Anasayfa /  Güncel

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Turhan’dan Haydarpaşa ve Sirkeci Garı’na açıklama

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan, TCDD Genel Müdürlüğü tarafından Haydarpaşa Gar sahası ve Sirkeci Gar sahasının atıl durumda olan bazı bölümlerinin kiralanmasına yönelik açıklama yaptı.

Abone ol
Abone ol 21 Ekim 2019 19:53

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan, TCDD Genel Müdürlüğü
tarafından Haydarpaşa Gar sahası ve Sirkeci Gar sahasının atıl
durumda olan bazı bölümlerinin kiralanmasına yönelik açıklama
yaptı.


TCDD Genel Müdürlüğü tarafından Haydarpaşa Gar sahası ve Sirkeci
Gar sahasının atıl durumda olan bazı bölümlerinin kiralanmasına ve
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun
söylemlerine yönelik Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan
açıklama yaptı. Bakan Turhan, “Son birkaç gündür, İstanbul
Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu’nun sosyal medyada
dolaşan söylemlerini üzülerek takip ettim. Sayın Başkan, TCDD’nin
yaptığı ihaleyle ilgili olarak hukuki yollara başvurmuştur. Elbette
biz de hukuk çerçevesinde cevabımızı vereceğiz. Ancak gerçeklerden
herkesin haberdar olma hakkını gözeterek, aziz Türk milletine ve
İstanbul halkına seslenmek istiyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep
Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde, son 17 yıldır ülkemize ve
milletimize azim ve kararlılıkla hizmet etmekteyiz. Bilindiği üzere
Haydarpaşa ve Sirkeci’de bahse konu gayrimenkullerin bulunduğu
alanlar, sit kapsamındadır ve imar kısıtlılığı bulunmaktadır. Bu
alanlar, Marmaray hizmete girdikten sonra yolcu hareketliliğinin
azalması nedeniyle ihtiyaç dışı kalmıştır. İstanbul halkının kültür
ve sanat faaliyetlerine katkı sunmak suretiyle TCDD’ye gelir
sağlanması amacıyla, bu alanlar için ihaleye çıkılmıştır. İhale
baştan sona, TCDD’nin kiralama yönetmeliğine uygun olarak
yapılmıştır.


Buna karşın, Sayın Belediye Başkanı, ihale yapılmadan önce ‘Ne
pahasına olursa olsun bu ihaleyi alacağım’ diyerek ihalenin rekabet
ilkesini sekteye uğratmıştır. Şöyle ki; ihaleyi alan firma burada
yapacağı işlerle ilgili ruhsat, izin ve belgeleri nereden
alacaktır? Su, doğalgaz, gayri sıhhi müessese belgesi gibi belgeler
nereden alınır? Elbette belediye ve ona bağlı kurumlardan. Bu
açıdan Büyükşehir Belediyesi’nin sürece müdahil olması en başından
rekabet ilkesine halel getirmiştir. Şimdi soruyorum size İBB’nin
iştirakleri olan firmaların ihaleye girmesi ne kadar etik
olmuştur?


Gelelim Sayın Belediye Başkanı’nın sosyal medyadaki
iddialarına... Öncelikle ifade etmek isterim ki Belediye
şirketlerinin ihaleden elenme sebebi, sosyal medyada yayınlanan
videoda bahsedilen hususlarla alakalı değildir. Zaten ihale
şartları, önceden kamuoyuna açıkça sunulmuştur. İhalede öncesinde,
firmaların tek tek veya ortak girişim olarak girmesi halinde
sağlaması gereken şartlar da aleni bir şekilde ilan edilmiştir.
Belediye’nin söz konusu firmaları, istenilen şartları gerek tek tek
gerekse ortak girişim olarak yerine getirememiştir.


Ayrıca açık açık şartnamede ‘müştereken ve müteselsilen’
ifadesinin belirtilmesine rağmen teklif mektubu ekinde bu ifadeye
yer verilmemiş ve değiştirilmiştir. İhale Komisyonu, yaptığı
inceleme neticesinde tüm bu hususları tespit etmiş ve İstanbul
Büyükşehir Belediyesi’nin şirketlerinin oluşturduğu ortak girişimi
ihale dışı bırakmıştır. Kaldı ki ihaleye Belediye’nin ortak
girişimi daha düşük teklif vermiştir.


Şimdi buradan herkese soruyorum; ihale şartlarını sağlayamayan
ve daha düşük teklif verenin kazanması mı doğrudur, yoksa ihale
şartlarını sağlayıp daha yüksek teklif verenin mi kazanması mı?


Buradan, ihale konusunun özel ilgi alanı olduğunu bildiğimiz
Sayın İmamoğlu’na açıkça soruyorum?


Öncelikle şartnamede istenilen evrakları bile hazırlamaktan aciz
olan İBB yönetiminin ihaleyi almaya çalışması normal bir durum
mudur? Bugüne kadar ki ticari ilişkilerinde de hep bu yöntemi mi
izlemiştir?


