Anasayfa /  Güncel

Sayıştay’ın "15 bin benzersiz yazma eser kayıtlı değil" açıklamasına fakülte dekanından cevap

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İhsan Çiçek, Sayıştay’ın 2018 yılı denetim raporunda fakültedeki 15 bin "benzersiz yazma eserin" kaydının olmadığı açıklamasına ilişkin, "2019 yılında Haziran ayına kadar 880 tane girdik. Eğitim yılının bitmesi nedeniyle ara verildi. Şimdi yeniden başlayarak hızlı bir şekilde sisteme girmesini sağlayacağız" dedi.

Abone ol
Abone ol 02 Ekim 2019 15:23

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Dekanı Prof.
Dr. İhsan Çiçek, Sayıştay’ın 2018 yılı denetim raporunda
fakültedeki 15 bin "benzersiz yazma eserin" kaydının olmadığı
açıklamasına ilişkin, "2019 yılında Haziran ayına kadar 880 tane
girdik. Eğitim yılının bitmesi nedeniyle ara verildi. Şimdi yeniden
başlayarak hızlı bir şekilde sisteme girmesini sağlayacağız"
dedi.


Sayıştay’ın 2018 yılı denetim raporu, 15 bin "benzersiz yazma
eserin" Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinde
kaydının olmadığını ortaya koydu. Sayıştay’ın Dil ve Tarih Coğrafya
Fakültesine ilişkin raporunda şu ifadelere yer verildi:


"Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinde kütüphane koleksiyonu
içerisinde bulunan büyük kısmı nadir ve tarihi eser sayılabilecek,
benzersiz olan yaklaşık 15 bin yazma eserin envanter kayıtlarının
oluşturulmadığı, bu nedenlerle eserlerdeki kayıp ve/veya
noksanların ve bu konuda sorumluluğu bulunanların tespitinin
neredeyse imkânsız hale geldiği, eserlerin doğru biçimde
kataloglanması ve tasnifi sağlanamadığından araştırmacı ve
ilgililerin hizmetine sunulmak üzere mikrofilm ya da benzeri
yöntemlerle dijitalleştirilip taranmasına dahi başlanamadığı,
kütüphanenin bu fonksiyonun yerine getirilemediği görülmektedir.
Konuyla ilgili yazışmalar incelendiğinde 2016 yılından beri kayıt
altına alma, koruma, tasnifleme ve arşivleme çalışmalarında bir
ilerleme sağlanamadığı, bu konudaki uyarı ve diğer yazıların ise
gereğinin yerine getirilmediği tespit edilmiştir."


Sayıştay raporunda nadir eserlerin kayıt altına alınmaması
sonucunda değerleme çalışması yapılmadığı, ilerleyen tarihlerde
eserlerin yok olması veya hasar görmeleri halinde meydana gelecek
kamu zararının ve bu zarardan sorumlu tutulacak ilgililerin
tespitinde de güçlük yaşanması riskinin mevcut olduğu
belirtildi.


"2019 yılında Haziran ayına kadar 880 tane girdik, eğitim
yılının bitmesi nedeniyle ara verildi"


Söz konusu rapora ilişkin açıklama yapan Ankara Üniversitesi Dil
ve Tarih Coğrafya Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İhsan Çiçek, "Sayıştay
açısından doğru olabilir. Son yıllarda kamu belgeleme sistemi diye
bir sistem geliştirildi ve bundan dolayı aktarılması kanuni bir
zorunluluk ve biz bunları aktarıyoruz. Raporda da belirtildiği gibi
biz 2019 yılı içerisinde 880 tane kaydı girmişiz. Ama buradan şu
anlaşılmasın; bunların hiçbir kaydı yok, bunlar tamamıyla ortalıkta
duran bir malzeme gibi, bunların zaten daha önceki sistemde zimmet
defterleri ve kayıtları olan ve demirbaş defterine kaydedilmiş
ciltler bunlar. Şu anda tamamıyla tarihi eserlerin saklanması uygun
bir ortamda saklanıyor. Ciltler korunuyor ve şu anda onlara bir
müdahale olabilmesi, kaybolabilmesi ve ortalıkta duran bir malzeme
olarak algılanması bence hata. Biz titizleniyorduk ki sisteme
girildiği zaman hatasız girilsin ve buradaki öğretim elemanlarımız
bunu yavaş yavaş okuyarak sisteme yavaş giriyorlar. 2019 yılında
Haziran ayına kadar 880 tane girdik. Eğitim yılının bitmesi
nedeniyle ara verildi. Şimdi yeniden başlayarak hızlı bir şekilde
sisteme girmesini sağlayacağız" diye konuştu.


Sayıştay’ın raporunda eserlerin kaybolması durumunda ilgili
sorumluların tespit edilememesi açıklamasına da cevap veren Çiçek,
"Benim dekan olarak oradaki eserlere ulaşma yetkim yok. Benim
oradaki yazma eserlere ulaşmam mümkün değil. Girilmesi, kaybolması
mümkün değil. Önceki durdukları yerde de kaybolma riskleri yoktu
ancak şimdi daha uygun şartlarda mühürlü ve koliler içerisinde
saklanıyor. Önceden 2 sene boyunca erişime açık değildi. Bu yazma
eserlere ulaşmak mümkün olmadı. Şu anda araştırma için Türkiye’nin
veya dünyanın herhangi bir yerinden kim isterse istesin onlara biz
dijital olarak veriyoruz. Herkes kullanabilir, ulaşabilir"
ifadelerini kullandı.


Yorumlar