamlı buluyoruz. Mevlana için Şems’in neyse,
Necip Fazıl içinde Arvasi aynı şeyi ifade eder. Kemale ermelerini
sağlayan maneviyat açısından tamamlanmasını sağlayan
öğretmenleridir. Van tarih boyunca çevresine ışık saçan, irfan
saçan bir kent olmuş. 1800’lerin başında Halid-i Bağdadi ile
Bağdat’tan yanan ışık, önce Hakkari’nin Nehri köyüne Seyyid Taha
ile başlıyor, sonra Arvas köyünde bu ışık yanmaya devam ediyor,
sonra Başkale, Doğubeyazıt, Hizan, Adıyaman, Suriye ve İstanbul’a
kadar o ışık ile gidiyor. Bu insanları öyle bir çırayla yakmışlar
ki hala da Anadolu’nun dört bir yanında insanlı aydınlatmaya devam
ediyor ve bugün belki de Anadolu mektebini Van’a çekmelerinin temel
nedenlerinden biri de o çıra olduğunu, o ışık olduğuna inanıyorum.
Onun için bu projede görev alan kültür adamı, bilim adamı, yönetim
kurulu başkanı Sami hocamıza gerçekten teşekkür ediyorum. Onun
yönetim kurulu ekibine ve Türkiye’nin dört bir yanında ona gönül
vermiş onunla birlikte hareket eden bütün hocalarımızı tebrik
ediyorum. Bugün Van’da da bize ev sahipliği yapan üniversite
yönetim kurulumuza üniversite rektörümüze ve onun ekibine teşekkür
ediyorum. Ayrıca okullarımızda hazırlık yapan okuma grupları
oluşturan il milli eğitim müdürümüz ve okul müdürlerimize ve
günlüğü öğretmenlerimize teşekkür ediyorum. Bir teşekkür de
Akkoyunluların başkenti olan Erciş, Van’a gerçekten her zaman
yakışan bir merkezimizdir. Onlar bu Anadolu mektebini Van merkezden
önce açtılar onlara teşekkür ediyorum. Van’a da gelmesini
sağladılar. Bugünkü açılış panellerinde Ercişli öğrencilerimizde
yer aldılar. Hem öğretmenlerini hem öğrencilerimize teşekkür
ediyorum” dedi.


“Bugün maalesef çevremizde ölenin de öldürenin de Allah-u Ekber
dediği bir dönem yaşıyoruz”


“Bu çıranın ışığı yayılarak tüm ülkeyi, tüm insanlığı sarmasını
diliyorum” diyen Vali Bilmez, “İslam coğrafyasında yaşanan
vahşetleri, sıkıntıları, yok olmasına vesile olmasını diliyorum.
Bugün maalesef çevremizde ölenin de öldürenin de Allah-u Ekber
dediği bir dönem yaşıyoruz. Ben o Şemsleri kaybettiğimiz için,
Arvasilerin yolundan gitmediğimiz için bu vahşeti yaşadığımızı,
İslam dininin sevgi olduğunu, aşk olduğunu yaşatma amacı olduğunu
biliyoruz ama maalesef bugün dünyada tam tersi bir iklim hakim. Ve
biz bunu biliyoruz ki de o örgütler bu topraklarda yetişmedi başka
yerlerde laboratuvarlarda üretildiler o topraklarda ekildiler şimdi
çoğalmaya başladı. Onun çözümü bizim kendi köklerimize, kültürümüze
kendi medeniyetimize sahip çıkıp insanlığa kucak açmamız gerekiyor.
Birlikten geçiyor bunu yolu. Beraberlikten geçiyor. Yoksa
kavimcilik yaparak, mezhepçilik yaparak, hiçbir yere varamayız.
Onun için bizim o büyük üstatların yolundan gidip Allah’ın
yarattığı kişiyi yaratandan ötürü sevip kucaklamamız gerekiyor.
Birlik beraberlik içinde olmamız gerekiyor. Sorunlarımız elbette
vardır, o sorunlarımızı el ele vererek açmamız gerekiyor. Ben bu
gençlerin ona öncülük edeceğine, bu birliğe, bu beraberliğe, bu
çağdaşlaşmaya, bu medeniyeti tekrar bu topraklarda canlanmayı
öncülük edeceğini canı gönülden inanıyorum. Bu projede yer alan tüm
gençlerimizi tebrik ediyorum Rabb’im onlara hayallerini
gerçekleştirme fırsatı vermesini temenni ediyorum hepinize saygılar
sunuyorum” şeklinde konuştu.


Yorumlar