Ayrıca girmeye çalıştığı ihalede, Belediye ortak girişiminin
teklifinin 3 katı teklif veren şirketin, ihaleyi kazanmasından daha
doğal ne olabilir? Kamunun yüksek kazanç elde etmesinden bir
rahatsızlık mı duymaktadır?


‘Yeterliliğe sahip olmadan ihaleye girerim, daha az teklif
veririm; ihaleyi de bana vermek zorundasınız’ demek zorbalık değil
midir?


TCDD, 350 bin TL kira vermeyi teklif eden şirket yerine, 100 bin
TL teklif eden ortak girişime bu ihaleyi verse, hukuki ve meşru
davranmış olur mu? TCDD, tersi davranış gösterseydi, kamu zararı
yaşanmış olmayacak mıydı? Kamudan bu tip gayrı meşru taleplerde
bulunmak, kendilerinin benimsediği ve alışkanlık haline getirdiği
bir yöntem midir?


Şartname ve teklif edilen rakamlar ortada ve her şey şeffaf
iken, kopartılan bu yaygara, ihale makamına sallanan parmaklar,
ihaleye fesat karıştırmak değilse nedir?


İBB’nin elinde, bu alanların binlerce katı büyüklüğünde yerler
var iken, ihaleye konu alanlarda toplum yararına, modern bir
kültür-sanat alanı kurulacak olması, Sayın İmamoğlu’nu neden
rahatsız etmektedir?


Bu ihaleyi yapan TCDD; neyi, nasıl, niçin ve ne kadar süreyle
yapması gerektiğini tabi olduğu mevzuat usullerine uygun yapmıştır.
Sayın Belediye Başkanı’nın ülkemizin saygın kuruluşlarından
TCDD’nin itibarını zedelemeye kalkmasındaki maksadı nedir?


Ayrıca; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, ihalenin iptal
edilerek ihale konusu alanların Büyükşehir Belediyesine tahsis
edilmesini istemektedir. Benzer talep, İstanbul Büyükşehir
Belediyesi’nin önceki dönem yönetiminden de gelmişti. Büyükşehir’in
o zamanki yöneticileri, Haydarpaşa ve Sirkeci garlarına ait
kullanılmayan alanların Belediye’ye tahsisini istemiş, TCDD bu
talebi uygun görmemiştir.


Ülkemizin bugününe bakacak olursak, bugün milli birlik ve
beraberlik günüdür. Belediye Başkanı’nın böylesine anlamlı
günlerde, gerçekleri saptırarak, birtakım avukatları da yanına
alarak, genel kamuoyunu ve İstanbul halkımızı galeyana getirmeye
çalışmasına anlam vermek mümkün değildir.


Sayın Başkan’ın, gerçekleri saptırarak toplumu galeyana
getirmeye çalışmaktaki maksadı ne olabilir. Acaba İstanbul halkını
galeyana getirmeye çalışması, dilinden düşürmediği kucaklama
stratejisinin bir parçası mıdır?


Ayrıca, faydalı gördüğüm son bir hatırlatmayı daha buradan
yapmak istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti, bir hukuk devletidir.
Kurumlarımız keyfiyet değil, hukuk esaslarına göre yönetilmektedir.
Belediyelerimiz de buna dahildir. Belediye başkanı olmak, hiç
kimseye hukuku çiğneme hürriyeti vermez. Belediyeler veya belediye
başkanları da hukukun üzerinde değildir. Gerçi Sayın İmamoğlu,
görevden alınan belediye başkanlarını ziyaret etmekle, ne kadar
hukuk ve hukuk düzeni yanlısı olduğunu ortaya koymuştur. Hukuk
ölçülerinin dışına çıkmak, bir belediye başkanı için aynı zamanda
oyunu aldığı vatandaşları aldatmak anlamı da taşımaktadır. Buna
kimsenin hakkı yoktur, olamaz da.


Son olarak, Aziz İstanbul halkı! Sayın Belediye Başkanı, bir
yandan da gündem saptırarak İstanbul’a ve İstanbullulara verdiği
sözleri unutturmanın peşinde. Metro ve ulaşım gibi konularda
verdiği sözler vardı. Hani, o sözler nerede? Bu kapsamda, yeni
projelere başlamak bir yana, önceki belediye yönetimi döneminde
yürütülen çalışmaların durdurulmuş olması hususunda da siz kıymetli
İstanbul halkının bilgi sahibi olmaya hakkı vardır diye
düşünüyorum. Milli birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz
şu günlerde, kendi sorumluluklarını yerine getirememenin acziyeti
içerisindeki tavır ve ruh hali ile hareket eden bir şahsın, usulüne
uygun bir ihale bahanesiyle, sosyal medyada yalan-yanlış ifadeler
içeren videolar paylaşıp, halkımızı galeyana getirmek istemesinin
amacını ve hedefini sizin engin basiretinize ve ferasetinize
bırakıyorum" dedi.


Yorumlar