Sinüzit belirtileri ve sinüzit tedavisi
Burtom Konur Cerrahi Tıp Merkezi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op.Dr.Doğan Alpay, sinüzit ile ilgili önemli bilgiler verdi.
Abone olBurtom Konur Cerrahi Tıp Merkezi Kulak Burun Boğaz Uzmanı
Op.Dr.Doğan Alpay, sinüzit ile ilgili önemli bilgiler verdi.
Özellikle kış aylarında sıkça rastlanan sinüzitin sebepleri,
belirtileri ve tedavi yönlemleri ile ilgili bilgi veren Op. Dr.
Alpay, sinüzitin yüz kemiklerinin içerisindeki boşlukların
iltihaplı doku ile dolmasından ortaya çıkan bir hastalık
olduğuna
değindi.
Hastalığın adını aldığı sinüslerden bahseden Op. Dr. Alpay,
“Sinüsler, kafa kemiklerinin içine yerleşen ve ağızları (yani
kanalları) burun içine açılan, içi hava dolu kemik
boşluklarıdır.
Doğumdan sonra bir kısmı (ethmoid ve maksiler sinüsler) oluşur,
diğerleri sonradan oluşur ( sfenoid ve frontal sinüsler ) ve
ergenlikte tamamlanır. Sesin tınısını, karakterini sağlamasının
yanı sıra burundan geçen havanın nemlenmesine ve vücut ısısına
yaklaşmasına, içi hava dolu olduğu için kafanın ağırlığını
azaltıp
(sinüzit hastalarının başında bir ağırlık hissetmeleri) ve
başın
dik durmasına yardımcı olurlar” dedi.
Hastalığın nedenleri, belirtileri ve tedavi yöntemleri ile
ilgili de bilgi veren Op. Dr. Alpay, şunları söyledi:
“Sinüzit’in en önemli belirtileri geçirilen bir nezle veya
grip
sonrasında; göz ve yüz çevresinde zonklayıcı bir baş ağrısı,
burun
tıkanıklığı, burun ve genizden sarı yeşil renkli akıntı, boğaz
ağrısı, ağız kokusu, koku ve tat bozukluğu, hafif ateş,
halsizlik
ve adaptasyon güçlüğü, çocuklarda bunların yanında iştahsızlık,
öksürük, bulantı ile kusma şikayetleri olabiliyor. Sinüzitin
pek
çok farklı nedeni olmakla birlikte en sık görülen nedenleri
şöyledir: Viral üst solunum yolu enfeksiyonları (ÜSYE) :
Sinüzitin
en sık nedenidir. Nazal mukozanın viral enfeksiyona bağlı ödem
ve
inflamasyonu ile sinüs boşalma kanallarının tıkanması, aynı
zamanda
üretilen mukusun ostiumları tıkayacak şekilde koyu kıvamlı
olması
sinüsler içinde salgı birikimi ve oksijenlenmede bozulmaya
neden
olur. Bu aşamayı takiben ikincil bakteriyel çoğalma ile sinüzit
oluşur. Alerjiye bağlı sinüs ostiumlarını tıkayan mukoza ödemi
ikinci önemli sinüzit nedenidir.Burun içi eğrilikler (septum
deviasyonu), polipler, burun eti büyümeleri (konka
hipertrofileri)
gibi sinüs boşalma kanallarını daraltan ya da tıkayan anatomik
patolojiler, özellikle çocuklarda görülen büyümüş geniz etleri,
yüzme veya uçak yolculuğu esnasında oluşan basınç
değişiklikleri
ostiumların kapanmasına yol açar. Sinüzit, hipertansiyon ve
romatizmadan daha fazla görülmekle birlikte hayat kalitesini
şeker
hastalığı ve kalp hastalıklarından daha fazla bozmaktadır.
Yalnızca
fiziksel olarak değil, psikolojik olarak da olumsuz etkileri
vardır. Sinüzit; burun tıkanıklığı, alın bölgesinde ağrı,
halsizlik
ve yorgunluk, gece ağzı açarak uyuma, horlama gibi sorunların
yanı
sıra mide, bağırsak ve akciğer sorunlarına da zemin hazırlıyor.
Bu
nedenle sinüzite neden olan etkenler ve sinüzit mutlaka tedavi
edilmesi gerekir. Islak saç ile dışarı çıkmanın ya da duş
sonrası
saçları kurutmamanın sinüzite neden olup olmayacağı halk
arasında
en sık merak edilen konulardan biridir. Burnunda alerjisi veya
polipleri olan veya alerjiye bağlı burun etleri büyüyen kişiler
ıslak saçla dışarı çıktığında bu kişinin burun mukozası
sıcak-soğuk
değişimi esnasında alerjik olarak şişeceğinden ve sinüslerin
delikleri kolayca kapanacağından sinüzit olma riskleri artar.
Bu
bilgi, kişinin saçını kestireceği, kısa saçla bu riski ortadan
kaldıracağı anlamına gelmez. Bu, sıcak-soğuk değişimi ile
ilgili
bir problemdir ve herkeste görülebilir fakat genel olarak
burunda
bunu kolaylaştırabilecek bir yatkınlık veya hastalık varsa daha
sık
karşılaşılır. Sinüzit medikal veya cerrahi tedaviye çok iyi
cevap
veren bir hastalık. Akut sinüzitler genellikle ilaç tedavisi
ile
iyileştiriliyor. Burada en önemli ilaç antibiyotiklerdir ve
hastalığın şiddetine göre kullanım süreleri 10 ile 21 gün
arasında
değişiyor. Süreyi belirlemede en önemli kriter ise sarı yeşil
burun
akıntısının geçmesinden sonra en az 7 gün daha antibiyotik
kullanılması. Uzun süreli ilaç kullanılması hastalara zor
gelebiliyor, fakat kullanılmadığında sinüzit tekrar edebiliyor
ve
kronikleşebiliyor. Tedavide burun açıcı spreyler ve soğuk
algınlığı
hapları, alerji hapları ve spreyleri, burun ile sinüs yıkama
sıvıları ve spreylerinden faydalanılıyor. Kronik sinüzitler ise
öncelikle ilaç tedavisi ile tedavi edilmeli, fakat dirençli
vakalarda ve tekrarlayan durumlarda cerrahi tedavi düşünülmeli.
Radyolojik olarak sinüs içinde mukozal kalınlaşmalar, iltihap,
mukosel ve sinüs kanalları kapanmış ise mutlaka "fonksiyonel
endoskopik sinüs cerrahisi" (FESS ameliyatı) yapılmalı. Cerrahi
tedavide başarı şansı yüzde 90 civarında oluyor. Hastaların en
çok
sordukları şey, sinüzitin ameliyat sonrasında tekrar edip
etmediği.
Bu durum burun içi ve sinüs polipli olgularda olabiliyor ve
yüzde
30 oranında nüks edebilme ihtimali mevcut. Sinüzit ameliyatları
çocukluk yaşlarında yapılabiliyor. Ameliyat genellikle
sinüslerin
hepsinin oluştuğu 13-14 yaşlarından sonra olmalı. Çocuklarda
burnun, küçük dar ve önemli yapıların yakın olması
ameliyatlarının
dikkatli ve sınırlı yapılmasını gerektiriyor. Nüks ve
anatominin
zor olduğu vakalarda navigasyon BT eşliğinde daha güvenli
yöntemler
kullanılabiliyor.”