Üniversiteden, o öğretim üyesine soruşturma
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) İlahiyat Fakültesi Dekanlığı, ÇOMÜ TV ve Radyosu'nda konuk olduğu bir programdaki "1924'te Çanakkale ve Bursa’da genelev olarak, ahır olarak kullanılan camiler var" sözleri nedeniyle kamuoyunun tepkisini çeken öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Abdullah Akın hakkında soruşturma başlatıldığını açıkladı.
Abone olÇanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) İlahiyat Fakültesi Dekanlığı, ÇOMÜ TV ve Radyosu'nda konuk olduğu bir programdaki "1924'te Çanakkale ve Bursa’da genelev olarak, ahır olarak kullanılan camiler var" sözleri nedeniyle kamuoyunun tepkisini çeken öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Abdullah Akın hakkında soruşturma başlatıldığını açıkladı.
ÇOMÜ TV ve Radyosu'nda 20 Şubat'ta Padişah 2 Abdülhamid'in vefatının 100’üncü yıl dönümü nedeniyle gerçekleştirilen programa konuk olarak katılan İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Abdullah Akın'ın, "12 Haziran 1924'te camiler kapatılıyor, düşünebiliyor musunuz? Camiler satılıyor. Çok özür diliyorum, Çanakkale ve Bursa’da genelev olarak kullanılan camiler var" sözleri, kamuoyunda büyük tepkiye neden oldu. Tepkiler üzerine ÇOMÜ İlahiyat Fakültesi Dekanlığı harekete geçti. Yrd. Doç. Dr. Abdullah Akın hakkında idari soruşturma başlatıldığı açıklandı.
FAKÜLTE İNTERNET SİTESİNDEN DUYURDU
Fakültenin internet sitesi üzerinden, 'Kamuoyuna önemli duyuru'
başlığıyla yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İlâhiyât Fakültesi olarak
ilke, prensip ve düsturlarımızı buradan tekrar hatırlatmakta yarar
görüyoruz. Gerek klasik tarih, gerekse yakın tarih ile ilgili
kişisel görüşlerini ortaya koyan öğretim elemanlarının görüşleri,
fikirleri, yorumları ve yaklaşımları tamamen ve hususi olarak
kendilerini bağlar ve ne kurum olarak ne de akademik çerçeve olarak
akademisyenlerimizin görüşlerinin ifadesi olarak değerlendirilemez;
ne kurum, ne de öğretim elemanları olarak kimsenin iddialarının
savcılığını üstlenecek durum ve konumda
değiliz. Akademisyenlik her şeyden ve her durumdan önce, ön
kabullerden soyutlanmayı ve ortaya atılan iddiaların
delillendirilmesini ön şart kabul eder. Bu da iddia
sahibini/sahiplerini bağlar ve iddialar delillendirilinceye dek,
ortaya atılanlar ancak şahsi, sübjektif, indî ve tek taraflı görüş,
fikir, yorum ve yaklaşım olarak kabul edilirler; Bununla birlikte
kişiler, ortaya attıkları iddialar ile ilgili olarak şahıslar veya
hukuk açısından sorumlulukları kendilerini bağlar ve kurumsal
olarak herhangi bir sorumluluk ve savunma yükümlülüğünü baştan ve
ilkesel olarak reddederiz. Kısaca, gündem konusu haline gelen
mevzubahis öğretim üyesinin görüşleri veya iddiaları sadece
kendisini bağladığını, kurumsal olarak görüşlerini veya iddialarını
kabul etmediğimizi ve edemeyeceğimizi ve ilgili şahıs ile ilgili
olarak da gerekli idarî inceleme-soruşturma süreçlerinin
başlatıldığını tekraren belirtmek isteriz. Kamuoyuna saygıyla arz
ederiz."
ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ'NDEN DE SERT TEPKİ
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Çanakkale Şubesi de dekanlığın
hakkında soruşturma başlattığı Yrd. Doç. Dr. Abdullah Akın’a,
camilere ilişkin sözleri nedeniyle tepki gösterdi. ADD tarafından
yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nden bir kişi, yine aynı
üniversitenin televizyonuna çıkmış konuşuyor: '1924 yılında camiler
kapatılıyor, Çanakkale’de ve Bursa’da genelev olarak kullanılan
camiler var' diyor. ADD Çanakkale Şubesi olarak üç gün bekledik
belki; üniversitemizin rektörü, Çanakkale Valisi veya Çanakkale
Müftülüğü çıkar; bu kişinin doğru söylemediğini, böyle bir
açıklamanın Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nde akademisyen
unvanlı birisi tarafından söylenmiş olmasının büyük bir talihsizlik
olduğunu ve bu akademisyenle ilgili gereğinin yapılacağını
açıklarlar. Ancak bugüne değin böylesi bir açıklamayı ne bu
akademisyen ne Çanakkale Valiliği, ne Çanakkale Onsekiz Mart
Üniversitesi Rektörü ne de Çanakkale Müftülüğü yaptı. Yazıklar
olsun, böylesi bir saçmalığa, utanmazlığa karşı herkes susuyor.
Susmak kabullenmektir. Biz bu iğrençliği ve iftirayı kabul
etmiyoruz. Çanakkalemizi ve güzel ülkemizi aydınlatma görevi olan
üniversitemiz, böyle mi aydınlatacak insanlarımızı. Bilimle yalan
yan yana olamaz. Hele iftira bilimle hiç bağdaşmaz. Bu akademisyeni
yalanından, iftirasından dolayı lanetliyoruz. Derhal görevini
bırakmasını ve halkımızdan özür dilemesini istiyoruz."