TESK Başkanı Palandöken: “Gecikme zammı gecikme cezasına dönüştü”
Tesk Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “vergi Ve Sgk Primlerine Uygulanan Gecikme Zammı Oranı Enflasyonun Yüzde 250 Fazlası. Bu Kadar Yüksek Faize Rağmen Vergi Ve Prim Borcunu Ödeyemeyenler İçin Bu Oran Tam Bir Cezaya Dönüşmüş Durumda. Kamu Alacaklarına Uygulanan Gecikme Zammının Makul Seviyelere Çekilmesi Gerekiyor” Dedi.
Abone olTESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Vergi ve SGK
primlerine
uygulanan gecikme zammı oranı enflasyonun yüzde 250 fazlası. Bu
kadar yüksek faize rağmen vergi ve prim borcunu ödeyemeyenler
için
bu oran tam bir cezaya dönüşmüş durumda. Kamu alacaklarına
uygulanan gecikme zammının makul seviyelere çekilmesi
gerekiyor”
dedi.
Kamuya olan borçların zamanında ödenmesini sağlamak için
gecikme
zammı uygulamasının olmazsa olmaz bir düzenleme olduğunu
vurgulayan
Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel
Başkanı
Bendevi Palandöken, “Gecikme zammı uygulaması olmazsa olmaz bir
düzenlemedir. Kamu alacağına devlet gecikme zammı uygulamazsa
kimse
vergisini zamanında ödemez. Ancak bu uygulama faiz oranları
yüksek
tutularak bir cezaya dönüştürülmemeli. Böyle olursa devlet
bırakın
alacağın fer’isini, anaparayı bile almakta zorlanır” şeklinde
konuştu.
“Yıllık bazda gecikme faiz oranı yüzde 24”
Kamu alacaklarına uygulanan gecikme zammı oranının 2 Ekim
tarihinde aylık yüzde 2,5’tan yüzde 2’ye düştüğünü hatırlatan
Palandöken, “Yıllık bazda yüzde 24 oranındaki gecikme zammı,
bugünkü enflasyonun yüzde 250 fazlası. Enflasyon ile gecikme
zammı
oranı arasındaki makas bu kadar yüksek olursa borcunu zamanında
ödeyemeyen esnafın bu borcunu bir daha ödemesi neredeyse
imkansız
hale gelir. Nitekim bu yılın tahakkuk/tahsilat oranlarına
baktığımızda da bu durumu daha iyi anlıyoruz. 2019’un ilk 9
ayında
şirketler, her 100 TL’lik kurumlar vergisinin 17 TL’sini,
şahıslar
da her 100 TL’lik gelir vergisinin ancak 37 TL’sini ödemiş
durumda.
Gecikme zammının enflasyon oranının yüzde 250’si olduğu bir
dönemde
vatandaş parası varsa ilk önce vergi ve prim borcunu öder. Aksi
halde ödenmeyen borçların ödenmesi daha da imkansızlaşır” diye
konuştu.
“Yapılandırma beklentisi yüksek”
Vatandaşın vergi ve prim borçlarında yapılandırma olacağı
yönündeki beklentilerinin günden güne arttığının altını çizen
Palandöken, “Geçmiş yıllarda çok sayıda yeniden yapılandırma
yapıldı. O zamanlarda da buna ihtiyaç vardı, ancak bugün
yapılandırmaya her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulan bir
dönemdeyiz. Gerek ekonomide, gerekse vergi sisteminde devleti
de,
esnafı da yapılandırmaya iten sorunlar çözülmedikçe
yapılandırma
yapmaktan kaçınmak çözüm olmaz. Borcunu ödeyenle ödeyemeyenin
aynı
kefeye konulması çok yanlış. Esnaf hiçbir zaman devlete borçlu
kalmak istemez. Hele ki gecikme zammı oranının enflasyondan da,
banka faizlerinden de kat be kat yüksek olduğu bir dönemde hiç
istemez. İmkanı olanın bankadan kredi çekip vergi ve prim
borcunu
ödediğinde daha kârlı olduğu bir dönemdeyiz. Böyle bir dönemde
kimse parasını bankada değerlendirip de vergi borcunu
ödememezlik
yapamaz. Demek ki ortada farklı bir sorun var ve bu sorunların
bir
an önce çözülmesi gerekir. Ancak kalıcı reformlardan sonra
yapılandırmalara olan ihtiyaç ortadan kalkar. Gecikme zammı
oranının bu kadar yüksek olması da esnafı borç yapılandırmaya
kadar
götüren bir sonuçtur. Bu oranın enflasyonun yüzde 50 fazlasını
geçmeyecek şekilde belirlenmesinde büyük fayda var” ifadelerini
kullandı.