Anasayfa /  Sağlık

Uzmanlar kış hastalıklarına karşı uyardı

Burtom Özlüce Tıp Merkezi Çocuk Sağlığı Ve Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Ufuk Sevgican El-ayak Ve Ağız Hastalığı Hakkında Önemli Bilgiler Verdi.

Abone ol
Abone ol 01 Ekim 2019 12:43

Burtom Özlüce Tıp Merkezi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı
Dr. Ufuk Sevgican, el-ayak ve ağız hastalığı hakkında önemli
bilgiler verdi.


Havaların soğuması ve çocukların okul ortamında bir arada
bulunması sebebiyle hastalıkların daha hızlı bulaştığını ifade eden
Uzm. Dr. Sevgican, “Sonbahar geldi. Hem hava sıcaklığı değişimleri
hem de okulların açılması ile birlikte çocukların daha fazla bir
arada olması, bulaşıcı hastalıklara davetiye çıkarıyor. Bulaşıcı
hastalıklar bildiğimiz gibi anne babaların en tedirgin olduğu
yüksek ateş şikayetiyle seyreder. Kendini en çok yüksek ateş, el ve
ayakta döküntü, ağız içinde aft benzeri yaralarla gösteren bu
hastalığın halk arasında bilinen adı el ayak ağız hastalığı.
El-ayak ve ağız hastalığı son yıllarda çocuklarda sık karşılaşılan
ve ebeveynlerin mutlaka hakkında bilgi sahibi olması gereken bir
hastalıktır” dedi.


El-ayak ve ağız hastalığının ne olduğu ile ilgili de bilgi veren
Sevgican, tedavi yöntemlerini de anlattı. Sevgican, “El, ayak ve
ağız hastalığı özellikle 5 yaş altı çocuklarda görülen oldukça
bulaşıcı bir viral hastalıktır. Burası önemli: viral hastalık: Yani
antibiyotik tedavide YOK. Nadiren daha büyük çocuklarda ve
yetişkinlerde de hastalık görülebilmektedir. Ben 8 yaşında bir
çocukta gördüm. El-ayak-ağız hastalığında, kişinin bağışıklık
sistemine göre hastalığın seyri değişkenlik gösterir. Ateş, boğaz
ağrısı, iştahsızlık, halsizlik bulguları ile birlikte ağız
içerisinde ve ağız çevresinde, avuç içi ve ayak tabanında görülen
döküntüler ile karakterize bir klinik tablodur. Döküntüler kırmızı,
yuvarlak lezyonlar şeklinde olabildiği gibi bazen içi sıvı dolu
veziküller şeklinde de görülebilmektedir. Bu döküntüler suçiçeğine
çok benzediği için genellikle bu hastalıkla da karıştırılabiliyor.
Döküntüler suçiçeğini andırır ancak boyut olarak suçiçeğinden daha
küçüktür. Pütür pütür olarak tanımlanan bu kırmızı döküntüler,
kasıklarda, kalçada, dizlerin arkasında ve genital bölgede de
görülebilir. Her ne kadar adı el-ayak-ağız hastalığı da olsa, her
zaman tüm bu alanlarda döküntü görülmeyebilir. Sadece ağız yaraları
veya sadece deride döküntüler şeklinde gelişebilir. Nadiren tüm
vücudu tutar. 4 hafta içinde el ve ayak tırnaklarında düşme
görülür. Bu durum geçicidir ve tırnaklar tıbbi tedavi gerekmeden
tekrar büyürler. Hastalığın tanısı tüm dünyada yaygın olarak
hastanın yaşı, klinik bulguları, döküntülerin özellikleri ve
döküntülerin bölgesel dağılımı ile klinik olarak konulmaktadır.
Bununla birlikte tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de nazofarengeal
örnekler, döküntü içerisindeki sıvı ve gâita örneklerinden
hastalığın laboratuvar teşhisi konulmaktadır. Virüs enfekte
kişilerin nazofarengeal sekresyonları, veziküler döküntü
içerisindeki sıvıda ve gaytada bulunur. Solunum yolu, fekal-oral ve
temas ile enfekte kişilerden duyarlı kişilere yayılım gösteren
oldukça bulaşıcı bir hastalıktır. Genellikle hastalığın ilk
haftasında bulaş oranı en yüksektir" diye konuştu.


Sevgican, şu tedbirlerin alınması gerektiğini bildirdi:


"Mümkün ise hasta olan kişinin semptomatik dönemde yayılımı
önlemek için evinde kalmalıdır. Bulaşıcı olduğundan el-ayak-ağız
hastalığına yakalanan kişilerden uzak durun. Duyarlı kişilerin
bulaşı önlemek için su ve sabunla sık sık el yıkamaları, sık temas
edilen yüzeyleri uygun şekilde dezenfekte etmeleri, temas ile
kontamine olan objeleri, oyuncakları uygun şekilde dezenfekte
etmeleri, ortak çatal, kaşık kullanımından ve yakın temastan
(sarılma, tokalaşma) kaçınmaları gerekmektedir. Çocukların ortak
oyuncaklarla oynadıkları alanların düzenli şekilde dezenfekte
edilmesine özen gösterin. Çocukların ellerini düzgün şekilde
yıkadıklarından emin olun. Bebeklerin bezini değiştirdikten sonra
ellerinizi yıkayın. Tabak, bardak, çatal, kaşık, havlu gibi kişisel
eşyaların ortak kullanımından kaçının. Hastalarla öpüşme ve sarılma
gibi yakın temasta bulunmayın. El, ayak ve ağız hastalığından
korunmada etkinliği ve güvenilirliği kanıtlanmış bir aşı yoktur.
Hastalık viral bir infeksiyon olduğu için antibiyotik tedavisi
yoktur, kendi seyrini tamamladıktan sonra iyileşir. Çoğunlukla
hastalığın hafif semptomlar ile seyretmesi ve kendi kendine
düzelmesi gözlenmektedir. Bununla birlikte gereken hastalarda,
mevcut semptomları hafifletmek için ağrı kesici ve ateş
düşürücülerin kullanımı, parasetamol ve ibuprofen içeren şuruplar
önerilir. Boğaz ağrısını azaltmak için gargara ve spreylerin
kullanımı önerilmektedir. Ilık sabunlu suyla yıkanmanın zararı
yoktur. Yutma güçlüğü olan çocukların muhallebi, yoğurt, çorba gibi
ılık ve yumuşak besinlerle beslenmesi ve yeterli miktarda sıvı
alımının sağlanması için bol bol su içmeleri önerilir. Ağız içine
uygulanan lokal antiseptik ve analjezik içeren diş jelleri
çocukların beslenmesini daha konforlu hale getirebilir. Yeterli
sıvı ve beslenme desteği alamayan çocuklarda gerekli sıvı ve
beslenme desteği yapılmalıdır".


Yorumlar