Anasayfa /  Sağlık

Taş hastalığı erkekleri vuruyor

Antalya Anadolu Hastanesi Üroloji Doktoru Doçent Doktor M. Burak Hoşcan, Türk Üroloji Akademisi Halkı Bilgilendirme Toplantısında, Taş Hastalığının Nedenleri Ve Tedavisi Hakkında Açıklamalarda Bulundu.

Abone ol
Abone ol 11 Ekim 2019 11:35

Uzmanlar, hem kadınlarda hem erkeklerde görülebilen taş
oluşumunun azaltılabilmesi için tuz tüketiminin azaltılması, su
tüketiminin arttırılması, egzersizin ihmal edilmemesi ve stresten
uzak durulması gerektiğini bildirdi.


Antalya Anadolu Hastanesi Üroloji Doktoru Doç. Dr. M. Burak
Hoşcan, Türk Üroloji Akademisi Halkı bilgilendirme toplantısında
taş oluşumunun nedenleri ve tedavisi hakkında açıklamalarda
bulundu. Erkeklerde taş oluşumunun daha fazla olduğunu, toplumda
her on kişiden birinin taş oluşumuyla karşılaştığını söyleyen
Hoşcan, taş oluşumunun sıklığının azaltılabileceğine dikkat çekti.
Dr. Burak Hoşcan, taş oluşumunun azaltılması için tuz tüketiminin
azaltılması, su tüketiminin ise arttırılması, egzersizin ihmal
edilmemesi ve stresten uzak durulması gerektiğini söyledi.


Erkeklerde daha fazla


Neredeyse toplumda her on kişiden birinin taş oluşumuyla
karşılaştığını belirten Doç. Dr. M. Burak Hoşcan, “Yaşam boyunca
bir kişide taş oluşma riski yüzde 5 ile 10 civarındadır. Erkekler
bu konuda biraz daha şansız. Erkeklerde taş oluşumu kadınlardan üç
kat daha fazladır. Taşın görülme sıklığı 30 ile 50 yaş arasında
daha yüksektir. Ayrıca taş hastalığı tekrarlanabilir. Genellikle
yüzde 50’den fazla oranla tekrarlama olayı ile karşılaşmaktayız.
Yani hastalar birden fazla taş olayı ile yüzleşmek zorunda
kalıyorlar” dedi.


Dr. Burak Hoşcan, toplantıda hastalığın belirtileri hakkında da
açıklamalarda bulundu. Dr. Hoşcan, belirtinin önce şiddetli ağrıyla
başladığını, ağrıyı takiben bulantı ve kusmanın olduğunu, idrarda
renk değişikliğinin yaşandığını ve idrar yaparken ağrı
hissedildiğini söyledi.


Su tüketimi önemli


Dr. Burak Hoşcan, taş oluşumu sıklığının azaltılması ve
önlemleri hakkında şu açıklamalarda bulundu:


“Bütün hastalarımıza en başta önerdiğimiz şey sıklıkla günlük
sıvı alımının arttırılması. Üç litre civarında su alımı önemlidir.
Burada önemli olan nokta suyu bir anda içmek değil güne yayarak
içmektir. Bir de Antalya gibi sıcak iklimde yaşayanlarda veya yoğun
fiziksel egzersiz uygulayanlarda vücudun sıvı kaybı artacağından
dolayı kaybedilen sıvıyı yerine koymak için günlük sıvı tüketimini
arttırmak çok daha fazla önem arz etmektedir. Bir diğer konu ise
tuz tüketimi. Taş hastalığını önlemede tuz tüketimi önemlidir. Tuz
taş oluşumundaki en önemli etkenlerden biridir. Tuz tüketimi günde
3-5 gramı aşmayacak şekilde olmalı. Hayvansal proteinler de taş
oluşumunda önemli bir yere sahiptir. Diyette hayvansal proteinleri
mümkün olduğunca sınırlamak gerekir. Bunların yerine avakado,
karnabahar veya bezelyede bulunan sebze proteinin alınması
hastalarda çok olumlu değişimlere yol açıyor. Bununla birlikte
düzenli egzersiz yapılmalıdır. Stresten de mümkün olduğunca
kaçınılması gerekiyor.”


Ameliyatsız şok yöntemi


Tanıyı koymak için çeşitli tetkikler yaptıklarını belirten Dr.
Hoşcan, “Tanı koymak için önce muayeneden başlıyoruz. Daha sonra
idrar tahlili ile devam eden bazı tahliller yapılıyor. Bazen taşlar
için görüntüleme yöntemlerine başvuruyoruz. Bunlar röntgen,
ultrason ve tomografi gibi görüntüleme yöntemleri kullanıyoruz.
Tanı konulduktan sonra tabi ki tedavi süreci başlıyor. Birçok
hastada, taşın büyüklüğüne ve yerine bağlı olmak üzere bekleyerek,
taşın kendiliğinden düşmesi sağlanabiliyor” dedi.


Teknolojinin gelişmesiyle birlikte tedavi yöntemlerinin
geliştiğini ve tedavilerde başarı oranının arttığını söyleyen Dr.
Hoşcan, “Açık cerrahi yöntemle taşlardan kurtulmak mümkün. Bununla
birlikte şok dalga tedavisi kullanıyoruz. Ameliyatsız bir
yöntemdir. Dışarıdan vücuda odaklanan ses dalgaları gönderilerek
taşta kırılma sağlanıyor. Bir diğer tedavi yöntemi ise
üreteroskopi. Bu yöntem, idrar kesesinden girerek taşın bulunduğu
sağ veya sol kanala girip kanalın içinde ve hatta böbreğin içinde
taşlara müdahale etmemizi sağlıyor. Bu yöntemlerle hastayı
taşlardan rahatlıkla kurtarmamız mümkün oluyor” dedi.


Yorumlar